- 21 Haziran 2025
- 29
- 29
- 3
- 27
- Konu Sahibi bilinmeyensaati
-
- #21
Cok cok tesekkur ederim. Bana cok iyi geliyor eger isterseniz istediginiz kadar yazabilirsiniz. Dikkate alacagim ve deneyecegim su ana dek basaramadim umarim duzeltebilirimUzman değilim ama travmalarla dolu hayatınızdan kaçmak/kendinizi korumak için başkalarının hayatını izlediğinizi ve hayal kurduğunuzu düşünüyorum. Bir psikoloğa görünürseniz şahane olur.
Benim sizde gözlemlediğim ve takdir ettiğim şeyler var. Mesela ayrı eve çıkmışsınız, yurt dışına gitmişsiniz, burslu okul kazanmışsınız, soyadınızı değiştirmişsiniz. Anlattığınız gibi pasif değilsiniz kesinlikle. Bunları herkesin yapamadığını umarım görebiliyorsunuz. Cesur ve zeki olduğunuzu cebimize koyalım. Hiçbir şeyiniz olmadığını düşünsek mesela, bu iki belirgin özelliğiniz sizi gayet üst seviyelere çıkaracaktır.
Mindfulness öğrenin lütfen bu size çok iyi gelecektir. Şunu da unutmayalım, biz kendimiz için ne düşünürsek, etrafa yaydığımız enerji de o. Bazı kişilere bakın, hiçbir özelliği ve albenisi yoktur ama öyle bir aurası vardır ki, herkes ona bakar.
Aslında size daha yazabileceğim çok şey var. Lütfen kendinizi iyileştirin. Siz isterseniz çok kolay halledebilirsiniz buna eminim.
Yerinizde olsam anlattığınız gibi kendi hayatını paylaşan kişileri takipten çıkardım, profillerine de bakmayı bırakırdım. Sosyal medyayı kişisel gelişim videoları izlemek, kombin, mizah videoları izlemek gibi şeyler için de kullanabilirsiniz. Amacına yönelik kullanmak diye bir şey var ya, sizi kendi hayatını paylaşan insanlara bakmak tetikliyorsa öyle profillere girmemelisiniz. Tamamen kendi hayatınıza odaklanın birinin ne yaptığını stalklıyorsanız o an kendinize onun hayatını izleyeceğim vakti kendim için kullanmalıyım deyin. Sizi sadece siz ileri taşıyabilirsiniz çünkü bu çabayla ve kendine zaman ayırmakla olacak bir şeyCok tesekkur ederim. Umarim yapabilirim simdiye dek pek basaramadim. Bir yerde okudum. Takintilarini yenmeye calisma, sadece beslemeyi birak diyordu. Onlari stalklayacagim zaman bunu dusunuyorum
Cok tesekkur ederim kendime bunun icin enerji toplamam gerek onu yapamadim enerjisiz de olsa yapmayi ogrenmeliyimYerinizde olsam anlattığınız gibi kendi hayatını paylaşan kişileri takipten çıkardım, profillerine de bakmayı bırakırdım. Sosyal medyayı kişisel gelişim videoları izlemek, kombin, mizah videoları izlemek gibi şeyler için de kullanabilirsiniz. Amacına yönelik kullanmak diye bir şey var ya, sizi kendi hayatını paylaşan insanlara bakmak tetikliyorsa öyle profillere girmemelisiniz. Tamamen kendi hayatınıza odaklanın birinin ne yaptığını stalklıyorsanız o an kendinize onun hayatını izleyeceğim vakti kendim için kullanmalıyım deyin. Sizi sadece siz ileri taşıyabilirsiniz çünkü bu çabayla ve kendine zaman ayırmakla olacak bir şey
Enerji gelmeyecek yani o motive gelmeyecek siz başlangıcı yapın, eyleme geçmeye çalışın benim de hazır olduğum zaman yaparım dediğim şeyler vardı ama o hazır bulunma hali olmuyor işte. İnsan beyni erteliyor hep bir şeyler çıkıyor. Bir süre zorlanırsınız ama sonra alışırsınız yani sosyal medyada nasıl vakit geçireceğiniz sizin elinizdeCok tesekkur ederim kendime bunun icin enerji toplamam gerek onu yapamadim enerjisiz de olsa yapmayi ogrenmeliyim
anlattiginiz seyler psikozla ya da sizofreni ile alakali degil, muhtemelen travma kaynakli. terapi destegi iyi gelebilirHepinize merhaba. Buraya çaresizce yazıyorum. Aslında kendi kendimi çaresiz bırakıyorum, farkındayım. Dertleşecek insanlara çok ihtiyacım var. Birkaç psikiyatra gittim; ancak pek sohbet etmedik, ilaç verdiler yalnızca (devlet hastanesi) ve ilacın etki edeceğinden yana karamsarım.
