Popüler Konu Düşünce Gücü/Pozitif Düşünce/Olumlamalar

Rica ederim ne demek O bağ mutlaka var anne bebek arasında göbek bağı kesilsede onlar bize hala o enerjide bağlılar anne karnindaki sıcaklığı o sıkı duruşu arıyorlar onun icin bolca kucağınıza alın göğsünüze dayayın sımsıkı o aglama krizleri büyüme ataklarından olabilirmis. Mutlaka sizin sicakliginizi evin diğer üyelerine göre daha cok ister arar sizi emin olun. Bolca adini söyleyin seslenin bakın nasıl kulak kesilir annesi
Tlflara indirilen uygulamalar var anne karni sesi veya beyaz gürültü belki dinlettiniz bilmiyorum onlarda sakinleştiriyor bebeği.
Kitapta da daha çok önce anneyi iyileştirme yani bizim kendi annemize nasil baglandigimizi anlatiyor biz kendimizi anlayıp sarıp sarmalayınca onarinca bebekle aramızdaki ilişkide güven duygusu saglamlasiyor bebekte hayata güvenmeye başlıyor bunu bir hikaye içinde anlatıyor yazar.
 
2 ayımız beyaz gürültü sesiyle geçti bebekten önce çıt çıksa uyuyamayan ben beyaz gürültü sesiyle nası uyuyodum:) kitabı gerçekten mrk ettim hemen okucam ya çok saolunkesinlikşe mutlu ve sağlıklı annenin bebeğine yapacağı en büyük iyilik olduğunu düşünüyorum ilk başta acıkmak duşa girmeyi istemek bile sanki bebeğe haksızlık yapıyorum gibi geliyodu aslında tam tersi ben mutlu olunca ona daha iyi bakıyorum hatta tüm eve mutluluk geliyo
 
Kesinlikle haklısın mutlu anne = mutlu bebek
 
Merhabalar topikcanlar, dünyamız çok değişik bir dönemden geçiyor. Ulaşımın,teknolojinin gelişmiş oldugu bu dönemde bir virüs kolayca tüm dünyayı geziyor. Fakir-zengin, gelişmiş-gelişmemiş her ülkeyi ve insanlarına kolayca bulaşiyor.Bize birligi, birbirimize ne kadar da bağlı oldugumuzu göstermek istiyor dedikten cok kısa süre sonra yine muthiş bir eş zamanlilikla mor alev in aşagidaki paylasimini okudum. İçimi yine bir coşku,sevgi seli aldı. Sizinle de paylaşmak istedim. Korkuyu SEVGİ ile degiştirmenin tam zamanındayız. Biz geçmişte ya da gelecekte yokuz tam da şu anda varız. Şu anımızın kıymetini bilip sevgiyle tüm evreni huzur enerjimize boğmayı seçmeliyiz.Sizleri çok çok seviyorum, sizleri benden daha çok seven bir Yaradanınız var, sürekli sizi koruyup kollayan sevip sarmalayan sadece ona sığınıp, şükürlerimizi çoğaltiyoruz bu muhteşem doğayı-düzene bizlere bahşettiği için Eş Şekur,Ya Latif, Ya Vehhab isimleriyle

