Aileleri aslında baskıcı, diğer eltilerim onların dediğinden başkasını yapmıyor, ama ben biraz inatçıyımdır, bildiğimden başkasını yapmam ve eşimin ailesinde lise ve üniversite okumuş tek bayan benim. Bu nedenle benim onlar gözünde farklı bir imajım var. Bir şey yapılırken ben daha baskın gelebiliyorum eğer gelmezsem de yapmıyorum. Belki yanlış yapıyorum ama dönüp dolaşıp benim dediğime geliyorlar. Ailenin yapısını 10 aydır anlayamadım, çok garipler, aslında birbirlerini sevmiyorlar, çünkü kaç defa şahit oldum birbirlerinin arkasından attıklarına ama birbirlerinden de geçmiyorlar. Ablalar erkek kardeşlerini kocalarından çok öpüp sarılıyorlar, abiler kız kardeşleriyle karılarından daha yakın oluyorlar. Çok garipler... Hala anlayamadım ve bir sırları var gibi... Henüz eşimin de bana söylemediği... Evlendiğimden beri öyle hissediyorum...Aileyi geçelim çünkü hala çözümleyemediğim bir aile yapısı...
Ne güzel özetlemişsin aslında.. Tahmin ediyorum onun ailesi ile senin aranda gelişen herşey, buna "... soyadı sonradan alınmaz, doğulur" gibi çıkışlar da dahil olmak üzere (cahilce olduğunu kabul ediyorum), biraz da yapından ötürü kaynaklanıyor olabilir. Bildiğinden başkasını yapmıyor oluşun takdire şayan... Ancak üslubta hatalar var sanırım.. Özgüven ile ukalalık sınırını belki biraz karıştırdığın yerler olmuştur.. Hepimizin oluyor... Bunu sen fark edemezsin.. Zaten aileye girişin ile birlikte "yeni" oluşunun verdiği etki ile seni irdeleyen, ince eleyip sık dokuyan, biraz haklı/haksız önyargılar taşıyan "yeni" aile fark edebilir.. Galiba ufak tefek hataların olmuş ve bunu tolere edebilecek bir aileye de gelin gitmemişsin.. Karşılıklı bir küçümseme söz konusu gibi geldi bana... Yanlış anlama, elimden geldiğince dostane ve cümlelerinden yola çıkarak yazıyorum.
Aile arasında ki sarmaş dolaş, yılış ilişki hiç hoş değil.. Tahmin ediyorum içten çok zayıf bir aile ve bu nedenle dıştan bayağı bağlı görünüyorlar. Gizlenen bir şey olduğunu göstermez bu.. Sadece en ufak bir agresiflikte domino taşı gibi düşebilecek bir yapıya sahip olduklarını gösterir. Dolayısıyla kendi içlerinde ki problemlere odaklanmaktan çok, dışarıdan aldıkları ve yabancı gördükleri insanlara sarar, yapay sorun oluştururlar. Bu yapay sorunlar, yapay bir bağlılık getirir.. Dolayısıyla da kişiler yapmacık bir bağın içine girebilir. Dışarıdan ne kadar yılış yılış olduklarını fark edemezler.. Ne kadar abartırlarsa, o kadar bu bağın kuvvetleneceği yönünde yanlış bir kanıları vardır. Oysa ilişkileri gerçekte çok zayıftır, birbirlerini kaybetmekten korkarlar.. Haklı olduklarını gösteriyor mu bu? Asla.. sağlıksız ilişkileri olduğunu gösteriyor.. Burada bence sen haklısın.. Ne yazık ki içlerinde tartıştıkları gün tam olarak aile bağları yerine oturacak. Elbette dışarıya mana bulmayı bırakırlarsa..
Eşimle çok tartışmamız oldu, özellikle de sınav zamanı memlekete gidince... Sanırım eşim ailemin beni doldurmasından korkup daha da aksileşiyor.(bu konuda ablasını suçluyorum çünkü eşimi dolduruyor) Tabi iletişim yalnızca telefonla da olunca halini anlatmak gittikçe güçleşiyor. İşte bu dönemlerden birinde çok büyük kavga ettik. Konuyu hatırlamıyorum ama evliliğimizin başından beri hiç ağzımıza almadığımız kelimeyi(boşanma) eşim yine de ağzına almadan ilk defa ima etti. Ben de çok kızgındım, çünkü ben haklıydım, eşim anlamadan dinlemeden kızmıştı. Ben ses çıkarmadım. Sonra telefonları kapattık. Gece 3 gibi aradı. İkimizi de uyku tutmamıştı. Çok pişman oldu, bunu dediğine ve benden ayrılmak istemediğini falan söyledi. Bana değerli olduğumu her fırsatta hissettiriyor, sevdiğini elinden geldiğince gösteriyor, mesela sınavlar bizi ayırdığında dayanamayıp ağlıyor... Beni sevdiğini düşünüyorum... Zaten ikili ilişkilerimizde bugüne kadar hiç sorun yaşamadık. Aileler araya girmedikçe huzurumuz yerinde...
