her anne baba cocugunun mutlu oldugunu kendısıne aıt bır duzenının oldugunu ayaklarının ustunde durabıldıgını gormek ıster ve buna cok mutlu olurMerhaba hanımlar. Okuyan ve yorum yapan herkese teşekkürlerimi gönderiyorum.
Yakın bir zamanda ikinci annem olarak gördüğüm, çok sevdiğim birini kaybettim. Bu bende değişik düşüncelere sebep oldu, normalimi kaybetmek üzereyim belki de kaybettim haberim yok. Şöyle ki, 'evlat; doğar, büyür ve yuvadan uçup kendi yuvasını/hayatını kurar' teorisindeki son kısım olan yuvadan uçma kısmını zihnimde oturtamamaya başladım.
Evliyim (bir yıl yeni dolacak), aileme uzaklığım arabayla yaklaşık bir saat. İstediğim zaman gidip görebiliyorum, ancak ne gerek vardı buna diyorum. Böyle düşününce de eşime haksızlık ettiğimi düşünüp onun için de ayrı üzülüyorum. Hiç bir zaman evlilik meraklısı olmadım, benim için evlilik; istediğim/sevdiğim kişiyle birlikte yaşamak demek. Bundan daha fazla anlam yüklemiyorum. Keşke eşim ileride çıksaydı karşıma diyorum, aileme daha fazla zaman ayırdıktan sonra ki yaşım da 30 yani öyle toy da değilim.
Anneme-babama doyamadım, kimse de doyamaz zaten ama nedir bu ölmeden gömmüşüm gibi üzüntü. Madem ben onların evladıyım neden yaşlandıklarında yalnız yaşamaya mahkum olsunlar ki, evlenmeyip onlarla birlikte yaşamaya devam etseydim. Evlenmeyip diyorum çünkü evlenince evlilik sorumluluğun ekleniyor üzerine ama bekar olunca kişisel yaşantın + ailenden mesul oluyorsun bu da ailenle daha fazla gezme, yeme, içme, muhabbet vs. demek oluyor.
Neden böyle düşünüyorum, benim gibi düşünen var mı hiç bilmiyorum aklım o kadar karışık ki. Sizler nasıl düşünüyorsunuz?
İlla bir şekilde yollar ayrılıyor maalesef. Bende hep evlenip aynı mahallede oturan kardeşlere özeniyorum ki benim kardeşlerimle aramda 10 saat var. Fakat yollarımız ayrılması sadece evlilikle alakalı değil işle alakalı.Merhaba hanımlar. Okuyan ve yorum yapan herkese teşekkürlerimi gönderiyorum.
Yakın bir zamanda ikinci annem olarak gördüğüm, çok sevdiğim birini kaybettim. Bu bende değişik düşüncelere sebep oldu, normalimi kaybetmek üzereyim belki de kaybettim haberim yok. Şöyle ki, 'evlat; doğar, büyür ve yuvadan uçup kendi yuvasını/hayatını kurar' teorisindeki son kısım olan yuvadan uçma kısmını zihnimde oturtamamaya başladım.
Evliyim (bir yıl yeni dolacak), aileme uzaklığım arabayla yaklaşık bir saat. İstediğim zaman gidip görebiliyorum, ancak ne gerek vardı buna diyorum. Böyle düşününce de eşime haksızlık ettiğimi düşünüp onun için de ayrı üzülüyorum. Hiç bir zaman evlilik meraklısı olmadım, benim için evlilik; istediğim/sevdiğim kişiyle birlikte yaşamak demek. Bundan daha fazla anlam yüklemiyorum. Keşke eşim ileride çıksaydı karşıma diyorum, aileme daha fazla zaman ayırdıktan sonra ki yaşım da 30 yani öyle toy da değilim.
Anneme-babama doyamadım, kimse de doyamaz zaten ama nedir bu ölmeden gömmüşüm gibi üzüntü. Madem ben onların evladıyım neden yaşlandıklarında yalnız yaşamaya mahkum olsunlar ki, evlenmeyip onlarla birlikte yaşamaya devam etseydim. Evlenmeyip diyorum çünkü evlenince evlilik sorumluluğun ekleniyor üzerine ama bekar olunca kişisel yaşantın + ailenden mesul oluyorsun bu da ailenle daha fazla gezme, yeme, içme, muhabbet vs. demek oluyor.
Neden böyle düşünüyorum, benim gibi düşünen var mı hiç bilmiyorum aklım o kadar karışık ki. Sizler nasıl düşünüyorsunuz?