Uzun yıllardır hayallerde yaşıyorum. Daydreamingin dozunu kaçırdım. Mimiklerle, hareketlerle, konuşarak, eşlik ederek hayalin içine girme; şizofreninin bilinçli olan versiyonunu yaşıyorum. sosyal medyada gördüğüm rastgele birini stalklıyorum ve ilgimi çeken bir şey görürsem işim gücüm artık o oluyor. Bir zararım ya da iletişime geçme çabam yok, sadece stalklıyorum. O kişi olasım geliyor, mümkün olmadığı için ağlıyorum. Mesela burnumu yaptırmak istediğim bi dr vardı, kızını da paylaşmış ameliyatlarını paylaştığı hesapta, gördüm, stalkladım, kızı ev hallerini çekip youtube'a atıyordu. Doktor, kızını çok seviyordu ya da öyle yansıtıyor, ailecek araları çok iyi gibiydi, dr yakışıklıydı da. O kadar yakışıklı babasının olması, kızın çok güzel olması, eğlenceli videolar çekmesi, iyi ama mütevazı bir aile yaşantası resmetmesi beni çok kıskandırdı. O kızı senelerce stalkladım hedabi herkese acikti. O kız evli şu sıralarda. Allah mutlu mesut etsin. Artık stalklamıyorum onu. Daha eğlenceli hayatlar buldum lol.
Dünyayı gezen bir adam buldum sonra instagramda, güya onun ailesindendim abi kardestik onunla. beraber geziyorduk güya. Her an hikâye kuruyorum kafamda, ayağımı sakatlamışım beni hastaneye götürmüş. Hep sen mi beni gezdireceksin deyip ben onu hiç bilmediği bir ilginç cafeye götürüyorum filan güya. Erkek arkadaşım oluyor, onunla tanıştırıyorum, şakalaşıyor benimle şakasına mahçup ediyor beni.
Şu sıralar çok kötüyüm. Çünkü şimdiki stalkladığım kişi, kendi başarısızlıklarımla çok sert yüzleştirdi beni. Sürekli ağlıyorum ve kendimi günden güne daha az seviyorum.
Bir ünlü var; yaşlı biri. Ancak oldukça elit ve iyi, eli yüzü düzgün biri. (En azından ekran personası öyle.) Onun yanında çalışan elemanları kıskandım çünkü o elit ortamda 18-20 yaşlarından beri onunla çalışıyorlar ve o ünlü de onları çok seviyor ve sayıyor. Ben 27'yim, onların şimdiki yaşı da benimkine yakın. Düşünün, neredeyse hayatları boyunca hep öyle elit ortamda durmuşlar. Ben o yaşta, derslerim çok iyi olmasına rağmen okulu bırakmış, a101'de çalışmaya başlamıştım, çıplak ellerimle çitileye çitileye yer paspası temizliyordum ben o yaşta. Halbuki aşağı yukarı benzer okulları kazanmışız, onlar da bir noktadan sonra okumamış, ben de. Onlar o ünlünün yanına girmiş, ama ben a101'e. Neden ben doğru kararı veremedim; ancak onlar vizyonlu oldu. Neden ben bu yaşımda hâlâ sihirli annemi izliyorum, büyümedim, başkaları büyüdü ben neden küçük kaldım, cevabını kendime veremiyorum. Neden böyleyim sorusunun cevabını verememek beni derinden yaralayıp üzüyor.
Burada hayli zaman önce değinmiştim aile hayatıma.
Ben ortaokulda çok değiştim. Çünkü yeni gittiğim bir okulda çok zorbalık gördüm ama başa çıkmayı başaramadım, cevap vermeyi, kendimi savunmayı başaramadım. İçe kapanıktım. Bunu yadırgadılar. Bakalım konuşacak mı diye başımdan aşağı su döktüler, bir yerlere kitlediler, onların istediklerini yapıp da çöplerini atmadığım ve başka isteklerini yapmadığım için itip kaktıkları, vurdukları, cnsel laflar soktukları da oldu. O okulun ortami kotuydu, okulun geneli zorbaydi. O zamanlarda öğretmenlerime şikayet ettim; pek bir sey yapılmadı, hatta rehberlik ogretmeni gulerek, ceza mi verecegimizi sandin ki demisti, özür dileyip 2 gün sonra yine devam ediyorlardı. Bir sure sonra hic konusmamaya ve hic yerimden kalkmamaya basladim; ancak tepki vermemi saglamak icin esyalarima zarar vermeye, saclarima kagit toplari atmaya basladilar. Agir laflar ettiler, travesti suratli, erkek sesli... sen kiz misin ki? Cirkin... sosyal yeteneklerim cok koreldi, parmagi hep havada olan ben, yuksek sesle bir satir bile okuyamaz oldum. Yalnizlastim. Önceki okullarimda hic boyle degildim. Arkadaslarim da vardi.
