Eşim taharet almıyor

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Aslında öyle değil. Sol el ile alınmalı cunku kendi kendini dezenfekte etme özelliği var. Ama bende yapamıyorum su tutuyorum islak mendil ardından peçete kullanıyorum. Yinede ellerimi baya baya yıkıyorum

Yok oyle birsey uydurmayin, yok sol elin kendini temizleme ozelligi varmis da, sag elde uyku baloncugu varmis da cahil zirvasi, onunuzde internet var acip arastirin biraz.
 
Şu bilimsel araştırmayı merak edip netten bi bakayım dedim bunu buldum başkada bişey yok gibi ya da benmi bulamadım bilmiyorum.

Tuvaletten Sonra En İyi Temizlik Nasıl Yapılır?

İnsan Avucunun İçinde, Koruyucu Bakteriyeler Var…

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji İnfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı profesörlerinden Yaşar Bağdatlı, İslâmî tahâretlenmenin en uygun yol olduğunu kaydederek, “en iyi temizlenme el ve su ile olur. İnsanın avucunun içinde, cildinde koruyucu bakteriler vardır” dedi. Son günlerde el temizliği konusunun gündemde bulunduğunu hatırlattığımız Prof. Bağdatlı tahâretlenme konusundaki sorularımızı şöyle cevapladı:

“El temizliği ile ilgili olarak bazı endişelerden sıkça bahsediliyor. El temizliği hakkında bizi aydınlatır mısınız?”

“Elimiz dış dünya ile alâkamızı sağlayan en önemli organlarımızdan birisi. Dış âlemle ilgisi deyince, yiyecek içecek ilişkisinden tutun, yazışma ilişkisine, tokalaşmalara, tuvalet sonra temizlik gibi bütün faâliyetlerde eller ön planda. Dolayısıyla hastalıkların yayılmasında da en önemli uzuv olarak eli görüyoruz. Çünkü yiyecek içeceklerle temas halinde. Hastalık etkenleriyle temas ile hastalık etkenlerini alabiliyor, yine elimizi yüzümüze gözümüze sürmek sûretiyle elimizdeki mikropların vücudun değişik bölgelerine geçişi sağlanıyor. Netice olarak görüyoruz ki, hayatın yüzde 60-70 oranını dolduran bir faâliyet organı. Bu kadar işleri gören bu kadar mikroplara bulaşan ellerimiz, aynı zamanda hasta olmadan yaşayan bir organizma. Bu nasıl oluyor, bunu açıklığa kavuşturmak lâzım.

Ehliyetsiz insanların konuşmasının da temelinde bu yatıyor. İnsan vücudunda öyle bir sistem var ki, yani Allah böyle yaratmış, her sisteme bir bekçi koymuş. Meselâ insanın elinde, avucunun içinde, cildinde ve diğer organlarında koruyucu bir bakteri var. Kendi sistemi içinde var ve biz buna tıbbî adıyla flora diyoruz. Flora bakterileri yerleşik ve oranın sakinidirler. Görevleri de diğer hastalık yapan mikroplara karşı vücudu korumaktır. Herkes zannediyor ki, “ben bir mikroplu şeye dokunursam, mikroplu bir şey yersem hasta olacağım.” Bu yersiz bir düşünce.

Düşününüz ki, insan vücudu hem içinden hem dışından sayılamayacak kadar mikroplarla haşir neşir her gün. Ve bizler sağlıklı olarak hayatımıza devam ediyoruz. Ayrıca, bağışıklık diye bir sistem var, bu da muhtelif şekilde işler ve vücuda giren bir yabancı maddeye karşı vücut bizden habersiz bir savaş veriyor, daha enteresanı bir yabancı mikropla, bir cisimle vücut karşılaşınca, o hâtıra hücreleri, bellek hücreleri de dediğimiz hücreler onları tanıyor ve geldiğinde vücudu hemen harekete geçiriyor. Bir de sistemin belirli bir ısısı var ve bunlar da ayrıca koruyuculuk yapıyorlar. Bu kadar koruyucu sistem varken, bazıları hemen bir mikropla karşılaşınca “hasta olacağız” diye yaygarayı koparıyorlar. Eğer onların dediği doğru olsa, hiçbirimizin sağlıklı olmamamız lâzım. Eğer içtiğiniz suyu, yediğiniz bir meyveyi alıp mikroskobun altına koysam o kadar mikrop göreceksiniz ki, kaynıyor. Ama hasta olmuyoruz elhamdü lillâh. Çünkü bunun mekanizması var. Bu kadar olumlu işleyen mekanizmayı yok gibi göstermek, tedirginlikten başka bir şey değil. Yani insanların huzurunu ve rahatını kaçırmaktır.

