Evliliğimin bitmesi gerek sanki.

Zaten beni çocuk doğduktan sonra eşime karşı tahammülsüz yapan şey buydu. Yani hem faydası yok hem de sürekli diliyle müdahale halinde. Geçen yıl sonunda patladım ve "madem ben bu çocuğa tek başıma bakıyorum. Madem faydan yok. O dilini bir daha çocukla ilgili bir şey söylemek akıl vermek ve hatta felaket senaryosu üretmek için açarsan gerçekten artık hayatımızda olmayacaksın" dedim. Neyse ki biraz tutmaya başladı dilini.

Üstte bir arkadaşa da yazdım deniyorum ara sıra bırakıyorum. Ama ya telefonla arayıp duruyor çocuk durmuyor diye, ya da evdeysem ve uzandıysam sürekli yanıma geliyorlar sonunda kalkıyorum yataktan.
Bak kendin demişsin “tek başıma bakıyorum,faydasızsın, müdahale etme diye”. Bu tutumundan vazgeç idrak. Sana ulaşamayacakları bir yerde ol. Geçen sene ben de parka hava almaya çıktıktan 5 dk sonra eşimle kızımı da parkta beni arıyorken görürdüm ama anında kaçıp saklanıyordum. Saklanmaktan yürüyüşte yapamıyordum ama maksat onları başbaşa bırakmaktı..bak benim eşim de ben acilde yatarken “evden, kız uyandı diye aradıklarında” serumlarımı söküp atmaya çalışmıştı..bebekken her tuttuğunda 30 kere “ben bunun bir yerini kırdım kesin,çıtırdı geldi” diye az yüreğimi ağzıma getirmemişti..Allah esirgesin çocuğun canına bir zarar gelmediği sürece(ona dikkat edecek kadar da kafa vardır herhalde eşinde) sıkıntı etme..bi şekilde çocuk için faydalı olmayı öğrenmesi lazım bu adamın.
 
Haklısın o zaman boşanmak gerekirdi aslında ama o kadar af diledi ve düzeltmek için şans istedi ki yapamadım.

Dün oğlanı uyutup çay içerken "sen haklısın. Ben seni anlıyorum. Şüphe ile yaşamak çok zor. Ancak biraz gör yaptıklarımı. Ben oynamıyorum. Sadece evliliğimiz için değil oğlum için de oynamıyorum. Günün birinde oynarsam çık git tek kelime etmem hak veririm" dedi.

Ben de "sadece bu değil mesele. Bak ben çok yalnız kaldım. Çocuğu görüyorsun sen de on dakika tahammül edemiyorsun. Lütfen zorlansan da gerilsen de bana yardımcı ol çocuk bakımı konusunda"dedim. Maddi Durumumuz el vermediği halde sırf ben biraz nefes alayım diye çocuğu yarım gün kreşe göndermiş. Daha ne yapsınmış :)
Baba olarak cocugun krese ihtiyaci var diye degil de tartismada uste cikmak icin mi gondermis krese. Bu neyse de dun 'suphe ile yasamana hak veriyorum' demis bugun 'soylemek zorunda degilim' diyor tam dayaklik afedersin:işsiz:
 
Teyzeme geldim oğlumla. Kene gibi yapıştı adam geliyorum çocuğu bırak teyzene dışarıda konuşalım anlatacağım diye. Ben anlamıyorum neden bırakamıyor, rahat vermiyor bir gün bile. Yazarım sizlere durumu daha sonra. Teşekkürler yazan herkese.

Surekli konuna giriyorum.
Umarim mantikli bir aciklamasi vardir.
Musait oldugunda hayirli haberlerle gel inş.
 
Eve geri döndüm. Başım çatlıyor şu an cümleleri toparlayıp net yazabilirim durumu umarım.

Eşim geldi konuşmaya. Diyalog şeklinde yazayım daha kolay olacak benim için sanki.

+her seferinde kendimi sana açıklama yaparken buluyorum ama açıklayacağım durumu. Gelen mesaj bankadandı. Bir banka işsizlik sigortası kapsamında bir olanak sundu. Aylık belli bir miktar ödeme yapacağım ve ekstra kredi kartı da vermeyi teklif ettiler. Olur da işsiz kalırsam bir garantimiz olsun istedim ekstradan. Sana söylemedim, mesajı da göstermedim çünkü muhtemelen hatta kesin olarak "kart mı çıkardın gizli gizli yine ne haltlar karıştırıyorsun" diyecektin. Israrla göstermek istemedim mesajı çünkü artık bana güvenmeni istiyorum. Öğrenmen gerek güvenmeyi. Her adımımı, her eylemimi söyleyemem sana. Ayrıca telefonuma bakmana sinir oluyorum o yüzden inadına söylemek istemedim.

-ben senin telefonuna bakmadım. Bakmam da. Ne zaman kurcaladım telefonunu Allah aşkına? Öylesine ekrana baktım ve mesaj geldi. Sonrası malum zaten. Ayrıca sen benim akıl sağlığımla mı oynuyorsun? Ne demek güvenmeyi öğrenmen için söylemedim göstermedim. Beni yola mı getireceksin bu şekilde? Aksine daha çok işkilleniyorum. Daha da azalıyor güvenim. Sigorta ödemesi devlet sırrı falan mı? Neyini söylemiyorsun anlamadım ki ben.

