- 28 Haziran 2022
- 495
- 433
- 23
- 36
- Konu Sahibi ucanhayaller
-
- #101
Ufak tefek hata gibi algılayıp es geçiyoruzBen uç örnekler haricî kv ve eş adaylarının bir yerde mutlaka renklerini belli ettiklerine inanıyorum,biz kadınlar az bile aşık olsak hemen olumlu yorumluyor, gerçekleri girmekten kaçıyoruz."Evlenince düzelir,hepsi stresten,beni çok seviyor o yuzden kısıtlıyor,oğul anne birbirine çok düşkün evlenince bana düşkün olur,kv hep böyleymiş içinde kötülük yok vb" bu örnekleri çoğaltabiliriz En doğrusu bakış açınızı değiştirebilmek.
Tanıyabilmiş misiniz10 sene çıktık
Türkiye şartları buna el vermez. En başta kendi ailem ve karşı tarafın ailesi damgayı yapıştırır2 yıl aynı evi paylaştık eşimle evlenmeden önce. 7 yıldır da evliyiz. Genel olarak ekstra saçma bir huyu veya başka bi değişimi olmadı. O zaman neysek şimdi de aynıyızBence birlikte yaşamak herşeyi ele verir
Benim de zaman zaman kapıldığım durumları yaşamışsınız. Görüştüklerimi şöyle düşününce o kadar sağlıksız durumlara kuluf bulmaya çalışmışım ki… Binlerce kez şükrediyorum iyi ki evlenmemişim. Dediğiniz gibi bazen ama beni tam tanımıyor, çevremi tam tanımıyor, aslında kötü değilde şundan şöyle düşündü gibi adamı kendi içimizde aklıyoruz. Bildiğin hanzo adamlar tanıdım niye devam etmişim şuan ki aklım almıyorSevgililik, flört döneminde sinyalleri görememe kısmına o kadar katılıyorum ki . Görüştüğüm biri vardı. İçime sinmeyen o kadar çok şeyi vardı ki ileride karşıma çıkabilecek problemler olarak. Kıskançlık gibi mesela . Ama görüştükçe biraz da etkilendikçe kılıf buluyordum, işte şu an çevremi tanımıyor, tanısa o da böyle düşünmez vs vs . Halbuki zihniyet ortada . Sonra onun tarafından iş sevgililiğe dönmedi ki bazen düşünüyorum ilerleseydik bunlara tamam demiş olacaktım. Evet demiyordum kıskançlıklarına ama bitirmiyordum da . Otuz yaşındaki adam daha ne değişecek nasıl bir beklentiydi benimki. Adam ilk haftadan söylemişti bile , üste bir üye yazmış erkekler düz varlıklar çok gizleyemiyorlar diye haklı gerçekten . Bazen diyorum ki yalnız olmamak adına seçici olmayayım ama kriterlerden ödün verince mutsuz olma ihtimalin de artıyor. Çok kararsızım evlilik konusunda ne düşünmem gerektiği hakkında .
Ben de Türkiye şartlarında yaşıyorum kimse bize bişey yapıştırmadı. Ha sizin aileleriniz öyleyse orasını bilmiyorum tabi.Türkiye şartları buna el vermez. En başta kendi ailem ve karşı tarafın ailesi damgayı yapıştırır
Benim ailem kaldıramazBen de Türkiye şartlarında yaşıyorum kimse bize bişey yapıştırmadı. Ha sizin aileleriniz öyleyse orasını bilmiyorum tabi.
Evet oda olabilir ama benim esim cok sukur oyle doldurusa gelen bir karakter degilBir de kayınvalideler sevmeyince oğlunu dolduruyor
Eşinizin yogun çalıştığını söyleseniz. Anlamazlar mıAynı şehirdeyiz kendi ailem le de ikiside araba mesafesi mesela eşim mesaili çalışıyo görmediler torunlarını biraz izin belgesi mi alıcam seni görmek için dedi başları da var kp dün yaşadık bunu sanki özellikle göstermedik
Öyle dedim zaten bu seferde ben öyle demek istemedim yanlış anladın hep böyle ama lafları sokup sonra ben öyle demek istemedim sadece sesini çıkaran ben olduğum için onlar öyle aşılmış eşim de dahil sıkıntı çıkaran ben oluyorum hak vermiyo onlara ama cevap da vermezEşinizin yogun çalıştığını söyleseniz. Anlamazlar mı
Bence cevaplarını verin. Mesafeli olmayı unutmayınÖyle dedim zaten bu seferde ben öyle demek istemedim yanlış anladın hep böyle ama lafları sokup sonra ben öyle demek istemedim sadece sesini çıkaran ben olduğum için onlar öyle aşılmış eşim de dahil sıkıntı çıkaran ben oluyorum hak vermiyo onlara ama cevap da vermez
