Merhabalar tekrardan
Aman ha sizi üzmüş olmayayım, vallahi rahat uyuyamam
Şimdiii,
Arkadaşım insan var, insan var. Kimi kadına göre, evlendikten sonra dayak yesen bile boşanılmaz, ayrılınmaz. Kocan seni aldatır ama evine gece geliyorsa, parasını bırakıyorsa, başında erkek olarak duruyorsa o evlilik bitmez.
Ama kimi kadında varki, kocası başka kadına göz ucuyla baksa dünyayı yakar, bırak boşanmasını o adama dünyayı rezil eder.
Ben bu 2 kadının arasında kalan biriyim. Evlilik benim için başka bir kadına göz ucuyla baktı diye bitmez, ama şiddet yok diyede devam ettirilmez.
Evet toplumda evlilik önemlidir, ama evlilik, o adam geçmişini o masada bırakıp bana evet dediyse benim için önemlidir. 2 kişilik kurdugum evimde, ayşeler fatmalar dolanırsa, adamla 20 nikahta kıysam olmaz. Bu sebepten evlenmiştir bitmiştir olayı bence çok yanlış.
Birde arkadaşlar bir konuyu atlıyor herhalde, siz kendi kendizie takıntı yapıp eşinizin eskilerini düşünen bir yerde ruhsal bozukluklar içinde olan bir bayan değilsiniz ki. Geçen mesajımda alıntılamıştım, sizin ağzınızdan duydugum kadarıyla hala o kızı evinizde hissediyorsunuz, adam unutamamış. Burdaki kaç kadın duygusal şarkılar duyunca eski yaşadıkları aklına gelip gözleri dolan bir adama karşı amaaan evlenmiş mi evlenmiş diyebilir ki?
Normal bir evlilik hayatıda kişiye göre değişir. Benim için normal bir evlilik hayatı, içinde elbette kavgaların gürültülerin oldugu, ancak kocamla aramda kimsenin olmadıgı ve benim onun sevgisinden çok emin bir ilişkim varsa, işte bu normal bir evlilik hayatıdır. Zaten konu sahibi arkadaşın da içindeki sızı evliliğinin 'normal' oldugunu düşünmemesi gibi geldi bana. Haa normalden kasıt her akşam 7 de eve gelip birlikte yemek yemekse ona birşey söyleyemeyeceğim
sizin sorunuza gelince, ki bu tamamen benim kişisel görüşürüm;
Aşk ve sevgi birbirlerinden çok farklı. Yani annenizi düşünün. Onu seviyorsunuz değil mi? hayatınızın önemli bir parçası, onsuz olmak onun ölmesi canınızı nasıl yakar? Onunla kavga edebilirsiniz, tartışabilirsiniz ama sonunda barışacağınızı bilirsiniz. Onu görmeden bir günde geçirebilirsiniz. Yani o sizin için çok önemlidir ancak bir 'aciliyeti' yoktur değil mi?
Ama aşk farklıdır, salak salak bakar, baktıgınız yerde onu görür, aklınıza sık sık yaşadıklarınız gelir, tutkuyla onu düşünürsünüz. ( En azından ben böyle yaşıyorum

Yani, hayatınızın merkezi o olur, diğer şeyler geride kalır.
Ha ikisininde kendine göre avantajı ve dezavantajı da var elbette. Mesela sevgi bence aşktan çok daha önemlidir, emektir, zamandır, fedakarlıktır vs vs. Çok daha değerlidir. Ama aşkta yaşanması gereken birşeydir. Ve en kötü yanı, yaşamadıgınız şeyler hep bitmemiş bir hikaye olarak önünüze çıkar. Yani siz, şu an evli oldugunuz adamla/kadınla ne kadar mutlu olursanız olun, hep aklınızın gerisinde bir acaba kalır.
Elbette en güzeli, aşkla başlayıp sevgiye dönüşen evlilikler yapmaktır. Ancak elbette hepimizin böyle olmuyor.
Söylediklerim size karşı abartı,fazla,saçma, gelebilir, ancak ben farklı bir bakış açısıyla olaya bakmanız belki sizi bazı konularda netleştirir diye yazmak istedim. En azından ben hayatımı bu şekilde yaşıyorum. Elbette herkesin böyle birşey yaşaması diye bir durum sözkonusu da değil