Hayat sizce güzel mi?

Kendi hayatı ve çocuk hakkındaki düşünceleri konusunda tabi ki daha derin düşünebilir, ben de düşünüyorum. Ama forumda yazılanlardan yola çıkıp insanların neden bu kadar çok çabaladığına kafa yorması bana nafile bir çaba gibi geldi. Nereden bilebiliriz ki? En temel içgüdülerden olabilir, noksanlık hissinden olabilir. Bir ton sebebi vardır. Anlamak için hepsiyle oturup saatlerce sohbet etmesi gerekir. Bir de insanların neden sıkıntı çektiğine nu kadar kafa yormamıza gerek var mı, şahsen ben buna harcayacağım enerjiyi kendim ve hayatım için harcamayı tercih ederim.
 
Cok travmatik bir olaydan sonra hayatta kalmis bir insanim, oldugum dusunulmus hatta oncelikle. Cok uzuuuun bir iyilesme surecim oldu. Hem fiziksel hem de ruhsal olarak. Tek hedefim basima gelen seyin hayatimin geri kalanini etkilememesiydi. Yillarca gittigim terapiden sonra bunu basardim ve mutlu olmanin bir 'secim' olduguna karar verdim.

Hayat, insanin varolusundan beri hicbir zaman kolay olmadi. Varolus sancilari cekmek her zaman normaldi ama artik bir sekilde gelmis oldugun dunyayi kendine zehir etmek sana mutsuzluktan baska bir sey getirmiyor Ferhans. Hayatini bu sekilde mutsuzluktan olerek tuketip bitirmek de senin tercihin. Hayatini guzellestirecek seyler bularak kucuk mutluluklar yasamak da senin tercihin.

Ben hayatimi seviyorum. Mukemmel diye bir sey olmadiginin farkindayim ama mutlulugu ya da mutsuzluguyla bu hayat benim ve her ikisine de kucak aciyorum. Basima gelen her seyin gelecekteki ben'e yatirim oldugunu biliyorum. Cok zor gecen bir is gununden sonra esimle bahcemizde kahve icip kopegimizle vakit gecirince sifirlaniyorum. Cunku eger iste yasayacagim zorluk icin dunyaya gelmemis olsaydim esimin, kopegimin ve dunyaya gelmesi az kalmis olan bebegimin yasattigi aile olma mutlulugunu yasayamazdim.

Ve evet hamileyim, hatta son haftalarimdayim :) Esim basima gelen en iyi seylerden biri, onun bir parcasini buyutmek, ailemizi genisletmek, tum sevgimizi verebilecegimiz, bildiklerimizi ogretip, bilmediklerimizi beraber ogrenebilecegimiz, bir minik insanin bastan sona gelismesini keyifle izlemek istedigimiz icin cocuk sahibi oluyoruz. Hatta benim annelikten tek beklentim, bebegimin her yasta basima ne gelirse gelsin anneme babama gidebilirim, hatalarimi soyledigimde hep yanimda olurlar diye dusunerek buyumesi. Dunyada basina kotu seyler gelmesini engelleyemem ama 'Basina ne gelirse gelsin anne burada, annen hep yaninda olacak, seni hep destekleyecek' duygusunu asilayabilirim.

Insan zaten cocugunu kendi icin doguruyor, aile olma hissi icin doguruyor, evrimsel surece ket vurulamaz bu boyle devam edecek. Yeryuzundeki butun canlilar soyunu devam ettirmek icin cabalar. O yuzden bahsettigin kotu sartlarda, savas halinde, afet halinde daha cok cocuk yapilir. Bu tamamen evrimsel surecte yasanan primal icgudulerle alakali, istedigin kadar dusun bu degismeyecek bir durum. Ha sen dogurmazsin, o ayri. Senin hayatin.

Ama cok gencsin. Mutlu olmayi secmeni dilerim. Kendinle olan kavgan butun hayatini elinden almasin. Elinde olan tek an bu an, 1dk sonrasini bilmedigin bir hayati bu sekilde tuketmezsin umarim.
 
Son düzenleme:
Ferhans insanların tercihlerine veya dünyadaki sorunlarına bu kadar kafa yorarsan zaten mutlu olmazsın. Yazdıkların da haklılık payı olsa da bazı şeyleri değiştiremezsin. Tek yapacağın şey kendine odaklanmak gamsız ve bencil olmak. Ben öyleyim şahsen gamsızım dünyanın dertleriyle yada başkalarının hayatıyla ilgilenmiyorum.
 
