Eşinin İlla ki Çalışmasını İsteyen Erkekler!

Carmellie .!.:

Benim de tam tersi, bir buçuk haftadır izinliyim, resmen bunalıma girdim, kolumu kaldırmak bile yorucu geliyor.

Mesela kaşlarım uzadı, normalde olsa öğle arası yemek ve kahve arasında gider aldırırdım, gün içinde bir yerlere sıkıştırırdım. Şu beş dakikalık işi bir haftadır erteliyorum "yarın öğleden sonra giderim" diye diye. Nasıl anlatayım, çok feci bir şey, o yorucu sandığım tempo meğer ne muhteşem bir yaşam sevinciymiş..

Genişletmek için tıkla...

Ama bu daha 1.5 hafta, ben işsiz kaldığımda ilk 1 ay yatmıştım öylece sonra başlıyor abukluklar, 24 saatin 10 saatinde uyuyodum, kalıyo 14 saat, sağa bak sola bak, yapacak bişey bulmam lazım enerjim patlıyodu resmen, halter çalışmaya başlamıştım ya, şu koltuk şurda güzel durur, ay makarna süzme kapağı bunu da alayım bari, olmadı yetmedi, "kocam beni bugün sadece 7 kez aradı ben bütün gün evde yalnızım onun umrunda değil" bööööö ay anlatırken bile tahammül edemedim kendime dırdırcı bir kadın oldum çıktım o dönemde,
üstelik 7/24 çağrı merkezinden çıkmıştım yani, ama o iş bile evde oturmak kadar yorup sıkmadı beni. Allah bizim gibileri işsiz bırakmasın.

Ben bir ameliyat icin hastanede yattim, 5 gün sonra kendi istegimle ciktim, 3 gün evde dinlendim ve daha karnimdaki dikisler yeni tutmustuki hemen ise basladim, oh be dünya varmis dedim.
Bana gecmis olsuna gelmek isteyenler, is yerime gelmislerdi cok gülmüstük.
Calismak, yasamak demek, dünyanin icinde olmak demek, sosyallesmek demek, üretmek, birseyler ögrenmek, genclesmek, güven kazanmak demek ve bu dünyayi bir nebzede olsa sanki ben yönetiyormusum hissi bile güzel.. .
Tabiki eskiden öyleydi, az cok bende biliyorum ama bu zamanda büyük sehirlerde bunun olmamasini diliyorum.
Calismak kölelik degil, tam aksine özgürlüktür

meserret .!.:

Ama bu daha 1.5 hafta, ben işsiz kaldığımda ilk 1 ay yatmıştım öylece sonra başlıyor abukluklar, 24 saatin 10 saatinde uyuyodum, kalıyo 14 saat, sağa bak sola bak, yapacak bişey bulmam lazım enerjim patlıyodu resmen, halter çalışmaya başlamıştım ya, şu koltuk şurda güzel durur, ay makarna süzme kapağı bunu da alayım bari, olmadı yetmedi, "kocam beni bugün sadece 7 kez aradı ben bütün gün evde yalnızım onun umrunda değil" bööööö ay anlatırken bile tahammül edemedim kendime dırdırcı bir kadın oldum çıktım o dönemde,
üstelik 7/24 çağrı merkezinden çıkmıştım yani, ama o iş bile evde oturmak kadar yorup sıkmadı beni. Allah bizim gibileri işsiz bırakmasın.

Genişletmek için tıkla...

Amiiin. Boş oturmak ne zor şeymiş.

meserret .!.:

Ama bu daha 1.5 hafta, ben işsiz kaldığımda ilk 1 ay yatmıştım öylece sonra başlıyor abukluklar, 24 saatin 10 saatinde uyuyodum, kalıyo 14 saat, sağa bak sola bak, yapacak bişey bulmam lazım enerjim patlıyodu resmen, halter çalışmaya başlamıştım ya, şu koltuk şurda güzel durur, ay makarna süzme kapağı bunu da alayım bari, olmadı yetmedi, "kocam beni bugün sadece 7 kez aradı ben bütün gün evde yalnızım onun umrunda değil" bööööö ay anlatırken bile tahammül edemedim kendime dırdırcı bir kadın oldum çıktım o dönemde,
üstelik 7/24 çağrı merkezinden çıkmıştım yani, ama o iş bile evde oturmak kadar yorup sıkmadı beni. Allah bizim gibileri işsiz bırakmasın.

