Eşarplı hatuncukların paylaşım yeriiii :)

her seferinde topiğimize yapılan saldırılar çok canımızı yakıyo kulak asmayalım ve kötü içerik butonuna basalım arkadaşlar
 
hatshe canım hiç deneme yaptın mı eşarp ile kendine baktın m ıcanım

canım bir kaç kez denedim, aslında yakışıyor diyor herkes ama boğuluyor gibi oluyorum ya mafoldumben
sanırım ben zor kapanırım birde eşim sevmiyor :gitme: , buradaki kapalı arkadaşlarımın kıyafetlerine bakıyorum bende, çok hoşsunuz bence kaydirigubbakcemile5
 
selam herkese günaydın ben resimleri göremiyorum malesef ve sinir oluyorum ...
 

canım çok sıkı bağlıyorsundur ilk başlarda olur ama zamanla oturtursun
ben hiç aynaya bile bkmadan eşarp bağlayıp iğnelerimi takabiliyorum düşün yani kaydirigubbakcemile3
umarım Allah sana da kapanmayı nasip eder opuyorumnanaktan


DreamLover
eşrplar çok güzel güle güle kullan cnm yeni eşarplarınla resimlerini bekliyoruz opuyorumnanaktan
 
link şeklinde çıkıyo ama doğrudan çıkmıyo.
ayrıca be benim bu foruma koyduğum ilk resmim kızlar.
 
Son düzenleme:

kardeşim haklı olduğun yerler var ama önemli olan "ben şöyle düşünüyorum sen şöyle düşünüyorsun" meselesi değil. BU KONUDA BıZE BU TESETTÜRÜ EMREDEN DıNıMıZ NE DÜŞÜNÜYOR?diye sorgulamak gerekmez mi?
kardeşim bir konuda haklı bile olsanız kimseye hakaret etmeye hakkınız yok.dinimiz bize böyle söylüyo.belki siz bunu iyi bir niyetle söylüyorsunuz ama kırıcı olmamak lazım.aksi takdir de tesettürü uygulamaya çalışırken başka bir günaha ve kul hakkına girmiş oluruz.
 

pardesü gereksiz mi yani?onu mu anlıyoruz burdan?
 

Bizi sadece Allah yargılar ama uyarabiliyosak yanlış yapanları güzel bir dille müslümana yakışır şekilde uyaralım.dinimizde "emri bil maruf-nehyibil münker" iyiliği emretme kötülüğü nehyetme vardır.ama kırıcı olmadan güzel bir dille.

EMRİ BİL MARUF NEHYİ ANİL MÜNKER....

--------------------------------------------------------------------------------

By ottoman - Posted on 24 April 2008

 Erkek ve kadın bütün müminler birbirlerinin dostları ve velileridirler. İyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirirler, namazı kılarlar, zekâtı verirler, Allah'a ve Resulüne itaat ederler. İşte bunları Allah rahmetiyle yarlığayacaktır. Çünkü Allah azîzdir, hakîmdir.(tevbe-71)  Onlar (o müminlerdir) ki, eğer kendilerini yeryüzünde iktidar mevkiine getirirsek namazı kılarlar, zekatı verirler, iyiliği emrederler ve fenalığı yasak ederler. Bütün işlerin sonu sırf Allah'a âittir.(hac-41)

