- 18 Kasım 2019
- 126
- 96
- 98
- 37
- Konu Sahibi Designer31
- #61
Başınız sağolsun , Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah çok zor bi süreç gerçekten de allah size de sabır versin
Aşağıdaki videoyu izleyerek sitemizi ana ekranınıza web uygulaması olarak nasıl kuracağınızı öğrenebilirsiniz.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda mevcut olmayabilir.
Sözün bittiği yer.. sabırlar diliyorum tüm içtenliğim ile. Unutmayın bir hayat daha var ben inanıyorum göçüp giden tüm sevdiklerimiz ile kavuşacağız4 Mart 2022’de eşime ilk lösemi teşhisi konduğu gece buraya gelmiş ve sizlerden dua istemiştim. O gün, burada dua zincirleri kuruldu, başka lösemi hastalarıyla tanıştık, şifa bulanlar oldu çok şükür… Ama ben eşimi, canımın yarısını, 22 Haziran 2025’te kaybettim. Doğum gününe sadece iki gün kala…
Öyle büyük bir mücadele verdi ki… Rabbim onu şehit mertebesine ulaştırmış, acılarını dindirmiş ve huzura almıştır inşallah. Ben ise şimdi; elim kolum boşalmış bir halde, çaresizce yatakta uzanıyor ve tek bir düşünceyle boğuşuyorum: “Ben ne zaman ona kavuşacağım?”
İlik naklini babasından aldı, %70 uyum vardı. Ancak hastalık kemiklerine sıçradı. Ankara Onkoloji Hastanesi’nde akıllı ilaç ve tomoterapi aldı ama sonuç vermedi… Bir gün profesör beni odasına çekip, “Artık yapılacak bir şey kalmadı,” dedi. O an dünyam yıkıldı ama eşime asla belli etmedim. Memlekete döndük. Pes etmedim. Edemezdim.
Onlarca doktorla görüştüm, hiçbiri kabul etmedi. Ta ki SGK anlaşması olmayan bir hastanede, Türkiye’nin en iyi hematologuna ulaşana kadar… O, herkesin “Temizlenemez” dediği kemikleri temizledi. Eşimle birlikte sevinçten hüngür hüngür ağladık. “Bitti artık,” dedik. Gerçekten bitti sandık…
Sonra kuzeni donör oldu, ilik tuttu. Ama bu kez de vücudu toparlanamadı… Deliryum, böbrek yetmezliği, akciğerde mantar enfeksiyonu derken en sonunda yoğun bakımda entübe edildi… Ve 22 Haziran 2025 sabahı saat 10:30’da kalbi durdu.
Anlatsam kelimelere sığmayacak acılar yaşadı. Tek tesellim artık acı çekmiyor olması. Çocuğumuz yok. 3.5 yıldır nefesim, canım, evim, yurdum oydu. Şimdi nefessiz, yersiz, yurtsuz kalmış gibiyim. Yemek yerken bile suçluluk hissediyorum. Onsuz geçen her saniye, içimde bir yangın…
Neden buraya yazıyorum bilmiyorum… Belki de aylarca şifası için dua isteyen ben, şimdi de ruhu için dua istemeyi borç bildim sizlere. O kadar çok dua ettiniz ki… Şimdi bir kez daha istiyorum, ama bu kez huzuru için.
Bir Fatiha… bir Yasin… Ne okursanız, ne dilerseniz… Eşimin ruhu için, kalbim için, bu yanan yüreğime bir nebze ferahlık olur belki…
Hayat durdu…
Ama ne olur o, gittiği yerde huzurlu olsun
konu başlığını görür görmez hatırladım sizi, çok çok üzüldüm. Allahım sabrınızı arttırsın, eşinize rahmetiyle muamele etsin.
Böyle konularda yorum yaparken çok dikkatli olmak lazım. Ben de teşhis alıp tedavi olalı daha bir yıl bile olmadı, toparlanmaya çalışırken şurda okuduğum birkaç şey moralimi alt üst etti. Bu iş fiziksel olduğu kadar psikolojik de bir savaş ama insanlar teselli edelim derken daha beter şeyler söylediklerinin farkına varmıyorlar maalesef.
Size sabır, tüm hastalara da şifalar diliyorum Allahtan.