Güzelim, artık evlenmişsin keşkelerden kimseye iyilik gelmemiş kendini suçlu hissetme , evlenip anne babanın rızasıyla evlenmiş yuva kurmuş olman güzel birşey. Benim annem der ki kanatlanan kuş uçup yuvasına konmalı.. yaşadıkça haklılığını anlıyorum evlenmeyim ana babasının yanında kalan arkadaşlarım var hepsi pişman yaşları geçtiği için de şimdi denklerini bulup evlenemiyorlar. Eskiden ağır gelmeyen sorumluluklar ana baba diğer kardeşlerin nasılsa bekarsın deyip yüklediği işler artık ağır geliyor.O ki evlenmişsin hem yuvana sarıl hem de anne babana ama önce kendi yuvan sonra kök aileleriniz. İnanın böyle daha tatlı olur diğer türlü ana babanın sorumluluğunu hep sen yüklenirsin bir zaman sonra ağır gelir taşıyamazsın halıyken haksız olursun.Merhaba hanımlar. Okuyan ve yorum yapan herkese teşekkürlerimi gönderiyorum.
Yakın bir zamanda ikinci annem olarak gördüğüm, çok sevdiğim birini kaybettim. Bu bende değişik düşüncelere sebep oldu, normalimi kaybetmek üzereyim belki de kaybettim haberim yok. Şöyle ki, 'evlat; doğar, büyür ve yuvadan uçup kendi yuvasını/hayatını kurar' teorisindeki son kısım olan yuvadan uçma kısmını zihnimde oturtamamaya başladım.
Evliyim (bir yıl yeni dolacak), aileme uzaklığım arabayla yaklaşık bir saat. İstediğim zaman gidip görebiliyorum, ancak ne gerek vardı buna diyorum. Böyle düşününce de eşime haksızlık ettiğimi düşünüp onun için de ayrı üzülüyorum. Hiç bir zaman evlilik meraklısı olmadım, benim için evlilik; istediğim/sevdiğim kişiyle birlikte yaşamak demek. Bundan daha fazla anlam yüklemiyorum. Keşke eşim ileride çıksaydı karşıma diyorum, aileme daha fazla zaman ayırdıktan sonra ki yaşım da 30 yani öyle toy da değilim.
Anneme-babama doyamadım, kimse de doyamaz zaten ama nedir bu ölmeden gömmüşüm gibi üzüntü. Madem ben onların evladıyım neden yaşlandıklarında yalnız yaşamaya mahkum olsunlar ki, evlenmeyip onlarla birlikte yaşamaya devam etseydim. Evlenmeyip diyorum çünkü evlenince evlilik sorumluluğun ekleniyor üzerine ama bekar olunca kişisel yaşantın + ailenden mesul oluyorsun bu da ailenle daha fazla gezme, yeme, içme, muhabbet vs. demek oluyor.
Neden böyle düşünüyorum, benim gibi düşünen var mı hiç bilmiyorum aklım o kadar karışık ki. Sizler nasıl düşünüyorsunuz?
İşte bu kadar meşgalenin içerisinde bir de üzerine evliliği ekleyince ailenle geçirdiğin süre iyice azalıyor, ben buna üzlüyorum. Allah gecinden versin, kiminne zaman öleceği belli olmaz ama öldüklerinde zamansızlıktan kaynaklı daha bir sürü yapılmamış plan/hayal kalmasından korkuyorum. Daha doğrusu daha fazlası olacakken kendi ellerimle kendimi böldüğüm için pişmanlık duymak istemiyorum. Öte yandan eşimlede yapmak istediğim bir sürü şey var yani iki ucu b*klu değnek gibi elimde kalıyor. Belki de gereksiz çok düşünüyorum, kimin ne olacağı belli değil.her anne baba cocugunun mutlu oldugunu kendısıne aıt bır duzenının oldugunu ayaklarının ustunde durabıldıgını gormek ıster ve buna cok mutlu olur
kukuman kusu gıbı bı fiil omur boyu anne babanızın yanında olsanız bundan mutluluk duyacaklarını sanmam.
annenız babanızda evlat onlarda kendı yuvalarını kurdu aıle oldular yasam dongusundeyız evlenmek dogurmak zorunda asla degılsınız ama sırf anneme babama doyayım dıye bır omur yanlarında olmak ıstemekde pek saglıklı olmaz. daha sık ıletısım kurarsınız goruntulu goruserek yakın mesafedeymıssınız bulusursunuz ıs guc hayat telası zaten gunun yarısı dısarıda gecıyor calısanlar ıcın, evdekıler ıcınde ev duzen temızlık cocuk derken zaman akıyor ...
yuvadan ucma deyınce baska aleme göç edılmıyor sonucta hala evlatlarısınız hala gorusuyorsunuz ılla aynı evde olmanıza gerek yok kı ?
İşte üç günlük dünya için o kadar özlem çekmeye gerek var mı diye düşünenlerdenim. Tabii hayat şartları orası ayrı ama yine de o kadar mesafeyi tercih etmezdim, etmedim de.Şöyle düşünün ; iyi bir eşiniz, mutlu bir evliliğiniz var aileniz muhakkak bu durumdan memnundur.
Hayatta muhakkak bir şekilde ailemiz ile yollarımız ayrılabilir, bu evlilik değil iş için de olabilirdi, veya okul.
Sonuçta istediğiniz zaman gidip görebiliyorsunuz onları, böyle şeyleri düşünmek yerine keyfini çıkarın. Ben de aileme çok düşkünümdür, ama iyiki evlendim diyorum.
