- 29 Nisan 2011
- 2.765
- 12.763
- 408
Gece rüyalarımız gibi olmalı.Nasıl ki rüyayı dışarıdan görmüyorsunuz içeridesiniz yaşıyor gibi aynen öyle.Tadını alıyorsunuz,dokusunu hissediyorsunuz,üşüyorsunuz,yanıyorsunuz,gülüyorsunuz,ağlıyorsunuz.Acıyı,mutluluğu hissediyorsunuz.İmajinasyon da esas olaylar beş duyu organını devreye sokabilmek,bilinçaltı gerçek hissetmeli çünkü.O an ikileme düşecek fiziksel alemde görmek için döngüyü başlatacak.Nasıl ki prize takıp tv yi düğmesine bastığımızda ekran geliyorsa karşımıza somut olarak biliçaltınının da yapmak istediği şey bu.Bilinçaltı duygularla çalışıyor,yeterli enerjiye ulaştığında da ekran karşımıza geliyor.Enerjiyi etkileyen unsurların en önemlisi tabiki inançlarımız.İnançlar konusunda da olumlamar ve pozitif düşünce devreye giriyor işte![]()
Korkulanın başa gelmesi,kısır döngü gibi hayatımıza aynı olayların aynı insanların girmesi,yastık değişir kader değişmez ya da şeytan tüylü insanların insanların şansı olayları kendine çekmesi,para parayı çeker gibi tüm söylemlerin anası,babası,atası dedesidir bu bilinçaltının çekimi.Çok saçma derseniz de haklısınız sizi ispatlayacak kadar saçma şeylerle karşılaşırsınız, çok mantıklı derseniz de haklısınız yine sizi bu düşüncenizi haklı çıkaracak şeyler çıkartır.Kuantum boşluk kabul etmiyor,her inanç karşılığını buluyor.Sonuç olarak bizler inançlarımızdan oluşuyoruz.