kavun kokusu
; bütün yazdıklarını okumadım ara ara okuyorum. Biliyorum sürekli düşünüyor, aklının bir köşesinde keşkelerle araştırma yapıyorsun.
Her şey düzelecek merak etme:)
İlk üç ay zaten bulantı ayları, ben bulantı yaşamadım ama ilk üç ay yemek yemekten nefret ettim. Çaydan, etten, sebzeden hiç hoşlanmadım kusma olmasa da. Sonra geçti...
Üç aydan sonra büyümeye başlayınca çatlak kremi araştırdım, onu bayağı dert edinmiştim. Çatlamadım hiç. Geçti...
Bebek kilo alsın diye yemeler, istemediğin halde etrafın ağzına bir şey tıkıştırması dönemi de geçti...
32. Hafta sonrası sürekli nst, boş boş yatmalar, sıkıcı takipler de geçti.
37+4'te bir gece garip ama düzensiz bir sancıyla bir sorun var diyerek hastaneye gidip doğumun başladığını öğrendim. Ailelere haber vermmek için çok geçti zaten gelmesinlerdi. Herkesin benden bir duygu patlaması beklemesinden sıkılmıştım çünkü. Kolay dedikleri bir şekilde normal doğum yaptım ama bana göre zordu. Kucağıma verdiklerinde ağlamıyordu neden ağlamıyor dediğimde bir hık mık bişeyler yaptı hafiften sonra yanağımı emmeye başlayınca sustu. Ama ben merhamet harici bir şey hissetmedim. 2850 gram bir oğlancıktı. Ha 2 ay önce doğum videomu izlerken hüngür hüngür ağladım, ne kadar minik, ne kadar savunmasız ve ne zorlu bir şey yaşadı diye. Ama o an hissetmedim işte. Kendim doğurmamış olsam şuradan birinin bebeğini elime tutuşturmuşlar gibi bir şeydi.
Ertesi gün sünnet oldu. Alıp götürdüler ve ben orada onun çıkışını beklerken içim burkuldu. Yalnız olması içime dokundu, öyle bir aşk hissetmememe rağmen. Çıktığında doktor "o kadar dirayetli bir bebek ki" minvalinde bir şey söyleyince gururla karışık yine içim burkuldu.
.
.
.
İşte böyle kavun kokusu. Yaşananlar yavaş yavaş sizi birbirinize yaklaştırıyor. Huyunu suyunu öğreniyorsun. Senin koynunda, kokunda teselli buluyor. Bunları başta anlamıyorsun, anlasan da umrunda olmuyor; uyumak, dinlenmek, eskisi gibi olmak istiyorsun çünkü. Bebek ağlaması kulak tırmalayan bir ses, katlanamıyorsun başın ağrıyor. Sonra gülüyor, tabi ki güneş doğmuyor birdenbire ama perdeyi de aralıyor. Dönüyor, sana bakıyor, ses çıkartıyor derken oyuncak bebekten insan kıvamına evrildikçe seviyorsun, alışıyorsun. Öyle yavaş yavaş oluyor ki o ilk zamanlardaki hallerini unutuyorsun. Geriye dönüp baktığında ne kadar hızlı geçmiş zaman diyorsun, oysa günler hiç geçmiyor gibi oluyor başlarda.
Alışmak için kendini zorlama, güvendiğin insanlarla konuş ve olumsuz şeyleri dikkate alma çünkü süreç boyunca çok olumsuzlukla karşılaşacaksın