- 17 Kasım 2015
- 1.739
- 4.137
- 133
- Konu Sahibi Kirlangiic_cigligii
-
- #161
O zaman ayağınızı yorganına göre uzatmamişsiniz demektir. Benim bir arkadaşım da karı koca toplam gelirler 5 bin lira etmezken 'ev sahibini zengin edeceğime ev sahibi olayim' dedi ve aylik 4bin liradan fazla ödediği bir kredi çekti. Haliyle evliliğin ilk yıllarından itibaren ebeveynlere bağımlı - bazen aç bazen tok yasiyorlar. Yetmedi anne oldu. Ve şimdi çocuğunu başkalarınin buyutmesi-ekokomik darlik vs vs sebebiyle yine sıkıntı yaşıyor.Size de anlatayım borçlar hariç elimizde kalan yarım altın parası zaten. Hiç mi kontör almayalım hiç mi ihtiyacımız olmayacak başka
Mutfak masrafı 6 bin ne bu lokantami isletiyorsunuz mutfakta
Konu sahibi o kadar kötü bir turkceyle yazmış ki yanlış anlaşılması normal bence :)7 bin kredi ödüyorlarmış zaten, 6 bin nasıl mutfak masrafı olabilir. Okadar para geriye kalmiyormuş ki.
GalibaKonu sahibi o kadar kötü bir turkceyle yazmış ki yanlış anlaşılması normal bence :)
Yanlış anlamışsınız 25 yıllık borca girmedikYeni evlenenen çiftlerde artık ev olmadan hiç birşey olmazmış gibi bir anlayış hakim.büyük şehirde yüksek kiralar ödememek için elde de birikmiş var ise kredi ile ev almayı bir nebze anlıyorum. Ama insan 25 yıllık borç altına nasıl hangi cesaretle girer anlamıyorum. Doğuda ya lojman imkanı ya da daha düşük kiralık ev imkanı varken, ilk evlilik yılları birbirini tanıma, gezme, tozma, güzel vakit geçirme zamanlarıyken bu beton sevdasını anlayamıyorum.o ev sizin mi olmuş oluyor şimdi nasıl bir borç ki bu 25 sene hayatınızı ipotek altına sokmayı göze alıyorsunuz. Para idaresi yokken çocuk düşünmek zaten saçma. Bence bu bunalımlı havadan çıkın eşinizle oturun bir kağıda giderler gelirleri yazın, elbet birşeyleri yanlış yapıyorsunuzdur. Borçlar dışında elde kalan para da ülke şartlarında az değil. Mutfak ve gider yönetimini iyi organize ederseniz her hafta et de balık da yiyebilirsiniz. Sizin şartlarınız için konuşuyorum. Ortada intihar düşünecek hiç birşey yok, birikim diye sayıklıyorsunuz ev de araba da birikimdir. Aileden miras da kalmış daha neyin derdindesiniz anlamadım, biraz ülke gerçeklerini görüp sizden daha aşağıdakilere baksanız daha iyi olur.
Bnzin paramız yok zaten işe servisle gidiyoruz dağda çünkü. Düğüne borcumuz yok eşyaya var aynı şeyleri on kere anlatmak zorunda kalıyorumO zaman ayağınızı yorganına göre uzatmamişsiniz demektir. Benim bir arkadaşım da karı koca toplam gelirler 5 bin lira etmezken 'ev sahibini zengin edeceğime ev sahibi olayim' dedi ve aylik 4bin liradan fazla ödediği bir kredi çekti. Haliyle evliliğin ilk yıllarından itibaren ebeveynlere bağımlı - bazen aç bazen tok yasiyorlar. Yetmedi anne oldu. Ve şimdi çocuğunu başkalarınin buyutmesi-ekokomik darlik vs vs sebebiyle yine sıkıntı yaşıyor.
İnsanlar tabii ki ev alsın ama butcesini bilmeden,bankaya güvenip ev araba sahibi olunca böyle bocalamalari çok olasi.
Bence bunun sebebi okullarda birikim dersi verilmemesi / toplumun devamlı al al al al diye saldırması. Evlilik bile endüstri olmuş. Herkesin yaptiginin aynısı /bir önceki gün aynı salonda yapılandan bir saniyesi bile farklı olmayacak düğün salonlarina 3 aylık maaşlarını veriyor insanlar ve bunu normal karşılıyorlar
Birkaç parça ana eşya alıp zaman icinde /evde yaşadıkça keyifle tamamlayacaklari evler yerine bir mağazadan yatak odası /salon/koltuk takımı bilmemne... Yan evdekilerin aynısını alip koyuyorlar evlerine, mutfakta düdüklü tenceresine kadar her şey hazir ve nazır. Geriye yıllarca borç ödeyerek geçirecek bir cicim ayları kalıyor...
