- 21 Kasım 2012
- 9.071
- 9.560
- 398
Bu hormonlar ve şeker konusunu hiç düşünmemiştim açıkçası.
Bunun mutlaka üzerine gidicem, kansızlık ve şekerden de olabilir çok haklısın.
Son 4 senede çok aksiyonlu bir hayat yaşadım, bazen bakınca bunları ben mi yaptım deyip şaşırıyorum :)
İnsanın 30' una gelip bunu kabul etmemesi, hala 20'li yaşlardaymış gibi hissetmesi gibi diyeyim, siz anlayın.
Eski eşimden bi anda sigorta attı ve boşandım, evim barkım, param hiçbir şeyim yoktu.
Bu evlilikten elime kalan tek kazancım çocuklarımdı.
"İki çocukla hiçbir yere sığamazsın, eşek gibi döneceksin" diyen eski eşime inat önce anneme yerleştim.
Bi işe girip çalışmaya başladım, çok kısa bi zamanda çocularımı da alıp ayrı bir eve çıktım.
İşime, çocuklarıma tutundum, sonradan eşek gibi(!) peşimden koşan eski eşime kulaklarmı tıkadım ve her defasında onu reddettim.
Bu süreçte çok zorlandığım, ağladığım, sadece çığlık atıp rahatlamak için tem otoyoluna çıktığımı bilirim :)
Baya arabayla tem otoyoluna çıkıp, arabayı kenara çekip çığlık atıp rahatlayıp eve dönüyordum.
Manyaklık.
Sonra karşıma bi adam çıktı, tüm ezberlerimi bozdu.
Yaşadığım, hayatın bana sunduğu tüm eksikliklerimi tamamladı, beni iyileştirdi, kendime getirdi.
Çocuklarımla tanıştırdım, pedagoğumuzla beraber yattık kalktık ve çok güzel bir diyalog kurdular çok şükür.
Evlendim.
Şuan tam aşamamış olsak da düzenimizi falan kurduk.
Üst kısımda yazdıklarım geçmişimdi..
Bu günüme geliyorum;
Hala peşimi bırakmayan bir eski eş, herşeye rağmen yanımda olan muhteşem bir yeni eş :) ve dünya tatlısı akıllı mı akıllı iki tane evladım var.
Eski eşin peşimi bırakmaması kısmını şöyle özet geçeyim; hala bir gün boşanıp onunla evleneceğimi düşünüyor ve üzerinden yıllar geçmesine rağmen kesinlikle bu fikrinden dönmüyor, hasta muhtemel.
Bunca detaya şu yüzden girdim;
Hayatım bu kadar yolunda giderken, sevdiğim bi adamla hayalini bile kuramayacağım düzeyde bi evlilik yaşarken, çocuklarımın uyum sürecinde, yeni eşime odaklanmaları konusunda hiç bir sorun yokken ben neden bu kadar sinirli ve tahammülsüzüm?
Yaşadıklarımın bana bıraktığı bi miras mı?
Ellerim kaşınıyor stresten, egzama oldu, saçlarım dökülüyor.
Hep mi böyle gidecek?
İşim ve eski eşimin saçmalıkları dışında yolunda gitmeyen hiçbir şey yok!
Çocuklarıma bağırmak istemiyorum, hele bunu yeni eşimin yanında hiç yapmak istemiyorum ama sanki onlar böyle küçük hatalar yapmamalılar, çocuk yaşlarını çoktan geçtiler.. öyle bişey de yok biri 3 biri 5 yaşında üstelik.
Çok zor şeyler yaşadılar, yaşlarından çok olgun davrandılar, verdiğim her karara uyum sağladılar, bi çocuktan beklenmeyecek derecede sakinlikle karşıladılar üstelik hayatlarında ki her değişikliği..
Neden böyleyim?
Neden bu kadar öfkeliyim hayata ve insanlara?
En önemlisi evlatlarıma?
Geçer mi?
Not: En ufak bir olayda evlatlarıma çığlık çığlığa bağırmıyorum yanlış anlaşılmasın ama üst üste gelen birşeyler olduğunda dişlerimi sıkarken buluyorum kendimi, çocuktur deyip geçemiyorum. Kendimi yiyiyorum.
Birlikte çok eğleniyoruz, çok güzel oyunlar oynuyoruz, sevişip öpüyoruz birbirimizi, diyaloğumuzda bi sorun yok. Tek sorun benim tahammül seviyemin bu kadar yerlerde olması.
Beni bu kadar strese sokan yegane konu eski eşe engel basamıyor olmak galiba.Ne mutlu size acı kahvenin ardından enfes bir kahveyi yudumluyorsunuz..