CanımGüzel saçlı kadın... Allah senin saçın kadar omur versin hepimize
Evet ya. Bu hastalık öldürmeden bırakmıyor filan yazmak gerekir mi bu konuya. Güya teselli veriyor bazıları. Kimin ne ile imtihan olduğunu bilmeden böyle şeyler yazanlara sinir oluyorum.
Efendimiz diyor ki; ya hayır söyle ya da sus
Hanımlar teselli vermeye çalışırken başkalarının umutlarını kırmayın.
Lütfen üzülme. Kanser artık tedaviye cevap veren bir hastalık. Eskisi gibi değil. Tabi ki ömrü veren Allahtır
Vademiz bitince öleceğiz. Ama hastalık ömür kesmez. Ben son zamanlarda hep iyileşen hastalar duyuyorum..benim anneciğim de rektum tanısıyla tedavi alıyor
Hiç korkmuyorum. Iyilesecegini biliyorum çünkü. Senin için de üzülmedim cünkü iyileseceksin. Kanset eskisi gibi korkutan bi hastalık değil.
Kalbim seninle ve yazdıklarımın hepsi gerçek hiçbiri senin keyfini yerine getirmek için yazılmadı . Allah hepimizin yardımcısı olsun
Iyi olduğundan en ufak bir şüpheye düşmedim. Çünkü kötü olmamıza bir sebep yok .Canımben çok iyiyim, çok teşekkür ederim. Keşke herkes senin gibi hassas olsa. Sürecimin çoğunluğu insanlara canımı sıkmakla geçti, kimse kötü niyetli değil ama ağzından çıkan lafı tartmıyor maalesef.
Yeni saçlar için dm ye bekleniyorsunIyi olduğundan en ufak bir şüpheye düşmedim. Çünkü kötü olmamıza bir sebep yok .
Ama senin saçların bende olsaydı daha iyi olabilirdim.
Seni seviiyorum güzel kadın ❤
Allah rahmet eylesin.... çok üzüldüm. Fatiha okudum4 Mart 2022’de eşime ilk lösemi teşhisi konduğu gece buraya gelmiş ve sizlerden dua istemiştim. O gün, burada dua zincirleri kuruldu, başka lösemi hastalarıyla tanıştık, şifa bulanlar oldu çok şükür… Ama ben eşimi, canımın yarısını, 22 Haziran 2025’te kaybettim. Doğum gününe sadece iki gün kala…
Öyle büyük bir mücadele verdi ki… Rabbim onu şehit mertebesine ulaştırmış, acılarını dindirmiş ve huzura almıştır inşallah. Ben ise şimdi; elim kolum boşalmış bir halde, çaresizce yatakta uzanıyor ve tek bir düşünceyle boğuşuyorum: “Ben ne zaman ona kavuşacağım?”
İlik naklini babasından aldı, %70 uyum vardı. Ancak hastalık kemiklerine sıçradı. Ankara Onkoloji Hastanesi’nde akıllı ilaç ve tomoterapi aldı ama sonuç vermedi… Bir gün profesör beni odasına çekip, “Artık yapılacak bir şey kalmadı,” dedi. O an dünyam yıkıldı ama eşime asla belli etmedim. Memlekete döndük. Pes etmedim. Edemezdim.
Onlarca doktorla görüştüm, hiçbiri kabul etmedi. Ta ki SGK anlaşması olmayan bir hastanede, Türkiye’nin en iyi hematologuna ulaşana kadar… O, herkesin “Temizlenemez” dediği kemikleri temizledi. Eşimle birlikte sevinçten hüngür hüngür ağladık. “Bitti artık,” dedik. Gerçekten bitti sandık…
Sonra kuzeni donör oldu, ilik tuttu. Ama bu kez de vücudu toparlanamadı… Deliryum, böbrek yetmezliği, akciğerde mantar enfeksiyonu derken en sonunda yoğun bakımda entübe edildi… Ve 22 Haziran 2025 sabahı saat 10:30’da kalbi durdu.