Bir de psiko-nevroz dediğimiz, insanların hastalık psikolojisi içine girmesine sebep oluyor. İnsan huzursuzluk içine girince de bir stres oluşuyor. Stres sonucu oluşan bazı maddeler var ki bu bağışıklık sisteminin çalışmasını engeller, yavaşlatır. Günümüz insanında en çok gördüğümüz hastalık sebebi stresler. 1987’de uluslar arası kongrede bir Fransız bu meseleyi gündeme getirerek, Müslümanların elle tahâretlenmelerini tenkit etti. Ben cevap verdim, ama tatmin edici değildi. Bunun üzerine bir araştırmaya giriştik. Hastanede 70 kişilik bir araştırma grubu aldık. Alınan grup içinde toplumun bütün seviyelerinden insan vardı. Bunların, tuvalet öncesi ve sonrası ellerini kontrol ettik. Bu kontrolde de temizlenme şekillerini de dikkate aldık. Baktık, elle temizlendikten sonra, yıkamadan önce ellerinde dışkıya ait mikroplar bol miktarda var. Eller yalnız su ile, ama oğuşturarak üç dakika yıkandığında, hastalık yapmayacak kadar az mikrop kalıyor ellerde.

“Peki sabunla yıkayınca…?”

Sabun kullanılırsa, eller biraz daha temizleniyor, ama yine mikroplar tamamen yok edilemiyor. Ancak, dediğim gibi bu mikroplar hastalık yapacak kadar değiller. Bu kalan mikroplar da ellerdeki biraz önce bahsettiğimiz flora bakterileri tarafından temizleniyor.%100 zeytinyağlı doğal sabunlar için Tıklayın!

“Üç dakika su altında yıkanılması gerekir, dediniz; bu biraz uzun değil mi?”

“Öyle ama, en idealini üç dakika olarak tesbit ettik. Yoksa bir buçuk, üç, beş dakikalarla da denemeler yaptırdık, ancak, sıhhatlisini üç dakikada bulduk. Bizim görevimiz faydalı ve zararlı olan yanları açıklamaktır, bunu herkes bilsin.

“Diğer temizleme maddelerinin üzerinde de araştırmanız oldu mu?”

Tabii, piyasada temizlik için kullanılan bütün maddeleri tesbit ettik. Bizim en çok kullandığımız alkol var ki, bunun da yan tesirleri oluyor. Meselâ, eldeki yağ tabakasını eritiyor, yine elin korumasını yapan flora bakterilerini yok ediyor, bu da tabii mikroplara zemin teşkil ediyor. Yine alkolü el temizliğinde kullanırken bunun devamlı olması gerekiyor. Ancak devamlı kullanımda da egzama tipinde elde yaralar oluşuyor. Alkolden sonra zefiran, savlon, lizol dediğimiz maddeleri denedik ve ilginçtir, bazılarının mikropları uzaklaştırmak yerine mikrop ürettiklerini gördük… Şu anda biz ameliyathanelerde temizlik aracı olarak “hipiserup” diye bir maddeyi alkol yerine kullanmaya başladık.

Sabunlarla yaptığımız tesbiti de söylemem gerekir ki, mikrop bulaşmasında bunların nasıl bir rolü oluyor diye araştırdığımızda, sabunların kendini temizleme özelliği ve mikrobun bir başkasına sabun aracılığı ile bulaşmanın olmadığı tesbit edildi.