Bu sacma fikri kim nasıl benimsemiş anlamakta zorlanıyorum. Evliliğin bir endüstri olduğunu zaten bilirdim de bu kadar büyük/kapitalist bir endüstri olduğunu yaşım ilerleyip etrafımdaki insanlar beşer onar evlenmeye başladığında farkettim...
Beşer onar dedik de...eve on bin lira giriyormuş.
Ne kadarı krediye gidiyor?
Bence bir bütçe planı yapın ve kalem kalem yazın harcamalarınızı. Nerelerden tasarruf edeceğinizi bir düşünün. Ne demişler?
Damlaya damlaya göl olur
Benzin parasından kısma imkanınız var mi? Yani haftanın iki günü mesela siz de eşiniz de ise otobüsle gitsin. Sonuçta ise otobüsle giden insanlar da var. bu darbogazda haftasonu çıkıp gezmediginizi düşünürken iki gün ise otobüsle gitmeniz benzin masrafınız yarı yarıya azaltır.
İş yerinde yemege her gün kaç para harcıyorsunuz? Benim modern sefer tasım var. Tavsiye ederim. Rengarenk oluyorlar. Aksam yemeğini işte yerseniz inanılmaz tasarruf edebilirsiniz.
Haa, ne yaparsan yap yine de işin içinden cikamiyorsaniz araba modelini dusurmekten başka çare yok. Şöyle düşünün. Lüks arabanızla hava atıp dışarıdaki herşeye özenerek yaşamak mı, insan gibi yaşamak mı?
Araba her zaman alınır. Araba satışından sonra elinizdeki toplu parayla kredinizi kapatır daha düşük model bir araba alırsınız. Artan parayı da iyi değerlendirin-sonunu düşünmeden boş beleş şeylere harcamayın. Kredilerinizden biri/en kısa vadeli olani. Mesela düğün kredisi bitince (eğer lüks arabasizliktan gına geldiyse) ekonomik arabayı satar- kalan miktar için tekrar kredi ceker alirsiniz. Arabayı satmaniz hiç yoktan 4 olan kredi borcunuzu 3e düşürür. 3 olanı 2ye düşürür... Yaşam kalitenizi arttırır
Ayrıca derdimiz birikim için kalmaması beni üzen bu birikim yoksa çocuk da yok çünküO zaman ayağınızı yorganına göre uzatmamişsiniz demektir. Benim bir arkadaşım da karı koca toplam gelirler 5 bin lira etmezken 'ev sahibini zengin edeceğime ev sahibi olayim' dedi ve aylik 4bin liradan fazla ödediği bir kredi çekti. Haliyle evliliğin ilk yıllarından itibaren ebeveynlere bağımlı - bazen aç bazen tok yasiyorlar. Yetmedi anne oldu. Ve şimdi çocuğunu başkalarınin buyutmesi-ekokomik darlik vs vs sebebiyle yine sıkıntı yaşıyor.
İnsanlar tabii ki ev alsın ama butcesini bilmeden,bankaya güvenip ev araba sahibi olunca böyle bocalamalari çok olasi.
Bence bunun sebebi okullarda birikim dersi verilmemesi / toplumun devamlı al al al al diye saldırması. Evlilik bile endüstri olmuş. Herkesin yaptiginin aynısı /bir önceki gün aynı salonda yapılandan bir saniyesi bile farklı olmayacak düğün salonlarina 3 aylık maaşlarını veriyor insanlar ve bunu normal karşılıyorlar
Birkaç parça ana eşya alıp zaman icinde /evde yaşadıkça keyifle tamamlayacaklari evler yerine bir mağazadan yatak odası /salon/koltuk takımı bilmemne... Yan evdekilerin aynısını alip koyuyorlar evlerine, mutfakta düdüklü tenceresine kadar her şey hazir ve nazır. Geriye yıllarca borç ödeyerek geçirecek bir cicim ayları kalıyor...
Bu sacma fikri kim nasıl benimsemiş anlamakta zorlanıyorum. Evliliğin bir endüstri olduğunu zaten bilirdim de bu kadar büyük/kapitalist bir endüstri olduğunu yaşım ilerleyip etrafımdaki insanlar beşer onar evlenmeye başladığında farkettim...
