• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Hiç yaşlanmasak, hep genç kalsak ya

Yüz için yüz yogası diyorum kesinlikle.

Bir de ek olarak aslında yaşlanmak da bir nimet. Dizler sızladığı, bel doğrulmadığı, gözler eskisi gibi görmeyip, kulaklar eskisi gibi duymadığı için bu bedenden vazgeçmek daha kolay olacak. Belli bir yaştan sonra beden ruha kafes oluyor, soyunup özgür bırakmak o kadar korkunç bir fikir gibi görünmüyor. 80 imizde 20 gibi görünüp, öyle hissetseydik, herhalde bu dünyaya pençelerimizle tutunurduk. Yaşlanma sürecinin yavaş yavaş, alıştıra alıştıra gelmesi de aynı rahmetten bence.

Yüz yogası, ilk kez duyuyorum desem? Bakacağım netten kesinlikle, merak ettim.
Ve bu bakış açınızı gerçekten çok sevdim, hiç bu şekilde düşünmemiştim; yani ruh ve bedenin ayrılmaya doğru gittiği süreçte, bedenden vazgeçebilmeye hazırlandığımız şekliyle... Değişik bir açı oldu benim için, teşekkür ederim.
Tabi yine de 40ı geçtikten sonra (görürsek o günleri) yorgun bir görünüm başlasa, yadırgamazdım. Bilmiyorum, belki de şu yaşıma kadar ne kadar uykusuz ve bitkin de olsam, hiç göz altı şişliği ya da morluğu gibi problem yaşamadığım için tuhaf geliyor şimdi. Farklı ya, bir şekilde sevmeyi öğreneceğim, ya da minik müdahaleler yaptıracağım.
Yalnız, sunduğunuz bakış, aklımın bir köşesinde duracak, tekrar teşekkür ederim.

Ben yaslandikca guzellesenlerdenim :) 30 yasima kadar cok zayif bor hatundum , sonrasi evlilik dogum falan deyince 9 sene sonunda 20 kilo fazlam var ama entetesan bir sekilde aynaya baktimca daha guzel bir kadin goruyorum , cevremdeki herkes de ayni seyleri soyliyor
Bi 10 kilo verebilsem super olcak gerci , neyse uzatmiyim ama kadinlar olgunlastikca guzellesiyor bana gore , yas konusuna takilmayin yas ilerledikce durusumuz bile degisiyor
Hep soylerim , kendine guvenen ve gulen her kadin cok guzeldir , dis guzellikten ziyade ic huzur insani guzellestirir
Dik durun , kendinize guveni ve gulumsemeyi ihmal etmeyin ,bu da yaşla edinilen guzelliklee , 39 yasinda guzel bir kadin olarak veriyorum bu tavsiyeyi :)

Maşallah ya, ben de böyle güzel bir süreç yaşarım umarım.
İç huzur kısmı biraz tartışmaya açık benim; yani şöyle izah etmeye çalışayım, en huzurlu anımda bile huzursuz bir insanım. Bu sanırım yapı meselesi. En fazla oğlumla oyun oynarken, onunla ilgilenirken aklım salınıp gidiyor, ama onun haricinde ruhumda sıkıntısızlığı dahi sıkıntı haline getirebilecek bir tatminsizlik hissi var eskiden beridir. Bu da resim yaparak dizginlediğim bir yönüm, kafamın içini tuvale açıp rahatlıyorum. Aynalara dadandığım şu süreçte, resimleri de boşladım.
Planladığımız tatile çıkıp da geri dönünce, silkelensem bi... Sanki böyle gün sayar gibiyim bir şeylere.
 
Tibetin gençlik pınarı, kk spor ve yaşam forumunda. :anneadayı:

Onun dışında ben düzenli balık yağı takviyesi alırım, minimum kimyasal, maksimum hareket. Popiş pek takmıyor kendisine açtığım savaşu ama kendisine bir sene tolerans tanıyorum :süslü:
 
Yüz yogası, ilk kez duyuyorum desem? Bakacağım netten kesinlikle, merak ettim.
Ve bu bakış açınızı gerçekten çok sevdim, hiç bu şekilde düşünmemiştim; yani ruh ve bedenin ayrılmaya doğru gittiği süreçte, bedenden vazgeçebilmeye hazırlandığımız şekliyle... Değişik bir açı oldu benim için, teşekkür ederim.
Tabi yine de 40ı geçtikten sonra (görürsek o günleri) yorgun bir görünüm başlasa, yadırgamazdım. Bilmiyorum, belki de şu yaşıma kadar ne kadar uykusuz ve bitkin de olsam, hiç göz altı şişliği ya da morluğu gibi problem yaşamadığım için tuhaf geliyor şimdi. Farklı ya, bir şekilde sevmeyi öğreneceğim, ya da minik müdahaleler yaptıracağım.
Yalnız, sunduğunuz bakış, aklımın bir köşesinde duracak, tekrar teşekkür ederim.
.