 "Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır. Başına gelenlere sabret, çünkü bunlar, azmi gerektiren işlerdendir."(lokman-17) HAYIRLI ÜMMET,İYİLİĞİ EMREDER KÖTÜLÜKTEN SAKINDIRIR:  Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeğe çalışır ve Allah'a inanırsınız. Kitap ehli de inansaydı kendileri için elbette daha hayırlı olurdu. İçlerinden iman edenler de var, ama pek çoğu yoldan çıkmışlardır.(al-i imran110)  Yine bizim yarattığımız insanlardan öyle bir ümmet var ki, onlar hakka yol gösterirler ve o hak ile adaleti yerine getirirler.(araf-181) İYİLİĞİ EMİR,KÖTÜLÜĞÜ MEN EDEN BİR TOPLUM BULUNMALIDIR  İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa eren onlardır.(al-i imran-104) PEYGAMBERİMİZİN İ.EMİR K.MEN KONUSUNDAKİ ÖZELLİĞİ  Onlar ki, o ümmî peygambere uyarlar, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılmış bulacakları o peygambere uyup, onun izinden giderler ki, o, onlara iyiyi emreder ve onları kötülüklerden alıkoyar, temiz ve hoş şeyleri kendilerine helâl kılar, murdar ve kötü şeyleri de üzerlerine haram kılar, sırtlarından ağır yükleri indirir, üzerlerindeki bağları ve zincirleri kırar atar, işte o vakit ona iman eden, ona kuvvetle saygı gösteren, ona yardımcı olan ve onun peygamberliği ile birlikte indirilen nuru izleyen kimseler var ya, işte asıl murada eren kurtulmuşlar onlardır.(araf-157) İ.EMİR K.MEN GÖREVİNİ YAPANLARIN MÜKAFATI  (Bunlar), O tevbekâr olanlar, o ibadet edenler, o hamd edenler, o oruçlular, o rükua varanlar, o secdeye kapananlar, iyiliği emredip, kötülükten vazgeçirenler, Allah'ın hududunu koruyanlar (emirleriyle yasaklarının ölçülerine riayet edenler)dır. Müjde ver o müminlere, müjde!(tevbe-112) EHL-İ KİTAP'TAN İNANANLAR İ.EMİR K.MEN EDERLERDİ  Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar, hayır işlerinde de birbirleriyle yarışırlar. İşte onlar iyi insanlardandır.(al-i imran 114)  Şimdi sen emrolunduğunu açıkça tebliğ et. Müşriklerden yüz çevir.(hicr-94)  Ey Muhammed! İşte bunun için insanları tevhide davet et ve sana emredildiği gibi dosdoğru ol. Onların keyiflerine uyma ve de ki: "Ben Allah'ın kitaptan indirdiğine inandım ve bana aranızda adaleti gerçekleştirmem emredildi. Allah bizim de rabbimiz sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da size aittir. Sizinle bizim aramızda hiçbir tartışmaya yer yoktur. Allah hepimizi biraraya toplayacaktır. Dönüş yalnız O'nadır.(şura-15)  Haydi öğüt ver; sen şimdi sırf bir öğütçüsün.(ğaşiye-21)  İnsanları (eğri yolun sonundan) korkut, inananlara Rableri nezdindeki yüksek makamları müjdele, diye içlerinden bir adama vahyimizi göndermemiz onlara tuhaf mı geldi? Kâfirler: "Hiç şüphesiz bu besbelli bir sihirbaz." dediler.(yunus-2)  Biz onların söylediklerini daha iyi biliriz. Sen onlara karşı zor kullanacak değilsin. O halde sen, benim tehdidimden korkanlara bu Kur'ân ile öğüt ver.(kaf-45)  Sen öğüt verip hatırlat. Çünkü, hatırlatmak müminlere fayda verir.(zariyat-55) RIZIK ENDİŞESİ TEBLİĞ GÖREVİNE ENGEL OLMAZ  (Ey Muhammed!) Ehline namaz kılmalarını emret, kendin de
 
