Evime geldim.
Allahım.
Yolda hep birlikte oturduğumuz, güldüğümüz yerler.
Buluşacağımız zaman beni beklediği yerde durdum ablasını aradım.
Dün ona gönderdiğim hediyeleri isteyip istemediğimi sormuştu, ben de görmeye dayanamam diye toplamda sadece birkaç parça olan kıyafetleriyle birlikte onları da dağıtın demiştim.
Öyle korkuyla aradım ki hemen birine vermişlerdir diye çünkü çoğu oyuncaktı, "verin, çocukları sevindirin" demiştim.
Bugün vereceklermiş, yetişmişim çok şükür.
Onun attığı çöpleri bile saklıyorum oradan da istedim neyi varsa.
Dün cüzdanını verdiler bana, hep kahrolarak aldığı ufak tefek harçlıkları vardı içinde, para bölümü bomboştu.
Ama her bölümünde bi tahlil tarihi, sonucu, doktor kartviziti, ağzına kadar doluydu o kısımlar.
Bir de pembe, kalp şeklinde kesilmiş bir kağıt.
Üstünde küçük bir uğur böceği çıkartması ve "seni çok seviyorum" yazısı.
Hep yanında benimle ilgili bir şey taşısa güç olacağını düşünürdüm hatta bunu söylerdim de ama o, ona gönderdiğim hediyenin üstündeki bu kağıdı cüzdanında sakladığından hiç bahsetmemişti.
Yani gittikten sonra bile hep aklında olduğumu söyledi bana canım Tombiğim, o her zaman durup durup bir sürpriz yapar, nasıl sevmek bu dedirtirdi, yine öyle yaptı, babası son günlerinde kendinde değilken zar zor konuşup "ben yiyorum söyleyin Miniğim de yesin" dediğini ağlaya ağlaya anlattı, karşımızda Hakanımız, cami avlusunda, her gün iki kere duş alan Tombiğim on beş gündür kendinde değildi yıkanamıyordu, güzelce yıkamışlar, yeşilleri örtmüşler, üstüne de Lüleburgazspor formasını koydular, karşısında takım arkadaşları namaza durmuş, bitanem benim...
Allahım.
Uçakta cüzdanı sıkı sıkı tuttum, iki gündür ilk defa iç huzuruyla uyudum, buluştuğumuzda masaya telefonunu, cüzdanını bırakırdı, sanki yine masada cüzdan, karşımda Hakanım varmış gibi.
Bana güçlü diyorsunuz da, ilgisi bile yok.
Unufak oldum, orada kötüydüm ama Hakanımın doğup büyüdüğü yer, etrafımda da onun ailesi dayanmaya çalıştım.
Şimdi burada, her yerde onun hatırasının olduğu sokaklar ve evim.
Allahım dayanamıyorum.
Onun kurtulmasına seviniyorum ama onun kurtulmasının ondan ayrılmak zorunda kalmak olmasına dayanamıyorum.
Eskiden günleri sayardım, tahlil, Mr, pet sonucu beklerken bunalırdım, bugün yine dedim "çarşamba, hafta sonu bi geçsin" sonradan aklıma geldi, artık günleri saymak değil doldurmak gerekiyor, varacağı bir nokta bu dünyada yok, Allahım sabır ver.
Birkaç günlük küslüklerimiz olurdu, o arada ne öğrensem kafamda biriktirir, görüşünce ona anlatırdım.
Dün cenazede yanımda olan arkadaşımın teyzesinin kızının evine gittik uçağa binmeden evvel, masada Lüleburgazdaki kiralık villalardan bahsetti kadın.
Hemen fiyatı sordum, "iyiymiş dedim, bi aile için ne kadar ideal....." birkaç dakika konuştuk, detayları öğreniyorum ki Hakana anlatacağım.
Allahım birden bi şimşek, "senin burada olma sebebin be, nasıl anlatacaksın?"
O olanları unutup Onun için bir şeyler araştırıp öğrendiğim birkaç dakika boyunca dünyanın en mutlu insanı oluyorum ama irkilip aklıma gelince o haberi yeni almış gibi...
Dayanamıyorum, Allahım düşmanıma bile verme bu acıyı.
Allahım...