Geleneksel kadın ve erkek rolleri

Bunları evlenmeden önce düşünecekmiş. Üstelik şimdiki durumunuzla karşılaştırdığı kişilerin ne alakası varmış? Yani onun dayıları yemek yapmıyor diye siz ne pahasına olursa olsun yemek yapıp, ev muntazam olacak diye saçınızı süpürge edip, bir de borç kapatmak için çalışıp da bebeğinizi düşürme riskini mi göze almalıymışsınız? Düşük riskiniz olduğu için bir müddet yemek yaptı diye kendini çok fedakarlıklar yapıyor olarak görmüş herhalde. Üstelik yemek yapmak, evi temizlemek vs kadının görevi değil. Kendi uydurması. Evlenmeden önce de ne yapıp yapmadığınızı biliyordu herhalde. Birden şak diye süper ev hanımı olmanızı bekleyemez. Anneliğinize varana kadar eleştirmesi de hiç hoş değil. Çocuğunuzu aç bırakacak haliniz yok, ne alakası var? Şu an borçlara katkı sağlamak için çalışıyormuşsunuz bir de. Karısı çalışmasa da erkek ev işi de yapar, yemek de yapar bal gibi. Şu kafadan kurtulamıyorlar. Niye erkek embesil gibi yaşayacak bir evde? Kadın nasıl her işini görebiliyorsa, bir erkek de her işini görebiliyor. Eşinizin çevresi öyle değil diye napalım? Gayet evin her işini yapan erkekler var. Kendisi evlenmeden önce kabul ettiyse şimdi başkalarının hayatlarını örnek göstermesin hiç. Yani sırf size has bir durum değil bu. Hamileliği problemli geçen kadınların eşleri her şeyleri de yapıyorlar, bebek olunca da çoğu şeyi yapıyorlar. Bunun yüze vurulması hiç hoş değil. Zor zamanlar hepimiz için var. Evlendiği kadına yaptıkları gözüne batacaksaydı, evlenmeseydi. Yani çocuk biraz toparlanıncaya kadar yok öyle 3 çeşit yemekler, pırıl pırıl evler. Şimdiden alışsın. Üstelik borç harçla hiç kolay değil doğumdu, bebeğin masraflarını karşılamaktı vs. Siz bu konuda yüzüne vurmuyorsanız (ki vurmayın o da hiç hoş değil) onun da biraz ağzından çıkanı kulağı duysun. Kendisine bu konuda kırıldığınızı, şu an için elinizden geleni yaptığınızı, bu süreçlerden çoğu kişinin geçtiğini ve de eşlerinin de gayet her şeyi yaptıklarını, eğer yapmaktan gocunuyorsa da yapmamasını, geçici şeyler için birbirinizi kırmaya gerek olmadığını, bir aile olmanın bunu gerektirdiğini, birbirinizi eleştirmek yerine destek olmanız gerektiğini, başkalarının hayatlarıyla kendinizinkini kıyaslamamasını vs güzelce anlatın ki böyle konuşmaya devam etmesin.
 
Sizi depremzede olarak hatirliyorum, bir baslikta sanki boyle birsey yazmistiniz gecen gun tabi yaniliyor da olabilirim.

Sunun icin soyledim, ikinizde depremzede olarak psikolojisi yipranmis bireylerseniz ve bunun ustune de surpriz bir hamilelik yasandiysa belki eşiniz de maksadini aşan cümleler kurmus olabilir.


Yok depremzede degilseniz ve adam saglikli bir psikolojiyle bu cumleleri kurduysa vay halinize, kendisine hamile oldugunuz icin "artik nasilsa gidemez" rahatligi gelmiş.

Kendisine "bebege ragmen" gidebileceginizi gosterin, cok geleneklerine bagliysa köyünden biriyle evlenseydi, zeki egitimli kadin isteyip, o kadinin altinda ezilecegini anlayamayan pipili bireylere karsi sessiz kalmak olmaz, illa edepsizlik yapmak zorunda degilsiniz, ama ben erkegim diye dolaniyorsa, dusuk tehlikesi olan karisindan is beklemesin.

