Dostunun başarılarıyla mutlu olan, mutsuzluğundan haz almayan “dost.” bana hiç denk gelmedi. Bir kaç tane arkadaşımı bunların dışında tutabilirim, ama inanın onlar da “arkadaş” sıfatında kaldığı için… “Dost.” olup, her şeyini paylaştığında insanlar değişmeye başlıyor bir süre sonra, zaaflarını o kadar iyi yönetiyor ki, seni manipüle ediyor, saygısızlaşıyor ve çirkinleşiyor. Çok az bir azınlık var “gerçek dost.” diyebileceğimiz, onları da bulmak mesele. Karşına çıksa bile rol mü yapıyor, gerçek mi anlamak güç. Hayatımda kallavi 4 tane dost kazığı yedim, benim hatalarım yok mudur? Elbette var. Ama kimsenin canını bilerek, isteyerek yakmam. Fakat bunlardan 2 tanesi, bilerek ve isteyerek öyle büyük canımı yaktı ki, insanlığa olan inancımı yeni yeni toparlıyorum. Ölmemi istedi, zor bir durumdayken beni manipüle ederek, intihar etmem gerektiğinin sinyallerini verdi. Allah’tan ondan zekiyim de ne bok yemeye çalıştığını çok geç olmadan fark ettim, sorunumu da aslanlar gibi kendim çözdüm.
Yani demem o ki; bazen dost dediğiniz insanlar, öyle şeyler yapıyor ki, inanın düşmanınız bile yapmaz. Benim de şu an hayatımda dostum diyebileceğim kimse yok, ama yaşadıklarımdan sonra, arkadaşlık yetiyor. Kimse her derdimi bilmesin zaten, kalbime ağır gelenleri günlüğüme yazıyorum, buraya yazıyorum, hiç kesmezse psikologa anlatırım.
Ama insanlara sınırlarınızı kaldırırsanız, çok çirkinleşebiliyorlar. Hem de çok