canım yaa okadar güzel anlatıyorsun ki, her anlatışında sende kendimi görüyorum. Öncelikle zor bir süreçtesin, allah hakkında hayırlısını versin.
Senin eşin birsürü erkek gibi, fedakarlık yapmıyor. İlişkide her iki çift fedarkar göstermek zorunda dır. Fakat sende benim gibi, her daim o fedakarlığı göstermedikce,
onun yerine de sen gösteriyorsun bundan dolayıda yıpranıyorsun. Zamanla sende artık kafana takmamayı öğreneceksin.
eşinin yaptığı bir hata sırasında, bağırığ çağrıp kızarak bunun doğru olmadığını söyleriz ya eşlerimize, işte bu yanlış. (onlara göre yanlış, bize göre en doğrusu).
bir tartışma esnasında derler ki, iyi hoş ama bana bağırdın çağırdın benimde tepem attı vs. gibi bla bla blaaaa..
busefer sen, başka bir problem olduğunda sessiz, sakin, karşına eşini alıp, bak hayatım bu yaptığın doğru değil çünkü.... bla bla blaaa anlatsan bile
bu sefer: ZAMANLAMAN YANLIŞ derler!!!! Şimdi işim var, yok tv izliyorum, yok bilgisayardayım, yok yemek yiyorum, sende hep uygunsuz zamanda gelip söylüyorsun.
Yani anlayacağın erkeklerin bahanesi bitmek bilmiyor. en iyi yaptıkları şey, psikolojimizle oynamaları!!!!
Sen kendini daha fazla üzme, biliyorum söylemesi kolay. Fakat bende bu yollardan geçtim, geçiyorum. Bazen ne bitmez yolmuş diye kötü oluyorum.
Eşimin yaptığı hatalarından dolayı, kahrını ben çekiyorum, geçeleri uyuyamıyordum. Sonradan destekcim çıktı, bana yardım etti, kafana birşey takma vs gibi sözler sarf edince, yavaş yavaş toparlandım.
Sen lütfen daha fazla kendinde suçu arama. Tabi bizlerde 4/4 değiliz, fakat hiç değilse kusur yapmamak için çabalıyoruz.
daha çok eşlerimizin kusurlarını konuşmaktan başka birşey yapıyormuyuz??? Birgünde durduk yere onlar bize problem yapsın??
yapamazlar çünkü onlara problem yapacak koz vermiyoruz, kendimize çok dikkat ettiğimizden dolayı kaynaklanıyor bu!!!
dediğim gibi, sen ilişkini gözden geçir, kendi kendine düşün. Sadece düşün. Gerçekten bazı konularda sana yardımcı olmaya seni anlamaya çalışıyormu diye gözle kocanı.
Ona sakın ayrılıktan bahsetme. İnsan ayrılık kelimesini birkez duyduktan sonra, insana cesaret geliyor, şeytan dürtüyor.
Kadınlar genellikle fedakar bir yapılara sahiplerdir, fakat cidden artık dayanamıyorum diyorsan, eşine fazla burun kıvırma. Asık suratlada dolaşma, bu kes iyi yapığım nazlanığım derken daha kötü olur.
Biraz vakit geçtikten sonra mesela, ona msj atarsın bir gün. Dersin, müsait olduğun bir zaman seninle dışarda konuşalım dersin.
İnan bana, dışarda konuşmak evin içinde konuşmaktan daha iyidir ve güzeldir. İnsan dışarda insan içine çıktığı zaman kolay kolay sinirlenemez ya, o misali.
Bu gerçekten işe yarıyor. Konuşmak istediğin konuları sen bir kağıt da yaz, ve dışarda kahve içtiğiniz vakit onunla sanki sevgilinle buluşmuş gibi güzelcene sohbet ederek, ace etmeden konuşursunuz.
Elinden geleni yaptığını, çabaladığını, fakat emeklerinin karşılığını alamayınca artık yavaş yavaş pes etmekten korktuğunu. Onu çook mutlu etme isteğini, vs gibi şeylerden bahsedebilirsin.
O da sana ilk baş onun hatalarından bahsettiğin zaman hoşuna gitmeyecektir.
örn. eşin çok sinirlenen çok öfkelenen bir karektere sahipse, ozaman ona şu şekil yaklaşabilirsin:
SEN: çok sinirli bir yapıya sahipsin, kendime zaman zaman dikkat etmeye çalışıyorum, fakat benimde sınırlarım var, o sınırları aşınca kendimi durduramıyorum senin gibi.
Ben haklıyken veya haksızken, hiç bir zaman sinirlenmeye hakkım yok. Ama bende sinirlenme lükse sahip olmalıyım.
Fakat ben düşündüm taşındım, senin bu öfkelenmelerini terk etmen için, sana yardımcı olmaya karar verdim!
Bu konuda bana gözü kapalı güvenebilirsin. Fakat bende senden X konusunda yardım bekliyorum (örneğin)
Biraz politik davranmamız gerekiyor erkeklere karşı. ERkekler herşeyi bizlere olduğu gibi anlatıyormu anlatmıyor! o yüzden bizde anlatmayacağız!
Fazla yüz göz olmaksızın, fazlada mesafeli olmaksızın ilişkimizi sürdürmeye çalışacağız.
Allah yardımcın olsun, inş az da olsa yardım edebilmişimdir!