Rica ederim. :)



Mesela bu bayan, 57 'sinde hiç botoks ve estetik olmadan fena değil di mi?

Gün de 15 dk yapacağın egzersizlerin 1 haftada yarattığı farkı gerçekten görüyorsun.
 
Ben de yaşlanmaya çok takıntılı biriyim. Öncelikle kilo sorunu olmamalı bir kadının. Doğumdan sonra on kilo fazlam olmuştu deli gibi sağlıklı beslenme spor moduna girmiştim. Şimdi 54 kiloyum. Haftada 4 gün spor yaparım. Her gece yatmadan önce yüz mekik,yüz squat ve agirliklarla kol hateketleri yaparım. Kolların sarkmasi çok feci çok takigim kollara:KK43:
Cok su içerim, mutlaka kayısı çekirdeği yağı sürerim yüzüme her gün ve inanılmaz etkili tavsiye ederim. Maden suyunu bir şişeye koyup buzdolabinda bekletip yüzüme puskurturum çok faydalı bu da. Ve şeker asıtli içecek hiç kullanmam. Ekmek te neredeyse tadını unuttum.
Eşim kendine çok bakan bir adam. Kaslı vücut her gün spor yapan biri. Bazen diyorum sisko bir adam olsaydı da arada ekmeğin dibine vuraydim:) Oldukça fit biriyim de bunu koruması da çok zor. Ama şişman ve yaşlı görünüm yerine böyle daha mutluyum galiba..

Sanırım hamile kalmadan önceki halimin ardından gelen bu yeni kadını yadırgıyorum, siz fitim, 54 kiloyum deyince benim de 62-63 kiloda olduğum ideal halim geldi aklıma. Boyuma göre tam olması gerektiği gibiydim kendi güzellik algımca. Hamilelikte sigarayı da bırakmakla birlikte (Ve uyku ilaçlarını da bırakınca) arayı yemekle kapadım. Aldığım kiloları yazmayayım şimdi, ancak baya yol katettim, 72 kiloya düştüm, daha da yolum var. Tabi kilo alıp vermede yüzüm de değişti, çöktü gibi geliyor, bilmiyorum.

Bu arada kayısı çekirdeği yağı ağır değil midir? Benim cilt yağlı ve alerjik, çabuk sivilcelenir. Uyar mı ki bana?
 
Tibetin gençlik pınarı, kk spor ve yaşam forumunda. :anneadayı:

Onun dışında ben düzenli balık yağı takviyesi alırım, minimum kimyasal, maksimum hareket. Popiş pek takmıyor kendisine açtığım savaşu ama kendisine bir sene tolerans tanıyorum :süslü:

Popiş kısmı... Ah o popiş, selülit gamzeli popiş... Artık ben de tatilde görüp imreneceğim, bikinili taş popoların ardından, tanklı tüfekli bir savaşa girişeceğim bu gidişle kendisiyle. :)

Rica ederim. :)



Mesela bu bayan, 57 'sinde hiç botoks ve estetik olmadan fena değil di mi?

Gün de 15 dk yapacağın egzersizlerin 1 haftada yarattığı farkı gerçekten görüyorsun.


Elli yedi? El-li ye-di? ... Eneem ben ölmüşüm de ağlayanım yokmuş, oy oyy...
Deneyeceğim kesinlikle.
 
Bol su gözlerin içinde kahve telvesi öneririm tüm yüzüne ya da sadece göz altlarına kahve telvesi sür kafein torbaya morluğa iyi gelir, kırışıklık için ise nemli tut ben 30 ml aldım son göz kremimi önceden sadece gece sürerdim artık gündüz de makyaj altına sürüyorum, göz altlarına buz gezdirmek soğuk kaşıkla masaj yapmak da muazzam uygulamalar ne yazık ki artık uğraşamam diyecek yaşlarda değiliz 32 oluyorum bende eylulde
 
Yüz yogası, ilk
Maşallah ya, ben de böyle güzel bir süreç yaşarım umarım.
İç huzur kısmı biraz tartışmaya açık benim; yani şöyle izah etmeye çalışayım, en huzurlu anımda bile huzursuz bir insanım. Bu sanırım yapı meselesi. En fazla oğlumla oyun oynarken, onunla ilgilenirken aklım salınıp gidiyor, ama onun haricinde ruhumda sıkıntısızlığı dahi sıkıntı haline getirebilecek bir tatminsizlik hissi var eskiden beridir. Bu da resim yaparak dizginlediğim bir yönüm, kafamın içini tuvale açıp rahatlıyorum. Aynalara dadandığım şu süreçte, resimleri de boşladım.
Planladığımız tatile çıkıp da geri dönünce, silkelensem bi... Sanki böyle gün sayar gibiyim bir şeylere.
Ic huzurun yapi meselesi oldugunu sanmoyorum , ne guzel siz bulmussunuz huzurlu oldufunuz yeri , tuvalde rahatliyorsunuz bence biraz derinlere inerseniz huzursuzlugun esas kaynagini da bulursunuz , affetmek cok etkili bir yontemdir , resim yaparken bunu dusunun bence , affettikce huzur geliyor insana bir sekilde , huzur geldikce de ruh genclesiyor ve bu bedene de yansiyor
Tatile ne zaman cikacaksiniz? Tatilde sikintilarinizi suya birakin , cok etkili bir yontemdir
 