Dünya var olduğundan beri bu şekilde yani sen ülke bazında bakıyosun orta çağa bi bak nasıl dönemmiş. Konuya nerden girmişssin çocuk yapmaktan çıkmışssın senin bu konuda ciddi sorunun var. Sen korunma ile kürtajın aynı olduğunu zanneden birisin bir sürü kürtaj yaptırmışssın içten içe hazmedemiyosun sürekli çocuklar konusunda bi hazımsız yorumların var. İsteyen 10 doğurur isteyen doğurmaz dünya kötü şöyle böyle diye bir şey yok hayat hep bu şekilde devam etti bi kesim mutlu oldu bi kesim mutsuz bir kesim dünyada cenneti yaşadı bi kesim cehennemi. Nefretin kendine mi yoksa seni dünyaya getiren annene mi.
 
Siz kendi mutlulugunuza ya da mutsuzlugunuza odaklansaniz? Olmasi gereken bu bence ve ancak böyle mutlu olabilirsiniz.Bosverin üreyen üremeyen( bu tabirden de hiç hoşlanmıyorum ya neyse) insanlari.Inanin ama suna en en berbat anlarinda,en çöküş dönemlerinde bile yüzlerini güldürebilecek cocuklari var o üreyenlerin.Şahsen benim öyle...Esimle,okulumdakilerle ,ailemle,maddiyatla,sağlikla hatta ogullarimla sinavım oldugunda mutsuzlugumda sarilabilecegim,mutluluk,hayata tutunma kaynagim yine iki oğlum.Bunu da bana baksınlar,yalniz kalmayayım,meşgalem olsun diye planlayip yapmadim.Bu kadar kolay bir sey degil.Delilik deniyor ya oyle.Kimi zaman gelisine,icgüdülerimizle büyütüyoruz kimi zaman maddi ,manevi,bilissel,duygusal hayvanlar gibi üzerine düsünüp doğru bir sekilde hayata her anlamda hazirlamaya calisiyoruz ikisini de.
Size tavsiyem,ilaclarinizi aksatmayin bence siz.Umarim bir gün bu icinizdeki üreyenlere ! olan nefretiniz onlara karsi eyleme dökülmez umarim.
 
.
Hayata değilde kendimize odaklanmalıyız bence ya siyah ya beyaz şeklinde düşünmek çok sağlıklı değil....
Daha gri akışına göre yaşamak daha sağlıklı bence....
 
Dünya hiçbir zaman güzel bir yer olmamış kıtlık savaşlar yoksulluk hep varmış Hz.Ademle Hz.Havva annemizin dünyaya gelişi bile olay o zaman kokumuzun ordan kuruması gerekiyormuş ki biz kimiz evrende toz tanesi neye sahibiz çocuk mu çocuklar bizim değil ki ev mi araba mevki mi oyalaniyoruz... Kimi hazırlık yapıyor kimi anlam arıyor kimi kurnaz kimi akıllı kimi de delirip gidiyor.
Bu dünya için anlam bulun bir geliş sebebiniz vardır lakin bu toplumun herkese yüklediği gibi sadece anne olmak değil belki sizin misyonunuz farklı ama dünyaya çocuk getirenlerde birakin kendi düşünsün ben de dahil...
Kendinizi hayatınızı anlamlandirin ve ben haber izlemiyorum kovid bittiginden beri en azından kafam yorulmuyor...
 
Bu kadar felsefi sorunu kıskançlıkla açıklamak şahaneymiş bütün felsefeciler kıskançmış desene o zaman.
Ama senin sorunun bu gerçekten de. Seni tanıyan üyeler olarak asıl problemini anlayabiliyoruz. Senin problemin, mutsuzluğun, her şeyinin sebebi kıskançlık. Sen kendi mutsuzluğundan ziyade başkalarının mutluluğunu sorguluyorsun. ben neden mutsuzum demiyorsun bu insanlar neden mutlu diyorsun. Bu konuda bile insanlara neden mutlu olduklarını açıklatmışsın.

Zaman zaman hayatla ilgili kafamda sorguladığım şeyler oluyor. Ama bu sorgulamalar tamamen kendi hayatım üzerinden oluyor. İçindeki hasetliği boğabilsen keşke. O zaman hiçbir sorunun kalmayacak.
 
