Neticede, bir insanla tanışıp , onu beğenir onunla uyuşursan evleniyorsun.
Eğer kader kısmete inanıyorsan, zaten o kişi yazılmış kaderine , herhangi bir şekilde çıkıyor karşına . Ha okuldaki sıra arkadaşın , ha en yakın arkadaşının kocasının kankası, ha uzaktan bir tanıdığın .
Bence kimin vesile olduğunun bir farkı yok.
Görücü usulü tanışıp, direkt evlenme durumu kalmadı ki, o eski nesil için geçerliydi.
Misal benim kayınvalidemi ; dedesi, yan dükkanın çalışanı ve yakın arkadaşı olan kişinin oğluna, kimseye sormadan söz vermiş ,
kv evlilikten evvel 1 kez görmüş oğlanı , 15 yaşında çocuk .. Ne bilsin ..
Görücü usulü tam olarak o dönemin evliliğini karşılayan bir tanım..
Şu devirde , hala annesinin münasip gördüğü bir aileden kızla evlenen erkekler görüyorum, fakat öncesinde iki genç birbirleriyle anlaşıp , birbirini beğeniyor . Aksi zaten olamaz .
Ha belki , annesi bu kızın ailesini bize çok uygun gördüm dedikten sonra , oğlan kız sarışın olsun, yahut muhasebeci olsun, vs vs diye gönlünden geçirdiği fakat küçük olan deyatlara artık takılmıyordur..
Sizin sorunuza gelecek olursak , 1 saat zor geçti hiç benlik değil diyorsanız , oluru yok gibi düşündüm fakat yerinize olsam bir ikinci şansı verir bakardım, eğer mantığınıza ve sizin aradığınız profile biraz uyan birisiyse...
Çünkü birinci görüşmede bununla hayatta olmaz dedikten sonra , ikinci görüşmesinde olur bu kişi diyen insanlar da oluyor
Hatta benim bir yakınımı ortak arkadaşları birisi ile tanıştırıyor, ikisi de birbirini beğenmiyor . Aradan 1 sene geçince , ikisi de hala bekar ve yaşları 40’a yakındı. Aracı olan arkadaşları bir kez daha görüşün hala bekarsınız ikiniz de diyor , bu kez evleniyorlar :)
Başta dediğim kader kısmet olayı tam da bu oluyor herhalde
hakkınızda en hayırlısı olsun insallah