+mevzu sigorta değil. Ekstrası olan kredi kartı. Yıllardır kullanmıyorum tek kart var o da evde senin elinde. Para yönetimi de sende. Ben o kartı oğlumuza oda takımı alabilmek için istedim. Senin kartınla alsaydık limit biterdi. Bu kartla sadece taksite gireriz diye düşündüm.

-ah canım benim ortak çocuğumuzun aylardır Planladığımız odasını yapmak için sürpriz mi düzenledin çeeen. Ben niye inanamıyorum buna acaba. Sence de çok absürt bir durum değil mi? Hala gizlenerek yapılacak bir durum göremedim ben.

+idrak sen kendinin farkında değilsin sanırım. Hafiye gibi her anımı sorguluyorsun. Nereye gittin maaş ne kadar yattı nereye harcama yaptın. Ulan maaş belli gider belli neyini sorguluyorsun bu kadar. Maaş bordrrosunu eline getirdim senin. Gördün, inandın. Günlük aldığım harçlıktan mı kumar oynayacağım. Hadi oynadım diyelim onunla mı batacağım. Bir sal artık beni de kendini de. Bak yazık ediyorsun gerçekten.

-yahu bak hala saf ayağı yapıyorsun bana. Sen manipülasyon konusunda uzmansın. Kendince oyunlar oynayıp bazen sevgimi, bazen güvenimi, bazen de öfkeni test ediyorsun. Hadi yapmıyorum de. Beni delirtmek için zemin hazırlayıp, ben zıvanadan çıkınca da gerekçeler sunuyorsun. Sonra da beni suçluyorsun. Ulan ben durduk yere mi paranoyak oldum he? Durduk yere mi bugün boşanma lafını açtım. Tek yapman gereken al bak mesaj bu demekti. Konu kapanırdı gayet. Ama sen inatla "bana güveneceksin. Karışamazsın istediğimi yaparım. Birine gönderdim para ne olacak?" gibi cümleler kurdun. Kusura bakma ya karışırım. Ben şimdi bütçeden ciddi bir harcama yapsam, sorduğunda da "karışamazsın birine gönderdim" desem, he tamam canım mı diyeceksin? Ben de mi test edeyim bana ne kadar güvenip güvenmediğini? Emin ol yaparım. Canını da çok güzel yakarım. Ama yapmıyorum. En başından beri her konuda şeffafım ben bu evlilikte. Senin gibi saçma sapan ergen hezeyanları yaşamıyorum. Seni test etmiyorum.

+haklısın bu konularda. Ama artık vaha güven lütfen. Bak çok yıprattın bu konuda bizi. Al bak bu poliçenin ödeme evrakları. Bu da mesaj. Yalan söylemiyorum sana.

-iyiymiş. Neden bunu en başında sorduğumda yapmadın ki. Gayet sakin bir üslupla sormuştum oysa ki. Bak beni test etme. Bu evlilik böyle saçma sapan oyunları kaldıramayacak kadar yıprandı. Benim hatalarım varsa ki vardır. Söyle açıkça. Ben de düzelteyim. Ancak kendine çeki düzen ver. Ben bu çocuğu evlenirken yanımda getirmedim değil mi? Yanlış mı hatırlıyorum. Korunmasız ilk ilişkimizin ürünü değil mi evladımız? Ben neden tek ebeveyn oldum bi söylesene.

+haklısın ama biliyosun işte durmuyor ben de.

-ben artık haklı olmak istemiyorum yahu. Ben huzur istiyorum, hatta mutlu olmak istiyorum. Seninle ya da sensiz. Ben çok yoruldum. Gerçekten yoruldum. Ya çocuk bakımı konusunda bana destek olur o lanet telefonunu elinden bırakırsın. Ya da ben gerçekten gerçek manada tek büyüteceğim oğlumuzu. Şu an aile dinamikleri nasıl? Ben her şeyi sırtlanıyorum sen de eve para getiriyorsun değil mi? Peki boşanınca ne olacak? Sen yine sadece nafaka kısmında var olacaksın ben aynı şekil devam edeceğim. Allah aşkına söyle ne değişecek ayrılırsak?

+bu konularda haklısın ama bir de dön kendine bak. İki yıldır ben yanımda eş, kadın göremiyorum. Sürekli sorgulama, şüphelenme hali. Evde daima bir hafiye var. Farkında mısın kendi halinin?

-doğrudur fazlaca takıntılı oldum o olaylardan sonra. Ben adım atıp psikoloğa gideceğim. Umarım faydası olur. Şimdi senden ricam, konuşmayalım bunları bir süre olur mu. Hatta ben ailemin yanına gideyim bir süre. Az yalnız kalalım, ayrı kalalım.

+tamam nasıl istersen. Ama bugün gel benimle eve. Fevri davranıp kararlar alma.

Sonra işte eve döndük. Durum bu. Ben gerçekten artık delilik sınırına geldim sanırım. Ne doğru ne yanlış pek ayırt edemiyorum.
 
Genel duruma baktığınızda bitecek bir evlilik göremiyorum ben.

Yorulmuş bir anne, mücadele etmeyi bırakmış sadece evin genel gecim derdine odaklanmış bir baba var karşımda.

İsterseniz toparlarsınız. Cünkü hersey bitmemiş görünüyor.

Nacizane tavsiyem asla bu durumun üzerine 2. cocuk yapmayın. Cok ama cok yıpranırsınız. Olan yine size olur.

Büyük konuşmak istemiyorum ama asla planlarımda ikinci bir çocuk yok. Teşekkür ederim yorumunuz için.
 
İddia dışında sevdiklerinin kaybı, hastalığı sırasında eşin neredeydi?