Son düzenleme:
sabırla devam et. Biz senden bir rızık istemiyoruz. Seni biz rızıklandırırız. Güzel akibet takva sahiplerinindir.(taha-132) DAVET GÖREVİ  Biz her ümmet için bir şeriat tayin ettik ki, onlar onunla amel ederler. Bunun için (ey Muhammed!) bu konuda seninle hiçbir zaman çekişmesinler. (İnsanları) Rabbine (ibadet etmeye) çağır. Şüphesiz sen gerçekten hidayete götüren doğru bir yol üzerindesin.(hac-67)  Allah'ın âyetleri sana indirildikten sonra, artık sakın onlar seni bu âyetlerden alıkoymasınlar. Rabbine davet et. Asla müşriklerden olma!(kasas-87)  Allah'a davet eden, salih amel işleyen ve: "Ben gerçekten müslümanlardanım" diyen kimseden daha güzel sözlü kim olabilir?(fussilet-33)  (Ey Resulüm!) Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır! Ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz Rabbin kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete kavuşanları da en iyi bilendir.(nahl-125) kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete kavuşanları da en iyi bilendir.(nahl-125)  Mümin kullarıma söyle de (kâfirlere) en güzel olan sözü söylesinler. Çünkü şeytan aralarına fesat sokar. Şüphesiz şeytan, insan için apaçık bir düşmandır.(isra-53) SERT DAVRANMAKTAN SAKINMAK  Sen (o zaman), sırf Allah'ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık onları sen bağışla, onlar için Allah'dan mağfiret dile. (Yapacağın) işlerde onlara da danış, bir kere de azmettin mi, artık Allah'a dayan. Muhakkak ki Allah kendine dayanıp güvenenleri sever.(ali imran-159)  Ey Muhammed! İşte bunun için insanları tevhide davet et ve sana emredildiği gibi dosdoğru ol. Onların keyiflerine uyma ve de ki: "Ben Allah'ın kitaptan indirdiğine inandım ve bana aranızda adaleti gerçekleştirmem emredildi. Allah bizim de rabbimiz sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da size aittir. Sizinle bizim aramızda hiçbir tartışmaya yer yoktur. Allah hepimizi biraraya toplayacaktır. Dönüş yalnız O'nadır.(şura-15) TEBLİĞ KARŞILIĞINDA ÜCRET İSTEMEMEK  Bunlar, Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların hidayetine uy. De ki:"Ben ona karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O, sadece bütün âlemlere bir öğüttür.(en’am-90)  Eğer yüz çevirirseniz çevirin, ben de sizden bir ücret istemedim ya! Benim mükafatımı ancak Allah verir. Ve ben O'nun emrine boyun eğen müslümanlardan olmakla emrolundum.(yunus-72)  De ki: "Ben, buna karşı sizden bir ücret değil, ancak Rabbine doğru bir yol tutmayı dileyen kimseler (olmanızı) istiyorum."(furkan-57) TEBLİĞ SIRASINDA,KARŞILAŞILACAK HAKARET VE SALDIRIYA SABIR  Muhakkak siz, mallarınız ve canlarınız hususunda imtihan olunacaksınız. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve Allah'a ortak koşanlardan size eziyet verici bir çok söz işiteceksiniz. Eğer sabreder ve Allah'dan gereği gibi korkarsanız, şüphesiz işte bu azmi gerektiren işlerdendir.(ali imran-186)  Rableri onlara şu karşılığı verdi: "Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden, hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim. Sizler birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet edilenler, savaşanlar ve öldürülenler... Onların günahlarını elbette örteceğim ve Allah katından bir mükafat olmak üzere, onları altından ırmaklar akan cennetlere de koyacağım. En güzel mükafat Allah katındadır".(ali imran-195)  Senden önce de peygamberlerle alay edilmişti. Fakat onlardan alay edenleri, alay ettikleri şey kuşatıverdi.(en’am-10)  Senden önce de peygamberler yalanlanmıştı. Kendilerine yardımımız gelinceye kadar yalanlanmaya ve eziyet olunmaya sabrettiler. Allah'ın sözlerini değiştirecek hiçbir kimse yoktur. Şüphesiz ki sana, peygamberlerin haberlerinden bir kısmı gelmiştir.(en’am-34)  Firavun kavminin ileri gelenleri dediler ki: "Seni ve ilâhlarını terketsinler de yeryüzünde fesat çıkarsınlar diye mi Musa'yı ve kavmini serbest bırakacaksın?" Firavun da dedi ki: "Onların oğullarını öldüreceğiz, kızlarını sağ bırakacağız ve onlar üzerinde kahredici bir üstünlüğe sahibiz."(araf-127)  Musa, kavmine dedi ki: "Allah'ın yardımını ve lütfunu isteyin ve sabır gösterin. Şüphesiz ki yeryüzü Allah'ındır. Kullarından dilediğini ona mirasçı kılar. Sonunda kurtuluş müttakilerindir."(araf-128)  Sana vahyolunana uy! Ve Allah hükmünü verinceye kadar sabret. Çünkü O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır.(yunus-109)  Gerçekten biliriz ki, onların söylediklerine göğsün daralıyor.(hicr-97)  halde Rabbini hamd ile tesbih et. Ve secde edenlerden ol.(hicr-98)  Sizin yanınızdaki dünya malı tükenir, Allah'ın katındakiler ise tükenmez. Muhakkak ki biz, Allah yolunda sabredenleri, yaptıkları amelin daha güzeliyle mükafatlandıracağız.(nahl-96)  "Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır. Başına gelenlere sabret, çünkü bunlar, azmi gerektiren işlerdendir."(lokman-17)  Şimdi sen onların dediklerine sabret de kuvvetli kulumuz Davud'u hatırla. Çünkü o, zikir ve tesbih ile bize yönelmişti.(sad-17)  Ey Muhammed! İman edenlere söyle: Allah'ın cezalandıracağı günlerin geleceğini ummayanları şimdilik bağışlasınlar. Çünkü Allah her kavmi kazandıklarıyla cezalandıracaktır.(casiye-14)  Ey Muhammed! Azim sahibi peygamberlerin sabrettikleri gibi sen de sabret! Onlar için (azab hususunda) acele etme. Sanki onlar kendilerine vaad edilen azabı gördükleri gün dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaldıklarını sanırlar. Bu bir tebliğdir. Hiç yoldan çıkan fasıklar topluluğundan başkası helak edilir mi?(ahkaf-35)  Ey Muhammed! Onların söylediklerine karşı sabret. Güneşin doğuşundan önce (sabah namazını) ve batışından önce de (öğle ve ikindi namazalarını kılarak) Rabbini Hamd ile tesbih et.(kaf-39)  Başkalarının diyeceklerine sabret, güzellikle onlardan ayrıl.(müzemmil-10)  Rabbin için sabret.(müdessir-7)
bugünkü konumuzda bahsi açılmışken bu olsun arkadaşlar.
 