 
alıntı bucukorkutofficial int hesabından

Yıllar önce bir eğitimdeyken, bir video izletmişti eğitmen bize, ve demişti ki, iki grup var, siyahlar ve beyazlar, kendi aralarında birbirlerine top atacaklar, beyaz grubun bir birine kaç top attığını söyleyeceksiniz. Herkes toplara yoğunlaşmıştı ve hemen bitimine top sayılarını söyledi sınıftakiler, 15, 18, yok yok ben 20 saydım gibi sonuçlar dolanıyordu. Eğitmen gülümsedi, kimse farketmedi di mi diye. Neyi diye şaşırdık. Arkadan bir goril geçiyordu, ve benim söylediğim yönergeye öylesine sıkı tutundunuz ki, arkadan geçen gorili görmediniz bile. Tekrar izletti bize, ve evet koskocaman bir goril kıyafeti giymiş kişi geçiyordu, durup el sallıyordu bize hatta. O eğitime dair hatırladığım tek anı bu, yıllar geçti üzerinden, ama bu videonun etkisi hala zihnimde.
Sonradan öğrendim ki, defalarca tekrarlanan ve hep aynı sonuç alınan bir deneymiş bu. Topları sayacağım derken, göremiyormuş neredeyse kimse arkadan geçen gorili…
Toplum, kıyaslamalar, geçmiş pişmanlıklar, gelecek kaygıları, öğretilmiş çaresizlikler, ve kim bilir daha kaç şey var, o topları sayıyor gibi hayatımızda saydığımız. Bundan sıyrılanlar da, sıyrıldığımız anda da, asıl şeyi farkediyoruz, ne kadar özgün ve güçlü olduğumuzu.
İstediğimiz huzurlu, bereketli, sevgi dolu hayat da bu noktada bizimle buluşuyor belki de…
Şimdi bak bakalım, o toplara mı odaklanıyorsun, yoksa resmin bütünene mi?
Nasıl mı ayırt edeceksin?
Hem ne kadar iyi hissettiğinle, hem de istediğin şeyleri gerçeklik olarak yaşamanla doğru orantılı oluyor. Yani hem hislerine, duygularına, hem de fiziksel dünyadaki gerçekliğine bakarak…
Görünenin arkasındakini daha çok gördüğümüzde hayat, yaşamak çok daha güzelleşiyor…
 
alıntı bucukorkutofficial inst hesabından

Kaos…
Tam da dış dünyada, hatta belki de kimimizin zihninde bu sıralar çok sık olan şey…
Dışarıda fırtınalar koparken, gücünde durabilmek, en çok önem kazanan konu belki de içinden geçtiğimiz bu zaman diliminde…
Fırtınalı bir denizde, dalgalar vururken, dimdik duran ve ışığını yaymaya devam eden deniz feneri gibi…
Köklü bir çınar ağacı gibi…
Meşhur metafor, tırtılın kelebeğe dönüşmesindeki an gibi, şimdiye kadar sadece tırtıl olmayı bilmişken, geçirdiği dönüşümle, tam da ölüyorum galiba derken, kanatlarının olduğu ve uçabildiğini öğrendiği ve deneyimlediği, o geçiş döneminden geçiyoruz, tüm insanlık olarak…
Kimisi bu dönüşümü reddederken, kimisi hatırlamayı seçecek…
Ve en önemli uyanış, hatırlama, kalbimizle gerçek bağlantıyı bulduğumuzda olacak, her birimiz için…
Elini, avcunu, tam kalbinin üzerine koy, derin bir nefes al, ve hatırlamayı seç…
Kaynakla bir olduğunu, sevgi ile yaratıldığını…
Hatırla, kendin için, dünyan için, evrenin için…
Her gün, her an, biraz daha fazla, hatırla...
Gerçekten uyanana kadar...
 
Yanındayım...
Senin için, seninle varım...
Kalbinden geçenleri çok iyi biliyorum...
Heyecanlarını, korkularını, umutlarını, hayal kırıklıklarını, cesaretini, vazgeçişlerini...
Her anında seninleyim...
Bazen canının çok acıdığının farkındayım...
Acabalarını, emin olamayışlarını...
Kırgınlıklarını...
Görüyorum seni...
Hep seninleyim...
Sen farkında olmasan da, yüzeysel yaklaşsan da hayata ve kendine...
Ben hep seninleyim...
Herkes vazgeçse, ben vazgeçmem senden...
Sen benim kıymetlimsin...
En özelim, en değerlimsin...
Hep seninleydim, hep seninle olacağım...
Her an’ında, başarısızlıklarında, başarılarında, her daim de seninleyim, senin yanındayım...
Seni çok, çok seviyorum...
Tüm kalbimle, tüm benliğimle...