Lisede acik ogretime gectim. Derslerim iyiydi hala, bir yerden burs teklifi almistim ama aciga gectim. Artik evden hic cikmiyordum. Sonra bazi bilgisayar ve kisisel gelisim kurslarina gittim. Ancak fazlasiyla ufak tefek, cocuksu, ice kapanik ve fiziksel guzellik anlaminda da epey dezavantajli oldugum icin bir asistanlik isi bile bulamadim. Suratima bakip, seni burada ezerler diyorlardi. Yasitlarimin girdigi lux bir genclik kafesi, "sen lokantalara bak burasi elit bir cafe" deyip almamisti ama ustum basim gayet normaldi aslinda, mizacim, atak olmamam ve fiziksel deformitelerim engel oluyordu biraz. Maddi olarak cok zordaydik. Bir ped bile alamiyordum. Ihtiyaclarimi karsilayamiyordum. Marketlere, pastanelere girdim sonunda.
Aile icinde de istedigi hizmeti goreyim diye abimden ve babamdan cok siddet goruyordum. Annem, kavga cikmasin diye genelde hep alttan almamdan yana olurdu. Universite kazanip ayrildim. Zamanla biraz acildim. Tek basima bir yerlere gidebilmeye basladim. Kendi evime ciktim kendimi gecindirdim. Ama universite kazanmis olmam da istedigim turde is bulmami saglamadi ve kasiyerlik yapmaya devam ettim. Okulu biraktim, calisirken gitmeye firsat bulamiyordum. Ama ayri sehirde tek yasamayi surdurdum. Laf aramizda bu donemde evi bazen cop eve ceviriyordum. Sonra bi enerji gelip bir gunde duvarlara varincaya dek her yeri temizliyordum filan. abim sonraki yillarda hastalanip vefat etti. Cok uzuldum cenazeye gittim, annemlere baslarda destek oldum. Annemler, yasarken, (hasta olmadan once dahil) hep onunla ilgilendikleri gibi vefat etmesiyle de durum pek degismedi. Diger abimin bebegi oldu, bu surecte yas tutmaktan yasayan abimin bebesini gormeye gitmediler. Bu vefat eden abim hasta olmadan once benim tam tersim cok hareketliydi, her an bir olay cikarmasindan yana tedirgindiler ve daha cok ustune dusup ne isterse yapiyorlardi. Bana okul gezisine gitmem icin izin verip ben yola cikinca, o o gun evde olacagi icin benim de evde durmami istedi diye, ben gitmiyorsam o da gitmesin dedi diye gelip beni alip eve geri goturuyorlardi. Okul etkinliklerine bile o karismazsa katilabiliyordum cunku ogretmenimle konusup beni cikarttiriyordu. Yasayan abimle ve esiyle iyi anlasiyordum; ancak yengemin sacma dolduruslari ve abimin yalanlari yuzunden aramiz bozuldu. (Abim, ona ettigim yardimlari erkeklik gururu incinmesin diye saklamis, yengem de yardim etmedim sanip tribe girmis. Ben kotu umursamaz gorumce oldum ve dislandim. Diger abim olunce yasayan abimle aramiz bir sure duzelse de yasayan abim esasinda, sorunlu aile yapisini kaziyip karisiyla kurdugu yuvasinda bizden uzakta mutlu kalmak istiyordu. o yuzden bilhassa sorun cikardigini hissediyordum cunku birkac kez bana "kendine baska bir hayat kur babamgille benimle kimseyle gorusme ben de oyle yapicam" demisti.)
Uzun uzun daha anlatamayacagim cok siddet ve mobbing gordum hem iste hem de ailede ama basa cikmayi basaramadim.