Eğer o süreçte seni yalnız bıraktıysa boşanmakta çok haklısın. Tek hatası iddia ise ve şans verdiysen gerçekten geçmişi unutup yeniden başlamalısınız.

Yanımdaydı elbette. Destek oldu lakin bir yere kadar. Mesela ben acı yaşamaya fırsat bulamadım çok. Oğlumun bakımını üstlenmedi ya da bu konuda çok çaba sarf etmedi. Ancak bittabi destek oldu, anlayış gösterdi bir çok şeye.
 
Eve geri döndüm. Başım çatlıyor şu an cümleleri toparlayıp net yazabilirim durumu umarım.

Eşim geldi konuşmaya. Diyalog şeklinde yazayım daha kolay olacak benim için sanki.

+her seferinde kendimi sana açıklama yaparken buluyorum ama açıklayacağım durumu. Gelen mesaj bankadandı. Bir banka işsizlik sigortası kapsamında bir olanak sundu. Aylık belli bir miktar ödeme yapacağım ve ekstra kredi kartı da vermeyi teklif ettiler. Olur da işsiz kalırsam bir garantimiz olsun istedim ekstradan. Sana söylemedim, mesajı da göstermedim çünkü muhtemelen hatta kesin olarak "kart mı çıkardın gizli gizli yine ne haltlar karıştırıyorsun" diyecektin. Israrla göstermek istemedim mesajı çünkü artık bana güvenmeni istiyorum. Öğrenmen gerek güvenmeyi. Her adımımı, her eylemimi söyleyemem sana. Ayrıca telefonuma bakmana sinir oluyorum o yüzden inadına söylemek istemedim.

-ben senin telefonuna bakmadım. Bakmam da. Ne zaman kurcaladım telefonunu Allah aşkına? Öylesine ekrana baktım ve mesaj geldi. Sonrası malum zaten. Ayrıca sen benim akıl sağlığımla mı oynuyorsun? Ne demek güvenmeyi öğrenmen için söylemedim göstermedim. Beni yola mı getireceksin bu şekilde? Aksine daha çok işkilleniyorum. Daha da azalıyor güvenim. Sigorta ödemesi devlet sırrı falan mı? Neyini söylemiyorsun anlamadım ki ben.

+mevzu sigorta değil. Ekstrası olan kredi kartı. Yıllardır kullanmıyorum tek kart var o da evde senin elinde. Para yönetimi de sende. Ben o kartı oğlumuza oda takımı alabilmek için istedim. Senin kartınla alsaydık limit biterdi. Bu kartla sadece taksite gireriz diye düşündüm.

-ah canım benim ortak çocuğumuzun aylardır Planladığımız odasını yapmak için sürpriz mi düzenledin çeeen. Ben niye inanamıyorum buna acaba. Sence de çok absürt bir durum değil mi? Hala gizlenerek yapılacak bir durum göremedim ben.

+idrak sen kendinin farkında değilsin sanırım. Hafiye gibi her anımı sorguluyorsun. Nereye gittin maaş ne kadar yattı nereye harcama yaptın. Ulan maaş belli gider belli neyini sorguluyorsun bu kadar. Maaş bordrrosunu eline getirdim senin. Gördün, inandın. Günlük aldığım harçlıktan mı kumar oynayacağım. Hadi oynadım diyelim onunla mı batacağım. Bir sal artık beni de kendini de. Bak yazık ediyorsun gerçekten.

-yahu bak hala saf ayağı yapıyorsun bana. Sen manipülasyon konusunda uzmansın. Kendince oyunlar oynayıp bazen sevgimi, bazen güvenimi, bazen de öfkeni test ediyorsun. Hadi yapmıyorum de. Beni delirtmek için zemin hazırlayıp, ben zıvanadan çıkınca da gerekçeler sunuyorsun. Sonra da beni suçluyorsun. Ulan ben durduk yere mi paranoyak oldum he? Durduk yere mi bugün boşanma lafını açtım. Tek yapman gereken al bak mesaj bu demekti. Konu kapanırdı gayet. Ama sen inatla "bana güveneceksin. Karışamazsın istediğimi yaparım. Birine gönderdim para ne olacak?" gibi cümleler kurdun. Kusura bakma ya karışırım. Ben şimdi bütçeden ciddi bir harcama yapsam, sorduğunda da "karışamazsın birine gönderdim" desem, he tamam canım mı diyeceksin? Ben de mi test edeyim bana ne kadar güvenip güvenmediğini? Emin ol yaparım. Canını da çok güzel yakarım. Ama yapmıyorum. En başından beri her konuda şeffafım ben bu evlilikte. Senin gibi saçma sapan ergen hezeyanları yaşamıyorum. Seni test etmiyorum.

+haklısın bu konularda. Ama artık vaha güven lütfen. Bak çok yıprattın bu konuda bizi. Al bak bu poliçenin ödeme evrakları. Bu da mesaj. Yalan söylemiyorum sana.

-iyiymiş. Neden bunu en başında sorduğumda yapmadın ki. Gayet sakin bir üslupla sormuştum oysa ki. Bak beni test etme. Bu evlilik böyle saçma sapan oyunları kaldıramayacak kadar yıprandı. Benim hatalarım varsa ki vardır. Söyle açıkça. Ben de düzelteyim. Ancak kendine çeki düzen ver. Ben bu çocuğu evlenirken yanımda getirmedim değil mi? Yanlış mı hatırlıyorum. Korunmasız ilk ilişkimizin ürünü değil mi evladımız? Ben neden tek ebeveyn oldum bi söylesene.