Hayatta başarılar diliyorum
Ama mutlu değil misiniz? Bir hayatınız var sonuçta, eşiniz var. Sizi seven, sizin sevdiğiniz.İşte üç günlük dünya için o kadar özlem çekmeye gerek var mı diye düşünenlerdenim. Tabii hayat şartları orası ayrı ama yine de o kadar mesafeyi tercih etmezdim, etmedim de.
Çok düşünüyorum biliyorum hata burada belki de.
Yapacağım/planlarım bi ton var, bir de olmasa neler neler düşünücem demek ki.Ama mutlu değil misiniz? Bir hayatınız var sonuçta, eşiniz var. Sizi seven, sizin sevdiğiniz.
Kendi hayatınıza odaklanın, bir isiniz falan yok mu? Akşama kadar evde mi oturuyorsunuz, hobi edinin bir şeyler yapın. Bence bu sıkıntıdan.
bende yeni evliyim ailemi çok özlüyorum özellikle annemi ...sabah onlarla kahvaltı yapamamak annemle kahve içip sohbet edememek çok ağır geliyor...ama biliyorum ki annem ve babam iyi bir insanla evlendim yuva kurdum diye mutlular...şöyle düşünüyorum annem babamda evlendi kendi ailesini kurdu ana babadan uzaklaştı bende aynısını yaptımbir çeşit teselli işte
Çok doğru düşünüyorsun anne baban yuva kurmasaydı sen olmazdın , anne babana en büyük mutluluk senin mutlu olman .. okadarbende yeni evliyim ailemi çok özlüyorum özellikle annemi ...sabah onlarla kahvaltı yapamamak annemle kahve içip sohbet edememek çok ağır geliyor...ama biliyorum ki annem ve babam iyi bir insanla evlendim yuva kurdum diye mutlular...şöyle düşünüyorum annem babamda evlendi kendi ailesini kurdu ana babadan uzaklaştı bende aynısını yaptımbir çeşit teselli işte
Amin inşallah. Allah size de hayırlı uzun ömürler versin, çocuklarınızın mürvetlerini, torunlarınızı görün inşallah.Siz aslinda benim gözümde cok sanslisiniz. Anneniz babaniz yuva kurmaniza ve mutlu oldugunuzu sahit olabilmis. Ilerde cocugunuz olsa onlari da insallah görürler. Benim babam erken rahmetli oldu. Ne dügünümü görebildi nede cocuklarimi. Hicbir basarima tanik olamadi. Ailenizle zamam gecirin imkaniniz oldugu kadar. Sizinde ayni onlarin gibi kendi hayatinizi yasama hakkiniz var. Bunu unutmayin. Allah annenize babaniza hayirli uzun ömürler versin❤
Amin inşallah. Allah size de hayırlı uzun ömürler versin, çocuklarınızın mürvetlerini, torunlarınızı görün inşallah.
Evliliğe adapte olamama durumları.Rahat bırak kendini düzelecek bu kafa.Merhaba hanımlar. Okuyan ve yorum yapan herkese teşekkürlerimi gönderiyorum.
Yakın bir zamanda ikinci annem olarak gördüğüm, çok sevdiğim birini kaybettim. Bu bende değişik düşüncelere sebep oldu, normalimi kaybetmek üzereyim belki de kaybettim haberim yok. Şöyle ki, 'evlat; doğar, büyür ve yuvadan uçup kendi yuvasını/hayatını kurar' teorisindeki son kısım olan yuvadan uçma kısmını zihnimde oturtamamaya başladım.
Evliyim (bir yıl yeni dolacak), aileme uzaklığım arabayla yaklaşık bir saat. İstediğim zaman gidip görebiliyorum, ancak ne gerek vardı buna diyorum. Böyle düşününce de eşime haksızlık ettiğimi düşünüp onun için de ayrı üzülüyorum. Hiç bir zaman evlilik meraklısı olmadım, benim için evlilik; istediğim/sevdiğim kişiyle birlikte yaşamak demek. Bundan daha fazla anlam yüklemiyorum. Keşke eşim ileride çıksaydı karşıma diyorum, aileme daha fazla zaman ayırdıktan sonra ki yaşım da 30 yani öyle toy da değilim.
Anneme-babama doyamadım, kimse de doyamaz zaten ama nedir bu ölmeden gömmüşüm gibi üzüntü. Madem ben onların evladıyım neden yaşlandıklarında yalnız yaşamaya mahkum olsunlar ki, evlenmeyip onlarla birlikte yaşamaya devam etseydim. Evlenmeyip diyorum çünkü evlenince evlilik sorumluluğun ekleniyor üzerine ama bekar olunca kişisel yaşantın + ailenden mesul oluyorsun bu da ailenle daha fazla gezme, yeme, içme, muhabbet vs. demek oluyor.
Neden böyle düşünüyorum, benim gibi düşünen var mı hiç bilmiyorum aklım o kadar karışık ki. Sizler nasıl düşünüyorsunuz?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?