Eşim Allah Belanı Versin Dedi

istmos

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
3 Kasım 2013
90
26
98
Eşim çok çabuk sinirlenen biri. Yaptığım söylediğim en ufak tefek şey en korkunç kavgaya bir saniye içinde dönüşebiliyor.

Daha evleneli 1.5 sene olmadı. Evlendiğimizden beri defalarca incir çekirdeğini doldurmayacak şeylerden çok büyük kavgalar ettik.

Bir kaç Örnek:
Evlilik sonrası ilk kavgamız. Evleneli bir hafta anca olmuştu. Yeğeni para koparmak için yalan söylüyordu, ben olsam para veririm ama yalan söylediğini bildiğimi ima ederim dedim. Sen bana akıl mı öğretiyorsun, ben nasıl davranacağımı bilmiyor muyum diye kavga çıkardı. Yatağını ayırdı, bir gün konuşmadı.

Bir gün kısır yapmıştım. İlk defa yapacağım için onlarca tarife baktım, en son annesini arayıp tarif aldım, soğan taze mi sever kuru mu sever ona kadar sordum... Yapma aşamasındayken gelip baktı, olmamış bu dedi, niye gıcıklık yapıyorsun daha yemedin bile dedim, sen bana nasıl gıcık dersin beni aşağılarsın diye kavga çıktı.

Bir akşam yürüyüşe çıkmıştık. Tatlı yedik, saat geç oldu, benim karnım açtı yemek yememiştim, bilmemnereye gidelim yemek yiyelim dedim, ben çok yorgunum beni anlamıyorsun hiç dedi, tamam dedim eve gidelim o zaman, sen şimdi surat asarsın üç saat dedi. oraya doğru yürümeye başladı. ben gitmeyeceğim eve gidelim dedim. elindekileri yere fırlattı. beni sokakta yalnız bırakıp gitti. ertesi güne kadar konuşmadı. ertesi gün ben anlaşmalı boşanma davası açmaya gidiyorum dedi. Onun için önce benle anlaşman gerekiyor dedim. Bir şey demedi, çıktı. Adliyeye gitmiş. O zaman daha evliliğimiz bir yılı doldurmadığı için anlaşmalı açılmıyormuş zaten. Çekişmeli dava açıp eve geldi. Akşam da hala benle konuşmayınca annemi, kayınvalidemi aradım. Ben annemin evine gidiyorum diye. Özellikle anne ve babam telefonda gitme, barışın dediler. Kaldım... Sonra bir şekilde barıştık.

Arabayla günübirlik geziye çıkmıştık. O gün arabayı çok hızlı kullandı, birkaç kere, direkt konuşmadan "aşkım bizim aracımız eski, aslında yavaş gitmek lazım 90 ı aşmamak lazım hep" filan dedim. En son eve girmek üzereyken, ana caddeden binanın önüne sert bir dönüş var, orada caddedeki trafiğin arkadan ışıkla kesilmesini bekliyoruz genelde kenara çekip, "ışığı bekle istersen" dedim. saatlerce hatta günlerce kavga ettik. onun araba sürüşüne karışmayacakmışım.

dün de dışarıda bir yerde yemek yedik. dönerken arabayı o kullandı. yavaşlaması gereken yerde hiç yavaşlamıyor. bütün kasislere çarpıyor. hızlı kullanıyor. benim 40 la gittiğim yolda o 80 le gidiyor. o araba kullanırken hep yüreğim ağzımda. akşam evde nasıl oldu hatırlamıyorum, araba konusu açıldı. aşkım bizim arabamız çok eski dedim. (benim eski arabam, neredeyse 15 yaşında, büyük kazalar atlattı altı çarptı, yan dönüp sürüklendi, ben bir kazada orta şiddette yaralandım. bunun izini hala taşıyorum fiziksel olarak ve kaza yapmaktan çok korkuyorum.) çok kaza geçirdi, frenleri de sağlam değil. sen güzel kullanıyorsun ama araba buna uygun değil. daha yavaş kullan ben çok korkuyorum dedim. beni dinlemek istemedi oflayıp pufladı, seninle beş dakika yolculuk yapıyoruz bir saat azar işitiyorum dedi. azar işitmiyorsun sana derdimi anlatmaya çalışıyorum dedim. ben bir daha senin arabana binmiycem dedi. gidip anahtarını anahtarlıktan çıkardı. allah senin belanı versin, allah kahretsin seni her akşam kavga çıkarıyorsun diye söylene söylene dışarı çıktı...