Cok erkekse dusuk tehlikesi olan karisina bi yardimci bulsun, masraflarini da karsilasin.

Borc onu sinirli birine donusturuyorsa, satin arabayı borcunuzu kapatin.


Susuyorsunuz, tamam bebegin sagligi icin kavga etmeyim diyorsunuz, anliyorum ama bu yasadiginiz sey de stres ve en az bagirmali çağırmali bir kavga kadar bebeginize zarari var.
Evet doğru hatırladınız. Depremzedeyiz. Zaten o da baya etkiledi psikolojimi. Orada düzenli bir evimiz, çevremiz arkadaşlarımız vardı. Hop diye evsiz kaldık, arkadaşlar ya öldü ya bizim gibi başka yere gitti. Bir anda bu kadar değişim ikimize de ağır geldi. Ama ben panik ataklar başlayınca bu konuda okuyarak meseleyi kendi içimde çözdüm, sessizce. O ise yaşadığı her şeyi bağıra çağıra anlattı. En yüksek doz anti depresanları kullanıyor.
 
Selamlar, ciddi şekilde kararsız kaldığım ve artık doğruyu yanlıştan ayırt edemediğim için soruyorum. Fikirleriniz önemli. Ben 27 yaşındayım. Evlenene kadar hiç yemek yapmadım. 3 yıl önce evlendim. Eşim iyi biri. İç Anadolu'nun bir şehrinden. Neyse, aşırı borcumuz olduğu için çalışmam gerekiyor. Aslında hiç çalışmak istemiyorum. Çok yoruluyorum. Haliyle zamanım ve enerjim pek kalmıyor. Bazen yemek yapabiliyorum. Ama genelde basit şeylerle gecistiriyoruz. Ya da eşim yapiyor. Bugün bir vesileyle konusu açıldı. Bana şunları söyledi: sende adet, gelenek falan yok. Hepsini yok sayıyorsun. Kadın erkek rollerin çok karışık. Sen borç ödemek zorunda değilsin(zorundayım çünkü o mutsuz olunca evde huzur bırakmıyor) ama yemek yapmak zorundasın. Evi toplamak zorundasın, bunlar senin görevin. Ev kızı gibi yetişmemişsin. Bir evi çekip çeviremiyorsun. Bu halinle iyi anne olabilecek misin? Yemek yapmayan anne olur mu? Bak dayilarima hangisi yemek yapıyor. Ben sana fazla müsamaha gösteriyorum falan filan...
Bana göre ise bunlar görev gibi olmamalı. Ben o mutlu olsun diye elimden geleni yapmalıyım, o da aynı şekilde ben mutlu olayım diye yapmalı. Bu ara hamile olduğum için de biraz fazla saldım doğrudur. Düşük tehlikem var. Ben uzandım eşim yemek yaptı hep. Acaba abartıyor muyum? Ne yapmalıyım?
Not: Herkesin sorduğu evlenmeden önce konuşmadınız mı? Konuştuk. Standart birini istemediğini, zeki, eğitimli ve sadık birini istediğini, bunun da tam olarak ben olduğumu, ev işi yapma yükümlülüğümün bile olmadığını söylerdi. Sanırım bana olan sevgisi azaldığı için bunlar gözüne batıyor. Bana karşı merhametsiz duruşu son 5 ayda falan yavaş yavaş başladı. Bebeğim de yanlışlikla oldu. Korunma yönteminin yetersizliği. Şu an bunları yüzüne saymamamın tek nedeni var, kavga anında sinir krizi gibi bir şey geçiriyorum. Nefes alamıyorum, kaslarım kilitleniyor. Bu durumu yaşamak istemiyorum. Kalbi atan bebegime zarar vermek istemiyorum.

