- Konu Sahibi balkonkusu
-
- #61
evlilkte aileyi dinlemek ne kadar önemliymiş bi kez daha anladım.
eğer benim isteklerim yerine getirilmiyorsa,yapacağım şeylere izin şart koşuluyorsa 180 derece dönerim,ömür törpüsü olurum,fatura dışında muhabbetimiz olmaz,her gece başım ağrır,'alışverişe çıkma iznini kendimde bulmadığım için evde hep bişeyler eksik olur ve yemek bulaşık hak getire.her fırsatta para koparırım kocama bankamatik muamelesi yaparım,istediğimi alıncada çekilirim köşeme.
öyle kocaya nah böyle karı sempatiksalakcinni
sende böyle yap bence,yok güleryüzmüşşşş,anlayışmışşş,bunlar fasa fiso.daha doğrusu bundan anlayan var anlamayan var,sende onun bildiği dilden konuşacaksın.
değişseydi değişirdi zaten yaş 35 yolun yarısı benim hiç umudum kalmadı değişeceğine dair.
Ben sana bir şey anlatayım canım;
Arkadaşımın komşusu var, ailece çok tutucular.Küçüçük bebekleri bile cemaat kreşine gidiyor , ilahilerle büyüyor. Kadıncağız kocasının sözünden hiç çıkmıyor. Çarşı, pazar gezmek bile yasak. Temizliği, yemek becerisi vs ile dörtdörtlük bir ev hanımı. Kocasını seviyor ve sayıyor. Adam da dini bütün namusuyla çalışıp evini geçindiriyor.(güya)
Sonra bu adamcağız birden kendine yeni kıyafetler almaya, garip saatlerde dışarı çıkmaya başlıyor. Karısı yıllarca soru sormadığı için ne yapıyorsun diyemiyor tabii.
Ve arkadaşım bir gün kırmızı ışıkta beklerken bu adamı dikiz aynasından şarısın bir hatunla öpüşürken görüyor.
Söyleyeyim mi söylemeyeyim mi derken günler geçiyor. bir gün bahsi geçen kadının zili çalıyor. Karşısında tanımadığı bir adam. Kocanız karımla birlikte şu an gidip baskın yapalım diyor. Tabii kadın gitmiyor. Adam işyerindeki güvenlik kamerası kayıtlarından bunların bütün kırıştırmalarını tespit ettirip karısını boşuyor.
Bizim hatun ise kocasının beni baştan çıkardı yalanına inanıp hayatına devam ediyor.
Sen saçını süpürge edersen, köle gibi çayı önüne kadar götürüsen, dışarı çıkmak için bile izin istersen ne saygı kalır ne sevgi.
Ve erkekler bunların hiçbirini yapmayan, nazından kaprisinden bunaltan , parasını çatır çatır afiyetle yiyen, kendisine köle muamelesi yapan bir başka kadın buldular mı hiç kaçırmıyorlar canım. Anında aşık oluyorlar.
Bu olaya şahit olan arkadaşımın çok özlü bir sözü var canım. biraz ayıp olsa da yazayım.
Eşek dikeni, insan .............. severmiş.
Bu kadar kıymet verip şımartırsan kocanı bırak özür dilemeyi yüzüne bile bakmaz.
Burada herşeyimle dörtdörtlük hizmet ettim, börekler yaptım, turşular kurdum, ayaklarını yıkadım ama yine de sevgi-saygı görmüyorum yazan kadınların konularını okumaktan bıktım artık.
Bir kadının kocasını kendine aşık etmesi için ille de güzel olması gerekmiyor. O yaptıkları şeylere ayıracakları vakti kendilerine ve kocalarına ayırsalar ve azıcık kocalarının yerine kendilerini koyabilseler mutsuz evlilik diye birşey kalmayacak.
Ama kadınlar daha çocukluktan hizmet etmeye programlandıkları için maalesef bu yaptıkları doğal geliyor.
Bir düşünün; Sürekli size hizmet eden, izin isteyen, ezik bir erkeğe aşık olabilir misiniz? Aşkı bırak saygı duyabilir misiniz?
Hangi kültürden ve inanıştan gelirse gelsin aynı durum erkekler için de geçerli. Çünkü bu insanın doğasında var. İnsan güce tapar. The End........
hep büyüklerimiz" aman kocandır bilmem nedir diye susturuldukk
sesini çıkarma saygılı ol sus sus sus"
işte bunun için kızlar okumalı yada ellerinde bir altın bilezikleri olmalıı
sırtlarını kocalarına degilde bir meslege dayamalıı
"ya birgün herşey kötüye giderse" kısmını düşünüp yarına bakmalı
kim ne derse desin kadınlar güçlü olmalı
buyazının altına imzamı atarım.....alkisalkisalkis
kocaysa koca herkes haddini yerini bilecek.....
Bir iki yıl önce çalıştığım fen lisesinde bir bayan öğretmen vardı. Allahın gücüne gitmesin ama o kadar çirkin bir kadındı ki insan yüzüne bakarken kendini kontrol etmek zorunda kalıyordu. ( Ya düşündüklerimi anlarsa diye) O yüzden direk sadece gözlerine bakar konuşurdum. Ama kocası bir dediğini iki etmiyordu. Sırf kadının zevkine göre muhteşem bir ev yaptırdı. Her öğretmenler gününde ve iş gününe denk gelen başka özel günlerde okula çiçekler gönderirdi. Adam da öyle pısırık falan değildi. Sendika başkanıydı sanırım.
Aynı okulda başka bir bayan arkadaş ( ki bu diğerine göre kat kat güzel) kocasından izin almadan hiçbir şey yapamaz ve alamazdı. Aynı kıyafetle bir hafta okula geldiğini biliyorum. Bir keresinde zorla alışverişe götürdük kadını. Ve hamileyken kocasından işitmediği hakaret kalmamıştı. ( Yazık bir gün aşermiş kadın, kocası kediler- köpekler bile çocuk doğuruyor yat zıbar demiş)
Yani aslında olay meslek sahibi olmak falan da değil. Sana neyin ne kadar yapılmasına izin vermek sanırım. Hani çocuklar annelerinin sınırlarını zorlarlar ya. Bakalım buna da izin verecek mi diye deneler. Bir kere izin verdin mi hep isterler onun gibi birşey.
Saygı ve değer görmek istiyorsan önce kendine değer vereceksin. Hiçkimse senin kendine vermediğin değeri vermez bence.
Sadece kadın-erkek ilişkisinden bahsetmiyorum. Hayatın her alanında böyle bu. Ne zaman bir devlet dairesine işim düşse fark ediyorum ben bu durumu. İçeriye ezik ve rica minnet modunda girersen hemen başlarından savmaya bakıyorlar. Küçük dağları ben yarattım modunda olursan iki dakikada hallediyorlar işini.
evt okumakla adam olunmuyor gerçekten .içinde olacak oduygu ama ben okumadım para verseler şu cahilliğimi onun okumuşluğuna değişmem öyle birşey . dediğiniz gibi ya vardır ya yoktur.beni üzen belkide bu kadar çok sevdiğim bir insandan bunları görmektir bilmiyorum çok üzülüyorum ya hep böyle giderse.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?