Popüler Konu Düşünce Gücü/Pozitif Düşünce/Olumlamalar

evet ya bu video ilk izlediğimde yuhhh demiştim hatta yalan falan mı diyede düşünmeden edemiyor insan
ama sonra o prof.un başka videolarını izledim
gerçekten böyle bi hastahane varmış...ve hastlarını düşünce gücüyle tedavi ediyorlarmış :)
 

evet zaten buyuk hastalıklarda önce moral olumlu dusunce olmalı denıyor.
mesela dunyaca unlu basarılı futbolcular boksorler yada baska sporcuların cumlelerınde ve tavırlarında ne de olsa basarıcam ne de olsa kazanıcam tavrı var. aslında bu cogu kısıye itici gelebılıyor kendını bısey sanmıs buda denıuor ama o adam kendını bısey sanmasaydı o tavır ve dusuncede olmasaydı zaten basarı olmazdı :) cok basit
 
Depresyon içindeki kadının Quantum'la değişen hayatı...

7 yıl önce günde 2 paket sigara içiyordum...

Haftada bir gece de olsa, yemek sonrası gezmelere gitmem vakiydi...

Belki 5-6 yıldır akşam yemekten sonra, bir gece kulübüne gitmişliğim ya bir defadır ya iki belki de yoktur...

Hayatımın birçok dinamiği değişti, bu yıllar içinde...

Temiz hava, dumansız oda, haftada 2-3 kadeh kırmızı şarap dışında, bağırtı, çığırtı halindeki gece hayatı müziklerinden ve alkolünden uzak bir hayat, güneş, deniz ve stressiz bir keyif...

Bütün bunların birçok nedeni var...

Ama bunların içinde en etkin nedenlerden biri, quantum felsefesinin ve mekaniğinin değiştirdiği hayata bakış açım...

***

Bu hafta quantum koçu bir tanıdığım, bana 2004 yılında vizyona giren “Ne biliyoruz ki” filminden söz etti...

Yardımcım Gönül’e “Şunun DVD’sini alsan da bir daha izlesem” dedim...

Dün geldiğimde masamın üzerindeydi film...

Quantum düşüncesini belgesel formatta, Amanda isimli depresyon içinde antidepresan hapları alan bir kadının hayatı üzerinden anlatan, bir çok bilim adamının röportajlarıyla zenginleştirilmiş bir film bu...

109 dakikalık film belki bilimsel ve uzun gelebilir size...

Ama Gönül filmden ilginç pasajları çıkarttı ve önüme koydu...

***

“Neden aynı gerçekliği yaratmaya devam ediyoruz?

Neden aynı ilişkilere sahip olmaya devam ediyoruz?

Neden tekrar tekrar aynı işleri yapmaya devam ediyoruz?

Etrafımızdaki bu sonsuz olasılıklar denizinde...

Nasıl olur da aynı gerçeklikleri yaratmaya devam ediyoruz?

Seçeneklerimiz ve olasılıklarımız var olmasına rağmen bunların farkında olmamamız şaşırtıcı değil mi?

Günlük hayatlarımıza bu kadar şartlanmamız mümkün mü...

Kendi hayatlarımızı yaratacak şekilde şartlanmamız...

Hiç kontrolümüz olmadığı halde?

Dış dünyanın iç dünyadan daha gerçek olduğuna şartlandırıldık.

Bilimin bu yeni modeli tam tersini söylüyor.

Diyor ki; içimizde olan şey dışımızda olacak şeyi yaratıyor...”

***

Bu soruların yanıtlarını merak ediyorsanız ve hayatınızın şifrelerini bütünüyle değiştirip, daha keyifli, daha yaratıcı ve daha kendiniz olan bir hayat kurmak istiyorsanız, sizlere yarın filmden yeni pasajlar ve quantum’la ilgili yarın da sürdüreceğim ilginç bilgileri okuyun...

Daha konuşacağız merak etmeyin bu konuyu...