Sonuç: Eşimle konuştuk. Söylediği şu, ben yemek yapmayı mesele etmiyorum. Ama en azından yemekten önce, sonra masayı toplayabilirsin. Umursamaman, zaten yapar demen zoruma gidiyor.
Ben de şunu söyledim: Benim tuvaletimdeki havluyu sen değiştirir misin? Hayır. O tuvalete girmiyorsun havlu var mı onu bile bilmiyorsun. Ama ben onu bile değiştiremiyorum. O kadar yorgun hissediyorum ki bir şeyi alip yerine koymak bile dünyanın işi gibi geliyor. "Doktora gidelim, bu kadar yorgun olman normal mi?" dedi. Ben de "Tabiki normal. İlk üç ayda vücudum deli gibi çalışıyor. Herkes çok yorgun oluyor" dedim. "Bunu bilseydim öyle konuşmazdım, tamamen umursamazlığına kızmıştım" dedi.
Madem borç ödemek zorunda değilsiniz ev yemeği yapan bir dükkanla anlaşın herkes “mutlu” olsun. Ama o kadar eminim ki o errrkek adamın içten içe karısının maaşını nasıl hesapladığına ama ispatlayamıyorum. Borç ödemek zorunda değilsin lafı öylesine. Sırf hem para hem hizmet beklerim demeye utandığından demiş. Ama bu blöfe rest yakışır.
 
Ben evliliğimizin çocuğa hazır olduğunu düşünmüyordum. Kendime de güvenmiyordum. Depresif bir kişiliğim olduğu için her çocuk sağlıklı bir anneyi hak ediyor düşüncesiyle çocuk istemiyordum.
Anladım.Dediklerimi yanlış anlamayın.Kesinlikle bir yargılama veya suçlama yapmak değildi amacım.Sadece öyle birşey hissettim.Yanlış hissetmişim.Yanlış anlaşıldıysam kusura bakmayın üzgünüm🙏🙏
 
Selamlar, ciddi şekilde kararsız kaldığım ve artık doğruyu yanlıştan ayırt edemediğim için soruyorum. Fikirleriniz önemli. Ben 27 yaşındayım. Evlenene kadar hiç yemek yapmadım. 3 yıl önce evlendim. Eşim iyi biri. İç Anadolu'nun bir şehrinden. Neyse, aşırı borcumuz olduğu için çalışmam gerekiyor. Aslında hiç çalışmak istemiyorum. Çok yoruluyorum. Haliyle zamanım ve enerjim pek kalmıyor. Bazen yemek yapabiliyorum. Ama genelde basit şeylerle gecistiriyoruz. Ya da eşim yapiyor. Bugün bir vesileyle konusu açıldı. Bana şunları söyledi: sende adet, gelenek falan yok. Hepsini yok sayıyorsun. Kadın erkek rollerin çok karışık. Sen borç ödemek zorunda değilsin(zorundayım çünkü o mutsuz olunca evde huzur bırakmıyor) ama yemek yapmak zorundasın. Evi toplamak zorundasın, bunlar senin görevin. Ev kızı gibi yetişmemişsin. Bir evi çekip çeviremiyorsun. Bu halinle iyi anne olabilecek misin? Yemek yapmayan anne olur mu? Bak dayilarima hangisi yemek yapıyor. Ben sana fazla müsamaha gösteriyorum falan filan...
Bana göre ise bunlar görev gibi olmamalı. Ben o mutlu olsun diye elimden geleni yapmalıyım, o da aynı şekilde ben mutlu olayım diye yapmalı. Bu ara hamile olduğum için de biraz fazla saldım doğrudur. Düşük tehlikem var. Ben uzandım eşim yemek yaptı hep. Acaba abartıyor muyum? Ne yapmalıyım?
Not: Herkesin sorduğu evlenmeden önce konuşmadınız mı? Konuştuk. Standart birini istemediğini, zeki, eğitimli ve sadık birini istediğini, bunun da tam olarak ben olduğumu, ev işi yapma yükümlülüğümün bile olmadığını söylerdi. Sanırım bana olan sevgisi azaldığı için bunlar gözüne batıyor. Bana karşı merhametsiz duruşu son 5 ayda falan yavaş yavaş başladı. Bebeğim de yanlışlikla oldu. Korunma yönteminin yetersizliği. Şu an bunları yüzüne saymamamın tek nedeni var, kavga anında sinir krizi gibi bir şey geçiriyorum. Nefes alamıyorum, kaslarım kilitleniyor. Bu durumu yaşamak istemiyorum. Kalbi atan bebegime zarar vermek istemiyorum.

