Dediklerinize katılıyorum, mantık tarafından bakınca ben de böyle düşünüyorum ancak mantığımı bir kenara koyup duygularımı karıştırdığımda bu sefer ne gerek vardı daha fazla bölünmeye (eskiden kendi yaşantımın dışında ailem vardı şimdi kendi yaşantım + eşimle yaşantımız + ailem var) diyorum. Çünkü eşimle de, ailemle de ayrı ayrı çoook zaman geçirip, güzel anılar biriktirmek istiyorum ama aynı zamanı kendime de zaman ayırmak istiyorum durum böyle olunca yetişemiyorum. Bilmiyorum demek istediğimi anlatabildim mi ama böyle karışığım işte, belkide duygusal bakmamayı öğrenip bencil olmalıyım.siz anne babadan ayrı bir bireysiniz. üçünüz tek bir kişi, tek bir vücut değilsiniz.
dolayısıyla her birinizin kendi hayatı, kendi sorumlulukları, kendi sorunları vardı, var ve var olmaya devam edecek
sizin gündeminiz eşiniz ve siz olmalı
anne babayı düşünürken eşinizi feda ediyorsunuz, halbuki siz iki farklı aile oldunuz.
Günü gelince çocuklarımın doğru insanlarla karşılaşıp yuvalarını kurmalarını, torunlarımı sevmeyi isterim. Ölene kadar benim başımı beklesinler istemem. Belki 100 yaşına kadar yaşayacağım çocuklarım evlenmek için benim ölmemi bekleseler 70 yayında olurlar.
Merhaba hanımlar. Okuyan ve yorum yapan herkese teşekkürlerimi gönderiyorum.
Yakın bir zamanda ikinci annem olarak gördüğüm, çok sevdiğim birini kaybettim. Bu bende değişik düşüncelere sebep oldu, normalimi kaybetmek üzereyim belki de kaybettim haberim yok. Şöyle ki, 'evlat; doğar, büyür ve yuvadan uçup kendi yuvasını/hayatını kurar' teorisindeki son kısım olan yuvadan uçma kısmını zihnimde oturtamamaya başladım.
Evliyim (bir yıl yeni dolacak), aileme uzaklığım arabayla yaklaşık bir saat. İstediğim zaman gidip görebiliyorum, ancak ne gerek vardı buna diyorum. Böyle düşününce de eşime haksızlık ettiğimi düşünüp onun için de ayrı üzülüyorum. Hiç bir zaman evlilik meraklısı olmadım, benim için evlilik; istediğim/sevdiğim kişiyle birlikte yaşamak demek. Bundan daha fazla anlam yüklemiyorum. Keşke eşim ileride çıksaydı karşıma diyorum, aileme daha fazla zaman ayırdıktan sonra ki yaşım da 30 yani öyle toy da değilim.
Anneme-babama doyamadım, kimse de doyamaz zaten ama nedir bu ölmeden gömmüşüm gibi üzüntü. Madem ben onların evladıyım neden yaşlandıklarında yalnız yaşamaya mahkum olsunlar ki, evlenmeyip onlarla birlikte yaşamaya devam etseydim. Evlenmeyip diyorum çünkü evlenince evlilik sorumluluğun ekleniyor üzerine ama bekar olunca kişisel yaşantın + ailenden mesul oluyorsun bu da ailenle daha fazla gezme, yeme, içme, muhabbet vs. demek oluyor.
Neden böyle düşünüyorum, benim gibi düşünen var mı hiç bilmiyorum aklım o kadar karışık ki. Sizler nasıl düşünüyorsunuz?