Gazetevatan.com
22 Nisan 2010 Perşembe
 
evet özellikle kanser hastalığında en önemli şey MORAL deniyor..neden?çünkü mutlu olmak o kötü huylu hücreleri yiyior
 
Bir şifre değişir, her şey değişir: Değiştirdiği şifresiyle hayatı değişen adamın ilham verici öyküsü


Pozitif düşünmenin, ölümcül hastalıkları yenmekte ya da hiç geçmeyecek gibi görünen depresif dönemleri aşmakta etkili olduğunu hepimiz biliyoruz. Yatak odasını huzur ya da enerji verecek renklere boyamanın güne hevesle başlamayı sağladığını, diyet yaparken buzdolabının kapağına asılan zayıf ve fit bir fotoğrafın insanı o kapağı açıp yemeklere saldırmaktan alıkoyduğunu da… Peki, her gün onlarca farklı internet sitesine girerken kullandığımız şifrelerin hayatınıza ne denli etki edebileceği hiç aklınıza geldi mi?

Education First adlı uluslararası eğitim kurumunda görev alan ve Shangai’da yaşayan Mauricio Estrella’nın bir bilgisayar şifresi ile değişen hayatını kendi kaleminden aktarmak istedim;

Her şey, Estrella’nın birkaç yıl önce tatsız bir boşanma yaşamasıyla başlamış…

“Bunu bana nasıl yapar?” diye düşünüyordum. Sürekli. Her gün…

2011’de, yani telefon ekranındaki ikonların bir anlam ifade ettiği ve insanların deodoran kullandığı zamanlarda, boşanma davam yüzünden ağır bir depresyondaydım. Neyse ki kafam kendimi bu durumdan kurtaracak kadar çalışıyordu ve etrafım harika insanlarla çevriliydi.

Bir gün ofise girip bilgisayarımı açtığımda, bilindik bir mesajla karşılaştım:

“Şifrenizin kullanım süresi dolmuştur.
Lütfen şifrenizi değiştirmek için Şifre Değiştir butonuna basınız.”
Sanki “Şifre Değiştir” butonu başka bir şey yapacakmış gibi… 30 günde bir aynı işlemi yapmaya alıştığım halde, içimden nedensizce bilgisayara homurdanıyordum. Bu kadar sık şifre değiştirecek ne vardı? Bir büyük harf, bir küçük harf, bir rakam ve bir noktalama işareti, en az sekiz karakter olmalı, ama son 3 şifreyle aynı olmamasına dikkat edilecek. Tam da sırasıydı şifre değiştirmenin!

Boş boş ekrana bakıp yeni şifremi belirlemeye çalışırken, eski müdürümün bir sözü aklıma geldi:

Bir şifre değiştireceğim ve hayatım değişecek!

O dönemdeki yaşam tarzım ve ruh halimle hiçbir işin doğru düzgün altından kalkmam mümkün değildi. Elbette her zaman olduğu gibi ne yapmam ya da neleri değiştirmem gerektiği gün gibi ortadaydı ama ben bu ipuçlarını görmezden geliyordum. O yüzden, müdürümün bu sözü aklıma geldiğinde bir kez olsun bu öğüde kulak vermeye karar verdim. Şifrem, beni yaşadığım boşanmanın kurbanı olmaktan kurtaracaktı ve bana güçlü olmam gerektiğini hatırlatacaktı.

Şifremi Forgive@h3r (“onu affet”) olarak değiştirdim.

Bu şifreyi her gün, defalarca kez girmem gerekiyordu. Kafamda, ben bu şifreyi girmiyor, bir ay boyunca her gün defalarca kez “onu affet” yazıyordum. Şifreyi girmenin otomatik bir davranış haline gelmesine hiç izin vermiyor, her seferinde yazdığım şeyin farkında oluyordum. Bu basit eylem bile, eski karıma bakış açımı değiştirdi. Evliliğimizin sona eriş biçimini kabullenmem ve depresyonumla başa çıkabilmem kolaylaştı. İlerleyen günlerde ruh halim gözle görülür şekilde iyileşmişti.