Bol su gözlerin içinde kahve telvesi öneririm tüm yüzüne ya da sadece göz altlarına kahve telvesi sür kafein torbaya morluğa iyi gelir, kırışıklık için ise nemli tut ben 30 ml aldım son göz kremimi önceden sadece gece sürerdim artık gündüz de makyaj altına sürüyorum, göz altlarına buz gezdirmek soğuk kaşıkla masaj yapmak da muazzam uygulamalar ne yazık ki artık uğraşamam diyecek yaşlarda değiliz 32 oluyorum bende eylulde

Doğru diyorsun, "Uğraşamam" dediğim son virajı göz altlarımın ikazı ile aldım sanırım. Bir şekilde rutin haline getirmek gerekiyor bu bakım işlerini. Kahve telvesi peeling ve selülit için öneriliyor genelde, gözaltları için de kullanılabileceğini bilmiyordum.
 
:)) çok hoş yazmışsın İnan , hele suna bayıldım "Tabi ben de onun dökülen saçlarına sesleniyorum "Sıkı tutunun, sahip çıkın birbirinize":))):KK70::KK70: çaldım esprini :)
 
Doğru diyorsun, "Uğraşamam" dediğim son virajı göz altlarımın ikazı ile aldım sanırım. Bir şekilde rutin haline getirmek gerekiyor bu bakım işlerini. Kahve telvesi peeling ve selülit için öneriliyor genelde, gözaltları için de kullanılabileceğini bilmiyordum.

Evet selülit için de uygulanır göz için olan roll on üretiyolar hemen hemen hepsi kafein içerikli
 
Selam hanımlar, nasılsınız, nasıl gidiyor hayat? :KK3:

Beni sorarsanız, öyle aman aman dertlerim yok şükür ki ama kendi kendime sarıyorum sanırım şu ara. Ben beyaz peynir kıvamında, göbeğimi avuçlayarak evde otururken (ki çıkabilirsek bi tatile çıkacağız), herkesler bronzlaşmış, bikinili-mayolu pozlar instalarda, facelerde paylaşılmış bile. Zaten yazın geldiğini oradan anlıyorum ben, bi de karpuzdan.

Güzel bi kadındım yav ben, hani fena değildim öyle, kendimi beğenirdim. Şimdilerde, nedendir bilinmez (Belki de birazdan sayacağım şeylerden ötürü), bende bir şey havası var, böyle "Çöktüm mü ne ya?" havası; aynada kendime bakarken, ilk dikkatimi çeken şey, gözümün altındaki minik şişlikler oluyor. Önceden yoktu onlar.

Yıllardır azılı bir insomniyadan mustarip ben, yaşımın otuzu gördüğü geçen sene itibariyle, sanırım ufaktan şirin mi şirin göz altı torbaları ediniyorum kendime, biraz da mor gibiler. Abartıyor da olabilirim, bilmiyorum, suratımdaki her şey bazı bazı abartı gelir zaten gözüme (Mesela bir ara burun deliklerime bakıyordum, büyük mü diye)... Ama bu kez, baya canım sıkıldı kızlar. Ya daha bunun kırkı var, ellisi var, botoksu var, yüz gerdirmesi var... Henüz otuz iken, daha fresh bir görünümde olmalıyken, niye böyle çöktüm?

Benim adama soruyorum "Nasılım, güzel miyim hala?" diye, o da "İdare edersin" diyor, insan hiç karısına "İdare edersin" der mi, olacak iş mi? Güzel olmasa da güzelsin, bitanesin, aşksın filan der. Sonradan suratım düşünce gülüp sırnaşıyor da ama işte, espri anlayışı biraz öküzce olunca, ben de son öküz bükücü gibiyim zaten, neyse ne diyordum, off... Yüzüm diyordum. Göz altlarım diyordum... Zaten küçük çekik gözlü bi tipim, göz altım şiş gibi olunca yaşlı samuraylara benziyorum, Miyagi San gibi evin içinde... Allah'ım ya, ben sanırım bu yaşlanma işini kaldıramıyorum.