Eşinin neden ailenin seni dolduracağı yönünde ilginç bir düşüncesi var anlayamıyorum.. Sokma akıl ile olmaz bu (Görümcenin telkini).. Bildiği ne var? Ailen ve eşin arasında ne geçti... Bir şey geçmediyse, ailen hakkında neyi biliyor olabilir... Bu çok önemli... (Elbette ne olursa olsun o "aile" çıkışını yapamaz)
"Ayrılık" korkusu aileden kalma kalıtsal bir travma olabilir. Bunu hemen sevginize yormayın. Sağlıksız bir bağlılığı da olabilir. Önce iki kutsalın bir teraziye konması lazım. Benim sorduğum soru tam olarak şu idi, eşiniz doğduğu aile ile doyduğu aileyi teraziye koysa... Hangisi ağır basar?... Bu size gerçek sevgiyi gösterecek... Tabi ki bunu seçim olarak söylemiyorum. Ama gerçekten haklı olduğunuzda mesela?.... Çünkü kaybetme korkusu sizde daha baskın... Bu önceki postlarınızda "kıpkırmızı" parlıyor...
İşte sorun bu çelişkilerde çıkıyor eşimi seviyorum ama ailesini sevmiyorum, eşim beni seviyor ama ailemi sevmiyor. Tartışmalarımız da zaten bizimle ilgili olmaz. Bu konu dışında hiç bir problemimiz yok Allaha şükür... Ve ben mesela ailemin hatalı olduğu konu varsa kabul ediyorum ve "haklısın, onlar da belki başka türlü düşünmüştür" diyorum ve olayı yumuşatmaya çalışıyorum. Ancak ben haklı bile olsam eşim ailesinin melek olduğunu onların hata yapmayacağını düşünüyor. Belki diyorum sebebi uzun yıllar ailesi ile yaşayıp onların gelin dedikodularını dinlemesidir. Eltilerim de eşime göre hep hatalıdır.
İstisnaların kaideyi bozmadığı o belli başlı evlilikler hariç olmak üzere... İnan bana bütün evliliklerin ilk bir kaç senesinde yıkıcı tartışmalar "aileler" konusunda çıkar zaten.. Onun dışında herşey sütlimandır..
Aileleri sevmek zorunda değilsiniz. Kimse bu dayatmayı yapamaz.. Ancak mutlak surette "saygılı" olunmak durumunda.. Siz de bu saygı hissedilir derecede var zaten... ancak eşinizin nefreti çok abes... Anlaşılmaz... Bu kadar takmasında ki neden nedir, inanın çok merak ettim...
İlk zamanlar yukarıda koyulttuğum cümle gibi düşünmesi normaldir... Ama düşünmenin dışında uykusuz geceler geçirip mehtaba dalıp psikolojik şiddet uyguluyorsa bu anormaldir... Arkası daha derin gelecek demektir zamanla...
Şimdi soruyorum eşim değişir mi...
Ben onu biraz değiştirebilir miyim...
Beklentim yalnızca aileme saygı göstermesi ve bir olayda benim tarafımda olması(eğer benim tarafımda olsa tartışmaktan vazgeçerim, yeter ki eşim bana hak versin) Ailesi ile görüşsün tamamdır ama biraz daha seyrek...
İlerde çocuğumuz olursa (inşallah) çözüm olur mu? Gerçi örnek aldığı abisi, karısını ve çocuklarını bırakıp geride, kız kardeşinin yanında zaman geçiriyor. Bu nedenle memlekete dönmek de istemiyorum. Tamam gurbet murbet de en azından kim ne demiş duymuyorum.
Ne yapmam gerekiyor? Bu evlilik daha huzurlu nasıl yürür?
Bir önce ki postumda "aile ve evliliğinizin karakterine göre" karakter değiştirmeniz gerektiğinden bahsetmiştim... Siz değişirseniz, herşeyin rengi değişir... Bu arada "ÇOCUK" kesinlikle ve kesinlikle çözüm olmaz... inanın herşeyi mahvedersiniz.. Önce siz bir değişin, herşey rayına otursun... Bebek sonra gelir... Siz çocuk yaparsanız eşiniz size ve çocuğa bağlanmaz.. Çocuğunuzu annesine teslim eder.. O baksın ister.. ve hatta düşünemeyeceğiniz kadar enteresan taleplere girebilir çocukla ilgili... Aman derim...
Şimdi soruyorum size.. Siz değişebilir misiniz?