Sonuç: Eşimle konuştuk. Söylediği şu, ben yemek yapmayı mesele etmiyorum. Ama en azından yemekten önce, sonra masayı toplayabilirsin. Umursamaman, zaten yapar demen zoruma gidiyor.
Ben de şunu söyledim: Benim tuvaletimdeki havluyu sen değiştirir misin? Hayır. O tuvalete girmiyorsun havlu var mı onu bile bilmiyorsun. Ama ben onu bile değiştiremiyorum. O kadar yorgun hissediyorum ki bir şeyi alip yerine koymak bile dünyanın işi gibi geliyor. "Doktora gidelim, bu kadar yorgun olman normal mi?" dedi. Ben de "Tabiki normal. İlk üç ayda vücudum deli gibi çalışıyor. Herkes çok yorgun oluyor" dedim. "Bunu bilseydim öyle konuşmazdım, tamamen umursamazlığına kızmıştım" dedi.
İlk 3 ayda herkes öyle olmuyor. Bence doktora gidin. Bu kadar masa toplayamayacak kadar, havlu değiştiremeyecek kadar olmanız normal değil. Nedense eşinizin isyanını haklı buldum. Kelimeleri yanlış seçmiş olabilir ama haklılık payı var.
 
. Bir evi çekip çeviremiyorsun. Bu halinle iyi anne olabilecek misin? Yemek yapmayan anne olur mu? Bak dayilarima hangisi yemek yapıyor. Ben sana fazla müsamaha gösteriyorum

Eşiniz size psikolojik şiddet uyguluyor.
Depremzedeymişsiniz sanırım, eşiniz de zor bir dönemden geçiyor olabilir fakat bu krizlerle bu şekilde sizi yıpratması anlamına gelmez, adil değil.

Size psikolojik şiddet uygulamak yerine kendini sakinleştirmenin yollarını arasın.
Çocuk istemeden oldu demişsiniz, umarım eşiniz böyle devam etmez eğer profesyonel bir destek almazsa, lohusalığınız da bile bu lafların çok daha ağırlarını duyabilirsiniz. Keşke bu problemleri çözmeden hamile kalmasaydınız.
 
Ben evliliğimizin çocuğa hazır olduğunu düşünmüyordum. Kendime de güvenmiyordum. Depresif bir kişiliğim olduğu için her çocuk sağlıklı bir anneyi hak ediyor düşüncesiyle çocuk istemiyordum.
Canım sen belli ki belirli bir eğitim seviyesinde olan , ileri geri düşünebilen akıllı bir kadınsın. Yazım tarzın düzgün kendini ifade edebiliyorsun. Peki sen bu ayı herifi nereden buldun ? 🥲
 