Kremler, bakım maskeleri filan, pek benlik değil, sıkılırım, belli bir düzende yapamam. Aslında yapmak lazım, kendimize bakmak lazım güzel yaş almak için. Bense oturup kahve içeyim, selülitlerime selülit eklemeye devam edeyim anca. Ne güzel spor yapıyordum, yediğime içtiğime dikkat ediyordum. Aniden sporu bırakınca da böyle olmuş olabilir, çünkü kendimi zorlayarak belli bir düzene sokmuş, uykumu bile ilaçla düzenlemiştim. Şimdi yansın geceler... Oturup saatlerce ışık altında çizim-boyama yaptığım oluyor, bu da mahvediyor gözlerimi.

Düşündükçe, yazdıkça çıkıyor sanki bir bir. Ya bu bilim insanları, gençleşmenin formülünü bulmadılar mıydı? Öyle haberler çıkıyordu arada, detoks, metoks, örümcek ağı yüz gerdirme filan... Canım da tatlı ha, acısız filan diyorlar bazı minik dokunuşlar için, yine de videolarını izleyince kafam bi hafifliyor, "Nasıl acımasın?" diyorum, vudu bebeğine iğne saplayan vicdansız kabile reisi gibi çat çat her yerini iğneliyorlar suratın.

Hep genç kalsaydık ne güzel olurdu. Artık bir yerim yaralansa bile daha geç iyileşiyor, kardeşim topuk taşı hediye ediyor, göbeğimi eritmek artık ciddi bir mesele, kilolar kolay gitmiyor, eşim göbeğime sesleniyor arada "Nasılsın?" diye (Tabi ben de onun dökülen saçlarına sesleniyorum "Sıkı tutunun, sahip çıkın birbirinize" diye). Bilemiyorum Altan, bilemiyorum. Böyle sanki konu açmak için konu açmış gibi gelebilir üstünden okuyunca, gırgıra vuruyorum ama gerçekten canımı sıkıyor aynadaki görüntüm kızlar.

Siz neler yapıyorsunuz, zamanın yüzünüzdeki yansımaları karşısında? Bazen "Enee alnımda çizgi olmuş" ya da "Biraz çökmüş müyüm ne?" filan diyor musunuz? Kendinize uyguladığınız bir şeyler var mı bakım adına? Nelere dikkat edersiniz, yoksa saldım çayıra mı takılırsınız?
30 yasındayım ınsanlar 24 gosterıyorsun dıyor hıc degısmemısım .Muzu yedıgımde kabugunu yuzume suruyorum ,salatalıgında ,sonra kahve ve yumurtanın sarısını karıstırıp yuzume suruyorum sıyah noktaları sıvılcelerı ve olu derıyı alıyoryumurtanın kalan beyazınıda sıkılastırma yapsındıye en son onuda yuzume suruyorum .Kısacası hangı meyve olursa olsun kabuklarnı yuzume suruyorum .Oturdugum semtte 65 yasında kadın var gorsen 40 dersın oda yuzune hep meyvelerın kabuklarını surerek genc kalmıs .
 
Ic huzurun yapi meselesi oldugunu sanmoyorum , ne guzel siz bulmussunuz huzurlu oldufunuz yeri , tuvalde rahatliyorsunuz bence biraz derinlere inerseniz huzursuzlugun esas kaynagini da bulursunuz , affetmek cok etkili bir yontemdir , resim yaparken bunu dusunun bence , affettikce huzur geliyor insana bir sekilde , huzur geldikce de ruh genclesiyor ve bu bedene de yansiyor
Tatile ne zaman cikacaksiniz? Tatilde sikintilarinizi suya birakin , cok etkili bir yontemdir

Affedememek midir derdim, yoksa yetinememek midir, vazgeçmek midir bilmiyorum. Şöyle söyleyeyim; uzun zamandır (baya uzun zamandır hem de) "İşte tamamdır, tamdır" dediğim bir huzuru yaşadığımı anımsamıyorum, oğlum harici. Oysa şükür edecek çok şeye sahibim-aitim, pek çok kişiye göre şanslı bir insan bile olabilirim, hatta annem "Gangsta, sen çok bolluklu bir kızsın, kısmetlisin maşallah" der, aklımdan geçen çoğu şey elimdedir, şükürler olsun. Ama bu farklı bir şey biliyorum, affedememe var belki bir tutam, belki kırgınlık. Daha açık olmaya çalışayım; ismi lazım olmayan bir hastalığı en ağır haliyle yaşadım, "Bittim, öldüm" dediğim senelerim oldu bu hastalık ile savaşırken, hayatımın imtihanıdır diyebilirim, en derin zamanlarım ve büyük bir dönüm noktası benim için. Karakterimin baştan aşağı yeniden şekillendiği, ruhumun, sabrı zehirli bir yoldan öğrendiği zamanlar... Geldi geçti, bu da bir nimet beni bana öğreten diyorum, ama işte bir yanım çevremdeki kimsenin ulaşamayacağı kadar kuytulaştı bu sürecin ardından. Resim, kalbimin istifra etmesi gibi bir şey. Belki biraz daha zaman gerekiyor, belki bir sergi ile taçlandırmam ve oturup "Tamamdır! Bu tam!" deyip bir köşede, ifade edemediğim ne varsa resim yoluyla insanlara dokunurken, mutluluktan ağlamam gerekiyor. Böyle bir şey, ne kadar anlaşılır yazdım bilmiyorum ama, işte ne diyeyim... Öyle işte.