pardesü gereksiz mi yani?onu mu anlıyoruz burdan?

hayır pardesü giymek herkesin tercihine kalmış fakat ceket giyiliyor v.s. diye bahsettiği için ben bu örneği verdim ..yani insanların pardesü ya da ceket giymelerinin farketmediğini önemli olanın örtünmek olduğunu anlatmaya çalıştım ..sanki ceket giyiyorlar popo çizgileri belli oluyor gibi bir yaklaşım olmuştu ben de ona cevaben pop çizgisi pardesü giyenlerde de görünenler var demek istedim farketmez yani pardesülü de olsa ceket de giyse popo çizgisi herkeste görünebiliyor görünmesi doğru değil tabiki ama sanki sadece pardesü giyilmesi doğru ceket giyilmesi yanlış gibi bir tanımlama yapıldığı için ben bu cevabı verdim
 
örtünmenin ölçütlerini kuranın ilgili ayetlerine bakarak acıklama yaparsanız daha iyi olur diye düşünüyorum arkadaşlar kendimizce doğru kabul ettiğimiz kuran ölçütlerine uymuyor malesef ve bizler bunları biz öyle yapıyoruz die başkalarınada doğru olarak empoze etmeye çalısırsak başkalarınıda doğruyu öğrenmesine engel olur hatta inkara kadar gidebiliriz nacizane düşüencem hassas konularda bilgi verirken daha temkinli yaklaşalımopuyorumnanaktan Allah hepimize hakkıyla yaşamayı nasip etsin:Saruboceq:
 

evet çok doğru.aynen katılıyorum.bizim ne düşündüğümüz değil dinimizin bu konuda ne düşündüğü önemli.ben bu tesettür konusunda bir gün geniş bilgi veren alıntılar yapmayı düşünüyorum.
 
bende burada sosyal içerikli alıntılar da yapmak istiyorum .. daha önce bunu konu olarak açtım ama malesef kimse uğramadı buraya yazayım dedim..faydalı olması umudu ile ..

