ya kızlar konuyu görünce dayanamadım, ben de bişey paylaşmak istiyorum ama kendi çocukluğumla ilgili değil.
PUCCA diye bir bloger var, kitapları da var, bilenler okuyanlar vardır belki...
dün onun son kitabını bitirdim, aslında mizah kitabı ama bazı anıları vardı ki çocukluğuna dair.
inanın dün bir ton ağladım..
PUCCAnın annesi rum, çok karşı çıkanlar olmuş anne babasının evlenmesine.. ama annesi kaçmış babasına evlenmişler..
derken Pucca çok küçükken annesi babasını terk etmiş hem de çok acı biçimde, çocukların gözleri önünde..
Pucca annesiyle kalmış, diğer iki kardeşi de babasıyla..
annesi evlenmiş bi süre sonra. üvey babası tam bir psikopatmış.. kıza sürekli işkence edermiş.
annesinin hiç umrunda olmazmış, görse bile görmezden gelirmiş...
komşular birkere çığlık seslerinden rahatsız olup polis çağırmışlar, Pucca merdiven aralığında beklemiş bir umut.
polisler beni alırlar, kurtarırlar bu evden diye. ama polisler anne babayla konuşup çekip gitmiş.
sonrasında üvey babası gelip kızın sırtında sigarasını söndürmüş 3 kere bastırıp.. bu eve birkez daha polis gelirse
her seferinde bu sigara izlerine yenileri eklenecek demiş.....
Pucca okuldan çıktıkdan sonra hiç eve gitmezmiş, annesinin işden dönüş saatini beklermiş. o saate kadar yakın mahallelerde
dolanır dururmuş. bir gün bir mahalle sakini görmüş bunu. kızı yakalamış kadın, demiş sen kimsin niye sürekli dolanıyorsun buralarda..
hırsızmısın, birimi yolluyor seni vs. sorgulamış kızı. kız da yok valla hırsız değilim evim şurada hatta demiş.
kadın bunu doğruca evine doğru götürmüş. kız bahçede üvey babasını görünce kadına yalvarmaya başlamış.
teyze nolur götürme beni oraya, annemi bekliyorum ben, 6 da gelecek. nolursun demiş, ayaklarına kapanmış ağlamış..
derken baba sesleri duymuş, kadın bu sizin kızınızmı demiş, adam evet demiş. kadın demiş, bakın üstü başı leş okuldan sonra dolanıyor sürekli akşama kadar sahip çıkın.. adam kızı saçlarından tutup bahçeye çekmiş orda dövmeye başlamış..
kafasına gözüne heryerine yumruklar savurmuş o şekilde ordaki kadının ayırmaya çalışmasına rağmen evin içine kadar sokmuş.
kadın evin içine giremediğinden kapı kapanmadan pucca ya demiş ki bekle kızım beni geleceğim..
hiç gelmemiş, sanırım aile içi bir olaya karışmak istememiş. keşke o gün gelseydi diyordu Pucca, keşke....
Pucca tüm bunlar yüzünden saç tellerini koparma hastalığına tutulmuş. sürekli kafasında saç tellerini koparıyormuş.
bu yüzden kafasının orta kısmı kelmiş. saçları hep böyle yamalı yamalıymış. okula hep kafasında yeşil bir bereyle gidermiş.
derste onunla otururmuş. öğretmenler kızın durumunu bildiklerinden ses etmezlermiş hiç. hiç arkadaşı yokmuş kızın.
kimse oyun oynamaz, kimse konuşmazmış onunla. hatta çoğu çocuğun ailesi çocuklarının Puccayla arkadaşlık kurmalarını yasaklamışlar. kız kimseyle konuşmaya konuşmaya içine kapanık, konuşmayı bile unutan biri olmuş..
anne ve üvey babanın Pucca ya verdiği en hafif cezalardan biri şuymuş. yemek masasına otururlarmış, anne baba yemek yerken
Pucca karşılarında yemeden otururmuş. o günlerde içinden hep şöyle geçirirmiş üvey babası için. "Allah iki elini kullanamaz hale getirsin, öyle karşımda göreyim seni.."
derken birgün öğretmenleri Puccanın öz babasını aramışlar, kızın vücudundaki morlukları çürükleri, izleri görünce..
kızın öz babası gelmiş alıp götürmüş onu kendi evine. kız arabada evden uzaklaşırken son kez dönüp bakmış pencereye o eve.
annesini görmüş pencerede, kapıdan çıkarken anne diye seslenmiş Pucca ama annesi hiç cevap vermemiş ona..
baktığında pencerenin önünde duruyormuş, Pucca gözleri yaşlıydı, ağlıyordu sanki diyordu kitapta. bu annesini son görüşü olmuş..
ta ki üniversitede okuduğu bir gün dayısı arayana kadar onu. dayısı demiş, annen hastanede gel. bu atlamış ilk uçağa gitmiş izmire.
kız kardeşide ordaymış, birlikte hastaneye girmişler. anneleri karşılarında duruyormuş. çok yaşlanmış, çökmüş, yüzünde garip yara izleri varmış. yıllar önce kanser olmuş ama iyileşmiş. ondan kalma izlermiş yüzündekilerde.. ama o gün hasta olan o değilmiş. meğer o üvey baba hastanedeymiş. adam intihara teşebbüs etmiş, çok borcu varmış, adamın peşine düşmüşler vs. bu da birgün bileklerini kesmiş. karısı onu o halde görünce odada hemen hastaneye yetiştirmiş.
adam kurtulmuş ama bileklerinde ki damarları mı ne çok fazla kestiğinden o bölge harap olmuş ve artık İKİ ELİNİ DE KULLANAMAYACAKMIŞ!!!
Pucca ve kardeşi bunu öğrenmişler, anneleriyle sadece çok kısa bir süre konuşmuşlar. annesi napıyosun demiş Pucca ya.
o da üniversiteye gidiyorum, iyi gidiyo hayatım demiş.. annesi de astronot olmak istiyordun küçükken demiş. çok duygulanmış Pucca, hatırlıyor annesi küçükken konuştuklarını diye. onu unutmamış diye.. konuşmaları sadece bu kadar olmuş.
Pucca daha fazlasına dayanamamış, geri dönmek için giderken dayısına demiş ki,
"SÖYLE ONLARA, HAKKIMI HELAL ETTİM BEN..."