Genişletmek için tıkla...

Aklıma Tatlı Hayat'ı getirdiniz.

Dizinin ilk bölümünde, Sevinç evde sıkıntıdan daralıyordu. Sonra İrfan bir fincan şeker almak için geliyordu, Sevinç tabi adamı zorla içeri davet ediyordu. Sonra Sevinç beraber bir çay içmeyi teklif ediyordu, İrfan da "işinizden alıkoymayayım??" diyordu, ve Sevinç şuna benzer bir cevap veriyordu:

"Sormayın İrfan bey, bugün işim başımdan aşkın.. Önce yarım saat kadar şu koltukta oturup şu tarafa bakmayı düşünüyorum, sonra diğer koltuğa geçip şu tarafa bakmayı. Sonra tuzluk karabiberlikleri doldurmam lazım, dolayısıyla çay yapmak bütün programımı alt üst edecek. Ama ne yapayım canım, bütün gün çalışıyorum, biraz kaytarmak benim de hakkım. Olmadı, akşam yemeğini tuzsuz yeriz."


Geçen hafta sıkıntıdan hem internette başıboş dolanıp durdum, hem bütün bölümlerini izledim de, aklımda kalmış. Nedense....

Carmellie .!.:

Aklıma Tatlı Hayat'ı getirdiniz.

Dizinin ilk bölümünde, Sevinç evde sıkıntıdan daralıyordu. Sonra İrfan bir fincan şeker almak için geliyordu, Sevinç tabi adamı zorla içeri davet ediyordu. Sonra Sevinç beraber bir çay içmeyi teklif ediyordu, İrfan da "işinizden alıkoymayayım??" diyordu, ve Sevinç şuna benzer bir cevap veriyordu:

"Sormayın İrfan bey, bugün işim başımdan aşkın.. Önce yarım saat kadar şu koltukta oturup şu tarafa bakmayı düşünüyorum, sonra diğer koltuğa geçip şu tarafa bakmayı. Sonra tuzluk karabiberlikleri doldurmam lazım, dolayısıyla çay yapmak bütün programımı alt üst edecek. Ama ne yapayım canım, bütün gün çalışıyorum, biraz kaytarmak benim de hakkım. Olmadı, akşam yemeğini tuzsuz yeriz."


Geçen hafta sıkıntıdan hem internette başıboş dolanıp durdum, hem bütün bölümlerini izledim de, aklımda kalmış. Nedense....

Genişletmek için tıkla...

koptum ya aynen öyleydim ben de işte

Carmellie .!.:

Aklıma Tatlı Hayat'ı getirdiniz.

Dizinin ilk bölümünde, Sevinç evde sıkıntıdan daralıyordu. Sonra İrfan bir fincan şeker almak için geliyordu, Sevinç tabi adamı zorla içeri davet ediyordu. Sonra Sevinç beraber bir çay içmeyi teklif ediyordu, İrfan da "işinizden alıkoymayayım??" diyordu, ve Sevinç şuna benzer bir cevap veriyordu:

"Sormayın İrfan bey, bugün işim başımdan aşkın.. Önce yarım saat kadar şu koltukta oturup şu tarafa bakmayı düşünüyorum, sonra diğer koltuğa geçip şu tarafa bakmayı. Sonra tuzluk karabiberlikleri doldurmam lazım, dolayısıyla çay yapmak bütün programımı alt üst edecek. Ama ne yapayım canım, bütün gün çalışıyorum, biraz kaytarmak benim de hakkım. Olmadı, akşam yemeğini tuzsuz yeriz."


Geçen hafta sıkıntıdan hem internette başıboş dolanıp durdum, hem bütün bölümlerini izledim de, aklımda kalmış. Nedense....