+haklısın ama biliyosun işte durmuyor ben de.

-ben artık haklı olmak istemiyorum yahu. Ben huzur istiyorum, hatta mutlu olmak istiyorum. Seninle ya da sensiz. Ben çok yoruldum. Gerçekten yoruldum. Ya çocuk bakımı konusunda bana destek olur o lanet telefonunu elinden bırakırsın. Ya da ben gerçekten gerçek manada tek büyüteceğim oğlumuzu. Şu an aile dinamikleri nasıl? Ben her şeyi sırtlanıyorum sen de eve para getiriyorsun değil mi? Peki boşanınca ne olacak? Sen yine sadece nafaka kısmında var olacaksın ben aynı şekil devam edeceğim. Allah aşkına söyle ne değişecek ayrılırsak?

+bu konularda haklısın ama bir de dön kendine bak. İki yıldır ben yanımda eş, kadın göremiyorum. Sürekli sorgulama, şüphelenme hali. Evde daima bir hafiye var. Farkında mısın kendi halinin?

-doğrudur fazlaca takıntılı oldum o olaylardan sonra. Ben adım atıp psikoloğa gideceğim. Umarım faydası olur. Şimdi senden ricam, konuşmayalım bunları bir süre olur mu. Hatta ben ailemin yanına gideyim bir süre. Az yalnız kalalım, ayrı kalalım.

+tamam nasıl istersen. Ama bugün gel benimle eve. Fevri davranıp kararlar alma.

Sonra işte eve döndük. Durum bu. Ben gerçekten artık delilik sınırına geldim sanırım. Ne doğru ne yanlış pek ayırt edemiyorum.
Kendin için terapi al, çaktırmadan azar azar çoçuk ile babayı bir arada tut.Kontrol etme huyundan vazgeçip rahatlamaya ihtiyacın var.
Kocanı da seviyorsun.
Sana kocaman bir sanş diliyorum.
Boşanma lafını da kullanmamaya çalış
Mutlu ol, önce kendin, sonra oğlun için
 
Eve geri döndüm. Başım çatlıyor şu an cümleleri toparlayıp net yazabilirim durumu umarım.

Eşim geldi konuşmaya. Diyalog şeklinde yazayım daha kolay olacak benim için sanki.

+her seferinde kendimi sana açıklama yaparken buluyorum ama açıklayacağım durumu. Gelen mesaj bankadandı. Bir banka işsizlik sigortası kapsamında bir olanak sundu. Aylık belli bir miktar ödeme yapacağım ve ekstra kredi kartı da vermeyi teklif ettiler. Olur da işsiz kalırsam bir garantimiz olsun istedim ekstradan. Sana söylemedim, mesajı da göstermedim çünkü muhtemelen hatta kesin olarak "kart mı çıkardın gizli gizli yine ne haltlar karıştırıyorsun" diyecektin. Israrla göstermek istemedim mesajı çünkü artık bana güvenmeni istiyorum. Öğrenmen gerek güvenmeyi. Her adımımı, her eylemimi söyleyemem sana. Ayrıca telefonuma bakmana sinir oluyorum o yüzden inadına söylemek istemedim.

-ben senin telefonuna bakmadım. Bakmam da. Ne zaman kurcaladım telefonunu Allah aşkına? Öylesine ekrana baktım ve mesaj geldi. Sonrası malum zaten. Ayrıca sen benim akıl sağlığımla mı oynuyorsun? Ne demek güvenmeyi öğrenmen için söylemedim göstermedim. Beni yola mı getireceksin bu şekilde? Aksine daha çok işkilleniyorum. Daha da azalıyor güvenim. Sigorta ödemesi devlet sırrı falan mı? Neyini söylemiyorsun anlamadım ki ben.

+mevzu sigorta değil. Ekstrası olan kredi kartı. Yıllardır kullanmıyorum tek kart var o da evde senin elinde. Para yönetimi de sende. Ben o kartı oğlumuza oda takımı alabilmek için istedim. Senin kartınla alsaydık limit biterdi. Bu kartla sadece taksite gireriz diye düşündüm.

-ah canım benim ortak çocuğumuzun aylardır Planladığımız odasını yapmak için sürpriz mi düzenledin çeeen. Ben niye inanamıyorum buna acaba. Sence de çok absürt bir durum değil mi? Hala gizlenerek yapılacak bir durum göremedim ben.

+idrak sen kendinin farkında değilsin sanırım. Hafiye gibi her anımı sorguluyorsun. Nereye gittin maaş ne kadar yattı nereye harcama yaptın. Ulan maaş belli gider belli neyini sorguluyorsun bu kadar. Maaş bordrrosunu eline getirdim senin. Gördün, inandın. Günlük aldığım harçlıktan mı kumar oynayacağım. Hadi oynadım diyelim onunla mı batacağım. Bir sal artık beni de kendini de. Bak yazık ediyorsun gerçekten.

