hayatın anlamı

Zaman zaman herkes hayatı veya kendini boş ve aidiyetsiz hissedebilir. Ben mistisizmde tasavvufta ve tabi inancımda buluyorum huzuru. Tasavvuf varlığı yokluğu hiçliği benliği anlama yolu, her şey zahir değil hatta çoğu şey "sır". Çoğu şey "aşk".

Yıllar boyu insanlar hayatın / varlığın anlamını sorgulamışlar. Kimiz neden varız, islamiyetten öncede şamanlar budistler her dinin böyle bir mistik ve ruhani tarafı var. Budizmde dünyadaki hiçbir şeye gark olmama durumu var. İslamiyette yine terk-i dünya kavramı var. Bi yerde yollar birleşiyo gibi.

Hayatın anlamı nedir sorusuna verilecek maddi yanıtlar da kişiyi tatmin etmez çünkü tatmin olması gereken "ruh" ve "kalp" tir. O yüzden akla hitap etmek yerine insan kalbine hitap edecek bir yol arayışı olağandır. Çok sevdiğim bir söz var "aramakla bulunmaz lakin bulanlar yalnızca arayanlardır" (beyazıdi bestami)
Aramaya devam antonie:)
 
Ayol koca baskısı Yok kaynana zulmü yok elti görüm dırdırı yok yok
Dert Yok tasa yok
Bir depresyon takmış gidiyorsunuz
Rahattan rahattan
 
yahu ne kadar tatlı bir yazı yazmışsınız. okuyunca gülümsedim. aramaya devam!
 


Çok pollyannacı şeyler yazabilirim ama insan hissetmeyince işe yaramıyor.İlhan Şeşenin '' Bu Sabah Sevinçle Uyan'' şarkısı biraz huzur verir belki anlık.
 
Bunlar varoluş sancıları :) Çok normal, insanın hayatı, kendisini sorgulaması kadar gerçek çok az şey var bu dünyada. Hepimiz belli bir amaç için dünyaya geldiğimizi düşünüyoruz, belli bir amaç doğrultusunda yönlendiriliyoruz ve çoğumuz nedenini dahi sorgulamıyoruz. Bu çemberin dışına çıkmak herkesin yaptığı bir şey değil. Burada yanlış anlaşılmak istemem ama içinde yetiştiği koşulları sorgulayıp da dinlerden bağımsız hale gelebilmek de herkesin başarabileceği, cesurca göğüsleyebileceği bir şey değil. İnanın içinde büyüdüğünüz şeyleri sorgulamak, bir an kuşku duymadan inandığınız şeylerin aslında var olmayabileceğini düşünmek insanda çok büyük sancılara yol açıyor.

Başka bir arkadaş daha önermiş, ben de kesinlikle katılıyorum buna. Felsefe okumalısnız. Sartre gibi bir filozofla işe başlayabilirsiniz.
 
Yıllardır okuyorum, ben işin içinden çıkamadım.
 
altını çizdiğim kısmı yapmamak için tam 3 sene çaba gösterdim ben. tam 3 sene. çocuk yaştaydım ama bir şeyler bana uymuyordu. düşündüğüm şeyleri düşünmemek için gözümü kapadım. kendimi kandırdım. bir yerden sonra kendime engel olamadım. hakikaten sancılı bir süreçti. hala daha sancılı.

bir dipnot, ben de yanlış anlaşılmaktan korkuyorum. inanan insanlar gözü kapalı demek istemiyorum. sorun inanmak ya da inanmamak değil. sorun sorgulamak-sorgulamamak. ben dini öğretilerimi sorguladığımda onları kaybedeceğimi bildiğim için gözümü kapamıştım. kişiliğimden dolayı. yoksa sorgulayan ve sonucunda inanan herkese saygım sonsuz.

felsefe aklımda olup hep kendimi çektiğim, anlamamaktan korktuğum bir alandı. önerilerden sonra kesinlikle okumaya karar verdim. bu konuda yol göstermek isterseniz sevinirim :)
 
Bir evlende Allah kötüye denk getirmesin ozaman o mu dert bu mu dert karar verirsin
 
boşan kardeşcağzım. kim dedi sana kaynana elti koca dinle diye?
Ben kendimden bahsetmiyorum şükür ben iyiyim ama konu açan binlerce arkadaş var
Allah sana bu günü aratmasın ne diyeyim evlende gel
 
