Evlilik kursu..

nomunomuchua

Susaysan sus, susmaysan afkur!
Pro Üye
3 Eylül 2012
21.681
56.569
Evet olsa da gitsem dediğim bir şey olmuştur çoğu zaman...

Derken nette gezerken böyle ruhumu hoş dokunuşlar yapan,
beni olumlu anlamda etkileyen bazı hikayeler, evliliğe, eşe dair sözler okudum..
Okudukça burada paylaşmaya karar verdim..

Ara ara okur, iyi hissederim.
Birilerinin iyi hissetmesine yardımcı olurum belki diye..

Siz de eklerseniz mutlu olurum bayanlar..
Hayırlı geceler..
 
Hoş bir hikaye..

Adam karısına pek hoş davranmaz, kalbini kırar.

Sonra karısından sofrayı kurmasını ister.
Kadıncağız hiç sesini çıkarmadan kurar sofrayı ve buyur eder kocasını.

Adam sabırsızca sofraya oturur, iştah kabartacak bir zevkle yemeye başlar. Yemek tuzsuz olmuştur. Birkaç lokma yedikten sonra karısından tuz ister.

Karısı; “sen yiyedur ben getiririm”, der ve içeri gider.
Adam ikide bir; “tuz nerde kaldı?” diye sorar.
Kadın her seferinde “tamam getiriyorum” diye cevap verir .
Fakat tuz bir türlü sofraya gelmez.
Neyse adam tuzu isteye isteye karnını doyurur.
Sonra aklı başına gelir. Az önce hatununun kalbini kırdığı için özür diler.

Hanım mutfağa gider, ve elinde tuzla geri döner.
Adam merak eder ve sorar; “bu ne şimdi karnım doyduktan sonra tuzu ben ne yapayım” der. Karısı da ona; “senin kalbimi kırdıktan sonra dilediğin özür, doyduktan sonra sofraya gelen tuz gibidir, ihtiyaç kalmaz”… der.


 
OKUMAYA DEĞER

Evlendiğimden beri annem evime ilk defa geliyordu. Daha önce eşya yerleştirmeye gelmişti ama bu başkaydı. Evimi güzelce temizleyip yemekleri yaptım. Öğleye 1 saat kalmıştı neredeyse gelir derken. Zil çaldı ve annem geldi.

Ev hediyesi diye birde hediye getirmişti. Paketi açınca şok geçirdim içinden kullanılmış sünger çıktı.

Sordum anneme senin yatak odandaki aynanın üzerinde duran sünger mı bu diye evet dedi. Evde temizlik bezleri vardı ama bunu da kullanırım dedim.
Annem bunu kullan diye getirdim ama temizlikte kullan diye değil dedi..
Yaa peki nasıl kullanacağım dedim geçmişe sünger çekmek için kullanacaksın dedi. anlamamıştım.

Anneannem ve dedem hep kavga ederlermiş anneanneme dedem geçmişe bir sünger çek dermiş ama anneannem bunu hiç yapamazmış. Dırdırları ile dedemi bıktırırmış.

Peki neden kadınlar geçmişe sünger çekiyor da erkekler çekmiyor dedim anneme annem çünkü erkekler unutkandırlar geçmişi hatırlamazlar kadınlar ise hassastır kendilerini üzen hiçbir şeyi unutmaz aklına geldikçe acı çeker ve etrafındakilere de acı çektirirler dedi.

Anneannem de hatasının farkında olduğu ama düzeltemediği için anneme nasihat amacıyla onun ilk evlendiği zaman ev ziyaretine bu hediye ile gitmiş.

Bize yaptığın taze kuru fasulyen ve pilavını afiyetle yedik karnımız doydu dedi.
Ama bayat yemeği önümüze çıkarsan keyifle yiyemez tam doymadan kalkardık dedi.
Evlilikte böyle bişey işte yavrum geçmiş konuları bayat yemek gibi ısıtıp getirirsen bir kaç ısıtmadan sonra tadı kaçar karın doyurmaz hale gelir. Ama geçmişe sünger çekersen tadınız hiç kaçmaz .
 

İhtiyara sorar genç ;


- Evlilik nasil dede?
+ İyidir evladim. Dert ortagin olur.
- İyi ama benim derdim yok ki,
+ Evlenince o da olur evladım
:KK14: :):)
 
" Evliliklerinin ilk gününde kadın ve kocası kapıyı kimseye açmamaya karar verip anlaştılar.
İlk olarak o gün damadın anne ve babası evli çiftleri görmeye geldi, kapının hemen ardındaydılar.
Kadın ve kocası birbirlerine baktılar, adam kapıyı açmak istedi ama eşi ile yaptığı anlaşma gereği kapıyı açmadı, böylece anne babası daha fazla beklemeyip gittiler.
Aynı gün içerisinde bir süre sonra, gelinin ailesi geldi. Eşler anlaşmaya rağmen birbirlerine baktılar.
Gelin gözyaşları içerisinde, bunu yapamam diye fısıldayıp kapıyı açtı. Eşi hiçbir şey söylemedi.
Yıllar sonra 4 oğlan çocuğunun ardından 5. olarak kız çocukları dünyaya geldi. Baba yeni doğan kız çocuğu için büyük bir kutlama yapmayı planladı ve tüm tanıdıklarını davet etti.
Sonra o gece eşi kocasına diğer dört çocuğa böyle bir kutlama yapmadığı halde neden bu sefer böylesine bir kutlama yapmak istediğini sordu.
Eşi basit bir yanıt verdi;
-Çünkü sadece kızım bana kapıyı açacak.