Simdi guvenlik gorevlisiyim. Schengen vizesi cikarttirdim gecen sene guzel yerlere gittim, az miktarda da olsa birikimim var ama ne hayalimdeki okulu bitirdim ne istediklerimi yaptim, ne guzellesebildim ne evlendim, isteyenler oldu ama hepsi ben sessizim diye benimle ilgilenen seriat yanlisi heriflerdi ben oyle biri degilim ki. Panik atak, parkinsonlu gibi hep titreyen, bircok kisinin deli zannettigi itibari dusuk biri oldum. Yapsam belki yaparim; ama enerjim yok modundayim. Gecen hic calismasan sinava girip ozel bir okulda tam burslu tasarim kazanmistim ama calisirken gidemem diye gitmedim. Bu surecte hep kotu seyler olmadi dedigim gibi az biraz param oldu, schengen cikarttim, birkac dost da biriktirdim. Soyadim cok alay edilen kotu bir kelimeydi soyadimi degistirdim mahkeme karariyla. Ama oldurmadigim cok sey var.
Hayallerden cikamiyorum.
Ne yapacagimi bilmiyorum. Bir hayat kuramiyorum. Bana neyin engel oldugunu bile bulamiyorum. Hala evi arada bir cop eve cevirdigim oluyor.
Kusura bakmayın uzun oldu ama anlatmaya ihtiyacim vardi bu uzun ve sıkici yazici okuduysaniz mutesekkirim. (Ayrica bahsettigim calisanlari kiskanip uzun bir elestiri yorumu yazdim internette. Kufur ve hakaret yoktu ve hepsini de gercekler uzerine yazdim. Ben yapamadim onlar yapti ama onlar da pek meziyetli degiller aslinda, dogru haberler yapamiyorlar. Diksiyonlari kotu. Hep bagirarak konusuyorlar. Onlari ozel yapan nedir anlayamadim. Uzun uzun elestirmemden rahatsiz olmuslar, hic kotu laf etmeyip etkilesimi cok az bi paylasimin altina yazdigim halde, hedef mi gosterdin bizi dediler bana sasirdim. Sildim ben de yorumu, uzmek istemedim, yalan haberler yapmaniza kizdim dedim ama dava acip gorunmezligimi yok etmelerinden cekiniyorum, artik ilgilenmemeye calissam da hala dusunup kendimi kiyaslayip uzulmeye devam ediyorum. Kotu hicbir sey yazmadim davadan korkmuyorum o sebeple, avukata danistim kovusturma bile olmaz sadece elestirmissin dedi, sadece acarlarsa desifre olurum diye uzuluyorum, yeterince rezil biri degilmisim gibi)
Hepsini okuyamadım geçmişten gelen bişey bence. Zamanında yapamadığınız şeyleri bir başkası yaptığında üzülüyorsunuz. Yıllarca birini staklamanız onların mutlu olduğunu görmeniz içten içe sizi ağır yaralamış . Neden ben değilde onlar diye düşünüp daha çok dibe çekiliyorsunuz. Param yok demişsiniz bu beni üzdü devlet hastaneleri bazen çok yetersiz kalıyor. Umarım bir an önce toparlanırsınızHepinize merhaba. Buraya çaresizce yazıyorum. Aslında kendi kendimi çaresiz bırakıyorum, farkındayım. Dertleşecek insanlara çok ihtiyacım var. Birkaç psikiyatra gittim; ancak pek sohbet etmedik, ilaç verdiler yalnızca (devlet hastanesi) ve ilacın etki edeceğinden yana karamsarım.
Uzun yıllardır hayallerde yaşıyorum. Daydreamingin dozunu kaçırdım. Mimiklerle, hareketlerle, konuşarak, eşlik ederek hayalin içine girme; şizofreninin bilinçli olan versiyonunu yaşıyorum. sosyal medyada gördüğüm rastgele birini stalklıyorum ve ilgimi çeken bir şey görürsem işim gücüm artık o oluyor. Bir zararım ya da iletişime geçme çabam yok, sadece stalklıyorum. O kişi olasım geliyor, mümkün olmadığı için ağlıyorum. Mesela burnumu yaptırmak istediğim bi dr vardı, kızını da paylaşmış ameliyatlarını paylaştığı hesapta, gördüm, stalkladım, kızı ev hallerini çekip youtube'a atıyordu. Doktor, kızını çok seviyordu ya da öyle yansıtıyor, ailecek araları çok iyi gibiydi, dr yakışıklıydı da. O kadar yakışıklı babasının olması, kızın çok güzel olması, eğlenceli videolar çekmesi, iyi ama mütevazı bir aile yaşantası resmetmesi beni çok kıskandırdı. O kızı senelerce stalkladım hedabi herkese acikti. O kız evli şu sıralarda. Allah mutlu mesut etsin. Artık stalklamıyorum onu. Daha eğlenceli hayatlar buldum lol.