Biraz tanıma, biraz şans biraz da partnerlerin evliliğe uyum becerisi... Sonuç olarak hepimiz değişiyoruz. Kız çocukları "yuvayı dişi kuş yapar" misali küçüklükten beri hep aile kurma, annelik hedefli yetiştirilirken, erkekler ise daha rahat, yuva kurmaktan bağımsız ilgi alanlarına göre özgür alternatiflerle yetiştiriliyor. Aynı evde bir ömür geçirmek çok çok zor. Anne, baba, kardeşlerimizle bile aynı evi paylaşmakta zorlanırken, sonradan tanımaya başladığımız biriyle her daim iyi geçinmeye çalışmak imkansıza yakın. Burada yalnızca aşk, sevgi kavramları değil karakterler, toplum içerisinde davranışlar ve insanların birlikte geçinmeye istek dereceleri devreye girer. Maddi manevi yaşanılan zorluklar da cabası. Benim şahsi gözlemim bazı erkekler tam evlilik adamı. Bu adamlar eşinin dış görüntüsü veya karakterinden bağımsız olarak, her türlü durumda, her ortamda her ne olursa olsun eşini sınırsız destekleyen erkekler.Bunun haricinde ben pek mutlu çift görmüyorum. Yaşanılan zorluklar, çocuklar, aileler çiftler arasında zamanla sorunlara neden ouyor. Burada da daha çok erkeğin eşine desteği, ilgisi devreye giriyor. İlgi, destek, sevgi gösterilmeyen evliliklerde kadının yükü katmerlenince ya evlilikler bitiyor ya da fiilen bitse de çeşitli nedenlerle devam ettiriliyor. Eş adayını yalnızken, toplu ortamlarda, aile ve arkadaşlık ortamında, maddi manevi zor durumunuzda, sağlık sorunlarımızın olduğu zamanlarda gözlemleme çalışabilirsiniz. Ama hiç bir şeyin garantisi olmuyor maalesef.Burayı düzenli olarak takip ediyorum. Çoğunluk kayınvalidesinin evliliğine müdehalesinden yada eşinin ilgisizliğinden, evlendikten sonraki değişiminden bahsediyor hep. Evlenmeden 4, 5 yıl flört edenler bile evlendikten sonra o kibar nazik adamın gittiğini kalas bir adamın kaldığını söylüyor. Yani bazı erkekler evlilik öncesi o hanzo halini göstermiyor anladığım kadarıyla. Burayı okudukça evlenmemek çok daha doğru geliyor. Erkeğin iç yüzünü evlenmeden önce görmenin formülü yok mu ? Şu davranış ele verir dediğiniz örnekler var mı ?
Elimden geldiği kadar oluyorum cevap da veriyorum sustuğum günlere de çok acıyorumBence cevaplarını verin. Mesafeli olmayı unutmayın
Evet çok kritik bir noktaya değinmişsiniz. Bir. Kaç saat cafede geçirdiği vakitle tanıdığını zannetmek büyük bir yanılgı oluyor. Çok kısıtlı bir alan. Adamı bir çok yerde bir çok zaman gözlemlemeyip değişti demek doğru değil. Adamın kendini göstereceği hiçbir alana girmeden evlenip, sonra değişti diyemeyizBen evlendikten sonra değişti cümlesine inanmıyorum açıkçası. Bence herkes kendini gayet gösteriyor ama kadınlarımız ya görüp sineye çekiyor ya görmek istemiyor. Evlenince değişir, düzelir diye düşünülüyor ama öyle olmuyor işte.
Çoğu insan tanımadan evleniyor bu da başka bir konu. Bir örnek üzerinden açıklayayım. Bir arkadaşım vardı 4 senelik ilişkiden sonra evlendi 1 sene zor doldu boşandı. Arkadaşımın muhafazakar bir aile yapısı vardı, belli bir saatten sonra evde olması gerekirdi. Sevgilisiyle kısıtlı zamanda kısıtlı mekanlarda görüşürdü. Tatile, konsere, akşam yemeğine gitmeden, ev ortamında nasıl olduğunu görmeden evlendiler. Sonra döndü dedi ki bana kendini başka tanıttı. Aslında adamı hiç tanımadı mesele buydu, cafede oturup çay kahve içerek insan tanınmaz. Ne kadar çok şey paylaşılırsa ne kadar farklı ortamlara girilir oradaki davranışları gözlemlenirse insan o kadar iyi tanır karşısındakini.
Başta pek iyi başlamamış ama eşiniz sonradan durumu güzel idare etmişEvliligim nikâhtaki bir anlaşmazlık yüzünden pekte güzel başlamadı. Aileler arasında bir sorun oldu. Eve ilk geldiğimde daha gelinliğimle eşime sarılıp ağladım. Tüm bayalım da böyle geçti. Ama kendi aramiz da karar aldık bu olay çok sıcak konuşmayacağız diye. Birbirimizi kırmamak adına konuşmadık bu konuyu. Ama içimizde yaraydı tabi davranışlarımızı etkiliyordu. Özellikle de beni sanirim. Sanki kapana kısılmış kuş gibi hissediyordum. O toplumsal roller birden üzerime boca edilmiş gibiydi. Şimdi ben yuvam için görmezden gelip alttan mi almalıydım yoksa avazım çıktığı kadar bağırmalı miydim hic bilmiyordum.