Elini kalbinin üzerine koy, her bir cümleyi okuduktan sonra gözlerini kapatıp tekrarla
Yukarıda yazan her bir sözü kendine söyle, kendi çocukluğuna, gençliğine, yetişkinliğine...
Gözyaşların akıyorsa bırak aksın, yüzünde kocaman bir gülümseme oluyorsa olsun
En çok kendinden duymaya ihtiyacın var bu sözleri...
Her akşam tam uyumadan önce bunları söyle kendine ve öyle dal uykuya...
Hislerin ve deneyimlerin nasıl değişecek şahit ol

alıntı bucukorkutofficial inst hesabından
 
Bak bir gün daha başladı, yarılandı bile gün, birazdan akşam olup, hayat hikayenin bu sayfası da kapanacak, yeni bir sayfa açılması için…
Sabahtan beri nasıl yaşadığının, neler düşündüğünün, hayata, kendine nasıl baktığının farkında mısın?
Hayat bir koşuşturmadır, sadece başkalarına hizmetten ibarettir diye mi geçiriyorsun saatlerini, dakikalarını, günlerini…
Dur bir kaç dakikalığına… Merak etme… Sen bir kaç dakikalığına durdun diye dünya durmayacak, her şey aynı hızıyla hareket etmeye devam edecek… Sen geri de kalmayacaksın, hatta daha da hızlanacaksın sonrasında…
Elinde su varsa, hafifçe yudumla, tadını al suyun, yemek yiyorsan yavaşça al lokmalarını, lezzetinin tadına var… Belki de bedenin istemiyor o yemeği, sonrasında mide bulantın, şişlik hissetmen bundan belki de…
Müzik dinliyorsan, daha derin dinle, melodisini farket, sana hissettirdiklerini…
Çalışıyorsan, dur biraz, ne yaptığına bak, neler geçiyor aklından, gerçekten severek mi yapıyorsun, yapmıyorsan severek yapacağın işi bulmak için bir şeyler yapıyor musun…
Nazik misin kendine, inanıyor musun, seviyor musun, kabul ediyor musun tüm kalbinle…
Farkına var, yaşadığın an’ların…
Yaşam, gerçekten hissettiğimiz an’lardan oluşuyor özünde…

alıntı bucukorkutofficial inst hesabından
 
“Yeterince istemiyor muyum?”
Belki de en çok akla takılan sorulardan biri. Hani isteyince, üzerine bir de olumlama yapınca olmuyor muydu, benim neden isteklerim olmuyor, evrene mesaj göndersek yetmiyor mu, bu insanların istekleri oluyor da, benim neden olmuyor gibi sorular döner durur zihinlerde…
Oysaki arada çok önemli bir faktör var… Karnını doyurmak istiyorsan sadece yemek videoları izleyip, yemek tariflerine bakıp doyuramayacağın gibi. Ya yemek yapmalısın, ya da sipariş vermelisin ve tabi ki yemelisin, ancak o zaman açlığın gider ve karnını tok hissedersin.
İste-HİZALAN-Olsun
Ve bu “HİZALAN” kelimesinin arkası o kadar dolu ki. Zihnimizden geçen düşünceler, olaylara verdiğimiz duygusal tepkiler, ‘ol’ma halimiz, ağzımızdan çıkan düşünceler, bilinç seviyemiz, hayatı yaşama tarzımız, kendimizle, hayatla, kısacası her şeyle ilgili inandıklarımız, her biri çok etken.
Tam da bu yazı çıktıysa karşına şu anda, ve okurken içinde bir şeyler hissettiysen, eşzamanlılık söz konusu olabilir senin için. Çok istediğin ve hala fiziksel gerçeklikte buluşamadığın şey her ne ise, dur bir bak, neden olmuyor, yeterince istemiyor muyum zaten demek yerine ‘olmama halini nasıl ve neden koruyorum?’diye sor kendine. Gerçekten dürüst ve şeffaf olduğunda, cevaplar da önünde belirir.
Kalbimize düşen her hayalin, toprağa atılan bir tohum gibi olduğunu hatırladığımız çok güzel bir gün olsun