Ben zorunluluk gibi gördüğüm için değil; onlarla olmaktan keyif aldığım, yeni şeyleri birlikte deneyimleyip, bir sürü güzel anı biriktirmek istediğim için böyle hissediyorum.herkesin kendine ait bir hayatı var ve olmalı.
anne babalar bizi doğurup büyüttü diye onlarla çok fazla zaman geçirmek gibi bir zorunluluğumuz yok ve olmamalı.
kimsenin de kendini bu konuda zorunlu hissetmemesi gerekiyor bana göre.
evlat olarak ailemize karşı(ve onların da bize karşı) mecburi yükümlülüklerimiz değil sadece sevgimiz olmalı ve ilgimiz, hastalıklarında yanlarında olmamız, birlikte vakit geçirmemiz hep sevgiden kaynaklanmalı..
ben böyle gördüm böyle büyüdüm. kendi ailemle asla birbirimize bağımlı olmadık. çok bağlıyızdır bir çok şeyi birlikte yapmaktan keyif alırız, birbirimizin darında da eğlencesinde de yanındayızdır ama herkesin de kendine ait bir hayatı vardır ve kimse diğerine neden daha az vakit geçirdik demez.
diğer türlüsü bana çok gereksiz geliyor.
Merhaba canım. Benim anladığım kadarıyla ailene karşı çok hassassin. Muhtemelen çocukluk döneminden kalan bir durumdur bu. Bir terapist ile görüşme de fayda var. Bende yaşadım farklı durumlarını. Gerçekten terapiyle halledemeyecegin şey yok Allah'ın izniyle.Merhaba hanımlar. Okuyan ve yorum yapan herkese teşekkürlerimi gönderiyorum.
Yakın bir zamanda ikinci annem olarak gördüğüm, çok sevdiğim birini kaybettim. Bu bende değişik düşüncelere sebep oldu, normalimi kaybetmek üzereyim belki de kaybettim haberim yok. Şöyle ki, 'evlat; doğar, büyür ve yuvadan uçup kendi yuvasını/hayatını kurar' teorisindeki son kısım olan yuvadan uçma kısmını zihnimde oturtamamaya başladım.
Evliyim (bir yıl yeni dolacak), aileme uzaklığım arabayla yaklaşık bir saat. İstediğim zaman gidip görebiliyorum, ancak ne gerek vardı buna diyorum. Böyle düşününce de eşime haksızlık ettiğimi düşünüp onun için de ayrı üzülüyorum. Hiç bir zaman evlilik meraklısı olmadım, benim için evlilik; istediğim/sevdiğim kişiyle birlikte yaşamak demek. Bundan daha fazla anlam yüklemiyorum. Keşke eşim ileride çıksaydı karşıma diyorum, aileme daha fazla zaman ayırdıktan sonra ki yaşım da 30 yani öyle toy da değilim.
Anneme-babama doyamadım, kimse de doyamaz zaten ama nedir bu ölmeden gömmüşüm gibi üzüntü. Madem ben onların evladıyım neden yaşlandıklarında yalnız yaşamaya mahkum olsunlar ki, evlenmeyip onlarla birlikte yaşamaya devam etseydim. Evlenmeyip diyorum çünkü evlenince evlilik sorumluluğun ekleniyor üzerine ama bekar olunca kişisel yaşantın + ailenden mesul oluyorsun bu da ailenle daha fazla gezme, yeme, içme, muhabbet vs. demek oluyor.
Neden böyle düşünüyorum, benim gibi düşünen var mı hiç bilmiyorum aklım o kadar karışık ki. Sizler nasıl düşünüyorsunuz?
Ben zorunluluk gibi gördüğüm için değil; onlarla olmaktan keyif aldığım, yeni şeyleri birlikte deneyimleyip, bir sürü güzel anı biriktirmek istediğim için böyle hissediyorum.
Allah korusun ağır bir hastalık falan olduğunda bekarlıktaki gibi yanlarında olamayız ki sonuçta evlisin, kendi sorumluluğun dışında eşinle ayrı bir hayat yaşıyorsun ve bunun üstüne ailende eklenince kendinden ödün verip her tarafa yetmeye çalışacaksın ya da boşverip akışa bırakacaksın vs.