Sizi bu kadar strese sokan nedir?
Eski eşe engel bassanız, ev falan taşısanız çocukları ise dışarda bir yerde görmesine izin verseniz.
Hatta ailenizden biri ile iletişim kurdurup hiç muhatap olmasanız olmaz mı?
Veya işinizde mutsuzsanız biraz çalışma hayatına ara verin.
Bir tatil ayarlayın iyi gelebilir.
Mutluluğunuza odaklanın lütfen.
Evet çocuklarınız hala çok küçük.
Gerekirse bir oyun ablasından destek alın.
Belki çok yorulduğunuz için bunlar..
Mutluluklar.
Tam olarak hangi seviyeden bahsediyorsunuz bilmiyorum ama :) rica ediyorum hiçbir zaman hiçbir konuda umutsuzluğa kapılmayın lütfen.keşke söylediğiniz seviyeye bende ulaşabilsem..
Beni bu kadar strese sokan yegane konu eski eşe engel basamıyor olmak galiba.
İletişimimi her minimuma indirdiğimde ya nafakayı yatırmıyor, ya çocukları geç getiriyor vs.. yani iletişim kurabilmek için mutlaka bir sebep yaratıyor.
Sesini duymak bile geriyor bazen beni.
Çocukları saatinde gerirmediginde mesela söyleniyorum ve şunu diyor; "sen daha dur yüzlerini birgün fazla gòreyim diye yalvaracagin günler gelecek".. ona belli etmiyorum ama kuduruyorum beni çocuklar üzerinden tehdit edince. Sonra etrafımda ki en yakın insana sataşıyorum istemsiz ki bu genelde eşim oluyor maalesef.
Ve sinirim geçtiğinde vicdan azabından ölüyorum durduk yere kırdım diye.
inş ..Tam olarak hangi seviyeden bahsediyorsunuz bilmiyorum ama :) rica ediyorum hiçbir zaman hiçbir konuda umutsuzluğa kapılmayın lütfen.
Herşeyin mutlaka bi yolu, bi çaresi var.
Çare bulamadıklarımiza da böyle paylaşarak, fikir alarak atlatmaya çalışıyoruz işte.
Allah yolunuzu açık etsin.
Beni bu kadar strese sokan yegane konu eski eşe engel basamıyor olmak galiba.
İletişimimi her minimuma indirdiğimde ya nafakayı yatırmıyor, ya çocukları geç getiriyor vs.. yani iletişim kurabilmek için mutlaka bir sebep yaratıyor.
Sesini duymak bile geriyor bazen beni.
Çocukları saatinde gerirmediginde mesela söyleniyorum ve şunu diyor; "sen daha dur yüzlerini birgün fazla gòreyim diye yalvaracagin günler gelecek".. ona belli etmiyorum ama kuduruyorum beni çocuklar üzerinden tehdit edince. Sonra etrafımda ki en yakın insana sataşıyorum istemsiz ki bu genelde eşim oluyor maalesef.
Ve sinirim geçtiğinde vicdan azabından ölüyorum durduk yere kırdım diye.
Spor yapın, öfke kontrolu ile alakalı kitaplar okuyun ve hala işe yaramıyorsa yardım alın. Çocuklarınız çok küçük. Onlara sinir ve öfkenizi yansıtmamaya çalışın. Çocuklar küçük bile olsa hiç bir zaman unutmuyorlar gördükleri fiziksel veya ruhsal şiddeti.Son 4 senede çok aksiyonlu bir hayat yaşadım, bazen bakınca bunları ben mi yaptım deyip şaşırıyorum :)
İnsanın 30' una gelip bunu kabul etmemesi, hala 20'li yaşlardaymış gibi hissetmesi gibi diyeyim, siz anlayın.
Eski eşimden bi anda sigorta attı ve boşandım, evim barkım, param hiçbir şeyim yoktu.
Bu evlilikten elime kalan tek kazancım çocuklarımdı.
"İki çocukla hiçbir yere sığamazsın, eşek gibi döneceksin" diyen eski eşime inat önce anneme yerleştim.
Bi işe girip çalışmaya başladım, çok kısa bi zamanda çocularımı da alıp ayrı bir eve çıktım.
İşime, çocuklarıma tutundum, sonradan eşek gibi(!) peşimden koşan eski eşime kulaklarmı tıkadım ve her defasında onu reddettim.
Bu süreçte çok zorlandığım, ağladığım, sadece çığlık atıp rahatlamak için tem otoyoluna çıktığımı bilirim :)
Baya arabayla tem otoyoluna çıkıp, arabayı kenara çekip çığlık atıp rahatlayıp eve dönüyordum.