Hayat güzel. Yaşamayı çok seviyorum. Hatta şöyle 80i görürüm en azından diye umuyorum.
Yalnız sizin bence üreme konusundaki saplantılarınızı çözmeniz lazım. Sadece ilaç desteği değil ciddi bir terapi almanız lazım belki de. Normal değil milletin çocuk yapmasına yapmamasına bu kadar takmanı
 
Hayatın güzel bir yer olduğunu düşünmüyorum ama bence çok kötü bir yer de değil. O an nerede bulunduğunla alakalı tamamen. Hele bi de mutsuz bir çocukluk geçirdiysen her şey seni down edebiliyor.
Onun dışında dün de sormuştum kendin de onayladın antinatalist düşünce yapın var. Ben de zayıf da olsa antinatalist düşünüyorum. Hiç çocuk yapılmamasından ziyade maddi manevi imkanı olmayan insanların çocuk yapmasını desteklemiyorum. Bir çocuğu dünyaya getirip karnını doyurmakla iş bitmemeli ona güzel ve mutlu bir geleceği sağlamak için de psikolojik ve maddi kaynak gerekiyor. Bu kaynakların verildiği arkadaşlarım, gerçekten özdeğer farkınlığı olan, kariyer ve ilişki hayatlarında başarılı olan insanlar. Bir çocuğa bunları sağlayabilecekse neden üremesin? Ama sağlayamayacaksa bence de dert ortağı doğurmaktan başka bir şey değil.
 
Ciddi cevaplamak istedim, yoksa üzerine baya gırgır şamata döndürülebilecek sorular sorduğunuzu düşünüyorum. En basit haliyle "İç güdü" desek bile yeterli gelecektir, üreme iç güdüsü baskın gelen ürer. Her ne ise; oğlum benim kurtarıcım, hayatımı adamayı tercih ettiğim ve bunu benden istemediğinin farkında olarak asla onun sahibi gibi davranmayacağımı kendime garanti ettiğim bir birey.

Ben henüz fark edememişken, doktorum benden önce bir şeyi fark etmişti; "İntihara eğilimli bu kızı, annelik duygusu ile hayatta tutabilirim"... Çok ilginç değil mi? Yaşama amacımı kaybetmiş, her şeyden sıkılmış bıkmış, yeni keşfedeceklerim de dahil her şeyin birbirine benzediği bir dünyaya hapsolmuştum. Sonra oğlum çıkageldi, doktorumun "Anne olmalısın" ısrarı ve onayı ile; "Senin, insan yetiştirmen gerekiyor, bunu öğretmenlikle, annelikle vb yapmalısın, aktarmalısın" fikri ile. Çocuk yaptım ve şimdi her yeni gün ona yeni bir şeyler öğretmenin, dünyayı tüm gerçekliğiyle tanıtmanın ve tekrar tekrar "İyi ki seninle tanışmışım, iyi ki evladımsın" diyerek onu sevmenin lezzetini yaşıyorum. Ona berbat bir anne hatırası bırakmamak için, içimde "Öl" diye bağıran o ruhu susturmanın gücüne erişmenin verdiği gururu yaşıyorum.

Sevmediğim dünyaya, bir umut yetiştiriyorum. .Belki benim hayatıma dokunan doktorum gibi doktor olup birilerini ipin ucundan alacak, belki öyle cesur cümleler kuracak ki, bir miktar daha iyileşecek dünya... Belki alelade gülümseyerek selam verdiği birisine moral olacak... Ümit böyle bir şey, küllerinden doğmayı becerememek senin sorunun Aysenimi ve kimsenin elinde sihirli bir değneği yok. Kendin gayret et önce.
 
Şahane ve çok gerçekçi bir yorum.gerçekten Anlaşıldığını hissettim.teşekkür ederim.hayatla kavgan da yok senin ama gerçekdışı bir iyimserliğin de yok.