Selamlar, ciddi şekilde kararsız kaldığım ve artık doğruyu yanlıştan ayırt edemediğim için soruyorum. Fikirleriniz önemli. Ben 27 yaşındayım. Evlenene kadar hiç yemek yapmadım. 3 yıl önce evlendim. Eşim iyi biri. İç Anadolu'nun bir şehrinden. Neyse, aşırı borcumuz olduğu için çalışmam gerekiyor. Aslında hiç çalışmak istemiyorum. Çok yoruluyorum. Haliyle zamanım ve enerjim pek kalmıyor. Bazen yemek yapabiliyorum. Ama genelde basit şeylerle gecistiriyoruz. Ya da eşim yapiyor. Bugün bir vesileyle konusu açıldı. Bana şunları söyledi: sende adet, gelenek falan yok. Hepsini yok sayıyorsun. Kadın erkek rollerin çok karışık. Sen borç ödemek zorunda değilsin(zorundayım çünkü o mutsuz olunca evde huzur bırakmıyor) ama yemek yapmak zorundasın. Evi toplamak zorundasın, bunlar senin görevin. Ev kızı gibi yetişmemişsin. Bir evi çekip çeviremiyorsun. Bu halinle iyi anne olabilecek misin? Yemek yapmayan anne olur mu? Bak dayilarima hangisi yemek yapıyor. Ben sana fazla müsamaha gösteriyorum falan filan...
Bana göre ise bunlar görev gibi olmamalı. Ben o mutlu olsun diye elimden geleni yapmalıyım, o da aynı şekilde ben mutlu olayım diye yapmalı. Bu ara hamile olduğum için de biraz fazla saldım doğrudur. Düşük tehlikem var. Ben uzandım eşim yemek yaptı hep. Acaba abartıyor muyum? Ne yapmalıyım?
Not: Herkesin sorduğu evlenmeden önce konuşmadınız mı? Konuştuk. Standart birini istemediğini, zeki, eğitimli ve sadık birini istediğini, bunun da tam olarak ben olduğumu, ev işi yapma yükümlülüğümün bile olmadığını söylerdi. Sanırım bana olan sevgisi azaldığı için bunlar gözüne batıyor. Bana karşı merhametsiz duruşu son 5 ayda falan yavaş yavaş başladı. Bebeğim de yanlışlikla oldu. Korunma yönteminin yetersizliği. Şu an bunları yüzüne saymamamın tek nedeni var, kavga anında sinir krizi gibi bir şey geçiriyorum. Nefes alamıyorum, kaslarım kilitleniyor. Bu durumu yaşamak istemiyorum. Kalbi atan bebegime zarar vermek istemiyorum.

Sonuç: Eşimle konuştuk. Söylediği şu, ben yemek yapmayı mesele etmiyorum. Ama en azından yemekten önce, sonra masayı toplayabilirsin. Umursamaman, zaten yapar demen zoruma gidiyor.
Ben de şunu söyledim: Benim tuvaletimdeki havluyu sen değiştirir misin? Hayır. O tuvalete girmiyorsun havlu var mı onu bile bilmiyorsun. Ama ben onu bile değiştiremiyorum. O kadar yorgun hissediyorum ki bir şeyi alip yerine koymak bile dünyanın işi gibi geliyor. "Doktora gidelim, bu kadar yorgun olman normal mi?" dedi. Ben de "Tabiki normal. İlk üç ayda vücudum deli gibi çalışıyor. Herkes çok yorgun oluyor" dedim. "Bunu bilseydim öyle konuşmazdım, tamamen umursamazlığına kızmıştım" dedi.
Konuyu güncellemişsiniz, son yazdığınız paragrafa istinaden; hayır havluyu bile değiştiremeyecek kadar yorgun olmak normal değil. Eşinizin konunun başındaki üslubu yanlış ama sonradan gayet normal ve güzel bir iletişim kurmuş. Gebelik takviyesi almıyorsanız başlamanızı öneririm çünkü ben normalde çok çalışkan hareketli biri olmamama rağmen hem işte çalışıp hem evde masa toplama kaldırma kadarlık iş yapabildim. Gebelik uyku falan yapıyor evet ama erken yatarsanız o da çözülüyor biraz daha. Kafanızda gebeliği çok yorgunluk olarak kodlamayın, insanın yattıkça yatası geliyor yoksa
 
