Sevgili arkadaşlar, din ile ilgili hükümler için lütfen, Allahın ayetlerini kendinize yol olarak edininiz. Zira Allah yerine hüküm vermek kadar feci sonucu olan bir şey olamaz. Dinin hükümleri, bilmem kimlerden, bilmem kim efendilerden, bilmem nerelerden, yüce yerlerden, sözü dinlenir birilerinden, büyüklerden küçüklerden ordan şurdan değil ; tek yer Kur'an-ı Kerim'den öğrenilir.
Şimdiye kadar, müslümanların akıllıca hareket edip, doğru olanı yaparak kazanmalarını istemeyenlerin oyunu olmuştur "Kur'anı herkes anlayamaz" düşüncesi. İnsanları, kitabından uzak tutarak, kendi bildiklerini, kendi hurafelerini hayatlarımıza yerleştirerek, bizleri himayeleri altında tutmak isteyenlerin, derin oyunlarıdır, lütfen buna kanmayınız. Allah ayetlerini apaçık açıkladığını söylediği halde, sizler düşünün diye bu kitabı gönderdim dediği halde mi anlamayacağız? Kaybettiğimiz nokta, okumadığımız noktadır, çünkü okumuyoruz, birilerinden duyuyoruz yalnızca...
Hadid Suresi/ ayet 17 : Düşünesiniz diye gerçekten, size âyetleri apaçık açıkladık.
Saffat Suresi / 154. Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?155. Hiç düşünmüyor musunuz?156. Yoksa sizin açık bir deliliniz mi var? 157. Doğru sözlülerden iseniz, kitabınızı getirin!
Bu nedenle, söylenen anlatılan herşey için, ilk önce bunun Kur'an da olan hükmüne bakınız. Örneğin ; namazı kaza etmek eylemi, arapçada "kaza" kelimesi, bir eylemi vaktinde yerine getirmek manasındadır. Ayet vardır namazınızı kaza ediniz diye. Ancak bu kaza kelimesi zamanla, Türkçede öyle yanlış hal almıştır ve insanlarımız okumamaktan araştırmamaktan duyup öğrenmek eylemi neticesinde, zamanında yapılmayan bu ibadetin daha sonra yapılabileceği manasını yüklemiştir yaşamına. Oysa Allah, savaş zamanında bile, bir rekat namaz kılınız emrini veriyorken, en zor zamanlarda kılabilmemiz için kolaylaştıracak yollar gösteriyorken, nasıl olur da keyfi olarak, şimdi kılamadım bu yüzden sonra kılarım manasına çekebiliyoruz? Lütfen araştırınız, okuyunuz Kur'anı.
Bakara Suresi/ ayet 239 :Eğer (herhangi bir şeyden) korkarsanız (namazlarınızı) yürüyerek yahut oturarak olarak (kılın). Güvene kavuştuğunuz zaman, siz bilmezken Allah'ın size öğrettiği şekilde O'nu anın (namaz kılın).
Yeryüzünde adım attığınızda size bir huzursuzluk yaratacak şey olacağından korkarsanız, namazı kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur. (Nisa Suresi, 101)
Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez..." (Bakara Suresi, 185)
Ve en önemli husus şudur ki, müslümanların bir çoğunda şu düşünce var. Ne kadar zor o kadar sevap... Şimdi hamileyiz ve karınlarımız sebebi ile, bebeğimizin sağlığını tehdit edebilecek durumların doğmasına olanak tanıyan duruş ve hareketler olabilirliği nedeni ile, namaz kılmayı çok zor olarak addediyor ve bu işi yaptığımızda zor olanı yaptım, hadi sen de bana şimdi çok sevap ver anlayışı, çok ama çok yanlıştır. Çünkü Allah, kullarına asla zorluk çıkarmaz. Allah hiç kimseye taşımayacağı yükü yüklemez. Bu anlayış Allah'a suçlama yapmaktır. Aslında kendi içimizde yaşadığımız bir avuntudur bunu Allah'ın merhametine mal edemeyiz, lütfen dikkat edelim. Allah herşeyin kolayını göstermiştir, bakın yukarıdaki ayette, eğer sizi zorlayan bir durum varsa namazınızı oturarak ya da yürüyerek kolay olarak kılın diyor, eğer zor olan şey çok sevap olsaydı, illa ki ne olursa olsun şöyle kılacaksınız derdi Allah. Lütfen, düşününüz.
Eğer Allah dileseydi size güçlük çıkarırdı. Şüphesiz Allah güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir. (Bakara Suresi, 220)
Sizlerden tek bir istediğim var, lütfen, yaşamımızda pek çok oturmuş, kabul görmüş, doğru olarak kabul ettiğiniz çoğu şeyi, Kur'anın ışığında tekrar gözden geçirin. Çünkü ilk başta da dediğim gibi, birilerinden duyarak görerek öğrendiğimiz şeyler değil, Allah'ın bizlere gönderdiği hükümlerle doğruyu öğrenebiliriz.
Ama biz çok güvenilir yerden öğrendik, diyenler için, Allah'ın sözleri en güzel cevaptır.
Münafikun Suresi/ Ayet 4 : Onları gördüğünde dıştan hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar elbise giydirilmiş kereste gibidir. Her çığlığı kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar, düşmandır, onlardan uzak dur. Allah onları kahretsin, nasıl da yalan söylüyorlar.
Lütfen araştırın, en güzel kaynak, Kur'an-ı Kerim'i okuyun, doğru olan bilgiye ulaşan, doğruları bilen, araştıran bir kimse, özgürlüğüne kavuşmuş kimsedir. Çünkü onun birilerinin himayesine ihtiyacı yoktur, o bilginin özgürlüğündedir. Ve en önemlisi, okuduğunuzu anlayın, okuyup da anlamayanlara Allah diyor ki ;
Cuma Suresi/ Ayet 5 : Kitapla yükümlü tutulup ta daha sonra taşımayanların örneği(içinde olanı anlamayanların hali), kitap yüklü eşeğe benzer. Allahın ayetlerini uygulamayan bir toplumun hali ne kötüdür. Allah zalim topluma yol göstermez.
Allah hepimize sağlıklı hayırlı evlatlar nasip etsin inşallah.
Araf Suresi/ Ayet 189 : Eğer bize iyi hayırlı bir evlat verirsen, elbette sana çok şükredenlerden oluruz, diye dua ederler.