-yahu bak hala saf ayağı yapıyorsun bana. Sen manipülasyon konusunda uzmansın. Kendince oyunlar oynayıp bazen sevgimi, bazen güvenimi, bazen de öfkeni test ediyorsun. Hadi yapmıyorum de. Beni delirtmek için zemin hazırlayıp, ben zıvanadan çıkınca da gerekçeler sunuyorsun. Sonra da beni suçluyorsun. Ulan ben durduk yere mi paranoyak oldum he? Durduk yere mi bugün boşanma lafını açtım. Tek yapman gereken al bak mesaj bu demekti. Konu kapanırdı gayet. Ama sen inatla "bana güveneceksin. Karışamazsın istediğimi yaparım. Birine gönderdim para ne olacak?" gibi cümleler kurdun. Kusura bakma ya karışırım. Ben şimdi bütçeden ciddi bir harcama yapsam, sorduğunda da "karışamazsın birine gönderdim" desem, he tamam canım mı diyeceksin? Ben de mi test edeyim bana ne kadar güvenip güvenmediğini? Emin ol yaparım. Canını da çok güzel yakarım. Ama yapmıyorum. En başından beri her konuda şeffafım ben bu evlilikte. Senin gibi saçma sapan ergen hezeyanları yaşamıyorum. Seni test etmiyorum.

+haklısın bu konularda. Ama artık vaha güven lütfen. Bak çok yıprattın bu konuda bizi. Al bak bu poliçenin ödeme evrakları. Bu da mesaj. Yalan söylemiyorum sana.

-iyiymiş. Neden bunu en başında sorduğumda yapmadın ki. Gayet sakin bir üslupla sormuştum oysa ki. Bak beni test etme. Bu evlilik böyle saçma sapan oyunları kaldıramayacak kadar yıprandı. Benim hatalarım varsa ki vardır. Söyle açıkça. Ben de düzelteyim. Ancak kendine çeki düzen ver. Ben bu çocuğu evlenirken yanımda getirmedim değil mi? Yanlış mı hatırlıyorum. Korunmasız ilk ilişkimizin ürünü değil mi evladımız? Ben neden tek ebeveyn oldum bi söylesene.

+haklısın ama biliyosun işte durmuyor ben de.

-ben artık haklı olmak istemiyorum yahu. Ben huzur istiyorum, hatta mutlu olmak istiyorum. Seninle ya da sensiz. Ben çok yoruldum. Gerçekten yoruldum. Ya çocuk bakımı konusunda bana destek olur o lanet telefonunu elinden bırakırsın. Ya da ben gerçekten gerçek manada tek büyüteceğim oğlumuzu. Şu an aile dinamikleri nasıl? Ben her şeyi sırtlanıyorum sen de eve para getiriyorsun değil mi? Peki boşanınca ne olacak? Sen yine sadece nafaka kısmında var olacaksın ben aynı şekil devam edeceğim. Allah aşkına söyle ne değişecek ayrılırsak?

+bu konularda haklısın ama bir de dön kendine bak. İki yıldır ben yanımda eş, kadın göremiyorum. Sürekli sorgulama, şüphelenme hali. Evde daima bir hafiye var. Farkında mısın kendi halinin?

-doğrudur fazlaca takıntılı oldum o olaylardan sonra. Ben adım atıp psikoloğa gideceğim. Umarım faydası olur. Şimdi senden ricam, konuşmayalım bunları bir süre olur mu. Hatta ben ailemin yanına gideyim bir süre. Az yalnız kalalım, ayrı kalalım.

+tamam nasıl istersen. Ama bugün gel benimle eve. Fevri davranıp kararlar alma.

Sonra işte eve döndük. Durum bu. Ben gerçekten artık delilik sınırına geldim sanırım. Ne doğru ne yanlış pek ayırt edemiyorum.

Bu saatlerde gelecegini biliyordum, hos geldin.

Sence gercekten hafiyelik ediyor musun?
Bence evet hala korkun var ama hafiye kivaminda degilsin.
İyi demissin beni test etme, boyle yola gelmem diye.
Aksine ben de olsam yoldan cikardim.

Gercekten o an orada gosterseydi ne olurdu?
Boyle bir atraksiyona gerek var miydi?
Kurcalasan telefonu ne olur?
Ben de sirf meraktan esimin telini acarim, bakarim, gezerim hicbir guvensizligim olmadigi halde.
Kaldi ki sen yaralisin ama hadi bunu gec guvensizlik ya da degil, o telefona bakmak istiyorsun, kart bu, aciklamam bu, hicbir sey gizli kalmaz benden duy deseydi daha guzel olurdu tabii ki.
Yani boyle kati kurallari olmasi cok sikici.

Ya su diyalogu gormesem seni hep boyle atara atar gidere gider tadinda sanirdim.
Su konusmada mesela birlestirici kuvvet sensin.
Bir de masumca ben psikologa gidecegim demis, kiyamam.
 
Yeni gördüm alıntını.

Biz, 2 buçuk senedir yaşıyoruz, ilk 1 buçuk senesi aşırı götürdü ama git gide iyileşme gösterdi, toparladık.
Siz bunu 3 buçuk senedir yaşıyorsunuz ve git gide iyileşmiyor, aynı yıpratma gücünde sürüyor. Süreç, bizde de sizdeki gibi ilerleseydi, kuvvetle muhtemel aynı durumda olurduk. Bu yüzden sizin bir miktar daha zamana ihtiyacınız olduğunu düşünüyorum ister istemez, her şeyin biraz daha dingin bir hale geldiği, daha birbirinize kalabileceğiniz bir zamana. O zaman durumunuz ak mı kara mı net ortaya çıkacak.

Ve söylemeden edemeyeceğim sen kendine eziyetli birisin İdrak, konularını okuyorum, benim konularımdaki yorumlarını görüyorum; çok benziyoruz birbirimize; affetmekte zorlanan, sarsılan güveni geri gelmeyen... "Hiçbir zaman eskisi gibi olmaz" Bu söz beni özetleyen bir söz ve sana da çok yakın bir söz bence.