Genişletmek için tıkla...

ben de işlerimin az olduğu dönemlerde benzer tepkiler verebilirim, her ne kadar günlerimi doldurmaya çalışsam da her zaman olmuyor tabii

olivia .!.:

Ben bir ameliyat icin hastanede yattim, 5 gün sonra kendi istegimle ciktim, 3 gün evde dinlendim ve daha karnimdaki dikisler yeni tutmustuki hemen ise basladim, oh be dünya varmis dedim.
Bana gecmis olsuna gelmek isteyenler, is yerime gelmislerdi cok gülmüstük.
Calismak, yasamak demek, dünyanin icinde olmak demek, sosyallesmek demek, üretmek, birseyler ögrenmek, genclesmek, güven kazanmak demek ve bu dünyayi bir nebzede olsa sanki ben yönetiyormusum hissi bile güzel.. .
Tabiki eskiden öyleydi, az cok bende biliyorum ama bu zamanda büyük sehirlerde bunun olmamasini diliyorum.
Calismak kölelik degil, tam aksine özgürlüktür

Genişletmek için tıkla...

:13: kesinlikle katılıyorum oliviam, her sözüne

dogaa .!.:

Konumuz eşinin illa ki çalışmasını isteyen erkeklerdi değil mi? ben de erkek olsam eşimin kesinlikle çalışmasını isterdim, bütün gün evde oturup benim paramı yiyip kendi gibi olmayan, kendisi gibi düşünmeyen herkesi eleştiren bir kadındansa, her türlü emeğe saygı duyan, çalışıp parasını kazanan, hiç bir konuda kimseye muhtaç olmayan bir kadını tercih ederim çünkü. Bir erkek olsam sırf kadın diye (yan, sadece cinsiyeti yüzünden) çalışmayan birine ömür boyu bakmazdım heralde.

Önceki sayfalarda da kadın çalışıyor evinin işini başkasına yaptırıyor o da kadın v.s. gibi yorumlar vardı, evet bir kadın çalışıyor, temizlikçisiyle bakıcısıyla 3 eve ekmek giriyor, tuzu kuru olmayan anlamaz bunu, bilmez bu insanların evine giren ekmeğin kıymetini, ve kimse kusura bakmasın ama ister temizlikçi, ister amele, ister sizin beğenmediğiniz sekreter v.s. olsun namusuyla çalışıp parasını kazanan, evine ekmek götüren herkes, evde yatıp koca parası yiyendendaha saygıdeğerdir...

Bu konuya daha fazla yorum yapmayacağım, başta da dediğim gibi, ben kimseye bir ömür bedavadan ekmek vermem, o yüzden eşinin çalışmasını isteyen erkekleri anlıyorum ve hak veriyorum.

Genişletmek için tıkla...

arkadaş tepkiler gelince ben otlakçı demedim demişte bin beterini demiş sağolsun.
resmen ev hanımlarına hakaret etmiş.

Akillibidik ortayi bulandirma, sende calisanlar hakinda sanki hayat kadiniymisiz gibi yazdigin icin, böylede cevabini alirsin.
Konuyu dagitmayalim Akillibidik.

Iş hayatı zordur...hele birde evliyseniz...işten çıkar eve gidersiniz ama mesainiz

bitmemiştir..yemek,ütü,temizlik,belki misafir,tabi kocanın nazları...eee bir de çocuk

varsa

Ama ev hanımlığıda basit bir meslek değil,bende evlendiğimde 6 ay evde kaldım iş bulama

dığımdan insan evde de yoruluyor...

Ikisi de basit görülmemeli bence...

akillibidik8 .!.:

arkadaş tepkiler gelince ben otlakçı demedim demişte bin beterini demiş sağolsun.
resmen ev hanımlarına hakaret etmiş.

Genişletmek için tıkla...

