Ben de özgüvenle alakalı olduğunu düşünüyorum. Tabi eşinize veyahut kız arkadaşınıza duyduğunuz güvenle de alakalı. Güvenmediğiniz bir arkadaşınızı da zaten eşinizle tanıştırmazsanız sorun olmaz bence. Bir de ''gıcık yengeyle
'' alakalı olan sorununuzu da okumuştum. Bence bir daha karşılaştığınızda bu konuyu açın ve üstesinden gelin bu sorununuzun. Çünkü yaşadığımız kötü olaylar özgüvenimizde yaralar açıyor. Hem rahatlarsınız ve kabuslarınızdan da kurtulursunuz böylece...
Aslında bunu eşe duyulan veya arkadaşa duyulan güvensizlik diye de özelleştirmemek lazım.
Bendeki daha genel bi endişe. Eş veya arkadaş olmaktan bağımsız, insan doğasından ötürü gelen bi kaygı zannımca.
İnsanın doğadan gelen vahşi içgüdüleri, biraz hayvanımsı güdüler.
Diğer tüm canlılar gibi insanın da temel içgüdüsü üremek ve hayatta kalmak. Her ne kadar medeniyetle bastırılmış olsalar da bu güdüler içlerde bi yerlerde yatıyor.
Misal, aslında doğamızda var ama her gördüğmüz insanla sokak ortasında sevişmiyoruz.
Niye, e kurallar, gelenek görenek yasalar ahlak görgü adap terbiye vsx, kısaca medeniyet var.
Yoksa yapan yapardı tüm bu kurallarla bastırılıyor olmasaydık.
Yani evet eşim sadıktır, arkadaşım sadıktır ama anlık da olsa düşünmesi bile gerekmez. Bilinçaltına girer, vs. Yani işte eşe dosta değil de. İnsana güvenmiyorum.
Kimse de güvenmemeli bence.
Bu arada öbür başlık konusunda nikim nasıl kaldı aklınızda şaşırdım. :)
iPhone 'den Kadınlar Kulübü aracılığı ile gönderildi