Anlatsam kelimelere sığmayacak acılar yaşadı. Tek tesellim artık acı çekmiyor olması. Çocuğumuz yok. 3.5 yıldır nefesim, canım, evim, yurdum oydu. Şimdi nefessiz, yersiz, yurtsuz kalmış gibiyim. Yemek yerken bile suçluluk hissediyorum. Onsuz geçen her saniye, içimde bir yangın…
Neden buraya yazıyorum bilmiyorum… Belki de aylarca şifası için dua isteyen ben, şimdi de ruhu için dua istemeyi borç bildim sizlere. O kadar çok dua ettiniz ki… Şimdi bir kez daha istiyorum, ama bu kez huzuru için.
Bir Fatiha… bir Yasin… Ne okursanız, ne dilerseniz… Eşimin ruhu için, kalbim için, bu yanan yüreğime bir nebze ferahlık olur belki…
Hayat durdu…
Ama ne olur o, gittiği yerde huzurlu olsun
İlk günden beri konularınızı okuyorum belki hatırlarsınız…4 Mart 2022’de eşime ilk lösemi teşhisi konduğu gece buraya gelmiş ve sizlerden dua istemiştim. O gün, burada dua zincirleri kuruldu, başka lösemi hastalarıyla tanıştık, şifa bulanlar oldu çok şükür… Ama ben eşimi, canımın yarısını, 22 Haziran 2025’te kaybettim. Doğum gününe sadece iki gün kala…
Öyle büyük bir mücadele verdi ki… Rabbim onu şehit mertebesine ulaştırmış, acılarını dindirmiş ve huzura almıştır inşallah. Ben ise şimdi; elim kolum boşalmış bir halde, çaresizce yatakta uzanıyor ve tek bir düşünceyle boğuşuyorum: “Ben ne zaman ona kavuşacağım?”
İlik naklini babasından aldı, %70 uyum vardı. Ancak hastalık kemiklerine sıçradı. Ankara Onkoloji Hastanesi’nde akıllı ilaç ve tomoterapi aldı ama sonuç vermedi… Bir gün profesör beni odasına çekip, “Artık yapılacak bir şey kalmadı,” dedi. O an dünyam yıkıldı ama eşime asla belli etmedim. Memlekete döndük. Pes etmedim. Edemezdim.
Onlarca doktorla görüştüm, hiçbiri kabul etmedi. Ta ki SGK anlaşması olmayan bir hastanede, Türkiye’nin en iyi hematologuna ulaşana kadar… O, herkesin “Temizlenemez” dediği kemikleri temizledi. Eşimle birlikte sevinçten hüngür hüngür ağladık. “Bitti artık,” dedik. Gerçekten bitti sandık…
Sonra kuzeni donör oldu, ilik tuttu. Ama bu kez de vücudu toparlanamadı… Deliryum, böbrek yetmezliği, akciğerde mantar enfeksiyonu derken en sonunda yoğun bakımda entübe edildi… Ve 22 Haziran 2025 sabahı saat 10:30’da kalbi durdu.
Anlatsam kelimelere sığmayacak acılar yaşadı. Tek tesellim artık acı çekmiyor olması. Çocuğumuz yok. 3.5 yıldır nefesim, canım, evim, yurdum oydu. Şimdi nefessiz, yersiz, yurtsuz kalmış gibiyim. Yemek yerken bile suçluluk hissediyorum. Onsuz geçen her saniye, içimde bir yangın…
Neden buraya yazıyorum bilmiyorum… Belki de aylarca şifası için dua isteyen ben, şimdi de ruhu için dua istemeyi borç bildim sizlere. O kadar çok dua ettiniz ki… Şimdi bir kez daha istiyorum, ama bu kez huzuru için.
Bir Fatiha… bir Yasin… Ne okursanız, ne dilerseniz… Eşimin ruhu için, kalbim için, bu yanan yüreğime bir nebze ferahlık olur belki…
Hayat durdu…
Ama ne olur o, gittiği yerde huzurlu olsun
Bu mesajım burda yer aldığı için konu sahibinden özür diliyorum. Bir an arkadaşla konuşurken özel yazışıyormuş gibi boş bulundum. Sonra mesajımı sildim aslında ama nedense geri getirilmiş. Site kuralları en azından böyle bir konu içinde biraz esnetilebilirdi. Çok çok özür dilerim.Yeni saçlar için dm ye bekleniyorsun![]()
Başını sağolsun arkadaşım. Daha çok taze acin....çok yeni...açısı dinmez ama zamanla azalır ..zaman herşeye çare.4 Mart 2022’de eşime ilk lösemi teşhisi konduğu gece buraya gelmiş ve sizlerden dua istemiştim. O gün, burada dua zincirleri kuruldu, başka lösemi hastalarıyla tanıştık, şifa bulanlar oldu çok şükür… Ama ben eşimi, canımın yarısını, 22 Haziran 2025’te kaybettim. Doğum gününe sadece iki gün kala…
Öyle büyük bir mücadele verdi ki… Rabbim onu şehit mertebesine ulaştırmış, acılarını dindirmiş ve huzura almıştır inşallah. Ben ise şimdi; elim kolum boşalmış bir halde, çaresizce yatakta uzanıyor ve tek bir düşünceyle boğuşuyorum: “Ben ne zaman ona kavuşacağım?”