Beterin beteri var derler ya. İşte o benim.Ben de yeni mezunum.Okuduğum bölüm eglenceli benlik bir bölüm değil.Bu hayatta ne amacım var ne hobim var.Hiçbir şeyden zevk almıyorum.İçimden hiçbir şey yapmak gelmiyor.Umursamıyorum.Hiçbir şeyi merak etmiyorum. Sorgulamıyorum. Hem özgüvenim yok hem kendimi sevmiyorum.Nerden başlayacağımı ne yapacağımı nasıl yapacağımı bilmiyorum.Gelecekten ve getirdiği belirsiklikten çok korkuyorum.Yeniliklere açık değilim hiç cesaretim yok.Araba kullanamıyorum trafiğe çıkmaya bile cesaretim yok.Yalnızım. Ama bu evli hanımların başka şehre taşınıp yalnız olmaları gibi değil.Annem babam dışında kimsem yok. Yalandan bir arkadaşım bile yok.Sevgili desen hiç yok bugüne kadar adam gibi seven de olmadı.(anladınız işte).Artık sevilmeyi hak etmediğimi düşünüyorum.Yalnızlıktan da korkuyorum.Öyle işte boşa yaşayıp oksijen tüketiyorum bir işe yaramıyor.Hayattan hiç zevk almıyorum.Ama herşeye rağmen buna da şükrediyorum.
Üzülme yalnız değilsin...
 

Kesinlikle. Kaynana, görümce, koca ,iş, çocuk... Ölümü düşündüğün anda hepsi HİÇ. Asıl dert tam da bu.
 

Sizi çok iyi anlıyorum çünkü aynı süreçten ben de geçtim. İnsan bir boşluğa düşüyor. O yüzden çocuk yetiştirme konusunda çok farklı düşüncelere kapılıyorum ben. Bunu yaşamaması için, daha dengeli bir şekilde, daha objektif bir şekilde nasıl yetiştirebilirim ilerde çocuğumu diye.

İlla ki felsefe okumanız gerekmiyor aslında, varoluşla ilgili birçok roman var. Onları da okuyabilirsiniz. Sorununuza çözüm olmayacak kesinlikle ama kafanızdakileri yazıya dökülmüş görünce, daha önce seslendirilmiş olduğunu görünce bir nebze olsun rahatlayacaksınız. Daha da derinleşebilir bu yaşadıklarınız ama sonsuza dek böyle gitmiyor, bir süre sonra insan bununla yaşamaya alışıyor en azından.

Şu an aklıma gelen "yabancı, dönüşüm, bulantı, dava" gibi kitapları okuyabilirsiniz. Ütopya ya da distopya diye geçen kitapları okuyabilirsiniz. 1984, biz, cesur yeni dünya gibi, kişisel favorimi sorarsanız androidler elektrikli koyun düşler mi? kitabını önerebilirim. Aklıma gelirse daha eklerim.
 
61 yaşında annem.
Geçen gün yüzü gülmez halde dusunceliydi.
Dedim anne neyin var?

Hayatın hiç tadı tuzu yok. Eski günleri özlüyorum diye gitti en sıkıntılı günleri saydı.
Maddi zorluklar vardı ama hayatın bir tadı vardı dedi.
Uzun uzun saçlarınızı tarar ellerimle çamaşırlar yıkardım.
Olsaydım o günleri dedi.

Niye yaşıyorum ki dedi.

Sonra durup durup yaşlıları istemezler.
Büyükler olmadan hayat ne kadar boş deyip duruyor.

Babaannem, anneannem ve dedemlersiz dünya çok sıkıcı bir yer gibi görünüyor ona.
Oysa hepsi hayattayken belli konularda hasta bakımı vs istedikleri için bile bir sıkıntı sebebiydi aslında.
Kadın sıkıntılarına bile hasret duyuyor.

Evde boncuk işi yapar kuruşlarla birikim yapardı. O günleri arıyor.

Bunlar normal mi bilemedim.
Çok şükür bugün bunlara ihtiyacı yok ama eskisi kadar bile hevesi yok ilginç ki..

Dedim anne sana yeni amaçlar bulalım.
Ne mesela dedi.
Dükkan falan açalım geç başına büyüt işi dedim. Batarız manyak misin dedi :)

Cesaret yok.
Neye yarar?

Bazen risk almadan yaşamak mı böyle yapıyor bizi diye düşünüyorum.

Belki kaybetmek, batmak, bir dert içinde cirpinmak sandığımız kadar kötü şeyler değildir..
 
Neden yaşıyoruz,neden varız? Ya da aslında var mıyız ?
Özellikle sorumluluklarım olmadığı dönemlerde ben de bu varoluş mevzusuna kafayı takmıştım. Zamanla insan sorguladığında mutsuz olduğunu fark ediyor ve bırakıyor her şeyi. Mesela ben okuldayken neden okuyorum ki mezun olsam çalışıp para kazansam hani yapamam ama dünyayı bile gezsem sonra ne olacak diyordum. Evlendim yine aynı kafadaydım,eeeee dedim bundan sonra hep böyle mi olacak ?!
Sonra hayatıma karşılıksız sevdiğim tek muhteşem varlık girdi. Ben hayatın anlamını oğlumla buldum sonuç olarak. Evet yaşamanın dikkate değer bir mantığı yok ama bir başka canı yaşatmanın,onu hayata hazırlamanın anlamı büyük benim için. İnançlıyım,sanırım bu da bana huzur veriyor teslim olmak huzurun temel taşı gibi bir şey.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…