- 15 Mart 2025
- 52
- 48
- 3
- 24
Sizi o kadar iyi anlıyorum ki benim kızım 19 aylık o da aynı böyle kucak istiyor sürekli. Kahvaltı yemek hazırlamak kabus resmen. Geçtiğimiz haftasonu kuzenimle yazlığa gittik aynı aylarda çocuklarımız var. O her şeyi rahat rahat yaptı işini gücünü, eğlencesini. Yemek yedi ama ben sürekli ağlayarak kucak isteyen bir çocukla gittiğime pişman oldum. Kendi bile dedi seni görene kadar abarttığını düşünüyordum diye. Arada çocukları alır dışarı çıkarız, benim kızım arabadan inmek kucağıma gelmek ister, kucağıma alır tek elle arabayı sürerim, kuzenimin oğlu arabasında gezer sessiz sedasız. Gerçekten anlamıyorlar bana da diyorlar kızın büyüdü, odada oynar sen yemeğini, temizliğini yaparsın diye. Öyle olmuyor işteCanım seni en iyi ben anlarım bem bebeğim de doğduğundan beri kucak isteyen bir bebek hala daha öyle oğlum 16 aylık oldu bir işin ucundan tutmaya kalkıyım hemen yapışıyo kucağına al beni bırak işini gücünü beni kucağına al diye öyle onunla oyun oynasak bile gelip meme meme diye yapışıyor veya kucağıma oturuyor tuvalete giriyorum kucak diye mızmızlanıp ağlıyo meme istiyo klozette vs sabahları kahvaltı hazırlamak benim için bi kabus kucak istiyor kucağa alıyorum tek elle kahvaltı hazırlayamıyorum yere indiriyorum kucaktan mızmızlanıp ağlıyor kafasını yere vuruyo almıyorum diye öğleden sonra akşam yemeği hazırlığında da aynı senaryo ben temizlik zaten hak getire evi süpürüyorum süpürgeyi ben tutucam diye süpürgeri elimden almaya çalışıyor ağlıyo kendini atıyo zaten evi silemiyorum bile kayınvalidemle aramızda bir bina var yardıma dahi gelmiyor annem de çakışıyor o da gelmiyor eşim mutfak şefi geceli gündüzlü çalışıyor destek çıkam kimse yok çevreme anlattığımda da evimi gören kınayarak bakıyor anlamıyo kimse çünkü yaşamayan anlamıyo bebeği duran anneler herşeylerini yapıyorlar ama bebeği durmayanlar yapamıyor işte bizim gibi sana şöyle bir tvasiye vereyim ben bebeğim yürümeye başlamadan nasıl rahatladım bebeğim uyanıkken karnını doyurup altını demizledikten uykusunu aldıkran sonra gündüzleri günde iki kez kanguru ile dışarı çıkardık bebeğim de rahatlardı böylece bana da iyi gelirdi parka giderdim parktaji fiğer annelerle konuşurdum sosyalleşmeye çalışırdım ben burda daha önce yaşamadım buraya gelin geldim tanıdığım kimse yok burada arkadaşım dahi kismem yok arkadaşım bile yok diye çok depresyona girmiştim ama sonradan eşimin çevresine girdim mecburen istemesem de
Eşim gerçekten elinden geldiği kadar yardımcı oluyor bana hakkını yiyemem. Bebeğim zor bir bebek bensiz pek durmuyor, bebek arabasında da durmuyor. Eşim de yalnız bakmak istemiyor. Bir yere çıksam sürekli ne zaman geleceksin ağlıyor diye arıyor. Bu sefer de bana zehir oluyor. Yanıma alıp çıksam sürekli kucak istiyor ağlıyor taşıyamıyorum çok ağır.
Bir kez birisi bebeğini gezdirmekte zorlandığını söylemişti biri de asansörsüz binada bebek yaparken bunu akıl etmesi gerektiği gibi bir yprum yapmıştı. Sanki her şeyi yaşamadan kestirmenin bir yolu varmış gibi..Kimse tamamen ön görülü olamaz diye düşünüyorum.
Ortalık hafif, tek elle açılır katlanır bebek arabaları reklamları ile dolu. Kangurular, slingler...Kimse aa binada asansör yokmuş böyle zormuş ya gibi bir aydınlanma sonradan yaşamıyor. Sorunu böyle ürünlerle çözeceğini düşünüyor. Bozuk kaldırımların, hafif görünen o yokuşların nasıl zorlayacağını bilemiyorsunuz bebeği alıp gezmeden. Çünkü artık tek başınıza geçmiyorsunuz aynı yerden. Sırf bunun için çocuk isteyen biri de aklında çözüm olduğunu düşündüğü ürünler varken erteler mi ertelemez. Zor da olsa o çocuk bir şekilde gezdirilir. Ben kiracıydım, imkanım da vardı taşındım yokuşlu yerden orası ayrı tabi.Bu gayet öngörülecek bir şey değil mi yalnız. Asansörsüz binada çocuk yapacak olsam nasıl dışarı çıkarıp eve sokacağım en çok düşündüğüm şey olur. İnsan çoğu şeyi öngörebilir, ha üreme içgüdüleri baskın çıkar ve görmezden gelir o ayrı. Konu sahibi de çocuğu olunca başına bunların geleceğini pekâlâ biliyordu ancak anne olma isteği ağır bastı. Allah yardımcısı olsun o ayrı, çocuğu biraz büyüyünce iyi ki yapmışım da diyecek
Ortalık hafif, tek elle açılır katlanır bebek arabaları reklamları ile dolu. Kangurular, slingler...Kimse aa binada asansör yokmuş böyle zormuş ya gibi bir aydınlanma sonradan yaşamıyor. Sorunu böyle ürünlerle çözeceğini düşünüyor. Bozuk kaldırımların, hafif görünen o yokuşların nasıl zorlayacağını bilemiyorsunuz bebeği alıp gezmeden. Çünkü artık tek başınıza geçmiyorsunuz aynı yerden. Sırf bunun için çocuk isteyen biri de aklında çözüm olduğunu düşündüğü ürünler varken erteler mi ertelemez. Zor da olsa o çocuk bir şekilde gezdirilir. Ben kiracıydım, imkanım da vardı taşındım yokuşlu yerden orası ayrı tabi.