İlik naklini babasından aldı, %70 uyum vardı. Ancak hastalık kemiklerine sıçradı. Ankara Onkoloji Hastanesi’nde akıllı ilaç ve tomoterapi aldı ama sonuç vermedi… Bir gün profesör beni odasına çekip, “Artık yapılacak bir şey kalmadı,” dedi. O an dünyam yıkıldı ama eşime asla belli etmedim. Memlekete döndük. Pes etmedim. Edemezdim.
Onlarca doktorla görüştüm, hiçbiri kabul etmedi. Ta ki SGK anlaşması olmayan bir hastanede, Türkiye’nin en iyi hematologuna ulaşana kadar… O, herkesin “Temizlenemez” dediği kemikleri temizledi. Eşimle birlikte sevinçten hüngür hüngür ağladık. “Bitti artık,” dedik. Gerçekten bitti sandık…
Sonra kuzeni donör oldu, ilik tuttu. Ama bu kez de vücudu toparlanamadı… Deliryum, böbrek yetmezliği, akciğerde mantar enfeksiyonu derken en sonunda yoğun bakımda entübe edildi… Ve 22 Haziran 2025 sabahı saat 10:30’da kalbi durdu.
Anlatsam kelimelere sığmayacak acılar yaşadı. Tek tesellim artık acı çekmiyor olması. Çocuğumuz yok. 3.5 yıldır nefesim, canım, evim, yurdum oydu. Şimdi nefessiz, yersiz, yurtsuz kalmış gibiyim. Yemek yerken bile suçluluk hissediyorum. Onsuz geçen her saniye, içimde bir yangın…
Neden buraya yazıyorum bilmiyorum… Belki de aylarca şifası için dua isteyen ben, şimdi de ruhu için dua istemeyi borç bildim sizlere. O kadar çok dua ettiniz ki… Şimdi bir kez daha istiyorum, ama bu kez huzuru için.
Bir Fatiha… bir Yasin… Ne okursanız, ne dilerseniz… Eşimin ruhu için, kalbim için, bu yanan yüreğime bir nebze ferahlık olur belki…
Hayat durdu…
Ama ne olur o, gittiği yerde huzurlu olsun
Çok çok üzüldüm gözlerim dolu dolu okudum.başınız sağ olsun eşinize Allah rahmet eylesin4 Mart 2022’de eşime ilk lösemi teşhisi konduğu gece buraya gelmiş ve sizlerden dua istemiştim. O gün, burada dua zincirleri kuruldu, başka lösemi hastalarıyla tanıştık, şifa bulanlar oldu çok şükür… Ama ben eşimi, canımın yarısını, 22 Haziran 2025’te kaybettim. Doğum gününe sadece iki gün kala…
Öyle büyük bir mücadele verdi ki… Rabbim onu şehit mertebesine ulaştırmış, acılarını dindirmiş ve huzura almıştır inşallah. Ben ise şimdi; elim kolum boşalmış bir halde, çaresizce yatakta uzanıyor ve tek bir düşünceyle boğuşuyorum: “Ben ne zaman ona kavuşacağım?”
İlik naklini babasından aldı, %70 uyum vardı. Ancak hastalık kemiklerine sıçradı. Ankara Onkoloji Hastanesi’nde akıllı ilaç ve tomoterapi aldı ama sonuç vermedi… Bir gün profesör beni odasına çekip, “Artık yapılacak bir şey kalmadı,” dedi. O an dünyam yıkıldı ama eşime asla belli etmedim. Memlekete döndük. Pes etmedim. Edemezdim.
