küçük yaşta olunca çok büyük yara açılıyo ve isteseniz de kapatamıyosunuz..gerçekten çok zordu benim sürecim olur da hedefime ulaşırsam inşallah başarı hikayemde hepsini anlatmak istiyorum birilerine motivasyon olsun diye,ama sadece şunu söyleyebilirim mutluluğu elde ederim belki ama ne zaman o günler gelse aklıma oturur ağlarım öyle sızlar hala..
Ben de çok küçüktüm, 9 yaşımdaydım şişman olmaya başladığımda... 26 yaşımdayım; bu yaşa kadar balık etli bile olmadım, şişman oldum. Ben de küçük yaşta büyük yaralar aldım, zaten bu durumu yaşayanların hayat hikayesi aşağı yukarı hep aynıdır. Çok iddialı konuşmak istemiyorum, belki gerçekten de senin yaşadıkların çok başka şeylerdir ama ne kadar başka olabilir ki? Ya da biraz daha fazlasını yaşamış olsan ne fark eder?
Ufacık bir çocukken (üstelik insanların içinde) şarkılar söylenerek dalga geçildim. Şişman olduğum için pandikler yedim. Kendi annem "ayı, pisboğaz, bencil, insan değil" ler de aralarında olmak üzere bana bir sürü şeyler söyledi. Burda kim yazsa benzer şeyler yazar, daha hepimizin yaşadığı ama nispeten klişe kalan bir sürü şey var ki onları yazmaya bile gerek duymuyorum. İnsanların şişmanlardan sırf şişmanlar diye nefret ettiğini ve zayıfları da sırf zayıflar diye sevdiklerini kim bilir kaç binlerce kez gördüm ve yaşadım. Şişmanım diye arkadaşım olmadı. Gözümün önünde herkes doğumgünü partisine çağırılırken ben şişman olduğum için çağırılmadım.
Hiç kilo problemi yaşamamış insanlar bunları duyduğu zaman "Olur mu canım öyle şey, başka bir şey yüzünden öyle davranmışlardır sana..." derler. Ama gerçekleri biz biliriz. Sevilmememizin, bir yere çağırılmamamızın, saçımızın rengiyle bile dalga geçilmesinin asıl nedeninin kilolar olduğunu biliriz.
Benden, ondan ya da bundan daha fazlasını veya daha azını yaşamış olabilirsin. Belki 40 yaşındasındır da 30 yıldır yaşamışsındır bunu, benden daha fazlasını görmüşsündür. Ama zaten bunca zaman mutsuz olmuşuz; mutsuzluğumuzun kaynağını ortadan kaldırınca da mutsuz olmaya ne gerek var?
Ben berbat bir haldeydim. Hani yaralarının kapanamayacağından bahsetmişsin ya; işte ben o yaralardan ibaret biriydim. Ama sonra kendimi değiştirmeye karar verdim. Bunu kendimi dinleyerek ve severek yaptım. Kendimle konuştum. Her yaşımla konuştum. 9 yaşımdaki halimi karşıma alıp ona o sözleri söyleyenlerin henüz çocuk olduklarını ve ne yaptıklarının farkında olmadıkları için söylediklerini anlattım. 15 yaşımdaki halime daha farklı şeyler anlatmam gerekti. :) Bir gün 21 yaşımda bir akşam eve doğru yürürken gördüğüm, 30'lu yaşlardaki adamın sırf beni aşağılamak için kendi kendine "Anaaaa, erkek değilmiş lan bu; kadınmış." demesinin altındaki psikolojiyi de anlattım kendime. Kendimi ikna edene kadar anlattım. Kim niye demişti bunları bana, niye yapmıştı? Asıl suçlunun ben olmadığımı öğrettim kendime, içimdeki her yaşıma öğrettim. Sadece kilo konusunda da değil; daha başka konulardaki yaralarımı da benzer taktiklerle iyileştirdim/ iyileştirmeye çalıştım.
Sonunda kendimden gerçekten de yeni bir ben yarattım. Kendim olmaya, insanların içinde kendim gibi davranmaya başladım. Fikirlerimin arkasında durabilmeye başladım. Bir kaç yılda o kadar çok şeyi değiştirdim ki ama örnekleri yazıp konuyu daha fazla dağıtmayacağım. İyileşmeyen birkaç yaram kaldı, hepsi de annemle ilgili... Belki de anne insan hayatında önemli bir figür olduğu için onun açtığı yaraların kapanması çok zor oluyor. Ne kadar mantığa bürüsen, annenin sana söylediği sözleri kendi problemlerinden ötürü söylediğini bilsen de kırılmadan duramıyorsun bazen...
Demek istediğim şey başkalarının sende bıraktığı kötü izleri üzerinde taşıyarak kendi kendine kötülük etme. İyileştir kendi, inan herkeste bunu yapabilecek güç var. İnsan hayatta o kadar çok şey yaşıyor ki... Her olumsuz deneyimi içimizde yaşatıp kendimize küsecek olsak yaşayan ölüler oluruz. Sev kendini. Güzel ve mutlu yaşamayı iste. Ailen ve arkadaşların günün belli bir kısmını geçirirler senle... Kimin işi, okulu neye müssade ediyorsa senle o kadar vakit geçirir: 2 saat, 5 saat, 10 saat... Ama sen kendinle 24 saat geçiriyorsun. Her an kendinle yaşıyorsun. Neden kötü duygularla yaşayasın ki? Sen değişmeyi seçtiğin zaman o günleri, o anılarını hatırlayınca ağlamayacaksın, bil bunu... Kendine neden öyle davranıldığını öğrettiğin, suçlunun onlar olduğunu gördüğün zaman ağlamayacaksın. İnsan hayatta her şeyi yaşayabilir; bazen bile bile bir şeyler yaparız, bazen de suçsuz yere bir şeylere zorlanırız. Kendimizi affetmeyi başarmamız lazım. İnanın bana kendini tam anlamıyla seven bir insandan daha mutlusu yoktur; çünkü o kişi mutluluk kaynağını her zaman her yere beraberinde taşır.
Umarım çok konuşmamışımdır. :)
Eğer isterseniz başarabilirsiniz.
 
	 
 
		 
 
		 
 
		 
 
		 
 
		 bunu da zayıflayıp kendime güvenim yerıne geldiğin de yapacağım inşallah.. nasıl söylesem bilmiyorum ama aşkı kendime yakıştıramıyorum sanki aşık olmamalıymışım aşkı hak etmiyormuşum gibi hissediyorum... yani neymiiiş zayıflayacakmışız:)
 bunu da zayıflayıp kendime güvenim yerıne geldiğin de yapacağım inşallah.. nasıl söylesem bilmiyorum ama aşkı kendime yakıştıramıyorum sanki aşık olmamalıymışım aşkı hak etmiyormuşum gibi hissediyorum... yani neymiiiş zayıflayacakmışız:)
		
 döndüm sahalara bundan sonra düzgünce yazacağım inşallah
 döndüm sahalara bundan sonra düzgünce yazacağım inşallah 
 
 
		 
 
		 
 
		 
 
		 
 
		 
 
		 
 
		