bütün yorumları okudum.
bana da üslubunuz çok sevimli gelmedi ama, sevimli olmak zorunda olduğunuzu düşünmüyorum.
kuzenim hamile kaldığında çok benzer bir konuşma yapmıştık onunla.
"ben senin gibi haberdar değilim, başıma ne geleceğini bilmiyorum. ne yapmam lazım folik asit dediler, su iç dediler ama of puff"
"özgürlüğüm kısıtlanırsa öfkelenir miyim şefkatsiz olur muyum? benden iyi bir anne olur mu? kendimi sürekli yemek yapan bir anne rolünde düşünemiyorum" demişti.
çalışmayı seviyorum ben evde olmak çocuk bakma fikri bana çok uzak, nasıl üstesinden geleceğim?"
ben de ona sordum: eşini seviyor musun? o da seni seviyor mu? neden anne olduğun için bütün bu kaygıları tek başına yüklenmen gerektiğini düşünüyorsun?
evet toplumsal rollerimiz, algılarımız vs. sorumluluk hep annede..
elbette babası emzirmeyecek bebeğinizi..
ama konunun dışında kalması da gerekmiyor.
eğlenceli bir çiftsiniz birbirinizi seviyorsunuz. eşinizin size saygı duyması çok önemli. bebek istememekle ilgili kararınıza saygı duyması da, hamilelik haberinizi havalara uçarak karşılaması da çok güzel tepkiler.. (Gebeliği sonlandırmak isteseydiniz onun sevinmesi de sizin için ayrı bir yük olabilirdi ama zaten bu ihtimali düşünmeye gerek yok)
paylaşarak zorlukların üstesinden gelebilirsiniz. korkmanız doğal en iyisi akışına bırakarak süreci yaşayın.
herkes kendi hikayesini yazıyor. eski yorumlarımda da bahsettim benzer konularda.
çocukları hele de bebekleri hep sevdim. 10 yaşında bile mahallede anneleri rahatlatan, bebekleri, çocukları oyalamayı seven bir çocuktum. iki çocuğum var şimdi..
ben esasında evlenmeyi değil de anne olmayı çok istedim.
hamileliğim doğumum sorunsuzdu..
kucağıma aldım, fotoğraflar çekildi, gülücükler espriler emziriyorum, altını değiştiriyorum
ama hastaneden çıkıp eve geldiğimde ben ben değildim.
hayatım sıfırlanmış gibiydi. ilk iki hafta bütün yetilerini kaybetmiş her şeyi unutmuş gibi şaşkın, bezgin ve yorgundum.
sen nasılsın diye soran arkadaşıma, ki genelde herkes önce bebeğe agucuk gugucuk yapar annenin nasıl olduğunu sormaz, iyiyim derken gözlerimden yaşlar akmıştı.
bu kadar isterken bile yaşanabiliyor.
gözlerinden kalpler fışkıran, huzurla pışpış yapan bir kadın değildim.
ha sonra emzirme, gaz, ek gıda, uyku hepsinde zorlu aşamalar yaşadık ve alıştık.
kaka takibi, kusma sayısı takibi, yarım kundak, slingle evde iş yapma gibi tecrübelerim oldu.
zamanla birbirimizi tanıdık sanki. o beni doğar doğmaz çok seviyordu bana aitti zaten.. ben de gülücüklerle agucuklarla çığ gibi büyüyen bir sevgiyle bağlandım yavruma.
bu sorgulamayı "naif olmayan" bir üslupla yapsanız da, merhametli bir anne olacağınıza inanıyorum.
herkes kalp atışı ikili test ayrıntılı usg takvimini bilmek zorunda değil.
imkan dahilinde özelde de bir doktorunuz olsun o sizi bilgilendirir.
hem eşiyle rulolarla kılıç oynayan kadın çocuğuyla neler yapmaz?