Aynı yollardan geçtim. Çözüm şu gündüz bebeği alıp dışarı çıkacaksınız..evde iş bitmiyor. Yürüyüş yapın bebek arabasında uykuya geçerken de bı kafeye oturun kitap okuyun vs.Merhabalar. Aslında ne yazsam bilemiyorum. Ben 2 ünv. mezunu yüksek lisans sahibi bir kadınım. Bekarken herkes gibi ben de gezer tozardım, kimseye hesap vermezdim. Ailem de karışmadı bana açıkçası özgürdüm, rahattım. Canım ne zaman ne istersen onu yapardım. Sonra eşimle tanıştım ve evlendik. Evliliğimin ilk kısmı ve hamilelik sürecim çok sıkıntılı geçti eşim yüzünden. Ailesine aşırı bağlıydı bense çok bireysel. Neyse bir şekilde sorunları aştık şu an iyiyiz bir sıkıntımız yok. Fakat ben kendimi çok kötü hissediyorum. Bebeği olanlar bilir bana her şey lüks olmaya başladı. Duş almak, tırnaklarını kesmek, kuaföre gidebilmek vs. tüm özbakım konuları. Ayrıca kedilerim var. Evlenmeden önce bakıyordum ve şu an 13 yaşındalar. Asla sahiplendirmek, birine vermek istemiyorum. Ölene kadar benimleler. Onlarla ilgilenmek temizlik ve bakımlarını yapmak çok zor oluyor. Bebeğim zaten 10 aylık ve çok mızmız hiçbir şey yaptırmıyor. Kısacası ben özgür, rahat bir hayat yaşarken bir anda bir cendereye düştüm. Sürekli bebek bakan, temizlik ve yemek yapan, kendine yarım saat bile ayıramayan birine dönüştüm. Doğum kilolarım kaldı, önceden oje ve makyaj olmadan bir yere gitmezdim şimdi duş alabilsem şükrediyorum. Eşim de bakıyor bebeğe yardım ediyor bana açıkçası ama üzerimde aşırı yük var ve ben artık patladım yetişemiyorum. Özellikle bebekten sonra bir arkadaşım ya da eşimle dışarı çıkıp bir kahve bile içemedim. Bir saat bile bırakacak kimse yok. Sorum benle aynı durumu yaşayanlara. Nasıl başa çıkıyorsunuz? Ben çıkamıyorum. Hiçbir şeye yetişemiyorum, çok kötü göründüğünü hissediyorum. Evlilik böyle bir şey mi? Benim hayatım hep böyle mi geçecek? Bu soruları atamıyorum kafamdan.
E siz de bakamıyorsunuz. Aglıyor ediyor demi idare ediyorsunuz. O da idare edecek. Durmuyor bebek diyene de ayar oluyorum bizde de durmuyorlarki zaten. Bir şekilde bakıyoruz yani. Erkeklere yeminle sinir oluyorum. Kocanızı törpüleyin siz az bencilliği boraksınYalnız bakamadığını iddia ediyor. Ama bebeğim de gerçekten çok huysuz. Özellikle bu aralar dişleri çıkıyor extra huysuz. Ne zaman bu teklifle gelsem biz de gelelim diyor. O zaman da benim için bir anlamı kalmıyor tabii.
Asla kıyaslama için yazmıyorum ama size çok özendim çünkü 5 senedir çocuk sahibi olmak istiyorum ama olamadım bu günlerde geçer evdende çıkarsınız gezersinizde ama siz niye geçici süreci kafaya takıyorsunuz ki ne güzel hayatınız yolunda istedikleriniz olmuş anın kıymetini bilin derim çünkü bizim göz yaşlarımız başkasının hayali olabilir ve elimizdekilerin kıymetini kaybetmeden anlamak çok değerlidir
6 yaş mı bari az indirseydin 6 çok oldu ya geçmesi içinAyni seyleri yasadim, hepimiz yasadik. Bebeginiz zor falan degil, normal. Sadece size zor geliyor. Cok normal. Insan kendini kapana kisilmis hissediyor. Kendinle ilgili bir sey yapmak icin 40 tane planlama, ayarlama gerekiyor. Ama 6 yastan bildiriyorum, geciyor. Sadece sabir.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?