artık burama kadar geldi. ne yapmam lazım ne demem lazım bilemiyorum. hep aynı kısır döngüde yuvarlanıyoruz. sanki o bir padişahmış gibi hiçbir şeyine bir eleştiri, en ufak bir şey söylememi istemiyor. bense biyonik insan gibi olmalıyım. asla isyan etmemeliyim, korkmamalıyım, yorulmamalıyım, küsmemeliyim...

dahası da var. hep yorgundur. bir iş yapması için yirmi beş gün beş yüz defa söylemem gerekir. ama kendi sporuna gelince enerjisi olur. kendi işleri her zaman evin işinden önceliklidir. yardımcı olacağına daha köstek olur (yatağın üzerinde çamaşır katlanırken gelip ortasına yatmak gibi). uykusu gelince o saniye evdeki her ışık ve gürültü durmalıdır. yoksa bağırır çağırır. ama aynı hassasiyeti o bana göstermez...

kavga edince küser, yatağını ayırır, günlerce konuşmaz. asla ama asla barışan kişi o olmaz.

daha neler neler var da şimdilik bu kadar.

ne yapsam bilmiyorum. akşam eve gitmesem mi? başka yere taşınıp boşanma davası mı açsam? yaptıklarını görmezden gelip bu hayata devam mı etsem?
 
tatlım bence bu adam seni sevmiyor ya baksana yaptıkların
 
Konu çok uzundu canım ya okuyamadım kusura bakma .baktım okumakla bitmiyor bari konu başlığına cevap vereyim beddua döner durur sahibine döner
 
Adam boşanma davası açıyor
Siz hala duruyorsunuz
O da meydan nasılsa boş eskisinden daha fazla gürlüyor filan
Adam derken lafın gelişi adam işte

Bir de şu araba mevzusunda bence kompleksli 'senin araban' demiş ya arabayı bekarken siz kendi paranızla mı aldınız
 
ömür törpüsü gibi adammış. evi falan terkedin bi süre bu ne böyle.

evlenmeden önce nasıldı?

evlenmeden önce de böyle büyük kavgalar oluyordu. hep küserdi sık sık ayrılırdı. zaten bir yıl beraber yaşadık nişanlıyken. ama o zaman yatak terketmeler hakaretler beddualar (ve haliyle boşanma davası açmalar) yoktu.

hem nişan günümde hem düğün günümde beni ağlatan biriyle evlendim ben.

niye yaptım? bilmiyorum. sevdiği zaman çok güzel sever. günde yüz defa seni seviyorum der. çok güzelsin der. senin gibi yetenekli başarılı güzel insan tanımıyorum der. bundan vazgeçemedim herhalde.
kavga edince de tam tersi işte.
 
Ben oğlum çok ağlayıp dayanılmaz hale geldiğince, Kolundan tutuyorum başka odaya bırakıyorum.
En fazla 5 dakika sonra susuyor hatasını anlamış oluyor v.s.
Sende öyle yap. Beğenmiyor musun arkadaşım git de yada kendin git.
Neden şımartıyorsun? Senin canın yok mu?
O 1 gün mü küstü sen 10 gün küs. Gidip bir daha barışma.
Yoksa hayatının sonuna kadar böyle yaşarsın.
Ayıp ya koca adam küçük çocuk gibi
 

istiyorsa bin defa seni seviyorum desin. bazen bir küçük olumsuzluk herşeyi silmeye yeter.
siz herşeye eyvallah dedikçe kendisi iyice şımarmış.
 
çok merak ettim neden çabalama, bişeyler yapma derdindesin?? neden boşanmak için adım atmıyorsun?? yani elle tutulur bir yanı var mı bu adamın??
 
arabayı bekarken babam aldı da, kompleks yapacak bir şeyi yok ki, o arabanın ederini kendi bir ayda kazanıyor.
 
Benim esimin iki model ustu. (Gunlerce konusmamasi, bosanma, beddua vs yok ama elestirilme konusunda tahammulsuzlugu ayni)
Bu haliyle omur torpusu benimki siz nasil dayaniyorsunuz?
Aman cocuk yapmayin. Bu sefer el mahkum katlanmak zorunda kalirsiniz.
 
çok merak ettim neden çabalama, bişeyler yapma derdindesin?? neden boşanmak için adım atmıyorsun?? yani elle tutulur bir yanı var mı bu adamın??

ailesi çok iyi insanlar. onları çok seviyorum. aramız iyi olduğu zaman her şey çok güzel. maddi olarak bir şey kısmaz. içkisi sigarası interneti vb yok...
 
Burda ki tek sorun bela okumak değil kanımca.....

Allah kurtarsın kardeş.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…