Eşim kimsenin kalbini kırmak istemeyen biridir. O biraz olay anında sessiz kaldi ama davranış olarak benim yanımda durdu. Ona da kızamadım pek bu yüzden.
Eve döndüğümüzde eşim semt değiştirmişti(benim semtime annemlere yakin ev tuttuk) ve her şey ona farkli geliyordu. Bunu da ifade etmişti. Aileler ciddi anlamda önemli mesela o zaman henüz tv almadığımız için , sıkıldığını ifade etmişti de cok kirilmistim. Sonra sonra kvdelere gidince gördüm ki babası 7/24 tv açık tutan biri ve artik ben dayanamayıp başım şişti baba kapatabilir miyiz demistim. Benim nerdeyse hicbir akşamım tv ile geçmezdi öncesinde. O sebeple anlayamamıştım eşimi. Alışkanlıklar bir anda evlenince değişmiyor , hayallerdeki gibi her şey dipdipe olmuyor evlilikte.
Boyle ilerlerken bir gün yine sıkılmış daralmış hissedip eşime "böyle devam edebileceğimden emin değilim " dedim. Ondan sonra kendini toparladı belki bir buçuk iki hafta kadar bir süreydi. Sonrasında elbette sorun yaşadığımız oluyor ama genellikle ben sakinlesince:) konuşup hallediyoruz çünkü eşim pek sinirlenmez.
Sıfır sorunsuz bir durum beklemek doğru değil ancak genel olarak alışma evresinden sonra her şey yoluna giriyor bence.
Alışma evresinden sonra beni birkaç hastalık yakaladı hatta en büyük destekcim eşim olmuştur. Hâlâ daha da 40 kiloyum aldığım hicbir albenili kıyafetleri giyemedim kilo verince. Evde sürekli pijama ile yatmak zorunda kaldım. Ağır ilaçlar kullandım. Ramazan aylarında tek başına sofra kurup tek yiyip kalktı. Hic eslik edemedim. Once pandemi sonra benim yüksek lisansım sebebiyle pek gezemedik şimdi de bebek bekliyorum yine aşırı halsizim ve gezemiyoruz. Eminim hayalindeki evlilik bu değildir ama güzel idare ediyor :)
Hayat ne getirir ne götürür kimse bilemez. Bence korkmak yerine denemek lazım. Eğer olmazsa da kendi yolunuza bakarsınız.
Bu evlilik adamı dediğimiz insanalara da denk gelmek mesele. Gözlemleyince zaten kendiliğimden vazgeçiyorum.Biraz tanıma, biraz şans biraz da partnerlerin evliliğe uyum becerisi... Sonuç olarak hepimiz değişiyoruz. Kız çocukları "yuvayı dişi kuş yapar" misali küçüklükten beri hep aile kurma, annelik hedefli yetiştirilirken, erkekler ise daha rahat, yuva kurmaktan bağımsız ilgi alanlarına göre özgür alternatiflerle yetiştiriliyor. Aynı evde bir ömür geçirmek çok çok zor. Anne, baba, kardeşlerimizle bile aynı evi paylaşmakta zorlanırken, sonradan tanımaya başladığımız biriyle her daim iyi geçinmeye çalışmak imkansıza yakın. Burada yalnızca aşk, sevgi kavramları değil karakterler, toplum içerisinde davranışlar ve insanların birlikte geçinmeye istek dereceleri devreye girer. Maddi manevi yaşanılan zorluklar da cabası. Benim şahsi gözlemim bazı erkekler tam evlilik adamı. Bu adamlar eşinin dış görüntüsü veya karakterinden bağımsız olarak, her türlü durumda, her ortamda her ne olursa olsun eşini sınırsız destekleyen erkekler.Bunun haricinde ben pek mutlu çift görmüyorum. Yaşanılan zorluklar, çocuklar, aileler çiftler arasında zamanla sorunlara neden ouyor. Burada da daha çok erkeğin eşine desteği, ilgisi devreye giriyor. İlgi, destek, sevgi gösterilmeyen evliliklerde kadının yükü katmerlenince ya evlilikler bitiyor ya da fiilen bitse de çeşitli nedenlerle devam ettiriliyor. Eş adayını yalnızken, toplu ortamlarda, aile ve arkadaşlık ortamında, maddi manevi zor durumunuzda, sağlık sorunlarımızın olduğu zamanlarda gözlemleme çalışabilirsiniz. Ama hiç bir şeyin garantisi olmuyor maalesef.
Katılıyor ve ekliyorum, benim kayınvalidem ve kayınpederim yok ve iyi giden bir evliliğim var. Varsa seçenek değerlendirebilirsinizBdv'ye bakıp tüm evlilikler böyle demekte doğru değil.
Eşi evlendikten sonra değişmeyen, aile ilişkilerinde başta sorunlar olsa da bir denge kurulan evliliklerde var.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?