AKTıF TEMBELLıK

Bazı dostlarım, aktif kelimesiyle tembel kelimesini birlikte zikretmeme bir anlam verememiş olabilir. Öyle ya bir birine zıt iki kelime… Birinde aktivite, üretim, enerji, gayret, çalışma, çabalama var; ötekisinde miskinlik, atalet, durgunluk, bezginlik… Nasıl olurda bu iki kelime bir arada zikredilir?

Zikredilir, zikredilir de… Belki şiirde. Tezat sanatı; zıtlıklardaki ahengi ortaya çıkarır, uçları buluşturur.

Tezat, bizi tam bir manaya, hakikate ulaştırır.

Ama burada biz bir şiir yazmıyoruz. Düz bir cümle kullanıyor ve diyoruz ki: ınsanların çoğu aktif tembeldir.

Bunu nasıl anlayacağız?

ınsanlar, hem aktif ve hem de tembel… Olabilir mi? Gayet tabii, olur. Bir yanıyla aktif, öteki yanıyla tembel insanlar yok mu? Sürekli üreten, sürekli çalışan, sürekli uğraşan, ama aynı zamanda tembelliğin konforundan yararlanan onlarca insan var.

Tembellik biraz da konformist olmak değil midir? Bir yanıyla çalışıp çabalarken, öteki yanıyla ataleti körükleyen konforun o sıcak kucağında mışıl mışıl uyumak… Aktif tembellik sözünden bunu mu kastediyorum? Hayır. Konfora mı karşıyım? Hayır. Ya ne kastediyorum?

Bambaşka bir anlam… Bambaşka bir algı… Bambaşka bir kavrayış.

Başkalık, kelimelere yüklediğimiz anlamda gizli. Harflere, kelimelere hangi anlamı yüklüyorsak, kavramları da ona göre anlamlandırıyoruz. Aktif tembellik derken, aktife de tembele de yeni bir anlam vermek gerekir. Daha doğrusu bu kelimelerin semantiğini yapıyor değiliz, ama asıl insani yönüyle yeniden anlamlandırmalara gitmek gerektiğini düşünüyoruz.

Bu yüzden, “aktif kimdir?”, “insan ne için aktif olmalı?” ve “insan nasıl aktif olur?” sorularına yeni cevaplar aramak lazım.

Sonra, “tembel kimdir?” ve “nasıl tembel olunur?” sorularını da cevaplamak lazım.

Bugün biz, sosyal ve ekonomik anlamda üretime katılamayanlara, kişisel ve toplumsal sorumluluklarını yerine getirmeyenlere tembel diyoruz. Orada öyle duran, risk almayan, bir yaraya merhem olmayan… Kendi halinde kalan, ama kendi kendine yetinemeyen ve hep başkasından yardım bekleyen. O üretsin, ben tüketeyim diyen.

Aktif ise, bunun tam zıddı; her türlü üretimde ve tüketimde bulunan, durmayıp çalışan, kendi ayakları üzerinde durabilen ve başkalarına da yardım edebilen.

Bu genel tanımları hepimiz bir çırpıda yaparız. Çünkü karıncayla ağustos böceğinin hikayesi belleğimize yerleşmiştir… Şimdi çocukluğu, masalı, algılarımızı ve kavrayışımızı bir kenara bırakalım. Kolay olmaz, ama birkaç dakikalığına onları aklımızın bir kenarına bırakalım ve meseleye biraz farklı bir zaviyeden bakalım. Bu farklı zaviyenin çıkış noktası, insanın varoluş sebebi olsun. Bir anda, “insan ne için var?” sorusunu soralım.