Onlarca doktorla görüştüm, hiçbiri kabul etmedi. Ta ki SGK anlaşması olmayan bir hastanede, Türkiye’nin en iyi hematologuna ulaşana kadar… O, herkesin “Temizlenemez” dediği kemikleri temizledi. Eşimle birlikte sevinçten hüngür hüngür ağladık. “Bitti artık,” dedik. Gerçekten bitti sandık…
Sonra kuzeni donör oldu, ilik tuttu. Ama bu kez de vücudu toparlanamadı… Deliryum, böbrek yetmezliği, akciğerde mantar enfeksiyonu derken en sonunda yoğun bakımda entübe edildi… Ve 22 Haziran 2025 sabahı saat 10:30’da kalbi durdu.
Anlatsam kelimelere sığmayacak acılar yaşadı. Tek tesellim artık acı çekmiyor olması. Çocuğumuz yok. 3.5 yıldır nefesim, canım, evim, yurdum oydu. Şimdi nefessiz, yersiz, yurtsuz kalmış gibiyim. Yemek yerken bile suçluluk hissediyorum. Onsuz geçen her saniye, içimde bir yangın…
Neden buraya yazıyorum bilmiyorum… Belki de aylarca şifası için dua isteyen ben, şimdi de ruhu için dua istemeyi borç bildim sizlere. O kadar çok dua ettiniz ki… Şimdi bir kez daha istiyorum, ama bu kez huzuru için.
Bir Fatiha… bir Yasin… Ne okursanız, ne dilerseniz… Eşimin ruhu için, kalbim için, bu yanan yüreğime bir nebze ferahlık olur belki…
Hayat durdu…
Ama ne olur o, gittiği yerde huzurlu olsun
konu başlığını görür görmez hatırladım sizi, çok çok üzüldüm. Allahım sabrınızı arttırsın, eşinize rahmetiyle muamele etsin.
Böyle konularda yorum yaparken çok dikkatli olmak lazım. Ben de teşhis alıp tedavi olalı daha bir yıl bile olmadı, toparlanmaya çalışırken şurda okuduğum birkaç şey moralimi alt üst etti. Bu iş fiziksel olduğu kadar psikolojik de bir savaş ama insanlar teselli edelim derken daha beter şeyler söylediklerinin farkına varmıyorlar maalesef.
Size sabır, tüm hastalara da şifalar diliyorum Allahtan.
Konularınızı biliyordum. Çok çok üzüldüm. Mekanı cennet olsun4 Mart 2022’de eşime ilk lösemi teşhisi konduğu gece buraya gelmiş ve sizlerden dua istemiştim. O gün, burada dua zincirleri kuruldu, başka lösemi hastalarıyla tanıştık, şifa bulanlar oldu çok şükür… Ama ben eşimi, canımın yarısını, 22 Haziran 2025’te kaybettim. Doğum gününe sadece iki gün kala…
Öyle büyük bir mücadele verdi ki… Rabbim onu şehit mertebesine ulaştırmış, acılarını dindirmiş ve huzura almıştır inşallah. Ben ise şimdi; elim kolum boşalmış bir halde, çaresizce yatakta uzanıyor ve tek bir düşünceyle boğuşuyorum: “Ben ne zaman ona kavuşacağım?”
İlik naklini babasından aldı, %70 uyum vardı. Ancak hastalık kemiklerine sıçradı. Ankara Onkoloji Hastanesi’nde akıllı ilaç ve tomoterapi aldı ama sonuç vermedi… Bir gün profesör beni odasına çekip, “Artık yapılacak bir şey kalmadı,” dedi. O an dünyam yıkıldı ama eşime asla belli etmedim. Memlekete döndük. Pes etmedim. Edemezdim.
Onlarca doktorla görüştüm, hiçbiri kabul etmedi. Ta ki SGK anlaşması olmayan bir hastanede, Türkiye’nin en iyi hematologuna ulaşana kadar… O, herkesin “Temizlenemez” dediği kemikleri temizledi. Eşimle birlikte sevinçten hüngür hüngür ağladık. “Bitti artık,” dedik. Gerçekten bitti sandık…
Sonra kuzeni donör oldu, ilik tuttu. Ama bu kez de vücudu toparlanamadı… Deliryum, böbrek yetmezliği, akciğerde mantar enfeksiyonu derken en sonunda yoğun bakımda entübe edildi… Ve 22 Haziran 2025 sabahı saat 10:30’da kalbi durdu.