Mesajın neresinde otlakçı ya da eş anlamlısı bir kelime yazdığımı hala göremiyorum, otlakçı önceki sayfalarda sizin kullandığınız bir ifadeydi, bu nedenle tepkileri üstüme alınmıyorum, bin beter olarak tanımladığınız ifadeyi de algılayamadım, para yemek mi? kendi geliri olmayan bir insan ya baba, ya koca ya kardeş birinin parasını yiyordur değil mi? her gün gökten zembille para inmiyorsa ihtiyaçlarınızı bir başkasının parasıyla karşılıyorsunuz demektir, e buna da para yemek denir. şimdi işsiz kalsam ve iş bulamasam mecburen bir süre sonra ya koca ya baba parası yiyeceğim, eeee kendime de mi hakaret etmiş oldum şimdi?

Evde oturup karısının parasıyla geçinen erkek karı parası yiyor, babasının parasıyla gezip tozan erkek baba parası yiyor, kocasının parasıyla geçinen-gezip tozan kadın koca parası yedi dedik diye hakaret oluyor, bu biraz ironik değil mi???

Kusura bakmayın ben kendimi erkeklerle her konuda eşit ve hatta bazı konularda üstün görüyorum o yüzden "evin geçimi erkeğin sorumluluğudur, benim görevim çilelerle çocuk doğurmak, onun görevi eve ekmek getirmek" bunları bana anlatmayın, bin yıllık masallar bunlar ve günümüzün çağdaş kadınlarının bu masallara karnı tok... hak-yetki-sorumluluk anlamında kocamla eşit görüyorum kendimi, onun hakkı olan her şeye benim ne kadar hakkım varsa onun sorumlu olduğu şeylerde de o kadar sorumluluğum var (çalışmak, para kazanmak, ev geçindirmek gibi) evin işine yardım etmemek kısmını zaten hiç anlamıyorum, evin işi sizin sorununuz mu ki? tek başınıza mı kirletiyorsunuz ki tek başınıza temizleyeceksiniz, bu görevi kim size neye dayanarak verdi? tabi ki siz ne yapıyorsanız o da yapacak, bu bir lutuf değil ki, yapacak - yapmak zorunda.

Bu başlıktaki son yorumumdu, ortamı gerecek, gereksiz polemiklere malzeme olmak istemiyorum çünkü. Ben kadınların haklarını deli gibi savunmaya çalışırken onların kendi haklarının bilincinde olmamasına, sırf bazı sorumlulukları gözlerinde büyüttükleri için bu haklardan vazgeçmelerine dayanamıyorum, o yüzden bu ve benzeri başlıklara tekrar uğramayı düşünmüyorum, mutlu paylaşımlar.

kimse beni zorla çalıştıramaz. ama çalışmak istemiyorda evde oturuyorsam kocamın parasıylada yetinmeyi bilmem gerekir, istediğim hayat standartlarına göre yaşayabilmek çocuklarımı istediğim okullarda okutabilmek adına çalışmam gerekiyor. şu anda eşimin maaşıylada gül gibi geçiniriz. ama daha iyisi olmak varkende oturamam. kocamda bana karışmaz ister çalış ister çalışma, bu konuda pek fikir yürütmez. illa eşinin çalışmasını isteyen erkekleride anlayabiliyorum aslında bu devirde tek kişinin maaşıyla çok zor

melikex .!.:

Sizce hanımından para beklemesi,yani bunu çok ciddi bir istek olarak öne sürmesi hoş mudur?mirmirmirmir

Genişletmek için tıkla...

Hiç hoş bir şey değil bana göre..Çalışmayan ve çalışmaya düşünmeyen bir kadına evlenecek olan erkek ama çalışmalısın diye şart koşamaz,koşarsa kendine bir eş değil para makinası istiyor demektir.
İşin diğer boyutu,kadın bir işe,gelire sahip olmalı düşüncesindeyim.Yarınımızın garantisini kimse veremez,çalışmama gerek yok,eşimin geliri yüksek,hiç bir ihtiyacım geri çevrilmiyor diyorsanız bile sizin sadece kendinize ait bir sosyal güvenceniz olmalı,en azından eşinize bunu yaptırmalısınız.

olivia .!.:

Akillibidik ortayi bulandirma, sende calisanlar hakinda sanki hayat kadiniymisiz gibi yazdigin icin, böylede cevabini alirsin.
Konuyu dagitmayalim Akillibidik.

