- 2 Temmuz 2019
- 1.491
- 1.501
- 133
öncelikle herkese merhaba. konu uzun olabilir baştan belirteyim içimi dökmek istedim sizlere. hani deriz ya nereden, nereye… öyle bir sorgulama anındayken eski konularıma bakayım dedim. sosyal ilişkilerde yaşanan zorluklarım, gelmiş geçmiş olan travmatik deneyimlerim vs.. olay mahaline bir dönmek istedim her suçlu gibi. faydası oluyor böyle şeylerin bana. eski konularımı ve beni hatırlayanlar bilir çok şey yaşadım, kötülük gördüm falan ama itinaylada yapacaklarımdan geri kalmıyordum.
eskiden daha kaprisli, inatçı, çocuksu biriydim olayları sakinlikle karşılamak mantıkla hareket etmek yerine sivrilen konumlarda olmayı tercih etmişim. hayata, insanlara karşı duyulan bir çocuğun öfkesiydi. hep tepkisel, dürtüsel davranmışım. ben yıkılıyorsam bende yıkarım demişim. bazı insanlar beni huzursuz ettikleri için onları huzursuz etmeye çalışmışım dolaylı yollardan. böyle bir savaşa girmişim. bazen bir oyunu kazanmanın en iyi yolu, o oyundan çıkmaktır diyebildiğim ilk andan itibaren çok rahat ettim.
eski uzun ilişkimdede bu böyleydi, değer, ilgi, şefkat göreyim diye öz saygı diye bir şey kalmamıştı. son zamanlarda adama açık açık beni değersiz hissettiriyorsun hiç özel hissettirmiyorsun diye çemkiriyordum. kalk git ne duruyorsun ilişki o hale gelesiye kadar değil mi yani neyin inadıydı bu bendeki anlamıyorum. arkadaşlık ilişkilerimdede hep onay, pohpohlanma gibi konularda eksikliklerimi tatmin etmek için bunlar dışındada ne yaparlarsa yapsınlar affetmişim sineye çekmişim. hiç sınır çizmemişim. uğruna burada konu açtığım hiç kimse bugün hayatımda değil.
hala daha hayatımda kalan insanlarlada, yeni edindiğim arkadaşlarlada, kalabalık ortamlardada sosyal problemler yaşıyorum eskisi kadar olmasada ama hayatımı güzelleştirmeye çalıştığım bu dönemde daha çok işime odaklı durumdayım artık zamanında bunlar yaşanırken geç kaldığım diğer şeyleri telafi etmeliyim kafasındayım.
benim için iyileşmenin en zorlu yanı mükemmelliyetçi olmayıda bir kenara bırakıp,
sıradan, herhangi bir vatandaş olmayı kabul etmek ve sindirmekti. eskiden kendimi özel biri olarak görürdüm ( herkesten üstün olmak anlamında değil ) ayrıcalıklı hissetmeyi ister ve severdim. bu benim zaafımdı. içten içe bu şekilde davranılmasını beklerdim. böyle biri olduğum içinde insanların beni çekmeleri için ya bir çıkarlarının olması gerekiyordu ve banada karşılığında bunu sunuyorlardı, yada bunu zaafım olarak görüp alma verme dengesi ile oynayıp, ben almak istediğimi alacağımı sanarken aksine benim verdiğim bir hale getiriyorlardı. kısacası border-histriyonik örüntülere sahip bir kişiliğim vardı.
eskiden bu farkındalıklara sahip olmadığım için bir illüzyonun içerisindeydim hala daha etkisi sürüyor sonuçta her ne kadar zorlu yanları olsada eskiden çok kolay ulaşabildiğim şeylerdi bunlar (pohpohlanmak gibi) ama artık ulaşamadığım için kendimi boşlukta gibi hissediyorum. umarım yerine daha sağlıklı şeyler koyabileceğim günlerde gelecek.
farkındalığın yükselmesi bazen gerçekten çok acımasızca oluyor, hatta egomu insanlardan çok farkındalığımın yükselmesi zedelemiştir. insanın kendiyle ilgili gerçekler yüzüne tokat gibi çarpıyor. mesela eskiden kendimi ortalamaya göre neşeli, eğlenceli, deli dolu biri olarak tanımlardım ama o kadarda değilmişim dedim. sadece insanlar bunun aksini hissettirmek istediler. bu arada sorun değil herkes sosyal becerileriyle öne çıkan, esprili vs… olmak zorunda değil. aslında bence ben sıkıcı, sohbeti öyle çokta sarmayan biriyim. bunları kolayca yazıyorum ama aslında başlarda kabul etmek çok zor oldu. bende derin, düşünceli ve farklı becerileri olan bir insanım kendimce ve aynı anda her şey olamayabilirim. elbette çok yıkıldım, çok dağıldım. ama bir şekilde toparlıyor insan.
ama olsun, artık kendi değerimin farkındayım ve değerimi böyle sağlıksız kaynaklar üzerinden belirlemiyorum. doğal olarakta artık kimseye katlanmama gerek kalmıyor, hayatımda kalan veya yeni girmiş olan insanlarlada etkileşim halindeyken hem kendimin hem karşımdakinin sınırlarını daha iyi gözetiyorum.
bir şeylere elbette hala çok açım ama hayatın bana verdiği kadarıyla yetinmeyi öğrenmeye çalışıyorum. çünkü çok daha fazlasını isteyip ulaşmak içinde kendimi yorarak, hırpalayarak, kendimden vererek, kaosların, dramaların içinde sorumsuzca ve fütursuzca yıllarımı geçirdim ve şu anki durumum daha iyi geliyor bana.