Dünyayı gezen bir adam buldum sonra instagramda, güya onun ailesindendim abi kardestik onunla. beraber geziyorduk güya. Her an hikâye kuruyorum kafamda, ayağımı sakatlamışım beni hastaneye götürmüş. Hep sen mi beni gezdireceksin deyip ben onu hiç bilmediği bir ilginç cafeye götürüyorum filan güya. Erkek arkadaşım oluyor, onunla tanıştırıyorum, şakalaşıyor benimle şakasına mahçup ediyor beni.
Şu sıralar çok kötüyüm. Çünkü şimdiki stalkladığım kişi, kendi başarısızlıklarımla çok sert yüzleştirdi beni. Sürekli ağlıyorum ve kendimi günden güne daha az seviyorum.
Bir ünlü var; yaşlı biri. Ancak oldukça elit ve iyi, eli yüzü düzgün biri. (En azından ekran personası öyle.) Onun yanında çalışan elemanları kıskandım çünkü o elit ortamda 18-20 yaşlarından beri onunla çalışıyorlar ve o ünlü de onları çok seviyor ve sayıyor. Ben 27'yim, onların şimdiki yaşı da benimkine yakın. Düşünün, neredeyse hayatları boyunca hep öyle elit ortamda durmuşlar. Ben o yaşta, derslerim çok iyi olmasına rağmen okulu bırakmış, a101'de çalışmaya başlamıştım, çıplak ellerimle çitileye çitileye yer paspası temizliyordum ben o yaşta. Halbuki aşağı yukarı benzer okulları kazanmışız, onlar da bir noktadan sonra okumamış, ben de. Onlar o ünlünün yanına girmiş, ama ben a101'e. Neden ben doğru kararı veremedim; ancak onlar vizyonlu oldu. Neden ben bu yaşımda hâlâ sihirli annemi izliyorum, büyümedim, başkaları büyüdü ben neden küçük kaldım, cevabını kendime veremiyorum. Neden böyleyim sorusunun cevabını verememek beni derinden yaralayıp üzüyor.
Burada hayli zaman önce değinmiştim aile hayatıma.
Ben ortaokulda çok değiştim. Çünkü yeni gittiğim bir okulda çok zorbalık gördüm ama başa çıkmayı başaramadım, cevap vermeyi, kendimi savunmayı başaramadım. İçe kapanıktım. Bunu yadırgadılar. Bakalım konuşacak mı diye başımdan aşağı su döktüler, bir yerlere kitlediler, onların istediklerini yapıp da çöplerini atmadığım ve başka isteklerini yapmadığım için itip kaktıkları, vurdukları, cnsel laflar soktukları da oldu. O okulun ortami kotuydu, okulun geneli zorbaydi. O zamanlarda öğretmenlerime şikayet ettim; pek bir sey yapılmadı, hatta rehberlik ogretmeni gulerek, ceza mi verecegimizi sandin ki demisti, özür dileyip 2 gün sonra yine devam ediyorlardı. Bir sure sonra hic konusmamaya ve hic yerimden kalkmamaya basladim; ancak tepki vermemi saglamak icin esyalarima zarar vermeye, saclarima kagit toplari atmaya basladilar. Agir laflar ettiler, travesti suratli, erkek sesli... sen kiz misin ki? Cirkin... sosyal yeteneklerim cok koreldi, parmagi hep havada olan ben, yuksek sesle bir satir bile okuyamaz oldum. Yalnizlastim. Önceki okullarimda hic boyle degildim. Arkadaslarim da vardi.
Lisede acik ogretime gectim. Derslerim iyiydi hala, bir yerden burs teklifi almistim ama aciga gectim. Artik evden hic cikmiyordum. Sonra bazi bilgisayar ve kisisel gelisim kurslarina gittim. Ancak fazlasiyla ufak tefek, cocuksu, ice kapanik ve fiziksel guzellik anlaminda da epey dezavantajli oldugum icin bir asistanlik isi bile bulamadim. Suratima bakip, seni burada ezerler diyorlardi. Yasitlarimin girdigi lux bir genclik kafesi, "sen lokantalara bak burasi elit bir cafe" deyip almamisti ama ustum basim gayet normaldi aslinda, mizacim, atak olmamam ve fiziksel deformitelerim engel oluyordu biraz. Maddi olarak cok zordaydik. Bir ped bile alamiyordum. Ihtiyaclarimi karsilayamiyordum. Marketlere, pastanelere girdim sonunda.