Bu yüzden, elinde olanlara bakıp eğer istiyorsan (Ki bu noktada senin neyi istediğin devreye giriyor) yeni bir şey inşaa etmen gerekecek. Çünkü eskinin üzerine çıkamazsın, o olmaz.
Şöyle bir baktım; eşinin iddia oynaması ve bebeğinle mağdur bir durumda kalman... Bu oldukça ağır. Ama İdrak, o an boşanmadınsa, artık bunu taşımanın da bir manası yok. Devam etmen "Seni affetmeye çalışacağım" demek gibi bir şey. Bu konuyu bir daha konuştunuz mu?

Bence o günü bir daha konuşmalısınız bugün. Sana yardım etmediği, kendi rahatına baktığı her an o günü hatırladığını eşine söylemelisin.

Evet hiçbir şey eskisi gibi olamaz düşüncesi hakim bende. Aslında o konuyu konuştuk daha sonra. Ben ona açıkça ben affedemiyorum o anları dedim. Gözleri doldu ne desen haklısın o konuda. Ama çabamı gör, bir daha asla öyle bir şey yaşatmadım size dedi.

Bilmiyorum gangsta ya. Hani senin koca da peşine takılmıştı ya kendini affettirmek için. Bu adamlar neden böyle ya. İlla zıvanadan çıkmak, ben ölüyorum yavaş yavaş diye haykırmak mı gerekiyor. İlla geri zekalı ya anlatır gibi tane tane her hissi her isteği belirtmek mi gerekiyor. İlla kaybetme korkusu hasıl olunca mı normale dönmeleri lazım.

Benim de hatalarım var kabul. Zaten ona karşı da söylüyorum hatalarımı kabul ettiğimi. Çabalıyorum da bazı konularda. Ama benim gamsızlığa rahatlığa tahammülüm yok arkadaş. Yok yani.
 
Bu saatlerde gelecegini biliyordum, hos geldin.

Sence gercekten hafiyelik ediyor musun?
Bence evet hala korkun var ama hafiye kivaminda degilsin.
İyi demissin beni test etme, boyle yola gelmem diye.
Aksine ben de olsam yoldan cikardim.

Gercekten o an orada gosterseydi ne olurdu?
Boyle bir atraksiyona gerek var miydi?
Kurcalasan telefonu ne olur?
Ben de sirf meraktan esimin telini acarim, bakarim, gezerim hicbir guvensizligim olmadigi halde.
Kaldi ki sen yaralisin ama hadi bunu gec guvensizlik ya da degil, o telefona bakmak istiyorsun, kart bu, aciklamam bu, hicbir sey gizli kalmaz benden duy deseydi daha guzel olurdu tabii ki.
Yani boyle kati kurallari olmasi cok sikici.

Ya su diyalogu gormesem seni hep boyle atara atar gidere gider tadinda sanirdim.
Su konusmada mesela birlestirici kuvvet sensin.
Bir de masumca ben psikologa gidecegim demis, kiyamam.

Neymiş evvelden (oynadığı dönemde) telefonuna bakmışım gizlice ki iyi ki yaptım hiç pişman değilim. Takıntı olmuş onda. Çok rahatsız oluyormuş ben telefonuna eğilip bakınca bile. Kendini kapana kısılmış hissediyormuş. Paşama bak hele ya. Eşim çok zordur bu tür konularda. Zor adamdır yani. Ben patlamadan, zıvanadan çıkmadan usul usul delirtir çileden çıkarır. Sonra da "al bak utan şimdi" diyerek çat çat gösterir ne varsa. Beni test ediyor aklınca. Sen öyle diyorsan doğrudur demeliyim ona göre.

Ne zaman benim gözlerimden kıvılcım çıkar o vakit ikna etmeye uğraşır. Ki ben ona göre daha sakin bir insanım. Kolay kolay sesimi de yükseltmem. Öyle saçma sapan artistlikler de yapmam. Kan beynime sıçradı bugün. Anahtarı çantamı aldım çıktım. Sonra defalarca aradı mesajlar attı. Yahu neden yapıyorsun ki bunu. Ben sanki adama "yoksa eşcinsel ilişkin mi var" diye sordum. Altı üstü bir mesaj yahu. Neyi neden zorluyorsun yani.
 
Baba olarak cocugun krese ihtiyaci var diye degil de tartismada uste cikmak icin mi gondermis krese. Bu neyse de dun 'suphe ile yasamana hak veriyorum' demis bugun 'soylemek zorunda degilim' diyor tam dayaklik afedersin:işsiz:

He ona ayrıca sinirlendim. Sanki çocuk uzman önerisi ile başlamamış ve bunu bilmiyormuş gibi lütuf gibi söylüyor adam bunu. Dengesiz yahu dengesiz. Onun bana hak vermesi ve anlaması için illa depresif, üzgün bitik vaziyette olmam gerekiyor. O zamanlarda beni anlıyor hak veriyor. Ancak iş çatışma haline dönünce totosu kalkıyor adamın.
 
Belki o da senden hıncını seni bu şekilde çileden çıkartarak alıyordur idrak..
Bak krizi fırsata çevir, istersen belli günlerde saatler belirle “bu saatlerde çocuk seninle, patlasan da ben yokum” falan şeklinde bir mesajla kademeli olarak başbaşa bırak onları. Asla taviz verme, sana ulaşamasınlar bu saat dilimlerinde.
 