alıntı bucukorkutofficial inst hesabından
 
Farkındalıkla yaşamak ne kadar da zordu, özellik gün içinde, işlerin yoğunluğundayken…
Bazen pişman olduğu şeyler söylüyordu, sonra saatlerce, hatta günlerce neden böyle söyledim diye kafasında yaşıyordu aynı sahneyi, bir çözüm bulamadan. Ya da keşke kendimi daha rahat ifade etseydim, niye sessiz kaldım ki diye içi içini yiyordu…
Bir gün iyi oluyordu, bir gün içi daralıyordu. Her şey sanki birden bire bambaşka bir hal alacak gibi düşünmüştü, ama sanki tam anlamıyla olmamıştı. İşin garip tarafı, artık o özgürlüğün, huzurun da tadını biliyordu, hep hayatında olsun isterken, nedendi sanki ayağına takılan bu taşlar…
Özellikle dün yaşanılanları çıkartamıyordu aklından, içi sıkılıyordu, ne yapacağını bilmiyordu, o sırada arkadaşı geldi aklına. Mesaj attı müsait misin diye, arkadaşı aradı hemen, müsaitti. Anlattı ona, “çözemiyorum” dedi…
Arkadaşı dinledi onu, henüz kendinin bilmediği, hatta çoğu insanın yapamadığı şekilde ‘derin’ dinledi. Ve öyle bir yol gösterdi ki ona, resmen içine su serpilmişti ve kendisiyle ilgili çok büyük bir şey daha keşfetmişti. Neden bu kadar kafasına taktığını da anladı. Şimdi çok daha güçlü hissediyordu kendini.
Ve arkadaşı telefonu kapatmadan önce, çok önemli bir şey daha söyledi…
“Negatif durumlar aslında bizim büyümemiz, farkına varmamız için oluyor. Neden olduğunun farkına varırsan, senin için zıplama tahtasına dönüşür. Umursamazsan ruhunun acı çekmesine sebep olursun. Her daim seçim sana ait, bu hayat senin, nasıl yaşamak istediğin de. Hiç bir şey tesadüfen olmuyor hayatında. Şu anda henüz yapamıyorsun ama, zamanla pratik yaparak, çözümü kendiliğinden bulacaksın, emin ol. Yapamazsan da, ben her zaman destek olmak için burdayım, söz verdiğim gibi.”
Birbirlerine sevgi sözcükleri söyleyerek kapattılar telefonu. Şimdi daha iyi anlıyordu, hayatında olan hiçbir şey, negatif olaylar da dahil, boşuna değildi. Çözümleyerek, suyun akış yönünü değiştirmişti…
alıntı bucukorkutofficial inst hesabından
 
DERDİYLE UYUYAN DERMANIYLA UYANIR KİTABINDAN ALINTI
“Ben sadece ALLAH'tan korkarım”

Bu sözü bazı olayların neticesinde, tehdit edildiğinde, kavga sonrasında veya kendini ispat etmek istediğinde söylüyor olabilirsin bir yerlerde. Sosyal medyada bu tarz yazılar yazıyor olabilirsin. İkili ilişkilerde olayın yeri ve zamanı geldiğinde bu sözü sarf ediyor olabilirsin. Bu sözle anlatmak istediğin şeyler başka olabilir. Lakin unutma dil çoğu kez kişinin belasıdır.
İnsanın başına her ne gelirse gelsin kendi elleriyle yaptıkları, kendi diliyle söyledikleri neticesinde gelir.
“Kendi ellerinizle yapıp ettikleriniz” ayetini hayatının her anında hatırla.
“İmtihan dünyası” diyoruz amma sakın şunu da unutma; her an her dakika imtihan olmuyoruz!
Kur’an-ı Kerim'in ayetle açıkladığı gibi “Bu dünya oyun dünyası” “bu dünya meşguliyet dünyası”
Her an her dakika oyun dünyasındayız ama her an her dakika her saniye imtihanda değiliz. İmtihanı başlatan bizim kullandığımız manasını tam düşünmediğimiz iddialı kelimeleridir. Şimdilerde hukuki bir terimmiş gibi gözüken bir cümle var. Bu aslında tasavvufun ve hatta en derininde Ledün ilminin güzel bir sözüdür;
“Müdde-i iddiasını ispatla mükelleftir.”
Yani iddia sahibi iddia ettiği olayı ispat etmek zorundadır.
“Ben sadece ALLAH'tan korkarım” dediğin anda artık kendine yeni bir imtihan sahası açmış olursun.
Bu sözünde samimi misin, değil misin, bunun ispat olması için değişik olaylar başına gelerek imtihan olacaksın. İmtihanı başarıyla verirsen hayatın mucizelere açılır. En sonunda güzel şeyler olur ve sen ALLAH'ın sevdiği kullar arasında yer alırsın. Fakat bu sözden sonra başına gelecek hadiselere dayanmalı ve üzerine gelen kişilerden, varlıklardan korkmamalısın. Sadece ALLAH'tan korkmalı ve çok cesur olmalısın ki bu sözünü ispat etmiş olasın.
Unutma sadece tek bir olay olmaz. Ne kadar süreceğini, ne kadarlık bir zaman dilimi içerisinde bu imtihanın sonuçlanacağını bilemezsin. Bir tek olay olup sadece ondan korkmadın diyerekten imtihanı başarıyla vermiş olmazsın.
Böyle iddialı ve ağır imtihanları başlatan sözleri söyleme. İddialı sözler ağır imtihanları beraberinde getirir.
 