Sahi ne için var edildik? Varlık sebebimiz ne?

Hep üretmek, hep tüketmek için mi? Sabah akşam çalışmak için mi? Yeni iş kollarını keşfetmek için mi? Sosyalleşmek için mi? Paylaşmak için mi? Alıp satmak için mi? Villa satın almak için mi? Son model arabalara binmek için mi?

Sahi ne için?

Yeni bir banka kredisi almak için mi? Cep telefonunu değiştirmek için mi? ınternet için mi? Kur yapmak, ağlar atmak, tuzaklar kurmak, insanları bir şeylere inandırmak yahut nefret ettirmek için mi? Kalp kırmak, düşmanlıkları körüklemek, birilerini kötü ve sakıncalı göstermek için mi? Dostlarımızı satmak için mi?

Sahi ne için var edildik?

Millet çalışırken el ense etmek için mi? Tembel tembel tv seyretmek, msn’de çet yapmak, cafede lakırdıyla ömür geçirmek, baba malını yemek, hava atmak, marka giymek… Ne için?

Ne için aktifiz? Ne için tembel?

Tam da burada inanç devreye giriyor. Varoluşu inanmadan algılamak ve anlamlandırmak pek kolay olmasa gerektir. ınanmak… Neye? Neden var olduğunu beyan eden öğretiye. Bizim inancımız bütün bu soruları pek sade ve kolay anlaşılır bir üslupla bize takdim eder: ınsan, Allaha ibadet için yaratılmıştır. ıbadet, bazı müfessirlere göre, tanımaktır. ıbadet, Allah’ı tanımamızı ve düzenini idrak etmemizi ifade eder.

Demek ki varoluş sebebi, Allah’ın düzenini tanımak, idrak etmekmiş.

Bu tanıma ve bu idrakle Allah’a yönelmekmiş.

Tanımak için yönelmek, yönelmek için tanımak.

ınanmak, harfe, kelimeye ve kavrama inanılan temel değerler açısından yeni anlamlar verebilecek bir mantığa ermektir. Bu mantık, inananla inkârcıyı bir birinden ayırıyor.

Şimdi başa dönelim ve şu soruyu soralım: Aktivitelerimiz, yapıp etmelerimiz, çabalarımız, çalışmalarımız, hayallerimiz, beklentilerimiz, umutlarımız, gelecek tasarılarımız bu varoluş sebebine ne kadar uygun?

Eğer varoluş sebebine uygun bir üretimdeysek, gayelerin gayesini unutmadıysak, gerçekten aktifiz demektir. Aksi takdirde, gece gündüz demeden çalışsak da tembeliz demektir. Velhasıl Yaratan’ı unutturan çabalar, koşuşturmalar, esas itibariyle tembellikten başka bir şey değildir.

Mevlana, aktif tembelliği, pörsümüş ve çürümüş gayretler olarak nitelendirir. Pörsümüş gayretler, iman zevkine mani olan ve insanı asıl gayeden uzaklaştıran çabalardır. Bu çabaların sahibi, menfaatçidir, temel gayesi maddi kazanç ve tüketmektir. Onun için maddi kazanç ve refaha götüren her yol mubahtır.

Pörsümüş gayretlerin sahibi, görüntüde çalışıp çabalamaktadır, aktiftir, üretkendir; ama hakikatte tembeldir. Oysa hakiki anlamda aktif hale gelmek, üretirken de tüketirken de varoluş sebebine uygun hareket etmekle mümkün olacaktır.
alıntı...
 
bu benim bu foruma koyduğum ilk resmim.ipek eşarp takıntım yoktur.bi şeyi giyerken ilk tercihim moda ve kaliteli olması değildir.kendime uygun bulduğum kıyafetleri giyerim.

alıntı yapmamanızı rica ediyorum.
 
Son düzenleme:
her zaman eşarbımı üstteki resimdeki gibi yapmam.bazen böyle de yaparım.
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…