Şahsen ben çocuklarımı bana ömürlerini harcasınlar diye dünyaya getirmedim. Çocuğu olmayan insanlar ne yapsın peki? Ben şimdi çocuklarımla anneme gittiğim zaman yüzündeki o mutluluk yetiyor bana.işte tam olarak ben de 100 yaşına kadar yaşanacaksa neden yalnız yaşamak zorunda kalsın insan çocuğu varken diye düşünüyorum. ne taraftan bakınca o taraf haklı duruyor aslında o yüzden kişi kendi içinde bitirmeli ne taraftan bakacağını sanırım.
Komple döngüye karşıyım.bu iki uçlu bi ilişki değil ki. ya boşvereyim ya kendimden ödün vereyim gibi...
ayrı bir hayat senin hakkın.
bilinçaltındaki aileme yetmeliyim dürtüsü seni bu hale getiriyor.
doğmak bizim talebimiz değil. o sebeple bizi doğuranlar elbette ki bakmakla yükümlüler. dolayısıyla biz onlara bir şeyleri eksik yaptığımızda pişmanlık yaşamamalıyız. döngü bu..
tabi ki bu demek değil ki ailelerimizle ilgilenmeyelim. sadece bakış açını genişletmeye çalışıyorum.
Belki onlar başbaşa kalmak istediler. Hiç bunu düşündünüz mü?Merhaba hanımlar. Okuyan ve yorum yapan herkese teşekkürlerimi gönderiyorum.
Yakın bir zamanda ikinci annem olarak gördüğüm, çok sevdiğim birini kaybettim. Bu bende değişik düşüncelere sebep oldu, normalimi kaybetmek üzereyim belki de kaybettim haberim yok. Şöyle ki, 'evlat; doğar, büyür ve yuvadan uçup kendi yuvasını/hayatını kurar' teorisindeki son kısım olan yuvadan uçma kısmını zihnimde oturtamamaya başladım.
Evliyim (bir yıl yeni dolacak), aileme uzaklığım arabayla yaklaşık bir saat. İstediğim zaman gidip görebiliyorum, ancak ne gerek vardı buna diyorum. Böyle düşününce de eşime haksızlık ettiğimi düşünüp onun için de ayrı üzülüyorum. Hiç bir zaman evlilik meraklısı olmadım, benim için evlilik; istediğim/sevdiğim kişiyle birlikte yaşamak demek. Bundan daha fazla anlam yüklemiyorum. Keşke eşim ileride çıksaydı karşıma diyorum, aileme daha fazla zaman ayırdıktan sonra ki yaşım da 30 yani öyle toy da değilim.
Anneme-babama doyamadım, kimse de doyamaz zaten ama nedir bu ölmeden gömmüşüm gibi üzüntü. Madem ben onların evladıyım neden yaşlandıklarında yalnız yaşamaya mahkum olsunlar ki, evlenmeyip onlarla birlikte yaşamaya devam etseydim. Evlenmeyip diyorum çünkü evlenince evlilik sorumluluğun ekleniyor üzerine ama bekar olunca kişisel yaşantın + ailenden mesul oluyorsun bu da ailenle daha fazla gezme, yeme, içme, muhabbet vs. demek oluyor.
Neden böyle düşünüyorum, benim gibi düşünen var mı hiç bilmiyorum aklım o kadar karışık ki. Sizler nasıl düşünüyorsunuz?
Çocuğu varken diye belirtmiştim mesajımda.Şahsen ben çocuklarımı bana ömürlerini harcasınlar diye dünyaya getirmedim. Çocuğu olmayan insanlar ne yapsın peki? Ben şimdi çocuklarımla anneme gittiğim zaman yüzündeki o mutluluk yetiyor bana.
Sonuçta anne babanız hayatta yalnız değiller ki.