Aile icinde de istedigi hizmeti goreyim diye abimden ve babamdan cok siddet goruyordum. Annem, kavga cikmasin diye genelde hep alttan almamdan yana olurdu. Universite kazanip ayrildim. Zamanla biraz acildim. Tek basima bir yerlere gidebilmeye basladim. Kendi evime ciktim kendimi gecindirdim. Ama universite kazanmis olmam da istedigim turde is bulmami saglamadi ve kasiyerlik yapmaya devam ettim. Okulu biraktim, calisirken gitmeye firsat bulamiyordum. Ama ayri sehirde tek yasamayi surdurdum. Laf aramizda bu donemde evi bazen cop eve ceviriyordum. Sonra bi enerji gelip bir gunde duvarlara varincaya dek her yeri temizliyordum filan. abim sonraki yillarda hastalanip vefat etti. Cok uzuldum cenazeye gittim, annemlere baslarda destek oldum. Annemler, yasarken, (hasta olmadan once dahil) hep onunla ilgilendikleri gibi vefat etmesiyle de durum pek degismedi. Diger abimin bebegi oldu, bu surecte yas tutmaktan yasayan abimin bebesini gormeye gitmediler. Bu vefat eden abim hasta olmadan once benim tam tersim cok hareketliydi, her an bir olay cikarmasindan yana tedirgindiler ve daha cok ustune dusup ne isterse yapiyorlardi. Bana okul gezisine gitmem icin izin verip ben yola cikinca, o o gun evde olacagi icin benim de evde durmami istedi diye, ben gitmiyorsam o da gitmesin dedi diye gelip beni alip eve geri goturuyorlardi. Okul etkinliklerine bile o karismazsa katilabiliyordum cunku ogretmenimle konusup beni cikarttiriyordu. Yasayan abimle ve esiyle iyi anlasiyordum; ancak yengemin sacma dolduruslari ve abimin yalanlari yuzunden aramiz bozuldu. (Abim, ona ettigim yardimlari erkeklik gururu incinmesin diye saklamis, yengem de yardim etmedim sanip tribe girmis. Ben kotu umursamaz gorumce oldum ve dislandim. Diger abim olunce yasayan abimle aramiz bir sure duzelse de yasayan abim esasinda, sorunlu aile yapisini kaziyip karisiyla kurdugu yuvasinda bizden uzakta mutlu kalmak istiyordu. o yuzden bilhassa sorun cikardigini hissediyordum cunku birkac kez bana "kendine baska bir hayat kur babamgille benimle kimseyle gorusme ben de oyle yapicam" demisti.)
Uzun uzun daha anlatamayacagim cok siddet ve mobbing gordum hem iste hem de ailede ama basa cikmayi basaramadim.
Simdi guvenlik gorevlisiyim. Schengen vizesi cikarttirdim gecen sene guzel yerlere gittim, az miktarda da olsa birikimim var ama ne hayalimdeki okulu bitirdim ne istediklerimi yaptim, ne guzellesebildim ne evlendim, isteyenler oldu ama hepsi ben sessizim diye benimle ilgilenen seriat yanlisi heriflerdi ben oyle biri degilim ki. Panik atak, parkinsonlu gibi hep titreyen, bircok kisinin deli zannettigi itibari dusuk biri oldum. Yapsam belki yaparim; ama enerjim yok modundayim. Gecen hic calismasan sinava girip ozel bir okulda tam burslu tasarim kazanmistim ama calisirken gidemem diye gitmedim. Bu surecte hep kotu seyler olmadi dedigim gibi az biraz param oldu, schengen cikarttim, birkac dost da biriktirdim. Soyadim cok alay edilen kotu bir kelimeydi soyadimi degistirdim mahkeme karariyla. Ama oldurmadigim cok sey var.
Hayallerden cikamiyorum.
Ne yapacagimi bilmiyorum. Bir hayat kuramiyorum. Bana neyin engel oldugunu bile bulamiyorum. Hala evi arada bir cop eve cevirdigim oluyor.