Hem bu söz gururlanma, kendini övme sözüdür. Bir noktadan sonra kişinin enaniyetini, benliğini, nefsini kabartacak, azdıracak sözlerdir. Bunlar sen farketmeden, çok iyi dini sözler söylediğini zannederken nefsinde olmaya başlar.
“Ben sadece ALLAH'tan korkarım” diye birilerine ya da yalnızken kendine bu sözü söylemek yerine, abdestini alarak usulüne uygun dua ederken;
“ALLAH'ım bu dünya hayatı çetin ve ben senin vereceğin herşeye muhtacım. Etrafımda insanlığını unutmuş, her türlü kötülüğü yapabilecek insanlar var. Ben bunlardan korkabilirim. Bunlar beni korkutabilir. Her ne kadar da sadece ve sadece senden korkmam gerekse de ben acizim, bunlar beni boş bir anımda korkutabilirler. Ya Rabb yarattığın her türlü mahlukatın her türlü şerrinden sana sığınırım. Beni koru. Beni sadece senden korkan bir kul eyle” diye dua edersen senin için bu alanda ağır bir imtihanın açılmasına sebebiyet verecek olayları başlatmamış hem de ALLAH'tan başka kimseden korkmayan, selametle ve huzurla yaşayan bir kul olursun. DERDİYLE UYUYAN DERMANIYLA UYANIR (MUSTAFA KAYA)
 
Etrafına baktığında böcekten ağaca, kediden kuşa köpeğe çirkin, süslenmemiş, özenilmemiş ya da gereksiz diyebileceğin bir tane bile varlık yoktur. Kafanı çevirip şöyle bir gökyüzüne bak... O muazzam gökyüzünde gündüz bulutlar, gece yıldızlar âdeta sineye düşmüş elmaslar gibi parlar. Estetiğin yegâne sahibi Allah’tır. O yaratışıyla güzellik anlayışında en tepe noktadır.
Allah Güzel’dir ve güzeli sever... Bu ahlak için de böyledir. Allahımızın hele ki insanlar içinde en güzeli olan Efendimiz’i (s.a.v.) sevmesi ve ona “Kâinatı senin için var ettim” demesinde hiçbir tuhaflık yoktur. Tuhaflık bizlerin bakış açısındadır.
İnsan kendi yaparken “normal” gördüğü şeyleri başkaları yaparken “tuhaf” görmeye meyillidir. İşte bu yüzden aynaya ihtiyacı vardır. Kendinizle yüzleşmeden Allah’ı tanımanız mümkün değildir.
Yukarıda değindiğimiz bu hadis elbette ki sahih olmalıdır ve bu durum son derece de “mantıklı”dır. Çünkü bahsedilen “YA SİN”: yegâne Kâmil İnsan (Hakikati Muhammediye) tanımı içine Efendimiz’in (s.a.v.) hücreleri gibi olan ve onun bilinci içinde yer alan gelmiş geçmiş tüm insanlık ve dolayısıyla sen de ben de girmekteyiz.
“Âdem ruh ile ceset arasında iken ben peygamber idim.”
Eğer ki insanı “bedenden ibaret” zannedersen “Âdem yaratılmadan evvel ben peygamberdim” diyen Efendimiz’in (s.a.v.) bu sözle anlattığı “bâtınî ilmi” de anlamazsın...
.
.
İşaret 5, Misafir-sin (DENİZ ERTEN)
 