Yeni bir hayat kurunca bencil olunmaz tabii ki, bu herkesin doğal hakkı.Belki de bencil olmalıyım demişsiniz ya bencillikle yeni bir hayat kurmanın alakası nedir?
Eşinize yansıtıyor musunuz bu üzüntüyü özleminizi?
Eminim anlıyordur ama düşünsene bu durumda sen değil de eşin olsa yani eşin ailem ailem diye üzülüp sürekli onlarla olmak istese burada neler söylenir o adamaAna kuzusu yok işte evlenmeseydin o zaman, vay sen ne sorumsuzmuşsun bla bla bla..
Bence biraz topla kendini kocaman bir bireysin çocuk değilsin ki.
Başınız sağolsun, mekanı cennet olsun inşallah.Annemi kaybedeli 62 gün oldu, iyi ki evlatlarım var diyorum. Bilmiyorum bi ailem olmasaydı eşim, çocuklarım daha ağır atlatırdım. Evlendiğimi, acı tatlı bi yuvada olduğumu bildi, çocuklarımı gördü diyorum.
Umarım psikolojinizi çabuk toparlar daha sağlıklı düşünebilirsiniz.
Maşallah, inşallah eşinizle birlikte o günleri görürsünüz. <3Bir anne olarak cevapliyim sorunuzu , 23/13/5 yaşlarında 3 çocuğumuz var , hepsinin evden gideceği , kendi ayaklarının üzerinde duracagi anı düşündükçe heyecanlanıyoruz eşimle , bizim için en büyük mutluluk onların yetişkin olarak mutlu insanlar olmaları , o zaman bu anne babalık işini becermisiz diyeceğiz , bu arada kastettigimiz evlenmeleri değil hatta tam tersi evlenmelerine hic istemiyorum ama buyusunler , birey olsunlar , ben de o günleri goriyim istiyorum
Boşuna uzuyorsunuz kendinizi , büyük ihtimalle kaybinizdan dolayı böyle düşünüyorsunuz , destek alabilirsiniz bence bir uzmandan, kendinizi çok kaptırmayın bu dusuncelere
Maşallah, inşallah eşinizle birlikte o günleri görürsünüz. <3
Aynen büyümekte, birey olup ayrı hayat kurmakta problem yok sadece evlenmeseydim diyorum. Eşimi seviyorum, onunla istediğim hayatı yaşıyorum yani ondan bağımsız olarak evlenmeseydim diyorum. Çünkü evlenince biliyorsunuz bekarlıktaki gibi olmuyor, örneğin hastalık oldu diyelim bekar olsam işlerimi kafama göre ayarlayıp direkt yanına giderim ancak evli olunca eşinle olan hayatını da düşüneceksin, hatta varsa çocuklarını da düşüneceksin vs. işte ne gerek var bu kadar bölünmeye diye düşünüyorum bu sefer de... Peki siz neden evlenmelerini hiç istemiyorsunuz?
Aynen uzmanı düşünüyorum, burada tam kendimi ifade edemedim gidip biraz içimi dökeyim.
Geçmiş olsun. Anne-babanıza sağlık, size kolaylıklar diliyorum.Hastalık gibi durumlarda zaten anlayış gostermiyorsa esiniz o evliliğin hiçbir anlamı yok ki , şu anda annem Corona babam alzheimer, her sabah gidip babamı alıp ilgileniyorum , yemeklerini yapıyorum vs vs , ben bazen gecikiyorum eşim kızıyor bana hadi git al babani da annen dinlensin diye , böyle bir durumda bana kızacak eşi anında kapı önüne koyarım , evleniyoruz diye ana babamızı çöpe atmiyoruz ki , hiç düşünmeyin böyle şeyleri.
Ben evlilik olayına karşı olduğum için istemiyorum evlenmelerine , bana göre tamamen toplum zoruyla yapılan bir eylem , evlenmesinler beraber yaşasınlar sevdikleriyle , çok anlamsız evlilik , insanı yoruyor boşu boşuna
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?