Bir ayın sonunda bilgisayarımda yine şifre değiştirme uyarısıyla karşılaştım. Bu kez neyi değiştirmek istediğimi düşündüm ve şifre kutucuğuna Quit@smoking4ever(“sigarayı sonsuza kadar bırak”) yazdım.

Ne oldu dersiniz? Sigarayı bıraktım. Kolay olmadı, ama şifremi değiştirdiğim günden itibaren ağzıma sigara koymadım ve her gün, şifremi içimden tekrarlamak beni hedefime ulaşmak konusunda motive etti.

Sonraki ay şifrem Save4trip@thailand(“Tayland’a gitmek için para biriktir”) oldu.3 ay sonra Tayland’taydım. Cebimde fazladan harçlık ile üstelik…

İşe yaradığını gördüğüm bu yönteme devam ettim ve kafama koyduğum daha pek çok şeyi başardım. Son iki yılda kullandığım şifrelerden bazılarını örnek olarak yazıyorum:

Eat2times@day (“günde 2 öğün ye”) ← bu işe yaramadı, hala şişmanım.

Sleep@before12(“12’den önce uyu”) ← işe yaradı.

Ask@her4date(“ona çıkma teklif et”) ← sonunda yeniden aşık oldum!

No@drinking2months(“2 ay boyunca içki içme”) ← kendimi daha iyi ve sağlıklı hissettim.

Get@c4t!(“bir kedi al”) ← artık güzel bir kedinin sahibiyim.

Facetime2mom@sunday(“Pazar günü annenle konuş”) ← annemi her hafta arıyorum.

ve son olarak;

Save4@ring(“yüzük için para biriktir”) ← Evet, hayat umarım çok yakında yeniden değişecek!

Hala her ay, bir sonraki hedefime göre şifremi belirlediğim günü iple çekiyorum. Bu çok küçük bir şey gibi görünebilir, ama benim hayatıma iki yıl boyunca büyük etkisi oldu; bu yüzden yakın arkadaşlarım ve akrabalarımla paylaştığım bu anımı herkese anlatmak istedim.

Kendiniz de deneyin! Olmasını istediklerinizi belirleyin, buna göre davranın ve hayatınızı değiştirin. Sonra da işe yarayıp yaramadığıyla ilgili bana Twitter’dan haber verin: @manicho

Son olarak, bu öyküyü işine yarayacağını düşündüğünüz herkesle paylaşın.

(21 Haziran tarihli not: Evet dedi!)

alıntıdır
 
o videoyu en az 10 kere izledim :) hala daha nasıl oluyor demeden edemiyorum



içimizde bi yerde unuttuğumuz bişey bu;POZİTİF OLMAK
Bi tane kiz var instagramda benonunblogu galiba adi benokiz diyor hatta kendine o kiz kansere yakalanmis ve ben her yazisini okuyorum,ve o kadar guzel olgun herseye sukreden bir insan ki hayran kaldim ve kiz 26 yasindaymis cok sasirdim okurken bu kadar olgun ve sukur sahibi olmasina ama gercekten boyle bir insan olmasi ona guc veriyor benim anladigim hatta saclari,kirpikleri cikmisti nasil herbiri icin sukrettigini yazmisti aglamistim okurken,bir ara bak kuzum normalde ici kararir insanin ama oyle enerji dolu bir kiz ki her yazisini sukurle okuyor insan,ismini anmisken allah sifa versin demek istedim ,allah sevdiklerine bagislasin .
 

yaa bu yazıyı okuyunca yuzumde tatlı bı gulumseme oldu aslında hem cok guzel hemde tatlı bı yazı bence :)
var mısınız 30 gun boyunca tek bır cumle yazmaya en cok ıstedıgımız sey ıcın :) ben yapıcamm :)
 
:) her şey bi hikayedir bence..ders almasını bilene
bizim yaptığımızda tam olarak bu :) biraz farklı sadece o kadar..ama eklenebilir tabiki neden olmasın
 
Yaaa ben bu hikayeye bayıldım. Nasıl güzel bir yöntem. Bende her gün bir yere neresi olduğu farketmez 30 gün boyunca yazacam. Ay sağol pofu .
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…