Kusura bakmayın uzun oldu ama anlatmaya ihtiyacim vardi bu uzun ve sıkici yazici okuduysaniz mutesekkirim. (Ayrica bahsettigim calisanlari kiskanip uzun bir elestiri yorumu yazdim internette. Kufur ve hakaret yoktu ve hepsini de gercekler uzerine yazdim. Ben yapamadim onlar yapti ama onlar da pek meziyetli degiller aslinda, dogru haberler yapamiyorlar. Diksiyonlari kotu. Hep bagirarak konusuyorlar. Onlari ozel yapan nedir anlayamadim. Uzun uzun elestirmemden rahatsiz olmuslar, hic kotu laf etmeyip etkilesimi cok az bi paylasimin altina yazdigim halde, hedef mi gosterdin bizi dediler bana sasirdim. Sildim ben de yorumu, uzmek istemedim, yalan haberler yapmaniza kizdim dedim ama dava acip gorunmezligimi yok etmelerinden cekiniyorum, artik ilgilenmemeye calissam da hala dusunup kendimi kiyaslayip uzulmeye devam ediyorum. Kotu hicbir sey yazmadim davadan korkmuyorum o sebeple, avukata danistim kovusturma bile olmaz sadece elestirmissin dedi, sadece acarlarsa desifre olurum diye uzuluyorum, yeterince rezil biri degilmisim gibi)
Cok tesekkur ederim. Hakli olabilirsiniz cunku onu da dusundum. Ya dusundugum gibi potansiyelli degilsem ve yapmak istediklerimi yapmaya calisinca basarisiz olursam, bu sefer neye tutunabilirim oyle olursa diye dusundum. Ben de sizin icin ayni seyi dilerim, yazdiklarimi okuyup yorumlayarak derdimi paylastiginiz icin minmettarim.Merhaba,
Yaşadıklarınız çok üzücü, evet ama kendinizi ifade etme biçiminiz o kadar etkileyici ki sayfalarca yazsanız sıkılmadan okurdum. Ben bahsettikleriniz arasında bir şeye takıldım aslında: potansiyelinin kullanamamak. Bunun yanında bir de sosyal medyada gördüğünüz hayatların üzerinizdeki etkilerinden bahsetmişsiniz. Ben de birçok insan gibi sosyal medyanın bir illüzyon yarattığına inananlardanım ama bence burada iki çeşit illüzyon var: 1 izlediğimiz insanların kendi hayatlarıyla ilgili yarattığı illüzyon. Herkes çok mutlu, çok başarılı, güzel, zengin, harika evler, muhteşem arabalar, rüya tatiller, Amerikan filmlerinden fırlayıp gelmiş sevimli çocuklar… çoğumuz artık bunun bir -miş gibi oyunundan ibaret olduğunu biliyoruz ama ikincisi bence daha tehlikeli o da sürekli kendi hayatımızı sorgulamak ve işte o bahsettiğiniz konu. Potansiyelini kullanamamış olma hissi. Şunu hiç düşünüyor muyuz? Belki potansiyelimizi tam kullanamadık ama biz de potansiyelimizle ilgili bir illüzyon kurgulamış olabilir miyiz? Belki de potansiyelimiz düşündüğümüz kadar yüksek değildir. Kaldı ki daha yüksek bir potansiyele sahip olduğumuzu ama bunu kullanamadığımızı düşünüp durmak en temel mutsuzluk kaynağımız olabilir mi? Hepimizin yaşamdaki temel ereği mutluluk. Parayı da başarıyı da aşkı da bunun için istemiyor muyuz? Öyleyse sanırım hedefe araçları değil hedefin kendisini yani mutluluğu koymalıyız. Bu kimi zaman deniz kenarında içilen bir çay kimi zaman bir şiirden güzel bir dize de olamaz mı? Mutluluğa odaklanın. Küçük şeylerden zevk almaya çalışın ve hayatta başarı ve başarısızlıklarımızla biz olduğumuzu hatırlatın kendinize. Ama öncesinde sizi bu kadar travmatize eden şeyleri bir profesyonel yardımıyla çözmeye çalışarak başlamak yola doğru yerden çıkmanızı sağlayabilir belki. Huzur ve mutlulukla yürümenizi dilerim.
Bunu sizin özelinizde söylemeyeceğim sizi tanımıyorum. Hayatını erteleyen biri vardı sürekli durumuyla ilgili söylenir tavsiye almaya çalışırdı. Geçenlerde onunla ilgili şöyle bir yazı okumuştum :apmak istediklerimi yapmaya calisinca basarisiz olursam, bu sefer neye tutunabilirim oyle olursa diye dusundum.
Bu ruh haline sahip insanlar da olabilir; ancak ben gunluk hayatimda hic kimseye bunlari anlatmiyorum, kimse boyle detayli seyler bilmiyor, psikiyatra bile anlatma firsati bulamadim, dinlemedi o kadar sadece ilac verdi. Bunlari patlayacak gibi hissettigim anlarda kirk yilin basi yaziyorum. 1 sene kadar belki daha eski bir zaman once bir kez ailevi durumumdan burada bahsettim, hepsi o kadar. Insan ara sira dertlesmek istiyor. Yani oyle bahsettiginiz gibi manevi olarak desteklendigim ve bununla beslendigim bir hayatim yok. Sabahtan aksama kadar ne yaptigimi, zamani nasil gecirdigimi olumlu olumsuz her seyimle ve tum ozellerimle yazimda zaten anlattim. Benim korkum daha cok sunun uzerine: Ya potansiyelimi gerceklestirmeyi tum cabalarimla deneyip basarisiz olursam ve aslinda potansiyelsiz oldugumla ve kendimi potansiyelli zannetmis oldugumla yuzlesirsem, hayalini kuracak bir seyim kalmazsa demek istedim.Bunu sizin özelinizde söylemeyeceğim sizi tanımıyorum. Hayatını erteleyen biri vardı sürekli durumuyla ilgili söylenir tavsiye almaya çalışırdı. Geçenlerde onunla ilgili şöyle bir yazı okumuştum :
"Kişi hayatını düzeltmeye, ertelemeyi bırakmaya, sorununu çözmeye çalıştığında, bilinçaltında şu korku belirebilir:
"Ya düzelirsem ve bu ilgiyi, şefkati, desteği kaybedersem?"
