Dedikodu-Gıybete hayır!

GIYBET KARŞILIĞI HEDİYE
Anlatıldığına göre Hasan-ı Bari’ye “adamın biri seni arkadan çekiştirdi” dediler Bunun üzerine Hasan Basri, adama bir tabak hurma ile birlikte şu haberi gönderdi:
- Duyduğuma göre sen bana iyiliklerini hediye ettin Ben de buna karşılık vermek istedim Fakat senin hediyene denk gelecek bir hediye veremediğim için özür dilerim”
 
eğer dedikodusu yapılan sen isen sevgili smuwiLa buna sevinmen lazım, başkaları konuşsun dursun sen kendi yoluna bak:)
 
tebrikler canım allah vermiş içine bu duyguyu kıymetini bil bu yolda devam et...bende bıraktım dedikoduyu ve gıybeti ...susuyorum hep ...eskiden kızlarla gülmek için neler derdik neler aramızda ama şimdi sadece susyorum insan kendini sıkıcı hissediyor insanlar içinde ama bu tamamen şeytanın vesvesesi ..çünkü şeytan biz dedikodu yaparken gıybet ederken bal sürermiş ağzımıza ...inan bu şekilde içim çok raat yaa
 
* Hazreti Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?" "Allah ve Resûlü daha iyi bilir!" dediler Bunun üzerine: "Birinizin, kardeşini hoşlanmayacağı şeyle anmasıdır!" açıklamasını yaptı Orada bulunan bir adam: "Ya benim söylediğim anda varsa, (Bu da mı gıybettir?)" dedi Aleyhissalatu vesselam: "Eğer söylediğin onda varsa gıybetini yapmış oldun Eğer söylediğin onda yoksa bir de bühtanda (iftirada) bulundun demektir"
 
eğer dedikodusu yapılan sen isen sevgili smuwiLa buna sevinmen lazım, başkaları konuşsun dursun sen kendi yoluna bak:)


Eger o kisiyle aynı odadaysanız hatta o kisi diger 4 kisiyi daha etkiliyorsa inan insan geriliyor. Okula hazırlanırken kapıyı acıp kapamam sorun oluyor mesela. Bu yüzden sitem duyuyorum. Güler misin , aglar mısın? Duvardan gecmeyi beceremiyorum henüz yazık bana :)


 

medetcim, cogu insan bu durumdan haz etmiyor,haklisin.Birseyler iyiye gitmek yerine kotuye gidebiliyor.
Bosver sen yanlis yapmiyorsun, eger bunu soyledigin icin senden uzaklasiyorsa,yapacagin birsey yok..
 
benim içimdede en ızdırap veren yaradır dedikodu ben doğruları söylüyorum yalan yanlış bişey yokki demek malesef bizi kurtarmıyor kaç kez tövbe ettim eşimle kaçkez birbirimize söz verdik birbirimizi uyarıcaz diye çok şükür azalttık etkili oluyor aslında birbirimizi frenliyoruz ama bazı konular oluyor ki sinir harbi yaşıyoruz konuşmazsam çatlıyacak gibi oluyorum ama çatla yinede konuşma diye telkinde bulunuyorum kendime umarım başarırız kardeşlerim buradan da birbirimize destek olalım rabbimin izniyle bu illetten kurtuluruz. rabbim hepimizi muhafaza eylesin. amin amin amin....
 

Canım, burası öğrenci yurdu falan mı? E odanı değiştirmeyi denesen, dedikodum yapıldığı zaman ben resmen o negatif enerjiyi çekiyorum ve bütün dengem altüst oluyo.Sen çekmek zorunda değilsin ki kimseyi...
 

Saol able, gerçekten de böylesi daha iyi..Ben kimseye gıybet etmem, benim arkamdan konuşanları, kötü niyetli kıskanç insanları da Allahıma havale ederim. İçim de çok rahat..
 
Dedikodu, elbette kötü bir şey. Söylenecek şeyler açıksözlü olunup yüzüne karşı söylenmeli bence.
 



Malesef hic bos oda yok ve herkes iyi kötü bir düzen oturtmus bende geleli daha 2 hafta falan olacak zaten. Keyiften degil o saatte kalkmam okula gitmem lazım ki elimden geldigince sessiz olmaya calısıyorum sabahın bir körü illa ses cıkıyor. Ama kasti degil normal sesler karsılıklı anlayıs cok önemli bazı insanlar vardır ki , sadece kendilerine saygı beklerler kendileri gösterme lütfunda bulunmazlar.
 
