- 3 Eylül 2010
- 1.260
- 3.148
- 333
- Konu Sahibi kalplerbirsedunyaguzel
-
- #61
Merhabalar evlenmek istememek en az evlenmek istemek kadar normaldir. Toplum bu konuda bireyleri tek bir potada eritmek gibi bir derdin içinde olduğu için siz norm dışı birşey istemiş sayılıyorsunuz. Bende evliliğe sempatik bakamıyorum. Benim gerekçem evliliğin işgalci bir kurum olmasından kaynaklı. Sizin gerekçesinizi merak ettim.
Toplum kadına sen evinin hanımısın istersen profesör ol ama yine de bu evin yemek temizlik işinden "birinci" dereceden sen sorumlusun diyor. Daha kendimize dair bir sürü bilinmezimiz varken bir insanı hayatımıza almak hele ki aynı çatının altında yaşamak için evlenmek büyük bir iddia. Ben duygulara pek güvenemiyorum. Akıl acıyı da tatlıyı olduğu gibi gösteriyor çünkü illüzyon yok. Duygular ise efsunlu. Evlenmek iki insanın kalbini dışarıdaki uyaranlara kapatmıyor ne yazık ki. Zaman kötü ve insan doyumsuz bu yüzden sempatik bakamıyorum.hemem hemen benzer şeyler. yukarıda da yazdım erkeklerin pis işlerini yapmak için gelmedik bu dünyaya. temizliğe bulaşığa yardım edemeyecek tiplerle dolu ortalık. ailede görmedikleri şeyleri sonradan onlara yaptırmak zor. hiç uğraşmamak en iyisi.
Ne güzel ifade etmişsiniz. Hala bunlarla karşılaşmak çok üzücü. Kadınların bir kısmı tek başına bir varlık ve değerli bir varlık oldukları konusunda ikna olmamışlar. Bir koca ve evlat üzerinden yaşamdaki anlamlarını bulmaya çalışıyorlar. Bu da ögretilmiş birşey bir toplum böyle tanımlıyor.kadının hayattaki en asli vazifesi erkeğinin şehvetini giderip üremek. Bununla büyütülüyoruz.Himm canım o daha ilk aşaması. Diyelim yarın öbür gün tam kafana göre birini buldun neden evlenmeyelim ki dediniz evlenmeye karar verdiniz...
Sonra düğün yapmak, gelinlik giymek ve anne olmak istemiyorum dediğinde karsilasacagin tepkileri hayal edebilecegini sanmıyorum. Mahalle baskısı korkunç boyutta. Su devirde hala "her genç kizin hayali" diye başlayan cümleler duymak bir trajedi. Ve kadinlara dayatılan saçma sapan sıfatlar, adetler, gelenek görenek diye yutturulan asagilayici rolleri yine en çok kadınların savunması çok acı.
Neden herkesi genelliyorsunuz ki?Ne güzel ifade etmişsiniz. Hala bunlarla karşılaşmak çok üzücü. Kadınların bir kısmı tek başına bir varlık ve değerli bir varlık oldukları konusunda ikna olmamışlar. Bir koca ve evlat üzerinden yaşamdaki anlamlarını bulmaya çalışıyorlar. Bu da ögretilmiş birşey bir toplum böyle tanımlıyor.kadının hayattaki en asli vazifesi erkeğinin şehvetini giderip üremek. Bununla büyütülüyoruz.
Aynen katılıyorum. Eşimi ve çocuğumu seviyorum ama ruhum evliliği sevmiyor. Bekarken eve bir misafir geleceği zaman arkadaşlara sözüm var deyip kaçıyordum. Şimdi kaçmak bir yana bir de ağırlamak zorundayım. Aileler arası sosyal hayat bana çok sıkıcı gelirdi, şimdi katlanmak zorundayım. Kafama estiği zaman canımın istediği şeyi yapamıyor, istediğim yere pat diye gidemiyorum. Ailemi düşünmek, durumları ayarlamak zorundayım. Hesapsız kitapsız hiçbir şey yapamıyoruz artık. Tüm aktivitelerimiz çocuğa göre şekilleniyor. Eşimi ve kızımı çok sevmeme rağmen özgürlüğümü de çok özledim ne yalan söyleyeyimBen de evlenmeyi hiç istemiyordum. Aşık oldum evlendim ama hala %30'um keşke evlenmeseydin diyor. Mutlu veya mutsuz olmak değil mesele yalnızlığı ve özgürlüğümü seviyorum. Ne kadar anlayışlı olursa olsun eş, akşam ben istemezken bir akrabasının gelecek olması yoruyor ruhumu. Bekarken kapardım kapıları, takardım kulaklıkları vur yat kafayı. Tüm haftasonu uyuyarak geçirdiğim olurdu. Evlilik bana göre değil tek tutan şey aşk beni.
Birincisi ben kadınların bir kısmı dedim. Bir kısmı genelleme ifadesi olmaz ki. Evliliği statü olarak görüp olmayınca kendini yarım eksik kusurlu hayattaki yerini ve anlamını bulamamış gibi hisseden kendisine böyle hissettirilen bazı kadınlar var. Bunu kompleks ediniyorlar. Ben sadece bunu ifade ettim. Ayrıca kadına sadece şehvet giderici ve üreyen bir varlık misyonu yükleyen toplumdur. Kadının kendisi değildir. Burada kadınları ve tercihlerini yargılamıyorum. Bir kısım kadınlar ve toplumsal öğretilere degindim.Neden herkesi genelliyorsunuz ki?
Ben güne sevdiğim kişiyle uyanarak başladığımda da hala bireyim.
Onu mutlu etmek için sevdiği şeyleri hazırladığında, ya da o aynı şekilde beni mutlu etmek için sevdiğim şeyleri hazırladığında da bireyim.
Moralim bozuk olduğunda sevdiğim kişiye sarılıp huzur bulduğumda da hala bireyim.
Sevdiğim kişiyle, iki kişiden bir kişi oluşturup ona yol gösterip, hayatında yardımcı olduğumda da hala birey kalacağım.
Evlenmek istemeyen insanları eleştiren insanlardan farkınız ne?
Bütün evlilikler kadının hizmetçi olup, erkeğin üreme ihtiyaçlarını gidermek üzerine olmuyor.
Hayat arkadaşlığı diye bir kavramdan haberiniz yok sanırım.
Hayatı boyunca evlenmek istemeyen insanın tercihi, onun sadece kişisel tercihidir, bu onu ultra kişilikli, özsaygısı tavan yapmış, üstün niteliklerle dolu, kendi kendine yetebilen süper dişi yapmaz.
Evde kalmış, yalnızlığa mahkum zavallı da yapmaz, adı üstünde sadece bir tercih.
Ama bu durum evliliği seçenleri de bahsettiğiniz gibi birey olamamış, hayatın anlamını sadece koca ve çocukta arayan birey olamamış varlık da yapmaz.
İki taraf için de diyorum, kendiniz gibi olmayanlara az saygınız olsun lütfen.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?