Belki o da senden hıncını seni bu şekilde çileden çıkartarak alıyordur idrak..
Bak krizi fırsata çevir, istersen belli günlerde saatler belirle “bu saatlerde çocuk seninle, patlasan da ben yokum” falan şeklinde bir mesajla kademeli olarak başbaşa bırak onları. Asla taviz verme, sana ulaşamasınlar bu saat dilimlerinde.

Yapacağım bunu. Hatta bir saat önce oğlum uykudan kalkıp yatağa kustu. Çocuğu al elini yüzünü yıka yatır. Tekmelese de, delirse de yatır. Ben de ortalığı temizleyeceğim dedim. Normalde oğlum çok sık kusar. Ben bir yandan onu temizlerim bir yandan ortalığı. Canım çıkar o anlarda. Paşamız da çocuğa höykürür durmuyor diye. Canıma yazık attık gerçekten ya. Gayet de tuttu temizledi çocuğu. Üç beş tırmık ve tekme yese de.
 
Çocuğu birkaç saat güvendiğiniz birine bırakıp başbaşa vakit geçirseniz ikiniz için de çok iyi olur diye düşünüyorum. Ben Pire için yorgan yakarım ama sizde cidden boşanacak bir durum göremedim.

Şu an evliliğiniz yorgun moda girmiş. Çocuk büyüdükçe zaten birçok şey değişecektir. Bu dönemlerde bazı sorunlar yaşanması pek de anormal değil. Anlattığınız kadarıyla yorum yapıyorum tabi detayları bilemem.
 
Merhaba hatunlar
Bu konuda başarabilirsem sadece evliliğimle ilgili yazmak istiyorum ki, sağlıklı ve işe yarayan cevaplar alayım. Oğlumu ya da geriye kalan hiçbir şeyi dahil etmeyeceğim konuya.

Eşimle iki buçuk yıllık bir beraberliğin sonunda evlenmeye karar verdik. Evliliğimizin beşinci yılındayız. Toplamda yedi yıldır hayatımda kendisi. Önceden de evliliğimizle ilgili bir konu açmıştım lakin içerik farklı olduğundan ve o dönem benim kendi hatalarım fazla olduğundan dolayı herkes evliliğimi kurtarmama yönelik fikirler verdi. Belki yine hatalarım vardır bilmiyorum.

Evliliğimizin ilk iki yılı nispeten güzeldi. Oğlum hareketlenmeye başladıktan sonra öncelikle yatakları ayırdık. Çünkü gece kırk kere uyanan, uyandığında ses çıkarmadan yataktan atlamaya çalışan, hatta abartıp diğer odalara giden bir oğlumuz vardı. Tek yatırmaya çalıştığım her gece mutlaka bir kaza atlattık. Sabah erken saatte işe gitmesi gereken eşim çok fazla uykusuz kalınca çözümü oğlumla diğer odaya geçmekte bulduk. Sonraki zamanlarda yatak ayırma girişimlerim, oğlumun ısrarla yataktan düşmesi veya gece evin içinde uykulu dolaşmaya çalışması yüzünden hüsranla sonuçlandı. Sonuç itibariyle 41 aylık oğlumla birlikte uyuyoruz hala. Eşim de yatak odasında. Bu ayrıntıdan sonra diğer konulara geçeyim.

Eşimin yaptığı bazı hatalar ve oğlumuzun çok zor bir çocuk olması münasebetiyle ciddi kopukluk oldu aramızda. Önce sarılıp öpmeler bitti, sonra cinsel hayatta sorunlar başladı. Son olarak sohbet etmekten bile aciz iki insana dönüştük. Maddi sorunlar da zor çocuk yorgunluğuna eklenince birbirimize tahammülümüz bitti.

Iki hafta önce bu konuyu konuşmak istedim eşimle. Bana "sen sadece eleştiriyorsun çözüm üretmiyorsun ben bu durumdan bıktım. Ayrılmak ise isteğin, lafı oraya getireceksen itiraz etmeyeceğim" dedi. Ben de "neden çözümü ben üretmek zorundayım sen neden o güzel kafanı yormuyorsun" dediğimde "ben artık bu evlilik için ne yapalım diye düşünmeyeceğim, düşünmüyorum zaten. Sen zamanında attığım tüm adımları geri teptin." dedi. Konuşma yarım kaldı,tıkandı. Çünkü en sevdiği şey geçmişteki hataları meydana çıkarmaktır. Lakin bunu ben yapsam rahatsız oluyor.

Eşim işi dışında bir şey düşünmeyen, sürekli elinde telefon olan ve de ailece aktivite yapmaya yanaşmayan birine dönüştü. Açıkçası ben de artık talepte bulunmuyorum. Oğlumla vakit geçiriyorum ve bu durumu da kanıksadım. Yani genel olarak oğlumla iki kişilik bir hayat sürüyoruz esasında.

Uzunca süredir ayrılmak istiyorum. Sevgim bitti mi bitmedi mi bilmiyorum. Çok da umurumda değil artık. Ancak oğlumun özel durumundan dolayı, oğlumla birlikte hayat kuracak durumum yok şu an. Ne maddi ne de manevi. Ailemin yanına asla gitmem. Fazlaca sebebim var. Ancak oğlumla ayrı bir hayat kurabilmek için de en az üç yıla ihtiyacım var. Sebepleri tek tek yazmayayım, uzun sürer. Lakin durum bu.

Öte yandan eşim bir iki yıl sonra yeni bir çocuk sahibi olmaktan bahsediyor ara sıra. Çünkü dengesiz. Başlarda şiddetle karşı çıkarken şimdi "hı hı" deyip susuyorum. Cevap vermek bile gelmiyor içimden.