Peygamberimiz (s.a.v.) dünyanıza teşrif ettiğinde iyilik gibi kötülük de arttı. İnsan-ı kâmilin en büyük özelliklerindendir
bu; “büyüteç” gibi, Güneş gibidir... Güneş ışığı her neye çarparsa çarptığı şeyin kokusunu çoğaltır. Çöpe çarparsa çöp kokusu artar, güle çarparsa gül kokusu... Oysa ışık aynı Güneş ışığıdır… Görüntüdeki farkı yaratan ise sadece güneş ışığının çarptığı mahal yani Ayna’dır!
Belki size dünyada karanlık artmış gibi görünüyor ve öyledir, doğrudur ama unutmayın ki karanlığın artışı ışığın arttığının da işaretidir! Gölge Güneş’in delilidir. Bir yerde karanlık arttıysa orada ışık da artacak demektir! Amerika’da şu an olduğu gibi!
Göreceksiniz!
2012 Kıyamet Takvimi yani Kıyam-Uyanış tarihi ile gördüğünüz üzere şiddet de arttı şefkat de... Işık da arttı karanlık da... Bu yüzden de şeytani sistem bu uyanışı bastıracak her tür aracı (gerek gıda gerek medya) sonuna kadar kullanıyor.
Artık Rabbimizin sizi yakalayacağı yer olarak işaret ettiği “perçemleriniz” yani “prefrontal korteksinizde” “ahlaki hasarlar”
oluşturulmaya çalışılıyor. İnsan olma ahlakı üzerinde…
Sevgi ve şefkat üzerinde!
Tüm âlemi cem etmiş olan insan makamı bilincinde prefrontal korteks, insanı insan yapan bölgedir. Prefrontal korteksiniz yani bilinçli farkındalığınız, ilkel güdülerinizi:
Nefsi Hayvanî’yi kontrol edebilmeniz için ciddi anlamda eğitilmelidir!
Unutmayın Allah sizi “İradesinden” değil “Emirlerinden” sorumlu tutuyor. Burada “Onları perçemlerinden yakalayacağız”
ayetinde ifade edildiği gibi “eğitilebilen ve eğitildiği için de eğiten beyin: bilinçli bölge” işaret ediliyor.
Eee, şeytanın hizmetkârları da az önce değindiğim filmler, bilgisayar oyunları gibi vasıtalarla toplumlarda şiddeti, istismarı,
öldürmeyi normalleştirerek prefrontal kortekslerinizin bu dürtülere “Dur!” demeyi öğrenmesini engellemeye, yok etmeye çalışıyorlar.
Allahualem...
.
.
İşaret 5, Misafir-sin (DENİZ ERTEN)
 
Biraz fazla paylaşım yaptım umarım sıkılmamışsınızdır arkadaşlar. 6-7 aydır okuyorum bu topiği 1000li sayfalara geldim. Çok şey öğrendim tavsiye edilen bazı kitapları okudum. Siz benim aydınlanmama vesile oldunuz istiyorumki bende bundan sonra okuyacaklara vesile olabileyim..Benim de payım olsun gelişimlere aydınlanmalara..Sizleri seviyorum
 
Uzun zamandır konuyu okuyamıyorum yasadıgımız sıkıntılı durumdan oturu..yine olumlama yapmakta içimden gelmiyordu ama bugunden itibaren tekrar baslayacagım inşallah
İki yeni kitap aldım sınırsız güç ve Rezonans kanunu. Hazır evdeyken kitap okumak içinde iyi bir fırsat
İnş bu zorlu günleri atlatırız
 