Konuyu güncellemişsiniz, son yazdığınız paragrafa istinaden; hayır havluyu bile değiştiremeyecek kadar yorgun olmak normal değil. Eşinizin konunun başındaki üslubu yanlış ama sonradan gayet normal ve güzel bir iletişim kurmuş. Gebelik takviyesi almıyorsanız başlamanızı öneririm çünkü ben normalde çok çalışkan hareketli biri olmamama rağmen hem işte çalışıp hem evde masa toplama kaldırma kadarlık iş yapabildim. Gebelik uyku falan yapıyor evet ama erken yatarsanız o da çözülüyor biraz daha. Kafanızda gebeliği çok yorgunluk olarak kodlamayın, insanın yattıkça yatası geliyor yoksa
Sıfır enerjim var. Makalelerde bunun normal olduğunu okumuştum. Sonraki doktor kontrolünde bunu sorayım, gerekirse takviye kullanırım.
 
Ya şöyle; pasif gelir oluşturmak istiyorum. Zamanımı satmak istemiyorum. Hobilerime zaman ayırmak istiyorum. Ama yarım saat kitap okumaya vakit bulamıyorum. Bunlar canımı sıkıyor.
Bunlar çalışan herkesin canını sıkıyor. Çünkü ülkemizde çalışma saatleri uzun, trafikte çok vakit ölüyor vs. Sizi kimseye muhtaç etmeyecek bir post gelir olduktan sonra evet çalışmamak sorun olmayabilir. Ama bu şartlara ulaşmak da kolay değil eğer miras falan yoksa. Kimseye muhtaç olmamak için aksi durumda barinabileceginiz bir ev ve aylık ihtiyaçlarınız için düzenli bir gelir elde etmeniz gerekiyor.
Bu arada toksik pozitiflik kasmak istemem ama vakit bir şeye vakit ayırmak için biraz da çabalamak gerekiyor. Ben kitap okumayı seviyorum ve düzenli okuyamazsam mutsuz oluyorum. Bebeğim daha yaşına girmemişken ve uykusuzluktan geberirken o dizimde uyur halde az kitap okumadım. Kıpırdarsam uyanırdı. Çocuğum kreşe başlayıp ben işe döndüğümde onu zar zor uyuttuktan sonra sürünerek yataktan kalkıp da okuduğum çok oldu. İş yerinde öğlen arasi okudum yeri geldi. Bu ideal mi ? Elbette hayir. Geniş geniş, keyifle, günün istediğim vaktinde okumak isterim ama şartlar buysa da yapacak bir şey yok. Tabi kitaba vakit varsa spora yok, dizi izleme kısıtlı ya da ev işi asgari düzeyde anca yapılıyor.
 
Biz de çift olarak geleneksel değiliz eşim yemekte yapar temizlikte ama o dışarıda çok yoğun fiziksel çalışıyor çok yoruluyor saatleri uzun üzülüyorum bir de evde yapsın istemiyorum yemeği ben yapıyorum iki tabak koymak zaten benin fiziksel işim ona göre daha az o yüzden ondan beklemiyorum
 