bu süreçlerde psikolojik destek almayıda ihmal etmedim elimden geldikçe. sadece eskiye göre kendimi daha yalnız hissediyorum ve aslında yine mutsuzum ama en azından tüm bu yüklerimden arındım ve kurtuldum huzurum eskiye göre daha iyi ve kafam daha rahat. umarım bir gün artık benimde yüzüm güler. okuyan okumayan herkese teşekkür ederim…
eskiden daha kaprisli, inatçı, çocuksu biriydim olayları sakinlikle karşılamak mantıkla hareket etmek yerine sivrilen konumlarda olmayı tercih etmişim. hayata, insanlara karşı duyulan bir çocuğun öfkesiydi. hep tepkisel, dürtüsel davranmışım. ben yıkılıyorsam bende yıkarım demişim. bazı insanlar beni huzursuz ettikleri için onları huzursuz etmeye çalışmışım dolaylı yollardan. böyle bir savaşa girmişim. bazen bir oyunu kazanmanın en iyi yolu, o oyundan çıkmaktır diyebildiğim ilk andan itibaren çok rahat ettim.
eski uzun ilişkimdede bu böyleydi, değer, ilgi, şefkat göreyim diye öz saygı diye bir şey kalmamıştı. son zamanlarda adama açık açık beni değersiz hissettiriyorsun hiç özel hissettirmiyorsun diye çemkiriyordum. kalk git ne duruyorsun ilişki o hale gelesiye kadar değil mi yani neyin inadıydı bu bendeki anlamıyorum. arkadaşlık ilişkilerimdede hep onay, pohpohlanma gibi konularda eksikliklerimi tatmin etmek için bunlar dışındada ne yaparlarsa yapsınlar affetmişim sineye çekmişim. hiç sınır çizmemişim. uğruna burada konu açtığım hiç kimse bugün hayatımda değil.
hala daha hayatımda kalan insanlarlada, yeni edindiğim arkadaşlarlada, kalabalık ortamlardada sosyal problemler yaşıyorum eskisi kadar olmasada ama hayatımı güzelleştirmeye çalıştığım bu dönemde daha çok işime odaklı durumdayım artık zamanında bunlar yaşanırken geç kaldığım diğer şeyleri telafi etmeliyim kafasındayım.
benim için iyileşmenin en zorlu yanı mükemmelliyetçi olmayıda bir kenara bırakıp,
sıradan, herhangi bir vatandaş olmayı kabul etmek ve sindirmekti. eskiden kendimi özel biri olarak görürdüm ( herkesten üstün olmak anlamında değil ) ayrıcalıklı hissetmeyi ister ve severdim. bu benim zaafımdı. içten içe bu şekilde davranılmasını beklerdim. böyle biri olduğum içinde insanların beni çekmeleri için ya bir çıkarlarının olması gerekiyordu ve banada karşılığında bunu sunuyorlardı, yada bunu zaafım olarak görüp alma verme dengesi ile oynayıp, ben almak istediğimi alacağımı sanarken aksine benim verdiğim bir hale getiriyorlardı. kısacası border-histriyonik örüntülere sahip bir kişiliğim vardı.
eskiden bu farkındalıklara sahip olmadığım için bir illüzyonun içerisindeydim hala daha etkisi sürüyor sonuçta her ne kadar zorlu yanları olsada eskiden çok kolay ulaşabildiğim şeylerdi bunlar (pohpohlanmak gibi) ama artık ulaşamadığım için kendimi boşlukta gibi hissediyorum. umarım yerine daha sağlıklı şeyler koyabileceğim günlerde gelecek.
farkındalığın yükselmesi bazen gerçekten çok acımasızca oluyor, hatta egomu insanlardan çok farkındalığımın yükselmesi zedelemiştir. insanın kendiyle ilgili gerçekler yüzüne tokat gibi çarpıyor. mesela eskiden kendimi ortalamaya göre neşeli, eğlenceli, deli dolu biri olarak tanımlardım ama o kadarda değilmişim dedim. sadece insanlar bunun aksini hissettirmek istediler. bu arada sorun değil herkes sosyal becerileriyle öne çıkan, esprili vs… olmak zorunda değil. aslında bence ben sıkıcı, sohbeti öyle çokta sarmayan biriyim. bunları kolayca yazıyorum ama aslında başlarda kabul etmek çok zor oldu. bende derin, düşünceli ve farklı becerileri olan bir insanım kendimce ve aynı anda her şey olamayabilirim. elbette çok yıkıldım, çok dağıldım. ama bir şekilde toparlıyor insan.
ama olsun, artık kendi değerimin farkındayım ve değerimi böyle sağlıksız kaynaklar üzerinden belirlemiyorum. doğal olarakta artık kimseye katlanmama gerek kalmıyor, hayatımda kalan veya yeni girmiş olan insanlarlada etkileşim halindeyken hem kendimin hem karşımdakinin sınırlarını daha iyi gözetiyorum.
bir şeylere elbette hala çok açım ama hayatın bana verdiği kadarıyla yetinmeyi öğrenmeye çalışıyorum. çünkü çok daha fazlasını isteyip ulaşmak içinde kendimi yorarak, hırpalayarak, kendimden vererek, kaosların, dramaların içinde sorumsuzca ve fütursuzca yıllarımı geçirdim ve şu anki durumum daha iyi geliyor bana.
bu süreçlerde psikolojik destek almayıda ihmal etmedim elimden geldikçe. sadece eskiye göre kendimi daha yalnız hissediyorum ve aslında yine mutsuzum ama en azından tüm bu yüklerimden arındım ve kurtuldum huzurum eskiye göre daha iyi ve kafam daha rahat. umarım bir gün artık benimde yüzüm güler. okuyan okumayan herkese teşekkür ederim…