Tatil için deli planlarım var, deniz paraşütü ile başlayan :)
Adrenalin pompası bir tatil olacak inşallah, benim içine içine ödlek, sağlamcı adamım yan çizmezse tabi.

:)) çok hoş yazmışsın İnan , hele suna bayıldım "Tabi ben de onun dökülen saçlarına sesleniyorum "Sıkı tutunun, sahip çıkın birbirinize":))):KK70::KK70: çaldım esprini :)

Ee, göbeğime laf etmeden önce, kendine de bi bakması gerekiyor değil mi ama? :KK45:
(Ç)alabilirsin, memnun olurum :KK19:
 
30 yasındayım ınsanlar 24 gosterıyorsun dıyor hıc degısmemısım .Muzu yedıgımde kabugunu yuzume suruyorum ,salatalıgında ,sonra kahve ve yumurtanın sarısını karıstırıp yuzume suruyorum sıyah noktaları sıvılcelerı ve olu derıyı alıyoryumurtanın kalan beyazınıda sıkılastırma yapsındıye en son onuda yuzume suruyorum .Kısacası hangı meyve olursa olsun kabuklarnı yuzume suruyorum .Oturdugum semtte 65 yasında kadın var gorsen 40 dersın oda yuzune hep meyvelerın kabuklarını surerek genc kalmıs .

Meyve asitleri yüze faydalıdır güzellik salonlarında hep kullanılır yanında laktik asit glikolik asit vs
 
Selam hanımlar, nasılsınız, nasıl gidiyor hayat? :KK3:

Beni sorarsanız, öyle aman aman dertlerim yok şükür ki ama kendi kendime sarıyorum sanırım şu ara. Ben beyaz peynir kıvamında, göbeğimi avuçlayarak evde otururken (ki çıkabilirsek bi tatile çıkacağız), herkesler bronzlaşmış, bikinili-mayolu pozlar instalarda, facelerde paylaşılmış bile. Zaten yazın geldiğini oradan anlıyorum ben, bi de karpuzdan.

Güzel bi kadındım yav ben, hani fena değildim öyle, kendimi beğenirdim. Şimdilerde, nedendir bilinmez (Belki de birazdan sayacağım şeylerden ötürü), bende bir şey havası var, böyle "Çöktüm mü ne ya?" havası; aynada kendime bakarken, ilk dikkatimi çeken şey, gözümün altındaki minik şişlikler oluyor. Önceden yoktu onlar.

Yıllardır azılı bir insomniyadan mustarip ben, yaşımın otuzu gördüğü geçen sene itibariyle, sanırım ufaktan şirin mi şirin göz altı torbaları ediniyorum kendime, biraz da mor gibiler. Abartıyor da olabilirim, bilmiyorum, suratımdaki her şey bazı bazı abartı gelir zaten gözüme (Mesela bir ara burun deliklerime bakıyordum, büyük mü diye)... Ama bu kez, baya canım sıkıldı kızlar. Ya daha bunun kırkı var, ellisi var, botoksu var, yüz gerdirmesi var... Henüz otuz iken, daha fresh bir görünümde olmalıyken, niye böyle çöktüm?

Benim adama soruyorum "Nasılım, güzel miyim hala?" diye, o da "İdare edersin" diyor, insan hiç karısına "İdare edersin" der mi, olacak iş mi? Güzel olmasa da güzelsin, bitanesin, aşksın filan der. Sonradan suratım düşünce gülüp sırnaşıyor da ama işte, espri anlayışı biraz öküzce olunca, ben de son öküz bükücü gibiyim zaten, neyse ne diyordum, off... Yüzüm diyordum. Göz altlarım diyordum... Zaten küçük çekik gözlü bi tipim, göz altım şiş gibi olunca yaşlı samuraylara benziyorum, Miyagi San gibi evin içinde... Allah'ım ya, ben sanırım bu yaşlanma işini kaldıramıyorum.