"Beni 'güçlü' veya 'sorunsuz' halimle seven, ilgilenen, dinleyen olacak mı?"
"Mücadele etmeyi bırakırsam, kimliğim ne olacak? Güçlü ben kimim?", "Bu yeni kimliği taşıyabilecek miyim?"
Bu korku, değişim sürecini sabote etmek için güçlü bir motivasyon haline gelebilir. Sorunu sürdürmesi, tanıdık olan ilgi ve desteğin devamını garanti eder."
Sizin durumunuzda da koyu işaretlediğim yer geçerli olabilir
Cok tesekkur ederimKendini bu kadar iyi ifade edebilen ve farkındalığı yüksek birinin o potansiyele kavuşmasının hayallerde kalacağını sanmıyorum. Güzel yerlere geleceksiniz bence. Kendinize bir el uzatmanız yeter gibi. Terapi konusunu nolur kulak arkası etmeyin.
Bu biraz bende de var ciddi adımlar atarken insanlar sonucunda ya başarılı olmazsam diye korkabilirler. Umarım bunu aşarsınız hayatınızı istediğiniz gibi yoluna koyarsınızYa potansiyelimi gerceklestirmeyi tum cabalarimla deneyip basarisiz olursam ve aslinda potansiyelsiz oldugumla ve kendimi potansiyelli zannetmis oldugumla yuzlesirsem, hayalini kuracak bir seyim kalmazsa
Bu ruh haline sahip insanlar da olabilir; ancak ben gunluk hayatimda hic kimseye bunlari anlatmiyorum, kimse boyle detayli seyler bilmiyor, psikiyatra bile anlatma firsati bulamadim, dinlemedi o kadar sadece ilac verdi. Bunlari patlayacak gibi hissettigim anlarda kirk yilin basi yaziyorum. 1 sene kadar belki daha eski bir zaman once bir kez ailevi durumumdan burada bahsettim, hepsi o kadar. Insan ara sira dertlesmek istiyor. Yani oyle bahsettiginiz gibi manevi olarak desteklendigim ve bununla beslendigim bir hayatim yok. Sabahtan aksama kadar ne yaptigimi, zamani nasil gecirdigimi olumlu olumsuz her seyimle ve tum ozellerimle yazimda zaten anlattim. Benim korkum daha cok sunun uzerine: Ya potansiyelimi gerceklestirmeyi tum cabalarimla deneyip basarisiz olursam ve aslinda potansiyelsiz oldugumla ve kendimi potansiyelli zannetmis oldugumla yuzlesirsem, hayalini kuracak bir seyim kalmazsa demek istedim.
Farkli bakis acilari iyidir, tesekkur ederim, yazdiginiz yanlis olmamakla birlikte bana pek beni temsil etmiyor gibi geldi. Ancak bahsettiginiz durumda olan insanlar da gordum.
Bana secita recete ettiBu arada sana reçete ettiği ilaç meşur dikkat dağınıklığı ilacı mı?
Bu cok guzel bir yorum beni duygulandirdi cok tesekkur ederimZihninde defalarca provasını yaptığın bir şeyde başarısız olacağını sanmıyorum.
Başarı sırlarında , Çok basit bir kural var:
“Bir şey gerçekleşene kadar, gerçekleşmiş gibi davran.”
Sadece…
Son stalk’ı kendine yapman gerekiyor.
Sonra da kendin için bir “veda partisi” düzenle:
Hayal kurmalara, kendini başkalarıyla kıyaslamaya, olmayan hayatlara özenmeye elveda ile
Kendine dönersin
Velev ki başarısız oldun, ne fark eder?
Önemli olan varmak değil — yürümeye başlaman.
Tabii, tüm bunlar kulağa kolay geliyor.
Ama pratikte…
Bazen profesyonel bir desteğe ihtiyaç duyabilirsin.
Bu da çok insanca.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?