Canım, benim anladığım kadarıyla sen ailesiyle aranda olan biten her şeyi şikayet şeklinde eşine anlatmışsın. O da bir noktadan sonra, daha şimdiden bu kadar şikayet, sorun varsa ileride neler olmaz diye umutsuzluğa kapılmış olabilir. Bilmiyorum doğru mu anlamışım ama eğer sen gerçekten olan biten her şeyi eşine aksettirdiysen onun bu ayrılık kararında senin de büyük payın var demektir. Bi de adam dünyanın öbür ucunda, eli kolu da bağlı, belli ki pes etmiş kendi çapında.
Olan şey çok üzücü, keşke böyle olmasaymış, onca umut, emek, bu kadar olmaması gereken bir sebepten yıkılmasaymış. Ama eşin üzerinde cidden ona boşanmayı düşündürecek kadar bir baskı oluşturduysan bu noktaya gelmeniz çok da anormal değil.
Belki de ailesiyle senin bilmediğin konuşmalar yaptı... belki seni savunmaya kalktı... belki olayın özünü anlamaya çalıştı ve o esnada bir yandan sen bir yandan ailesi, bir yandan mesafe... oralarda olanı biteni kafasında iyice büyütmüş, çaresizliğe düşmüş ve bitsin bari diye düşünmüş olabilir. Erkekler bu konularda arada kalmaktan, anneden eşi, eşten anneyi dinlemekten ciddi oranda bunalırlar. E bir de onca mesafe var tabi.
İnan seni üzmek, kırmak için yazmıyorum bunları, gerçekten üzüldüm, severken ayrılmak çok kötü. İnşallah olmaz böyle bir şey.
Ama ben hiçbir şeyin tek taraflı olmadığına inananlardanım. Zaman zaman çuvaldızı kendimize de batırmak, özeleştiri yapmak zorundayız. Eğer bu konuda pay sahibi olduğunu düşünüyorsan kendini eşine daha iyi ifade etmek zorundasın.