“Tuvaletlerin yapısı da mikrop bulaşmasında önemli olmuyor mu?”

Alafranga tuvalet dediğimiz klozet tipi oturaklı tuvaletlerden çok hastalık bulaşıyor. Bilhassa insanların genital bölgesi dediğimiz yani edep bölgesi ile ilgili hastalıklar, mantar hastalıkları, parazitler, varsa yaralar onların mikrobu o oturağa bulaşıyor, sonra da oraya oturanlara geçiyor. Bunu Batılılar da gördü. Meselâ Hutchinson isminde bir bilim adamı, basilli dizanterinin etkenini oturakta üretmiş.

Yine Nevton adlı bir başka bilim adamı da, tifo bakterilerinin 11 gün klozetlerde kaldığını tesbit etmiş. Şimdi Avrupa ev ve otellerinde alafranga tuvaletlerinden kaçmaya başladılar. Bizde hayrettir alafranga sokulmaya çalışılıyor. Çok özel durumlar için portatifleri var ama, bir kişiye mahsus. Biz “umuma açık olan yerler için zararlıdır” diyoruz. Bir de fışkırtma su ile makat civarını temizleme şeklinin mahzurları var. Yaptığımız araştırmada bu şekilde temizlemenin olmadığını tesbit ettik. En sıhhatli temizlik ise önce kâğıt, sonra su ile temizlenilmesi.(Yani direkt pisliğe elin süsrülmemesi)
 

Yurt disindaki hic kimse taharet almiyor, simdi yeni yeni moda olmaya basladi, o da esinizin yaptigi gibi. Cozum eve geldiginde dusa girmek. Siz acaba hergun dus aliyor musunuz?

Ayrica tuvalet kagidiyla sadece bir kere silip birakiyorsa problem tabi. Tuvalet kagidinda leke kalmayacak sekilde silmek en dogrusu, tabi o zaman da cok fazla kagit harcanir. Bu ara cevreciler tuvalet kagidina karsi oldugu icin bizim yonteme dogu kaymis durumda aslinda, elle yikama :)

Esinize iki sey onerebilirim elle yikamayi tercih etmiyorsa: 1. Her aksam dus almali; 2. Tuvalet kagidiyla leke kalmadigina emin olarak bir kac kere silmeli.

Esiniz elini yikamayi unutuyorsa bence elle yikatmaya zorlamayin, daha igrenc; birak pisligi anusunde kalsin, aksam eve gelince banyo yapar sizin yaninizda temiz temiz dolanir iste :)
 
Vay arkadaş vurulan askerler bile bu kadar konuşulmadı bugün burada ne totosu varmış adamın konuş konuş bitmedi bize de gırgır cıktı işte
 
Bu arada soylemeden edemeyecegim, cehaletinize hayran kalmamak elde degil ‍♀ Bir de bilimsel yazmissiniz Sizin gibiler yuzunden insanlar tum dinlerden sogudu yahu (ben zaten inanmiyorum, kendi kendini dezenfekte eden el mevzuuna gelene kadar kendime gore hakli nedenlerim var elbette). Siz belli ki inanclisiniz, o zaman az okuyun arastirin, biraz da mantik eklediniz mi tamam bu is
 
Ekşide öyle bir yoruma da denk geldim, önce musluğu kullanıyorum hicbir sey kalmıyor kalan kısımlar için de peceteyahsnsjuwnaenj carpildim
Herkes bu muhteşem ve mucizevi olayı anlatmayı bekliyormuş. Nasıl hevesle ve betimleme gücüyle anlatmışlar rezalet
 
Forumda yüz yüze bakıyoruz, herkesin bokunu püsürünü öğrendik, bu gözler bunları da mı okuyacaktı?

Şimdi ben Ayten ablanın kaynana konusunu, yeni gelin Cansu'nun tatlı telaşlarını, tuvalet rutinini hatırlamadan nasıl okuyacağım, sorarım sizlere??

Olmadı dostlarım, olmadı.....
 
Son düzenleme:
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…