Son düzenleme:

evet arkadaşım doğruları bile konuşmanın bir lüzumu yok, Rabbim biliyor deyip susmak en güzeli.. Bunun için de insanın doğru uğraşlar ve arkadaşlar bulması çok önemli ve önce de dediğim gibi insan birine öfke duyup gıcık olduğunda o anda kendi kusurlarını düşünecek olgunluğu olsa eminim dedikodu yerine kendi ayıbıyla meşgul olur. Misal bende hangi kötü özellik var da karşımdaki insana sinir oluyorum diyebilir.. İyiniyetli dediğimiz insanlara bir bak, asla kimse hakkında kötü düşünmez, HOŞGÖRÜR, çünkü kötüyü görecek kötü düşünce onlarda bulunmaz..
 
Bir toplumda dedikodu hastalığını önlemenin tek geçerli yolu, insanların Allah'tan korkmalarını ve İslam ahlakının insanlar arasında yaygınlaşmasını sağlamaktır. Tüm iman edenler bunun için çalışmakla sorumludurlar.

İslam ahlakının yaşanmadığı cahiliye toplumlarında en yaygın olarak görülen karakter bozukluklarından biri "dedikodu"dur. Cahiliye ahlakını yaşayan bazı insanlar, vakitleri ya da imkanları olmasa dahi dedikodu yapabilmek için mutlaka bir fırsat bulurlar. Bazen kapı önünde komşularla, bazen saatler süren telefon konuşmalarında, bazen de çay ya da kahve ziyaretlerinde bu manzarayı görmek mümkündür. Ancak burada asıl önemli olan, dedikodudan derin bir zevk almalarıdır. Çünkü dedikodu sırasında çekiştirilen kişi küçük düşürülüp aşağılanırken, dedikoduyu yapanlar kendilerini büyük göstermeye çalışırlar. Bu nedenle arkadaş toplantılarında konuşabilecekleri pek çok faydalı ya da zevkli konu varken, onlar ısrarla dönüp dolaşıp sözü birilerinin dedikodusunu yapmaya getirirler. Komşuları, dostları, akrabaları, eşleri, televizyon yıldızları ve hatta yoldan geçen yabancı biri bile bu dedikodulara malzeme olabilir.

Kişinin duyduğunda hoşlanmayacağı hiçbir konuşmayı arkasından yapmanın doğru olmadığını her insan bilir. Hiç kimse -dedikodu yapan kişi de dahil- bunun aksini savunmaz. Çünkü gerçekten eleştirilmesi gereken bir konu varsa ve bu konu o kişiye yardımcı olmak amacıyla konuşuluyorsa, yapılacak en doğru şey bu durumu ilgili kişiye bildirmektir. Yoksa herkesle durum değerlendirmesi yapıp, kınanan kişinin durumdan haberdar edilmemesinin altında iyi bir niyet ve akılcı bir amaç yattığı söylenemez. Üstelik dedikodu yapan bu insanlar, aynı şeyin kendileri için de yapılma ihtimali olduğunu bilir ve bundan hiç hoşlanmazlar. Kendileri hakkında olumsuz konuşulması konusuna son derece hassasiyet gösterirken, başkalarının canının yanmasını umursamadan bu çirkin tavırdan vazgeçmezler.

Allah Kuran'da insanları dedikodudan men etmiş ve bunun Kuran ahlakına uygun olmadığını şu şekilde bildirmiştir:

"Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Tecessüs etmeyin (birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın). Kiminiz kiminizin gıybetini yapmasın (arkasından çekiştirmesin.) Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bundan tiksindiniz. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir." (Hucurat Suresi, 12)

Allah'ın Kuran'da bildirdiği bu emir gereği, Allah korkusu taşıyan müminler asla birbirlerinin arkasından konuşup birbirlerini çekiştirmezler. Gerçek sevginin ve dostluğun en önemli belirtilerinden birinin, karşılarındaki kişiye dünyada ve ahirette fayda verecek şekilde hareket etmek olduğunu bilirler. Bu durumda da eğer yanlış bir tavır görüyorlarsa bir an önce yanlışını anlaması ve vazgeçmesi için bunu ilgili kişiye söylerler.