Ferhans bebişim sorduğun sorunun felsefede yeri çok, insan neden yaşar arkadaş, canlılığın amacı, insanların varollma amacı nedir diye sen bunu sorgulluyorsun. Sana cevabı dimdirekt yazıyorum, koca bir hiç. Gerçekten hiç. Evrim kendi kendini çeviren bir mekanizma, her canlıya ölmeyecekmiş gibi yaşama kodunu koyuyor, beyin gün içinde ölümü düşünmez, düşünse de 1 dakikadan fazla sürmez çok da düşünürsen zaten çıldırırsın. Evrim ye , iç, yaşa hayatta kal genlerini aktar türünü yok olmaktan kurtar der. Teker teker bireyler mutlu mu, mutsuz mu bunlara aldırmaz. Evrimin tek amacı tür olarak hayatta kalmak o kadar, teker teker bireyllerin pek de bir kıymeti yok. İnsanlara gelince insan kadar zeki bir varlık - özellikle senin kadar akıllı olanları tabi ki bu kadarla yetinmez arkadaş nedir bu yaşamanın amacı diye sorar. Yazılan cevaplara bakarsan da burda Ferhans fazla kurcalama, sen de evrimin genetik kodlarınıı gerçekle, ben mutluluğu üremekte bulldum benzeri cevaplar var ama hiçbiri soruna cevap değil çünkü cevabı kimse bilmiyor ama aslında herkes biliyor, canlılığın amacı hayatta kalmak olsa da insan olarak varolmanın pek de bir amacı yok. Maalesef çoktan bildiğin bir cevabı sana dimdirekt yazıyorum. Bunu söylememek için insanlar hayatboyu kendilerine farklı afyonlar veriyorlar, kendilerini farklı meşgalelere veriyorlar, kafalarını başka taraflara çeviriyorlar, burda lafı çeviriyorlar ama sonuç aynı, hiçlik.

Bilmiyorum izledin mi Prometheus filminde insanlar kendilerini yaratan uzaylı ırkı aramaya çıkıyorlar. Gezegene bir iniyorlar ki laboratuarda düşmüş ölmüş kalmış uzaylılar var. Sonra anlıyorlar ki uzaylılar insanları deney türü bir iş için yaratıyorlar , işleri bitince de virüs atıp öldürmek istiyorlar ama yanlışlıkla virüs patlayınca da kendileri ölüp kalıyorlar insanlık da bu şekilde sağ kalıyor. Yani insanlığın öyle ulvi bir amacı var diye yola çıkıyorlar ama bir bakıyorlar ki alakasız random amaçla kobay olarak üretilen bir tür insanlık, üstüne yaratıcılar iş bitti haydi öldürelim diye virüs de atmaya yelteniyorlar. Sonuç olarak hevesle gidip aptal saptal bir varoluş amacını bulup kalıyorlar öylece. Bence de durum tamamiyle bundan ibaret, ortada öyle ulvi bir amaç falan yok.
 
Son düzenleme:
Ben de mutluyum. Kendimi de mutlu etmeye çalışıyorum. Aslında saysam hayatıma dair b.k gibi on şey sayabilirim bir çırpıda. Ama saysam hayatıma dair harika on şey de sayabilirim
Olumsuz durumlardan bir şekilde kurtulmaya çalışıyorum, beni ne mutlu ederse onu yapıyorum. İyilik yapmaya gayret ediyorum ki iyilik göreyim. On numara beş yıldız bir insanım, kendimi de iyisiyle kötüsüyle seviyorum, kötü taraflarımi törpüleme çalışıyorum.
Çocuk konusuna gelince çocuklari, çocuklarla oynamayı çok severim. Ama benim için elzem bir şey değil. Birkaç aya 33 olacağım. Hala evli değilim ki çocuğum olur mu olmaz mı bilemem. Ama mutluluk çocukla gelmediği gibi doğurmadan cocuk sahibi olacağım seçenekler mevcut. O yüzden hiç güzel canımı sıkmiyorum. Kaderimde bir cocuga annelik yapmak varsa doğurarak da olur, koruyucu aile olarak da, eşimin eski eşinin çocuğuna bakarak da... Nasipten öte köy Yok. Ben kendi hayatımı güzel şekilde yaşamaya çalışıyorum,yoluma ne çıkarsa ona göre zaten yol sekilleniyor
 
Tam olarak bu gerçekten. Ama insan beyni bunu kabul edemiyor ya! Amaçsızlığı, anlamsızlığı… O nedenle herkes kendince hayatın anlamını arıyor ve herkes kendince de buluyor. Kimi çalışmaya adıyor kendini, kimi paraya, kimi dine, kimi çocuklarına, kimi eşine, kimi ana babasına, kimi siyasete, kimi bilime, kimi sokak hayvanlarına, kimi doğaya… Uzar gider bu. Kimseyi de kendince hayata yüklediği anlama göre yargılayamayız. Amacımız nefes aldığımız sürece mutlu olmak ya, o kişi de öyle mutlu oluyor işte. Başkalarına zarar vermediği, kendi özgürlük alanı içinde kaldığı sürece istediği şekilde bir anlam yükleyebilir hayatına.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…