Kremler, bakım maskeleri filan, pek benlik değil, sıkılırım, belli bir düzende yapamam. Aslında yapmak lazım, kendimize bakmak lazım güzel yaş almak için. Bense oturup kahve içeyim, selülitlerime selülit eklemeye devam edeyim anca. Ne güzel spor yapıyordum, yediğime içtiğime dikkat ediyordum. Aniden sporu bırakınca da böyle olmuş olabilir, çünkü kendimi zorlayarak belli bir düzene sokmuş, uykumu bile ilaçla düzenlemiştim. Şimdi yansın geceler... Oturup saatlerce ışık altında çizim-boyama yaptığım oluyor, bu da mahvediyor gözlerimi.

Düşündükçe, yazdıkça çıkıyor sanki bir bir. Ya bu bilim insanları, gençleşmenin formülünü bulmadılar mıydı? Öyle haberler çıkıyordu arada, detoks, metoks, örümcek ağı yüz gerdirme filan... Canım da tatlı ha, acısız filan diyorlar bazı minik dokunuşlar için, yine de videolarını izleyince kafam bi hafifliyor, "Nasıl acımasın?" diyorum, vudu bebeğine iğne saplayan vicdansız kabile reisi gibi çat çat her yerini iğneliyorlar suratın.

Hep genç kalsaydık ne güzel olurdu. Artık bir yerim yaralansa bile daha geç iyileşiyor, kardeşim topuk taşı hediye ediyor, göbeğimi eritmek artık ciddi bir mesele, kilolar kolay gitmiyor, eşim göbeğime sesleniyor arada "Nasılsın?" diye (Tabi ben de onun dökülen saçlarına sesleniyorum "Sıkı tutunun, sahip çıkın birbirinize" diye). Bilemiyorum Altan, bilemiyorum. Böyle sanki konu açmak için konu açmış gibi gelebilir üstünden okuyunca, gırgıra vuruyorum ama gerçekten canımı sıkıyor aynadaki görüntüm kızlar.

Siz neler yapıyorsunuz, zamanın yüzünüzdeki yansımaları karşısında? Bazen "Enee alnımda çizgi olmuş" ya da "Biraz çökmüş müyüm ne?" filan diyor musunuz? Kendinize uyguladığınız bir şeyler var mı bakım adına? Nelere dikkat edersiniz, yoksa saldım çayıra mı takılırsınız?
Selam hanımlar, nasılsınız, nasıl gidiyor hayat? :KK3:

Beni sorarsanız, öyle aman aman dertlerim yok şükür ki ama kendi kendime sarıyorum sanırım şu ara. Ben beyaz peynir kıvamında, göbeğimi avuçlayarak evde otururken (ki çıkabilirsek bi tatile çıkacağız), herkesler bronzlaşmış, bikinili-mayolu pozlar instalarda, facelerde paylaşılmış bile. Zaten yazın geldiğini oradan anlıyorum ben, bi de karpuzdan.

Güzel bi kadındım yav ben, hani fena değildim öyle, kendimi beğenirdim. Şimdilerde, nedendir bilinmez (Belki de birazdan sayacağım şeylerden ötürü), bende bir şey havası var, böyle "Çöktüm mü ne ya?" havası; aynada kendime bakarken, ilk dikkatimi çeken şey, gözümün altındaki minik şişlikler oluyor. Önceden yoktu onlar.

Yıllardır azılı bir insomniyadan mustarip ben, yaşımın otuzu gördüğü geçen sene itibariyle, sanırım ufaktan şirin mi şirin göz altı torbaları ediniyorum kendime, biraz da mor gibiler. Abartıyor da olabilirim, bilmiyorum, suratımdaki her şey bazı bazı abartı gelir zaten gözüme (Mesela bir ara burun deliklerime bakıyordum, büyük mü diye)... Ama bu kez, baya canım sıkıldı kızlar. Ya daha bunun kırkı var, ellisi var, botoksu var, yüz gerdirmesi var... Henüz otuz iken, daha fresh bir görünümde olmalıyken, niye böyle çöktüm?

Benim adama soruyorum "Nasılım, güzel miyim hala?" diye, o da "İdare edersin" diyor, insan hiç karısına "İdare edersin" der mi, olacak iş mi? Güzel olmasa da güzelsin, bitanesin, aşksın filan der. Sonradan suratım düşünce gülüp sırnaşıyor da ama işte, espri anlayışı biraz öküzce olunca, ben de son öküz bükücü gibiyim zaten, neyse ne diyordum, off... Yüzüm diyordum. Göz altlarım diyordum... Zaten küçük çekik gözlü bi tipim, göz altım şiş gibi olunca yaşlı samuraylara benziyorum, Miyagi San gibi evin içinde... Allah'ım ya, ben sanırım bu yaşlanma işini kaldıramıyorum.