Allah birbirlerinin dedikodusunu yapan, arkadan çekiştiren insanları bir ayetinde şu şekilde uyarmaktadır:

"Arkadan çekiştirip duran, kaş göz hareketleriyle alay eden her kişinin vay haline;" (Hümeze Suresi, 1)

Rabbimiz'in ayette de belirttiği gibi, Kuran ahlakından uzak yaşayan insanlar arasında normal karşılanan dedikodu, görmezlikten gelinecek bir davranış değildir. Bu kişinin vicdanı farkında olmadan öyle körelir ki, artık bunun bir suç olduğunu bile hissetmemeye başlar ve pervasızca, her fırsatta dedikodu yapar.

İman eden bir kişi için Allah'ı anmak nasıl onun güç bulduğu büyük bir manevi bir kuvvet ise; şeytanın yolunda hareket eden bir kişi için de dedikodu yapmak nefsani zevk duyduğu için kendisini alıkoyamadığı, içki ya da kumar gibi alışkanlık yapan bir bela haline gelmiştir.

İnsanlar kendileri hakkında dedikodu yapılmasından hoşlanmayacakları için, dedikodunun sebebiyet verdiği en önemli sonuçlardan biri insanlar arasında dedikoduyla düşmanlık tohumlarının serpilmesidir. Dedikodu kini, öfkeyi ve nefreti alevlendirir. Çok küçük konular dedikodu yüzünden önlenemez problemlerin, tartışmaların, kavgaların ortaya çıkmasına neden olur. Hatta gazetelerde çoğu kez, dedikodu yüzünden yuvaların yıkıldığına, ortaklıkların bozulduğuna, dahası cinayetlerin işlendiğine dair haberlere tanık oluruz.

Dedikodu yapmak tek başına çok kötü bir ahlak özelliği olduğu gibi aynı zamanda da insanların vakitlerinin boş ve amaçsız geçmesine de sebep olmaktadır.

Oysa Allah, Kitabında dedikoduyu yasakladığı gibi, boş vakit geçirmeyi de yasaklamıştır. Allah'a samimi olarak inanan kişi, bırakın dedikodu yapmayı veya dedikodu yapanı dinlemeyi, boş veya yararsız olan tek bir söz duyduğunda dahi ondan en güzel bir tarzda uzak durur. Rabbimiz bir Kuran ayetinde şöyle buyurur:

"Ki onlar, yalan şahidlikte bulunmayanlar, boş ve yararsız sözle karşılaştıkları zaman onurlu olarak geçenlerdir." (Furkan Suresi, 72)


Allah başka bir ayette ise iman edenlerin boş şeylerden tümüyle yüz çevirdiklerini bildirir:

"Onlar, 'tümüyle boş' şeylerden yüz çevirenlerdir." (Müminun Suresi, 3)

Sonuç olarak dedikodu yapmak Allah'ın haram kıldığı bir eylem olduğu gibi, bu kötülüğü yapanlar Allah'ın haram kıldığı başka günahları da işlemektedirler. İnsanların arasını açmak, kin ve öfkeye neden olmak, boş vakit geçirmek gibi…

Bu nedenlerden dolayı dedikodudan şiddetle kaçınmak, dedikodu yapılan ortamlardan uzak durmak, dedikoduya şahit olunduğunda da buna engel olmak en onurlu ve asil davranışlar olacaktır. Bir toplumda dedikodu hastalığının önlenmesinin tek geçerli yolu da insanların Allah'tan korkmalarını ve İslam ahlakının insanlar arasında yaygınlaşmasını sağlamakla mümkündür.
 

evet doğru söylüyorsun arkadaşım.bn eşine niye söyledim;çünkü kaynım gider karısına söyler egemn snn hakkında böyle böyle düşünüyor diye,snra eltimde bana der bn de özür dilerim diye söyledim:) şimdilik bi gelişme yok,bakalım:) bn sadece eltimden yana dertliyim zaten,kayınvalime olsun,görümceme,aileme gider söylerim yani bn böyle böyle konuştum diye.neyse şöle bişey geldi bi de aklıma;bigün böyle otururken normal sohbet ediyomuş gibi dicemki;böyke böyle bi hadisler okudum dedikodu çok günahmış bn de yapmışımdır,özür dilerim hakkını helal et serpil abla(eltim) dicem.bakalım nolcak
 
şuanda da yapıyolar zaten,söyledim de o kadar napıım artık susuyorum bn
 

Değerli paylaşımın için çok teşekkürler, Allah razı olsun.
 