Merhaba arkadaşlar nasılsınız ben buradaki filmleri izlemeye başladım kelebeğin etkisi ve bugün aslında dündü filmlerini izledim güzeldi ikiside birde Serpil ciritçinin 21 günlük çalışması var onu yapıyorum sizde başlayabilirsiniz belki bu günlerde iyi gelir hoşçakalın
 

Eklentiler

  • D7F68F91-A025-4B40-80D7-D20CAA92B5B2.webp
    70,8 KB · Görüntüleme: 64
Son düzenleme:
Merhabalar pozitif canlar içimizdeki pozitif kıvılcımı alevlendirme büyültme ve çoğaltma zamanı korkmayalım bizden çok var aslında ... bir domino etkisi bekliyor sadece " belki okuyan kişi sen baslatacaksin bu pozitif etkiyi hii ne dersin " başlayalım başlatalım o halde ...
Zaman Sevgide ışıkta kalma zamani karanlikta değil ...
Sevgiler Sahra ❤


******
evrimleevren
Son zamanlarda ulkemizde ve dunyada tek bir gundem var; "CORONA!"TV, gazete, sosyal medya,...kafamizi nereye cevirsek Corona ile ilgili bir bilgi gelip bize carpiyor Gecen gun arkadaslarla konusurken iclerinden biri "of ya odagim kaydi" dedi. Evet, odagimiz kaydi hatta ve hatta şaftımız kaydi ama bu gayet dogal. Cunku ilk kez boyle bir durum yasiyoruz. Daha once boyle bir seyi hic deneyimlememistik Hastalik var, ölüm var, karantina var ve bunlarla birlikte bizlerde de korku, endise, merak ve dahasi var. Yani bircok duyguyu icice yasiyoruz Fakat diger yandan sevgi ve yardimlasmanin da yeniden dogusu var❤ Hep birlikte cok farkli bir gerceklige uyaniyoruz. Butun bu surecle birlikte insanlar yavasladi, hayatlarina sevdiklerine ve hatta cevrelerine farkli bir acidan yaklasmaya basladi Hastaligi inkar etmeyelim ama ayni anda zihinlerimizin de hastalanmasina gerek yok. Bedenimizin temizligine dikkat ederken, zihnimizi de unutmayalimDusuncelerimizi degistirirsek, dunyamiz degisir! Ve dusuncelerinizin ne kadar guclu oldugunun farkina vardiginiz an, bir daha negatif dusunceleri zihninizden gecirirken her birine Ingiltere vizesi uygulardinizSıkıysa gelsin, hooop arkadas nereye? Oysa cogumuzun zihni negatif dusuncelere vize falan uygulamiyor bile, yani gelen elini kolunu sallayip iceri giriyor ve zihnimizi kirletiyor. Bu kirlenme ile birlikte bedenimiz de etkileniyor. Cok sevdigim bir soz var "Tekrar iyi hissetmekten sadece bir dusunce uzaktayiz" (Paul Ferrini) O gun arkadaslarla konusurken "ok Evrim durum bu. Hastaligi yok edebiliyor musun dunyadan? Hayir. Peki, farkli bir bakis acisiyla baksan bu durumun hediyeleri ne olabilirdi?"diye sorunca kendime, aklima gelenleri hemen whatsapp grubuna bir ses kaydi olarak attim. Ve biranda gruptakiler de bu cagrima geri donus yapip o alani sulamaya basladilar❤ Devami yorumda⬇ #canliyayin #birebirseans #yaşamkoçu#onlineworkshop #coaching #coach #lifecoach #bereket#aşk #smilemore #smile #instapic #beyourself#coloursinlife #lifeincolor #gülümseodaklandeğiştir #happy#instagood #bestoftheday #instagram #kendinedeğerver#kendimiseviyorum #keyif #kişiselgelişim #bollukbereket#para #pozitif #corona 6
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…