Kremler, bakım maskeleri filan, pek benlik değil, sıkılırım, belli bir düzende yapamam. Aslında yapmak lazım, kendimize bakmak lazım güzel yaş almak için. Bense oturup kahve içeyim, selülitlerime selülit eklemeye devam edeyim anca. Ne güzel spor yapıyordum, yediğime içtiğime dikkat ediyordum. Aniden sporu bırakınca da böyle olmuş olabilir, çünkü kendimi zorlayarak belli bir düzene sokmuş, uykumu bile ilaçla düzenlemiştim. Şimdi yansın geceler... Oturup saatlerce ışık altında çizim-boyama yaptığım oluyor, bu da mahvediyor gözlerimi.

Düşündükçe, yazdıkça çıkıyor sanki bir bir. Ya bu bilim insanları, gençleşmenin formülünü bulmadılar mıydı? Öyle haberler çıkıyordu arada, detoks, metoks, örümcek ağı yüz gerdirme filan... Canım da tatlı ha, acısız filan diyorlar bazı minik dokunuşlar için, yine de videolarını izleyince kafam bi hafifliyor, "Nasıl acımasın?" diyorum, vudu bebeğine iğne saplayan vicdansız kabile reisi gibi çat çat her yerini iğneliyorlar suratın.

Hep genç kalsaydık ne güzel olurdu. Artık bir yerim yaralansa bile daha geç iyileşiyor, kardeşim topuk taşı hediye ediyor, göbeğimi eritmek artık ciddi bir mesele, kilolar kolay gitmiyor, eşim göbeğime sesleniyor arada "Nasılsın?" diye (Tabi ben de onun dökülen saçlarına sesleniyorum "Sıkı tutunun, sahip çıkın birbirinize" diye). Bilemiyorum Altan, bilemiyorum. Böyle sanki konu açmak için konu açmış gibi gelebilir üstünden okuyunca, gırgıra vuruyorum ama gerçekten canımı sıkıyor aynadaki görüntüm kızlar.

Siz neler yapıyorsunuz, zamanın yüzünüzdeki yansımaları karşısında? Bazen "Enee alnımda çizgi olmuş" ya da "Biraz çökmüş müyüm ne?" filan diyor musunuz? Kendinize uyguladığınız bir şeyler var mı bakım adına? Nelere dikkat edersiniz, yoksa saldım çayıra mı takılırsınız?
Yazdiklarin ,düşüncelerin ,hayata bakışın çok doğal bence sen cok guzel yaş alırsın.Kendini sevmek yetiyor .Boyle devam edince , hayat her haliyle daha güzel.Enerjin cok guzel .Bence sizin gibi insanlar etrafındakileri genclestirir.
 
Evet selülit için de uygulanır göz için olan roll on üretiyolar hemen hemen hepsi kafein içerikli

Deneyeceğim bunu... Teşekkür ederim.

30 yasındayım ınsanlar 24 gosterıyorsun dıyor hıc degısmemısım .Muzu yedıgımde kabugunu yuzume suruyorum ,salatalıgında ,sonra kahve ve yumurtanın sarısını karıstırıp yuzume suruyorum sıyah noktaları sıvılcelerı ve olu derıyı alıyoryumurtanın kalan beyazınıda sıkılastırma yapsındıye en son onuda yuzume suruyorum .Kısacası hangı meyve olursa olsun kabuklarnı yuzume suruyorum .Oturdugum semtte 65 yasında kadın var gorsen 40 dersın oda yuzune hep meyvelerın kabuklarını surerek genc kalmıs .

En üşengeç kadın bile bunu yapabilir, iyi fikir. Bi avokadonun kabuğunu sürüp bırakırdım yüzümde. Pek meyveye düşkün biri değilim, aslında sürekli yiyor olsam ben de kabuklarını yapıştırırdım yüzüme. Sanırım alışkanlıklarımı gözden geçirip, bazı şeylerin yerine mevyeyi koymak ve kabuklarını da israf etmemem lazım.
 
Affedememek midir derdim, yoksa yetinememek midir, vazgeçmek midir bilmiyorum. Şöyle söyleyeyim; uzun zamandır (baya uzun zamandır hem de) "İşte tamamdır, tamdır" dediğim bir huzuru yaşadığımı anımsamıyorum, oğlum harici. Oysa şükür edecek çok şeye sahibim-aitim, pek çok kişiye göre şanslı bir insan bile olabilirim, hatta annem "Gangsta, sen çok bolluklu bir kızsın, kısmetlisin maşallah" der, aklımdan geçen çoğu şey elimdedir, şükürler olsun. Ama bu farklı bir şey biliyorum, affedememe var belki bir tutam, belki kırgınlık. Daha açık olmaya çalışayım; ismi lazım olmayan bir hastalığı en ağır haliyle yaşadım, "Bittim, öldüm" dediğim senelerim oldu bu hastalık ile savaşırken, hayatımın imtihanıdır diyebilirim, en derin zamanlarım ve büyük bir dönüm noktası benim için. Karakterimin baştan aşağı yeniden şekillendiği, ruhumun, sabrı zehirli bir yoldan öğrendiği zamanlar... Geldi geçti, bu da bir nimet beni bana öğreten diyorum, ama işte bir yanım çevremdeki kimsenin ulaşamayacağı kadar kuytulaştı bu sürecin ardından. Resim, kalbimin istifra etmesi gibi bir şey. Belki biraz daha zaman gerekiyor, belki bir sergi ile taçlandırmam ve oturup "Tamamdır! Bu tam!" deyip bir köşede, ifade edemediğim ne varsa resim yoluyla insanlara dokunurken, mutluluktan ağlamam gerekiyor. Böyle bir şey, ne kadar anlaşılır yazdım bilmiyorum ama, işte ne diyeyim... Öyle işte.