Selamlar, ciddi şekilde kararsız kaldığım ve artık doğruyu yanlıştan ayırt edemediğim için soruyorum. Fikirleriniz önemli. Ben 27 yaşındayım. Evlenene kadar hiç yemek yapmadım. 3 yıl önce evlendim. Eşim iyi biri. İç Anadolu'nun bir şehrinden. Neyse, aşırı borcumuz olduğu için çalışmam gerekiyor. Aslında hiç çalışmak istemiyorum. Çok yoruluyorum. Haliyle zamanım ve enerjim pek kalmıyor. Bazen yemek yapabiliyorum. Ama genelde basit şeylerle gecistiriyoruz. Ya da eşim yapiyor. Bugün bir vesileyle konusu açıldı. Bana şunları söyledi: sende adet, gelenek falan yok. Hepsini yok sayıyorsun. Kadın erkek rollerin çok karışık. Sen borç ödemek zorunda değilsin(zorundayım çünkü o mutsuz olunca evde huzur bırakmıyor) ama yemek yapmak zorundasın. Evi toplamak zorundasın, bunlar senin görevin. Ev kızı gibi yetişmemişsin. Bir evi çekip çeviremiyorsun. Bu halinle iyi anne olabilecek misin? Yemek yapmayan anne olur mu? Bak dayilarima hangisi yemek yapıyor. Ben sana fazla müsamaha gösteriyorum falan filan...
Bana göre ise bunlar görev gibi olmamalı. Ben o mutlu olsun diye elimden geleni yapmalıyım, o da aynı şekilde ben mutlu olayım diye yapmalı. Bu ara hamile olduğum için de biraz fazla saldım doğrudur. Düşük tehlikem var. Ben uzandım eşim yemek yaptı hep. Acaba abartıyor muyum? Ne yapmalıyım?
Not: Herkesin sorduğu evlenmeden önce konuşmadınız mı? Konuştuk. Standart birini istemediğini, zeki, eğitimli ve sadık birini istediğini, bunun da tam olarak ben olduğumu, ev işi yapma yükümlülüğümün bile olmadığını söylerdi. Sanırım bana olan sevgisi azaldığı için bunlar gözüne batıyor. Bana karşı merhametsiz duruşu son 5 ayda falan yavaş yavaş başladı. Bebeğim de yanlışlikla oldu. Korunma yönteminin yetersizliği. Şu an bunları yüzüne saymamamın tek nedeni var, kavga anında sinir krizi gibi bir şey geçiriyorum. Nefes alamıyorum, kaslarım kilitleniyor. Bu durumu yaşamak istemiyorum. Kalbi atan bebegime zarar vermek istemiyorum.

Sonuç: Eşimle konuştuk. Söylediği şu, ben yemek yapmayı mesele etmiyorum. Ama en azından yemekten önce, sonra masayı toplayabilirsin. Umursamaman, zaten yapar demen zoruma gidiyor.
Ben de şunu söyledim: Benim tuvaletimdeki havluyu sen değiştirir misin? Hayır. O tuvalete girmiyorsun havlu var mı onu bile bilmiyorsun. Ama ben onu bile değiştiremiyorum. O kadar yorgun hissediyorum ki bir şeyi alip yerine koymak bile dünyanın işi gibi geliyor. "Doktora gidelim, bu kadar yorgun olman normal mi?" dedi. Ben de "Tabiki normal. İlk üç ayda vücudum deli gibi çalışıyor. Herkes çok yorgun oluyor" dedim. "Bunu bilseydim öyle konuşmazdım, tamamen umursamazlığına kızmıştım" dedi.
önce başka sonra başka konuşması çok kötü herkes istediği gibi yaşamalı. adet görenekle değil bunlar bakış açısıyla alakalı
 
Degistirmek senin elinde annelerinin paşalari evlenince annelerinin pesinde pervane oldugu gibi esleri de pervane olsun istiyorlar.Benim esim de öyleydi her seyi benden beklerdi cok kavgalar ettik zamanla anladı her is yaptiginda pohpohladim yaptikca kendine güveni geldi oo benden iyi yapıyorsun oo güclü kollarinla uzanip buraları mı sildin oo şunu bunu yaptın dedim dedim anladi beni sikayet edecek olsa ama bunları kendin icin yapmalısın ev ortak alanımız dedim iyice kafasında yer ettim.Az önce eve geldim benden önce gelmiş yemek yapmış masa kuruyordu hem de bundan memnun olarak.Madem yemek yapmak kadinin görevi o zaman o getirsin parayi o ödesin borcları.Ama cocuk olup yemek yapamadiginda milletin esleri hem yemek yapip hem dört dörtlük cocuk bakiyor hikayelerini anlatacak sana bunu bil.Benim bekar kizlara verecegim tek tavsiye kendi ayaklari üzerinde durabilen,kendi evine cikıp karnıni doyurabilme camasir yikayip ütü yapabilme becerisinde ve sorumlulugunda olan biriyle evlensinler sonradan egitmeyle ugrasmak yipratici
 
X