Sana kalpli kutular içinde bir mektup vermiştim.. İçinde onlarca kelime ve duygu yüklü. Ağlamıştın. Ağlatmıştın... Ve o mektupta sana diyordum ki;
Benim yalnızlığımı ve kendimi yalnız hissetmemin yalnızlıktan da kötü olduğunu anlayacak senden başka kimse yok.
Doğruydu. Belki bazen sen de yoktun. Ama yalnızlığımın en iyi ilacıydın sen. Ruhuma, beynime, kalbime kadar akan bir ilaç. Kaderin bizi karşılaştırması, sana ilk görüşte aşık oluşum geçiyor da gözlerimin önünden. Sonra tekrar rastlamak... Bana söylediklerini hatırlıyorum. Başlamak çok kolaydı bitirmekten. Çünkü ben seni gördüğüm anda başlamıştım seni sevmeye, hayal etmeye. Bu yüzden bu hikaye çok erken başladı. Seninle tanıştığımızda bir yabancı değil yıllardır tanıştığım biriymişsin gibi hissettim. Seni dinledim... Saatlerce süren konuşmalarını... Durmadan vücut dilini kullanışını... Şaşkınlıkla izledim. Anlamıştım ki; sevmeye erken başlayan sadece ben değildim. Sen de ben gibiydin...
Sen, ben olduğun için bağlandım. Her gün... Biraz daha çok, biraz daha şiddetli bağlandım.
Çok uzattım değil mi... Keşke okuyabilsen ya da okuma.
Bugün! Evdeysen son kez sana sarılmaya gelicem yalnızlığımın ilacı... Yaralarımın merhemi. Sana "son" demek istemiyorum. Çünkü ben sonsuzluğu severim.
Ama,
Beni güzel hatırla, bugün sonsuzluğumuzun son günü...