Manyaklık.
Sonra karşıma bi adam çıktı, tüm ezberlerimi bozdu.
Yaşadığım, hayatın bana sunduğu tüm eksikliklerimi tamamladı, beni iyileştirdi, kendime getirdi.
Çocuklarımla tanıştırdım, pedagoğumuzla beraber yattık kalktık ve çok güzel bir diyalog kurdular çok şükür.
Evlendim.
Şuan tam aşamamış olsak da düzenimizi falan kurduk.
Üst kısımda yazdıklarım geçmişimdi..
Bu günüme geliyorum;
Hala peşimi bırakmayan bir eski eş, herşeye rağmen yanımda olan muhteşem bir yeni eş :) ve dünya tatlısı akıllı mı akıllı iki tane evladım var.
Eski eşin peşimi bırakmaması kısmını şöyle özet geçeyim; hala bir gün boşanıp onunla evleneceğimi düşünüyor ve üzerinden yıllar geçmesine rağmen kesinlikle bu fikrinden dönmüyor, hasta muhtemel.
Bunca detaya şu yüzden girdim;
Hayatım bu kadar yolunda giderken, sevdiğim bi adamla hayalini bile kuramayacağım düzeyde bi evlilik yaşarken, çocuklarımın uyum sürecinde, yeni eşime odaklanmaları konusunda hiç bir sorun yokken ben neden bu kadar sinirli ve tahammülsüzüm?
Yaşadıklarımın bana bıraktığı bi miras mı?
Ellerim kaşınıyor stresten, egzama oldu, saçlarım dökülüyor.
Hep mi böyle gidecek?
İşim ve eski eşimin saçmalıkları dışında yolunda gitmeyen hiçbir şey yok!
Çocuklarıma bağırmak istemiyorum, hele bunu yeni eşimin yanında hiç yapmak istemiyorum ama sanki onlar böyle küçük hatalar yapmamalılar, çocuk yaşlarını çoktan geçtiler.. öyle bişey de yok biri 3 biri 5 yaşında üstelik.
Çok zor şeyler yaşadılar, yaşlarından çok olgun davrandılar, verdiğim her karara uyum sağladılar, bi çocuktan beklenmeyecek derecede sakinlikle karşıladılar üstelik hayatlarında ki her değişikliği..
Neden böyleyim?
Neden bu kadar öfkeliyim hayata ve insanlara?
En önemlisi evlatlarıma?
Geçer mi?
Not: En ufak bir olayda evlatlarıma çığlık çığlığa bağırmıyorum yanlış anlaşılmasın ama üst üste gelen birşeyler olduğunda dişlerimi sıkarken buluyorum kendimi, çocuktur deyip geçemiyorum. Kendimi yiyiyorum.
Birlikte çok eğleniyoruz, çok güzel oyunlar oynuyoruz, sevişip öpüyoruz birbirimizi, diyaloğumuzda bi sorun yok. Tek sorun benim tahammül seviyemin bu kadar yerlerde olması.
Hacamattan çok korkuyorum ama kan, şeker ve troid tahlillerimi mutlaka yaptırıcam çünkü normal olmayan bişeyler var.Biliyorum görüşme dönemlerinizi falan okuduklarımdan.
Evlenmişsiniz hayırlı olsun.
İlk evliliğindeki hesapları kapatmamışsın.. öfken unutamayışların aniden küçücük yerden sızıp karşın açıkışalrı hep bundan...Çok güzel bi terapi var seni o anlara götürüyor yüzleştiriyor ve aretık o biriken şeylere nötr oluyorsun.Denemiştim tavsiye ederim.
Deteylı bir kan tahili yaptır derim.
Birde hacamat var ben denemedim ama çok faydasını görenler duydum. onuda araştırabilirsin sinirlilik huzursuzluk sorunlarına iyi geldiğinden bahsedildiğini çok duydum.
Cok sey yasadın belki sabrettin sabrettin doldun bi tek damla bile tasırıyor seni.. Simdiki mutluluguna bak bence.. Bırak geçmişi yuvana cocuklarına esine sarıl.. Suan ın özlemini yasarken içindesin bak...mutluluhu hakediyorsunSon 4 senede çok aksiyonlu bir hayat yaşadım, bazen bakınca bunları ben mi yaptım deyip şaşırıyorum :)
İnsanın 30' una gelip bunu kabul etmemesi, hala 20'li yaşlardaymış gibi hissetmesi gibi diyeyim, siz anlayın.
Eski eşimden bi anda sigorta attı ve boşandım, evim barkım, param hiçbir şeyim yoktu.
