- 5 Aralık 2012
- 11.930
- 7.929
- 198
Çok güzel yazmışsınız.Daha kitabın başlarındayım,eğer bu konu hakkında başka bilgiler okursam yazarım.Ama benim anladığım şu,salih kullar Allah'a tam bir tevekkülle bağlıdırlar.Yaşayışları itibariyle Allah'tan gelen her şeye razıdırlar.Bela da olsa,musibet de olsa öpüp başlarına koyarlar. "Allah hayırlısını versin." demek de evliyaların,salih kulların duasıdır.Onların yaşantısıyla bizim yaşantımız,iman ve tevekkül seviyemiz aynı değil. Onlar hayırlısını dilerken "Acaba ne olacak?" diye sormazlar.Allah neyi takdir ettiyse onu yaşar ve şükrederler. Peki bizler Allah'ın verdiği her belaya "elhamdülillah" diyebilecek miyiz? Belki de isyana düşeceğiz.Bu yüzden hayrın ne olduğunu bilmiyoruz.Hayırlısını dilerken Allah bize çok ağır musibetler yaşatabilir sırf olgunlaşalım diye.
Dua ederken pozitif kelimeleri seçip,kelimelerimizin nereye varacağını iyi hesap ederek dua etmeliyiz.Bir yazı okumuştum.Uzun yıllar çocuğu olmayan bir kadın Allah'a "Ya Rabbi,bana öyle bir çocuk ver ki,bir an bile başından ayrılmayayım." diye dua ediyor.Allah ona bir çocuk veriyor fakat çocukta ciddi bir hastalık oluşuyor.Öyle ki,kadın çocuğunun uykusunu takip etmezse boğularak ölme ihtimali var.Bu yüzden kadın çocuğunun başından bir an bile ayrılamıyor.Duası tam da kelimelere döktüğü şekilde kabul oluyor ama sonuç mutlu bir sonuç değil.Belki kadın," Ya Rabbi,bana sağlıklı,ahlaklı bir evlat nasip et" deseydi her şey daha farklı olacaktı.
Yani dua ederken detaylı ve kelimelerimizi özenle seçerek dua etmeliyiz ve mümkün mertebe olumlu kelimeleri tercih etmeliyiz:)



Bakara Suresi - 216. Savaş, hoşunuza gitmediği hâlde, size farz kılındı. Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş
görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.