Evliliğimiz nasıl bu hale geldi derseniz, inanın ben de bilmiyorum. Eşimin hataları benim hatalarım, oğlumuzun zorluğu, maddi sıkıntılar. Bir şekilde koptuk sonunda.

Şimdi ben öyle bir haldeyim ki, boğuluyorum sanki. İçimden "şu an bu evde durman gerekiyor. Oğluna bir gelecek sağlaman için bu şart. Beklenti içine girme. Ev arkadaşın gibi düşün" diyorum. Öte yandan "şu an ayrılamıyorsan ufacık da olsa bir umut varsa düzelmesi için, o yönde adım at" diyorum. Lakin içimden gelmiyor.

Kavga etmiyoruz. Hani seslerin sürekli yükseldiği bir ev değil bizimkisi. Ya da birbirimize hakaret edip psikolojik şiddet uygulamıyoruz. Ancak sürekli laf sokma, imada bulunma mevcut. Fazlasıyla hem de. Oğlum son dönemlerde babasına karşı çok tepkili. İtiyor, gitmesini istiyor. Sevmek istediğinde karşı çıkıyor. Birlikte oyun oynamıyor babasıyla vs. Biliyorum eşim bu duruma da çok üzülüyor. Çünkü oğlunu sever fazlaca. Ancak yetiştirilme tarzından dolayı oğluyla eğlenmeyi, oynamayı bilmez. Beceremez.

Bir süre önce bizi birbirimize bağlayan oğlumuz vardı. Şimdi oğlum da sadece benimle zaman geçirmek isteyince, tamamen koptuk diyebilirim. Bilmiyorum bu durum geçici mi ama eşime karşı tamamen nötr durumdayım şu anda. Hasta olunca ya da ölme ihtimalini düşününce merhamet duyuyorum. Ancak onun dışında bir his yok.

Eşime göre ben çok kurcalıyor, çok düşünüyorum. Abartacak bir durum yok. Ben ise, ömür boyu böyle büyük bir boşlukta yaşamak istemiyorum. Öte yandan sırf annesinin hisleri köreldi diye oğlumu aile ortamından mahrum bırakmak da istemiyorum.

Kafamdan atamadığım ayrılık fikri, büyük şehirde özel ilgi bekleyen bir çocukla yalnız yaşama zorluğu ki şu an öyle bir ihtimal bile yok. Evliliğin düzelmesi adına zerre adım atma isteğim de yok şu an için.

Esasında üzülüyorum da bu duruma. Biz birbirimizi çok sevmiştik düşününce. Neden ve nasıl bu hale geldik hiç bilmiyorum.

Ben içinde bulunduğum zamanı nasıl daha katlanılır hale getirebilirim söyleyin lütfen. Nefes alamıyorum çünkü artık. Ne gitmek mümkün oluyor ne de kalmak. Heh arabeske de bağladım sonunda çok güzel. Ancak durumu özetleyecek tek cümle bu.

Yorumlarınızı bekliyorum. Şimdiden teşekkürler.
madem. ayriyken mutlu olacaksin ayril ama ben pisman olcaginizi dusunuyorm.. dusuncem bu
 
Yapacağım bunu. Hatta bir saat önce oğlum uykudan kalkıp yatağa kustu. Çocuğu al elini yüzünü yıka yatır. Tekmelese de, delirse de yatır. Ben de ortalığı temizleyeceğim dedim. Normalde oğlum çok sık kusar. Ben bir yandan onu temizlerim bir yandan ortalığı. Canım çıkar o anlarda. Paşamız da çocuğa höykürür durmuyor diye. Canıma yazık attık gerçekten ya. Gayet de tuttu temizledi çocuğu. Üç beş tırmık ve tekme yese de.
Gördün mü mecbur kalınca yapabiliyormuş..sen geri geri çekilmeye devam et lütfen idrak..yazık günah yaaa senin de bir bedenin ruhun var, nereye kadar cırmalatacaksın..çocuğun sorumluluklarına sürekli dahil et..bak ben çocuktan dolayı 1 buçuk yıl boyunca hiç doğru düzgün kahvaltı/yemek yiyemedim, benim bey de yer yer hep çayını alır,keyifle kenara çekilir,içmeye devam ederdi..akıl tutulması mı varmış neymiş bende de,öyle bir kanıksamışım ki durumu. Bir gün dedim niye böyle??? “Sen durumdan rahatsız değilsin,idare ediyorsun” diye düşündüm dedi:/ gerçekten bu kadar malakça oluyor yaklaşımları. Benim asıl kafama dank eden olay da; birgün aylarca senin gibi bir başıma debelenip,bitap düşünce dedim ki “ben çok kötü durumdayım,hiç mecalim kalmadı,artık çocuğun bakımını kaldıramıyorum” bu arada onun iki katı yoğunluğunda bir işte çalışıyorum ve ilk molada kızımı emzirmek için koşturuyorum
Bana cevabı “sen annesin yaaa” olmuştu. Ondan sonra ciddi manada silkeledim kendimi ve asla o kadar özverili ve diğergam olmadım bundan sonra mümkün de değil. Şu an ev işlerinin yüzde 90’ı ve kızın bakımının,sorumluluklarının yüzde 70’i ona ait diyebilirim. Önceki mesajlarımdan birinde de yazmıştım, benim eşim de nerelerden geldi bak bu noktaya. Lütfen kendini çek sen de :dua::KK200:
 
X