Genişletmek için tıkla...

hıı öyle mi ben arkadaşın nerede ne dediğini ortaya koydum.kendi üstüne almayıp çevirmeye çalışsa da aklı olan anladı.siz de benim çalışanlara hayat kadını dediğimi ispatlayın bakalım.iftiranız havada kalmasın.

akillibidik8 .!.:

ha yani arkadaş okuyarak o kişilerin yerini mi işgal etti.o halde "aslında çalışmasam da olur ama bu benim tercihim" diyenlerde şu anda ailesini geçindirmek zorunda olan,bir sürü çocukla aç kalmış,belki intiharı düşünen insanların yerini işgal ediyorlar.birkaç krem daha fazla alabilmek için.
bir de "üretmek" lafına takılıyorum.sanki bana hepsi dünyayı değitiren mucit.oturdun da bir düdüklü tencere mi icat ettin.çoğu memur sekreter bütün gün laklak yapıp,onu bunu çekiştirirler.lükse ulaşabimek için çalışırlar-yaşarlar.ama sonra ben üretmek için millete hizmetim olsun diye çalışıyorum derler.ühüühüühü.

Genişletmek için tıkla...

Iste bu bölümde calisanlari o kadar hafife almissinki arkadasim, evet sanki hafif kadinlarmisiz gibi....

Herkesin kendi tercihi tabiki, ama kimse laklak icin maas aldigini daha görmedim ben.

olivia .!.:

Iste bu bölümde calisanlari o kadar hafife almissinki arkadasim, evet sanki hafif kadinlarmisiz gibi....

Herkesin kendi tercihi tabiki, ama kimse laklak icin maas aldigini daha görmedim ben.

Genişletmek için tıkla...

bak şimdi hafife almışsın diyorsun ama bir öncekinde hayat kadını demiştin.ikisi sanırım çok farklı şeyler öyle değil mi?ayrıca sizin ev hanımlarını hafife aldığınız kadar da değil söylediklerim.
size göre ev hanımları koca parası yiyen (bu otlakçı lafından da ağır ama mana aynı)boş,kendini geliştirmemiş,hiç kitap okumayan,okumamış,okusa da niye okumuş ki,saygıdeğer olmayan...(bu kelimelerin hepsi kullanıldı.dogaa ve senin yorumlarında arkadaşım.kim kimi hafife almış acaba?

Basta calisanlara laf sokan sen, simdi hakli olmayami calisiyorsun?

Herkes istedigi gibi mutlu olur, sen evde oturarak, ben calisarak. Olay bu.

Ama kimse laklak icin para almiyor, daha kimse düdüklü tencerede icat etmedi ama topluma devletine üretiyor, senin emekliligin bile baskalarinin calistigi maasdan kesiliyor haberin varmi?
Belki bir kac daha fazla krem almak icin calisiyoruz ve belki baskalarinin yerinide isgal ediyoruz.
Aynen bu dediklerini tekrar ediyorum. Evet yapiyoruz. Ama sor bakalim neden yapiyoruz?
Cünkü calisan bir toplum, ancak birlikte ilerleyebilir, erkek egemenligi yok, esitlik var, her alanda.
Onun icin kadin haklarini savunuyor, kadinlarin kattiyen erkeklerden geride durmamalari icin zorda olsa ayaklarinin üzerinde ( yeri geldiginde tek basina ) kalabilmelerini sagliyoruz.
Kimseye güvenerekten yasanilmamasini ögretiyoruz.

Ama kadinlar evde otursun, erkekler calissin, sonrada agzimizi burnumuzu dagitsinlar cünkü her türlü güc onlarda ve bizde eski zamanda anneannelerimizin ve annemizin döneminemi geri gidelim?
Nedir maksadiniz anlamadimki?