Rabita-i Mevt nedir ve nasıl yapılır: Ciddi bir konsantrasyon haline girerek “öldüğünüzü ve o andan itibaren olacak şeyleri” hayal etmenizdir. Arasıra yapılmasında büyük fayda var. Öldüğünüzü, yakınlarınızın ağladığını, sonra cenaze işlerine başladıklarını, cesedinizin defnedilmeden önce yıkandığını, kefenlendiğini, sonra tabutla camiye götürüldüğünü, cenaze namazınızın kılındığını, sonra kazılmış kabir çukuruna götürüldüğünüzü, kabre yerleştirildiğinizi, sağ tarafınıza yatırıldığınızı, üstünüze tahtaların dizilerek boyunuza göre, tabuta benzer bir üçgen alanda kapalı kaldığınızı, sonra insanların üstünüze toprak attıklarını filan düşünürsünüz.
Rabita-i mevt ciddi olarak yapılırsa insanın aklını başına getirir. Düşünürsünüz; “Ben ölmüşüm. Artık hiç bir hatamı telafi edemeyeceğim.” Ne büyük bir vicdan azabı içindesiniz! ve de “Hiçbir günahım için tövbe etme hakkım kalmadı!” diye çok büyük bir vicdan azabına girersiniz. Bu rabıtaya ciddi konsantre olursanız gerçekten öldüğünüzü ve de geri dönüş olmadığını sanırsınız. Şiddetli mi şiddetli bir vicdan azabı sizi kaplamıştır. Tarifi imkânsız. Sonra kendinize geldiğinizde hâlâ hayatta olduğunuza dair şükür üstüne şükredersiniz. Yenilenmişsinizdir. Aklınız başınıza gelmiştir. Artık her adımınızda çok daha dikkatli olursunuz. Vaktinizin, sağlığınızın, imkânlarınızın değerini daha iyi bilerek dininize sarılırsınız.
 
ööf medet içimizi kararttın demeyin arkadaşlar,bizim dedelerimiz nenelerimiz atalarımız ölümü düşünerek tevekkülle, tefekkürle yaşardı. Biz ki eşref-i mahlukatız, biz ki içimizde yaradanın üflediği ruhu taşıyoruz. Rahmetim gazabımı geçmiştir buyuran şefkatli bir yaratıcının kullarıyız. Sonsuz bir korku ve sonsuz bir umutla, havf ve reca arasında en güzel şekilde yaşayalım bu hayatı inşallah.
 
ayy ifrit oluyorum hayatta da sevmem. yanımda konuştuklarında bile sıkılıyorum aaaamn bize ne boşverin diyorum. hele uzatıp kişinin karakterine girdilermi aman yarabbi o zaman zaten dayanamıyorum kızıyorum rahatsız oluyorum ben diyorum kimseye düşmez böyle konuşmak diyorum ayıp günah diyorum öyle dedim diye bozuluyorlar genelde kaynanam bozulur çok takmıyorum. ben yanlış yapmıyorum onlar yapıyor. ayrıca öyle konuştuklarında içimden demekki en ufak bir şeyimde benimde böyle dedikodumu yapacak böyle konuşacak bilip bilmeden yorumlarda bulunuaxcak

benim karakterimle alakalı bişiy tabi bu ben hiç sevmedim yani konuşulduğunda da sıkılıyorum ama şu var dedikodudan sayılır mı bilmiyorum bazı konularda kim ne yaptı etti anlatırım tabi olayın içinde bende varsam yoksam zaten hayatta bilmiyorm yoktum bişey demem yanlış olur derim :)
kimi kişilerle ilgilide konusu açılmışsa hoşlanmıyorsam hoşlanmadığım yönlerini söylerim ama heptye derim ama yani sevenide var iyi bir insandır muhakkak derim. ha şu da var söylediğim herşeyi iligili kişide muhakkak bilir arkasından kesinlikle konuşmam ne kadar kötü şey diyecek olsamda. çünkü başkalarından laf duysa yanlış anlaşılabilirim benden duysun en iyisi:d çok şükür zaten şu yaşıma kadar kimseyle kavgalı olmadım belkide böyle davrandığımdandır.

evlendim bütün erkek tarafıda demeye başladı artık nunna kızımız dedikoduyu sevmiyo bizi bile susturuyo
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…