Anlatsam kelimelere sığmayacak acılar yaşadı. Tek tesellim artık acı çekmiyor olması. Çocuğumuz yok. 3.5 yıldır nefesim, canım, evim, yurdum oydu. Şimdi nefessiz, yersiz, yurtsuz kalmış gibiyim. Yemek yerken bile suçluluk hissediyorum. Onsuz geçen her saniye, içimde bir yangın…
Neden buraya yazıyorum bilmiyorum… Belki de aylarca şifası için dua isteyen ben, şimdi de ruhu için dua istemeyi borç bildim sizlere. O kadar çok dua ettiniz ki… Şimdi bir kez daha istiyorum, ama bu kez huzuru için.
Bir Fatiha… bir Yasin… Ne okursanız, ne dilerseniz… Eşimin ruhu için, kalbim için, bu yanan yüreğime bir nebze ferahlık olur belki…
Hayat durdu…
Ama ne olur o, gittiği yerde huzurlu olsun
Allah sabır versin mekani cennet olsun inşallah.4 Mart 2022’de eşime ilk lösemi teşhisi konduğu gece buraya gelmiş ve sizlerden dua istemiştim. O gün, burada dua zincirleri kuruldu, başka lösemi hastalarıyla tanıştık, şifa bulanlar oldu çok şükür… Ama ben eşimi, canımın yarısını, 22 Haziran 2025’te kaybettim. Doğum gününe sadece iki gün kala…
Öyle büyük bir mücadele verdi ki… Rabbim onu şehit mertebesine ulaştırmış, acılarını dindirmiş ve huzura almıştır inşallah. Ben ise şimdi; elim kolum boşalmış bir halde, çaresizce yatakta uzanıyor ve tek bir düşünceyle boğuşuyorum: “Ben ne zaman ona kavuşacağım?”
İlik naklini babasından aldı, %70 uyum vardı. Ancak hastalık kemiklerine sıçradı. Ankara Onkoloji Hastanesi’nde akıllı ilaç ve tomoterapi aldı ama sonuç vermedi… Bir gün profesör beni odasına çekip, “Artık yapılacak bir şey kalmadı,” dedi. O an dünyam yıkıldı ama eşime asla belli etmedim. Memlekete döndük. Pes etmedim. Edemezdim.
Onlarca doktorla görüştüm, hiçbiri kabul etmedi. Ta ki SGK anlaşması olmayan bir hastanede, Türkiye’nin en iyi hematologuna ulaşana kadar… O, herkesin “Temizlenemez” dediği kemikleri temizledi. Eşimle birlikte sevinçten hüngür hüngür ağladık. “Bitti artık,” dedik. Gerçekten bitti sandık…
Sonra kuzeni donör oldu, ilik tuttu. Ama bu kez de vücudu toparlanamadı… Deliryum, böbrek yetmezliği, akciğerde mantar enfeksiyonu derken en sonunda yoğun bakımda entübe edildi… Ve 22 Haziran 2025 sabahı saat 10:30’da kalbi durdu.
Anlatsam kelimelere sığmayacak acılar yaşadı. Tek tesellim artık acı çekmiyor olması. Çocuğumuz yok. 3.5 yıldır nefesim, canım, evim, yurdum oydu. Şimdi nefessiz, yersiz, yurtsuz kalmış gibiyim. Yemek yerken bile suçluluk hissediyorum. Onsuz geçen her saniye, içimde bir yangın…
Neden buraya yazıyorum bilmiyorum… Belki de aylarca şifası için dua isteyen ben, şimdi de ruhu için dua istemeyi borç bildim sizlere. O kadar çok dua ettiniz ki… Şimdi bir kez daha istiyorum, ama bu kez huzuru için.
Bir Fatiha… bir Yasin… Ne okursanız, ne dilerseniz… Eşimin ruhu için, kalbim için, bu yanan yüreğime bir nebze ferahlık olur belki…
Hayat durdu…
Ama ne olur o, gittiği yerde huzurlu olsun