 
EŞİNİZE BÖYLE DAVRANIR MISINIZ BEYLER ???

“Adam eve hanımının yanına geldi, onu çok üzgün gördü. Yanında oturdu, şefkat ve sevgi dolu bir ses tonuyla başını okşayarak:
-“Biliyor musun, sen dünyanın en güzel ikinci kadınısın” dedi tebessümle.
Kadın başını kaldırdı, hayret ve şaşkınlık içerisinde:
-“Peki birinci kim ki?” diye sordu.

Adam, gayet emin bir tonla cevap verdi:
-“Mutlu ve tebessüm ettiğin zaman sen.”
Bunun üzerine kadının tüm üzüntüsü gitti, yerine neşe geldi, yüzüne can geldi. Yuvaya tekrar saadet hakim oldu.

Ne dersiniz? Eşiniz surat astığında:
1) Ne öyle surat asmışsın, mahkeme duvarı gibi?
2) Güleryüz göremeyecek miyim bu evde?
3) Ben dışarıda sizler için çile çekip eve geldiğimde güleryüz göstermelisin?
miii dersiniz, yoksaaaa
4) Bir tanem, seni üzen nedir, benden dolayı ise özür dileyeyim ve telafi edeyim, başka şeyden ise dert etme, yanındayım her an, senin o güzel yüzüne hüzün yakışmaz, fani sebeplere takılıp dertlenmek pek yersiz, bakiye ve ahirete müteveccih olmak gerek….
Diye teselli edip tebessümüne gayret mi gösterirsiniz?
Fotoğraf: EŞİNİZE BÖYLE DAVRANIR MISINIZ BEYLER ???

“Adam eve hanımının yanına geldi, onu çok üzgün gördü. Yanında oturdu, şefkat ve sevgi dolu bir ses tonuyla başını okşayarak:
-“Biliyor musun, sen dünyanın en güzel ikinci kadınısın” dedi tebessümle.
Kadın başını kaldırdı, hayret ve şaşkınlık içerisinde:
-“Peki birinci kim ki?” diye sordu.

Adam, gayet emin bir tonla cevap verdi:
-“Mutlu ve tebessüm ettiğin zaman sen.”
Bunun üzerine kadının tüm üzüntüsü gitti, yerine neşe geldi, yüzüne can geldi. Yuvaya tekrar saadet hakim oldu.

Ne dersiniz? Eşiniz surat astığında:
1) Ne öyle surat asmışsın, mahkeme duvarı gibi?
2) Güleryüz göremeyecek miyim bu evde?
3) Ben dışarıda sizler için çile çekip eve geldiğimde güleryüz göstermelisin?
miii dersiniz, yoksaaaa
4) Bir tanem, seni üzen nedir, benden dolayı ise özür dileyeyim ve telafi edeyim, başka şeyden ise dert etme, yanındayım her an, senin o güzel yüzüne hüzün yakışmaz, fani sebeplere takılıp dertlenmek pek yersiz, bakiye ve ahirete müteveccih olmak gerek….
Diye teselli edip tebessümüne gayret mi gösterirsiniz?
 
Kadınları mutlu etmek zor değildir aslında, yeter ki samimi olun onlara.
Çiçek almayı unuttum değil; param yoktu deyin mesela.
Patron mesaiye bıraktı değil, arkadaşlarla çıkacağız deyin onlara.
Arkadaşlarınızla çıkmanıza kızıp, dudak düşürüyorlarsa da; sizle daha çok vakit geçirmek içindir o tafralar da.
Yoksa turşunuzu kurmayacaklar;emin olun hiç bir zaman asla.
Aldığınız çiçekler değildir onları mutlu eden, duygularınızı somutlaştırıp kalbinizi ellerine bırakıvermenizdir; yüzlerindeki çocukça tebessümü ettiren.
Ve kalbinizin çiçeklere dönüşmüş halidir onları güldüren.
Bu yüzden vazgeçemez kadınlar çiçeklerden, o çiçekleri kalbinize benzettiklerinden.
Yoksa çiçek çok da önemli değildir, zira ben hiç görmedim kadınlardan çiçek yiyen.
Sahiplenilmeyi sever kadınlar; “kendi ayakları üstünde durma felsefeleri” güçlü görünme kaygısından.
Hesap sorar gibi değil, tebessümle “nerdeydin” dediğiniz zaman; size tüm günü anlatıverirler o an.
Ama sıkıldığınızı belli etmeyin; otobüste bir kaç durak ayakta gittikten sonra, biraz oturup tekrar yaşlı teyzeye yer vermek zorunda kaldığını da anlattığı zaman.
Dinlenilmeyi sever kadınlar; düşüncelerine değer verildiğinde eşsiz bir huzura kavuşurlar.
Düşüncelerine değer verdiğiniz an, yine karlı çıkan siz olursunuz o zaman, sizi yere göğe sığdıramazlar; o kadar büyütürler ki taşırırlar sizi odalardan sokaktan.
Çocuktur aslında bütün kadınlar; bu yüzdendir nazlanmalar; elinde değildir ki; hala içindedir elinde pamuk şekeri saçında kurdelayla koşturan küçük kızlar.
Ve annedir bütün kadınlar; bu yüzden her zaman sizden bir adım ötede yaşarlar; çünkü geleceğinizi onlar kurarlar.
 
index.php




index.php


:KK1::KK1:
 
X