Bu evlilikten elime kalan tek kazancım çocuklarımdı.
"İki çocukla hiçbir yere sığamazsın, eşek gibi döneceksin" diyen eski eşime inat önce anneme yerleştim.
Bi işe girip çalışmaya başladım, çok kısa bi zamanda çocularımı da alıp ayrı bir eve çıktım.
İşime, çocuklarıma tutundum, sonradan eşek gibi(!) peşimden koşan eski eşime kulaklarmı tıkadım ve her defasında onu reddettim.
Bu süreçte çok zorlandığım, ağladığım, sadece çığlık atıp rahatlamak için tem otoyoluna çıktığımı bilirim :)
Baya arabayla tem otoyoluna çıkıp, arabayı kenara çekip çığlık atıp rahatlayıp eve dönüyordum.
Manyaklık.
Sonra karşıma bi adam çıktı, tüm ezberlerimi bozdu.
Yaşadığım, hayatın bana sunduğu tüm eksikliklerimi tamamladı, beni iyileştirdi, kendime getirdi.
Çocuklarımla tanıştırdım, pedagoğumuzla beraber yattık kalktık ve çok güzel bir diyalog kurdular çok şükür.
Evlendim.
Şuan tam aşamamış olsak da düzenimizi falan kurduk.
Üst kısımda yazdıklarım geçmişimdi..
Bu günüme geliyorum;
Hala peşimi bırakmayan bir eski eş, herşeye rağmen yanımda olan muhteşem bir yeni eş :) ve dünya tatlısı akıllı mı akıllı iki tane evladım var.
Eski eşin peşimi bırakmaması kısmını şöyle özet geçeyim; hala bir gün boşanıp onunla evleneceğimi düşünüyor ve üzerinden yıllar geçmesine rağmen kesinlikle bu fikrinden dönmüyor, hasta muhtemel.
Bunca detaya şu yüzden girdim;
Hayatım bu kadar yolunda giderken, sevdiğim bi adamla hayalini bile kuramayacağım düzeyde bi evlilik yaşarken, çocuklarımın uyum sürecinde, yeni eşime odaklanmaları konusunda hiç bir sorun yokken ben neden bu kadar sinirli ve tahammülsüzüm?
Yaşadıklarımın bana bıraktığı bi miras mı?
Ellerim kaşınıyor stresten, egzama oldu, saçlarım dökülüyor.
Hep mi böyle gidecek?
İşim ve eski eşimin saçmalıkları dışında yolunda gitmeyen hiçbir şey yok!
Çocuklarıma bağırmak istemiyorum, hele bunu yeni eşimin yanında hiç yapmak istemiyorum ama sanki onlar böyle küçük hatalar yapmamalılar, çocuk yaşlarını çoktan geçtiler.. öyle bişey de yok biri 3 biri 5 yaşında üstelik.
Çok zor şeyler yaşadılar, yaşlarından çok olgun davrandılar, verdiğim her karara uyum sağladılar, bi çocuktan beklenmeyecek derecede sakinlikle karşıladılar üstelik hayatlarında ki her değişikliği..
Neden böyleyim?
Neden bu kadar öfkeliyim hayata ve insanlara?
En önemlisi evlatlarıma?
Geçer mi?
Not: En ufak bir olayda evlatlarıma çığlık çığlığa bağırmıyorum yanlış anlaşılmasın ama üst üste gelen birşeyler olduğunda dişlerimi sıkarken buluyorum kendimi, çocuktur deyip geçemiyorum. Kendimi yiyiyorum.
Birlikte çok eğleniyoruz, çok güzel oyunlar oynuyoruz, sevişip öpüyoruz birbirimizi, diyaloğumuzda bi sorun yok. Tek sorun benim tahammül seviyemin bu kadar yerlerde olması.
Tiroit de sinirlilik yaparBu hormonlar ve şeker konusunu hiç düşünmemiştim açıkçası.
Bunun mutlaka üzerine gidicem, kansızlık ve şekerden de olabilir çok haklısın.
Hacamattan çok korkuyorum ama kan, şeker ve troid tahlillerimi mutlaka yaptırıcam çünkü normal olmayan bişeyler var.
Genelde de çok sakin bi insan değilimdir ama özellikle konu çocuklar olunca heleki boşanma süreçlerimde falan müthiş dikkatliydim. Şuan o dikkati toplayamıyorum, kendimi sinirliyken, kaşlarım çatık buluyorum.
İz çıktı alnımda normal halim çatık duruyor artık :/
Bahsettiğin terapi hakkında biraz daha detay verebilir misn rica etsem?
Denemekte fayda var.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?