Bazen hemcinslerime hayret ediyorum.
Özellikle de mesleği ve maaşı olanlara.
Evliliklerinin yavaş yavaş kaosa dönüşmesini sanki dışardan biriymiş gibi izliyorlar.
Kocalar duyarsız,merhametsiz,
karılarına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguluyor buna rağmen kadınlar 'evim,yuvam,çok emek verdim bu ilişkiye,annem hasta,
babam yaşlı,üzülürler,etraf ne der?vb
Diye diye her şeyi sineye çekiyorlar,
yetmiyor bu adamlara bir de çocuk veriliyor.
Herkesin bir bahanesi var.
Spiral kaydı,kondom yırtıldı,
ertesi gün hapı bozuk çıktı.
Yetmiyor ikinci çocuk oluyor.
Ondan sonra yaşanan kaos,
iyice içinden çıkılmaz bir hal alıyor.
Bu sefer 'evlatlarım için sabrediyorum' başlıyor.
Yavrumu babasız büyütmek istemiyorum.
Kızım babasına çok düşkün.
Kocam aslında iyi bir baba vs,vs.
18 yıldır korunuyoruz ve hiç hamile kalmadım oğlumdan sonra.
Bu arada eşimle ne maddi ne manevi anlamda sıkıntımız var.
Sıkıntım olsaydı en az iki ayrı tedbiri,
aynı anda alırdım.
Haaa tüm tedbirlere rağmen olur mu?
Nadiren olur.
Ama o zaman da çocuk benim çocuğumdur, boşanmamak için bahane olarak kullanmazdım.
Eşim beni dövüp,sövüp aşağılasaydı,
hakaret manyağı yapsaydı,oturup ağlamak yerine ilk şiddette ayrılma yoluna giderdim.
Hele ki devlet memuruysam bir dakika bile düşünmezdim.
Eşimin ailesinin borçlarını da ödemezdim.
Annem,babam bunun için masraf edip okutmadı beni.
Bu konu özelinde üzülerek söylüyorum ki
konu sahibi,bu adamı çekmeye devam eder.
Çünkü artık kişiliği ve karar verme mekanizması ciddi anlamda bozulmuş.
Cesareti ve özgüveni ise yok olmuş.
Her zaman olduğu gibi,
olan,masum çocuklara oluyor.
Onların sevgi ve şefkat dolu,sağlıklı aile ortamlarında yetişme haklarını ellerinden alıyoruz.
Çok üzücü...