Beşer onar dedik de...eve on bin lira giriyormuş.
Ne kadarı krediye gidiyor?
Bence bir bütçe planı yapın ve kalem kalem yazın harcamalarınızı. Nerelerden tasarruf edeceğinizi bir düşünün. Ne demişler?
Damlaya damlaya göl olur
Benzin parasından kısma imkanınız var mi? Yani haftanın iki günü mesela siz de eşiniz de ise otobüsle gitsin. Sonuçta ise otobüsle giden insanlar da var. bu darbogazda haftasonu çıkıp gezmediginizi düşünürken iki gün ise otobüsle gitmeniz benzin masrafınız yarı yarıya azaltır.
İş yerinde yemege her gün kaç para harcıyorsunuz? Benim modern sefer tasım var. Tavsiye ederim. Rengarenk oluyorlar. Aksam yemeğini işte yerseniz inanılmaz tasarruf edebilirsiniz.
Haa, ne yaparsan yap yine de işin içinden cikamiyorsaniz araba modelini dusurmekten başka çare yok. Şöyle düşünün. Lüks arabanızla hava atıp dışarıdaki herşeye özenerek yaşamak mı, insan gibi yaşamak mı?
Araba her zaman alınır. Araba satışından sonra elinizdeki toplu parayla kredinizi kapatır daha düşük model bir araba alırsınız. Artan parayı da iyi değerlendirin-sonunu düşünmeden boş beleş şeylere harcamayın. Kredilerinizden biri/en kısa vadeli olani. Mesela düğün kredisi bitince (eğer lüks arabasizliktan gına geldiyse) ekonomik arabayı satar- kalan miktar için tekrar kredi ceker alirsiniz. Arabayı satmaniz hiç yoktan 4 olan kredi borcunuzu 3e düşürür. 3 olanı 2ye düşürür... Yaşam kalitenizi arttırır
Konu sahibinin haksız olduğu yerler var tabi ama konuyu okurken içim daraldı. Memlekette okuduğunu anlama oranı %10 falan25bin’i 25 yıllık kredi sanan mı ararsın, 11bin gelirden 7bin kredi ödemesi yapınca 6bin kaldığını sanan mı ararsın, neden lüks ev aldın diyeni mi ararsın, herkes hayaline göre cevap vermiş. Neyse.
Bi kere krediler çıkınca 4bin kalan bir evde yarım kilo kıyma alınamaması çok normal. Bin tl kira, bin tl faturalar, 500 de servis parasıymış, kaldı 1500. Buna market, pazar, giyim, telefon kontörü dahil. Her gün 10ar tl çay kahve parası verseler, 400-500 tl para gider. Kaldı kı onun doğumu bunun sünneti diye toplanan para bitmez resmi kurumlarda. Araba zaten fazladan masraf çıkaran bir şey. Eleştireceğim diye mantıktan kopmayalım, aylık mutfak masrafını 500e düşürebilirsin yazan var. Kahvaltı için soğan ekmek, akşam için de sadece makarna ve kimyasaldan başka bir şey içermeyen hazır çorbalardan içersen 500 tl yettirebilirsin ancak.
Konu sahibine gelelim. Bence şuan asıl sorunun çok başka. 11bin gelirle 7bin kredi ödemesi yapacak olgunluk ve zekada (aşağı yukarı 7 yaşında bir çocuğunkine tekabül ediyor), üstelik güvenmediğin, her an terketmek için tetikte beklediğin bir adamdan çocuk yapmaya çalışıyorsun
Şu arabadan, kaskosundan, kredisinden kurtulun, bu 3bin tl, belki daha fazla rahatlatır sizi, bütçenizi toparlayın ve sakin kafayla evliliğinizi oturtmaya çalışın bence. Bu süreçte de sizin yardım almanız kaçınılmaz görünüyor. (Eşiniz bence umutsuz vaka, psikoloğa para dökmeyin, boşa gider)
Bnzin paramız yok zaten işe servisle gidiyoruz dağda çünkü. Düğüne borcumuz yok eşyaya var aynı şeyleri on kere anlatmak zorunda kalıyorum
Bacim siz bu kafayla otuz yaşında da birikim yapamazsiniz çünkü paranızı yönetmeyi bilmiyorsun.Ayrıca derdimiz birikim için kalmaması beni üzen bu birikim yoksa çocuk da yok çünkü
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?