Senin bu yazdıklarımı okuyabilmen imkansız o yüzden rahatlıkla yazabilirim, haklısın, içimde bir çocuk var hala, zamanında yaşayamadığı çocukluğu yaşamak istercesine şımarıklıklar yapıyor, sen olgunsun, mantık senin göbekadın ama ben öyle değilim. Ben üzgünsem anlarsın, hastaysam bilirsin, kızgınsam sezersin, mutluysam mutluyumdur çünkü ben duygularını saklamayı bilmeyen biriyim. Ailem bu hayyata benim en büyük yaram biliyorsun, herkesin kendine göredir yaşadıkları ve ben de yaşadıklarımı kendime ağır buluyorum, yorgunum.
bana en çok kızdığın şeylerden biri samimiyetim, sıcak kanlı bir insan olduğum için insanlarla arama mesafe koyamadığım için tanımadığım birinin derdi ile bile dertlenip üzülebildiğim için kızıyorsun ya bana, kızma. Yokluk nedir iyi bilirim ben benim hayatımda yok olan en büyük şeydi sevgi, ben severim insanları, rengine, kimliğine bakmadan severim, derdi derdim olur üzülürüm kendimi parçalarım belki derdine derman olacak bir çözümüm yoktur ama bir anlığına bile olsa derdini unutturup yüzünü güldüre biliyorsam ben de mutlu olurum. Ben sevmeyi seviyorum, şimdi okusan bu sözümü uzun süre küsersin biliyorum ama ben seni de SEVİYORUM, sana rağmen. Artık tanıyoruz birbirimizi, geçmişimizi biliyoruz ve bakıyorum da sende kendine göre zor ve eksik imkanlarla büyümüş, sıkıntılar çekmişsin ama sen hiiç yalnız kalmamışsın bu yüzdendir ki sen insanların değerini bilmiyorsun.
Kimse gitmemiş senin hayatından, hiç eksik kalmamışsın sen, bunları sana defalarca anlattım aslında biliyorsun çocukken iki kardeş yapayalnız aylarca yaşadığımızı biliyorsun, kardeşimi hem çok sevip hem de bu kadar anlaşamamamın nedeninin de bu olduğunu söyledim sana çünkü o daha 4 yaşındaydı bense 8, aylarca kanbağımızın olmadığı insanların evlerinde yemek yedik, annem hastaydı, hastanede yatıyordu, babam çalışmak zorundaydı ve bizimle ilgilenecek "akrabamız" yoktu, insnın çocukluğuna dair anılarını hatılayıp mutlu olması gerekirken, ben anılarımı rüyalarımda kabus diye görüyorum.
Yazmaya başlarken bunları okuman imkansız dedim ama ben zaten bunları sana tek tek anlattım.
10 yıldır hayatındayım, 10 yıldır tanıyoruz birbirimizi ama ne hikmetse çözemedik şifrelerimizi, kırgınım sana. Benden hep senin istediğin gibi biri olmamı bekliyorsun ama ben buyum, artık 30 yaşındayım anneyim ve sen kendi evladımla bile aramda mesafe olsun istiyorsun oysa ben korkuyorum, annem gibi evladımı zamansız bırakıp gitmekten korkuyorum, eksik yaşamaktan kızımın hatıralarında hep eksik kalmaktan korkuyorum.
Sana hep derim ya dilerim hiç canın yanmaz diye, yanmasın da, hayatıında hiç kimseye değer vermemenin nedenini bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki o da birini kaybedince anlıyorsun ki hayatındaki herkesin değeri farklı, herkesle aynı şekilde anlaşamaya bilirsin ama onların hayatında olması bile bir değer bence. Sevmeyi dene, hayatı sevmeyi insanları sevmeyi ama önce kendini sevmeyi dene, yoksa bu hayat şuankinden daha da zor olmaya başlayacak senin için de bizim içinde.
Hayatı çekilmez hale getirmektense yaşanır bir hale getirmeyi dene...
sana rağmen seni seven BEN...