Tatil için deli planlarım var, deniz paraşütü ile başlayan :)
Adrenalin pompası bir tatil olacak inşallah, benim içine içine ödlek, sağlamcı adamım yan çizmezse tabi.



Ee, göbeğime laf etmeden önce, kendine de bi bakması gerekiyor değil mi ama? :KK45:
(Ç)alabilirsin, memnun olurum :KK19:
Cook gecmis olsun bir daha tekrarlamasin insallah , hayatta zor ve agir olaylar yasayanlar daha farkli bakiyorlar hayata aslinda bi bakima normal bu seklide hissetmen ama bunun zamanla azalmasi lazim , bende oyle olmustu cevremde gozlemledigim kadariyla da grnrlde bir sure sonra toparlanip tammdir diyor insanlar
Demek senin daha vaktin var , elbet gelecektir o gunler ama eski gunleri bi halinin altina supurme once coz affet birak gitsin , emin ol cok rahatlatacak
Guzellik ve yaslanma konusunda nerden nereye geldik :halay:ama bence cok baglantili birbiriyle
 
Selam hanımlar, nasılsınız, nasıl gidiyor hayat? :KK3:

Beni sorarsanız, öyle aman aman dertlerim yok şükür ki ama kendi kendime sarıyorum sanırım şu ara. Ben beyaz peynir kıvamında, göbeğimi avuçlayarak evde otururken (ki çıkabilirsek bi tatile çıkacağız), herkesler bronzlaşmış, bikinili-mayolu pozlar instalarda, facelerde paylaşılmış bile. Zaten yazın geldiğini oradan anlıyorum ben, bi de karpuzdan.

Güzel bi kadındım yav ben, hani fena değildim öyle, kendimi beğenirdim. Şimdilerde, nedendir bilinmez (Belki de birazdan sayacağım şeylerden ötürü), bende bir şey havası var, böyle "Çöktüm mü ne ya?" havası; aynada kendime bakarken, ilk dikkatimi çeken şey, gözümün altındaki minik şişlikler oluyor. Önceden yoktu onlar.

Yıllardır azılı bir insomniyadan mustarip ben, yaşımın otuzu gördüğü geçen sene itibariyle, sanırım ufaktan şirin mi şirin göz altı torbaları ediniyorum kendime, biraz da mor gibiler. Abartıyor da olabilirim, bilmiyorum, suratımdaki her şey bazı bazı abartı gelir zaten gözüme (Mesela bir ara burun deliklerime bakıyordum, büyük mü diye)... Ama bu kez, baya canım sıkıldı kızlar. Ya daha bunun kırkı var, ellisi var, botoksu var, yüz gerdirmesi var... Henüz otuz iken, daha fresh bir görünümde olmalıyken, niye böyle çöktüm?

Benim adama soruyorum "Nasılım, güzel miyim hala?" diye, o da "İdare edersin" diyor, insan hiç karısına "İdare edersin" der mi, olacak iş mi? Güzel olmasa da güzelsin, bitanesin, aşksın filan der. Sonradan suratım düşünce gülüp sırnaşıyor da ama işte, espri anlayışı biraz öküzce olunca, ben de son öküz bükücü gibiyim zaten, neyse ne diyordum, off... Yüzüm diyordum. Göz altlarım diyordum... Zaten küçük çekik gözlü bi tipim, göz altım şiş gibi olunca yaşlı samuraylara benziyorum, Miyagi San gibi evin içinde... Allah'ım ya, ben sanırım bu yaşlanma işini kaldıramıyorum.

Kremler, bakım maskeleri filan, pek benlik değil, sıkılırım, belli bir düzende yapamam. Aslında yapmak lazım, kendimize bakmak lazım güzel yaş almak için. Bense oturup kahve içeyim, selülitlerime selülit eklemeye devam edeyim anca. Ne güzel spor yapıyordum, yediğime içtiğime dikkat ediyordum. Aniden sporu bırakınca da böyle olmuş olabilir, çünkü kendimi zorlayarak belli bir düzene sokmuş, uykumu bile ilaçla düzenlemiştim. Şimdi yansın geceler... Oturup saatlerce ışık altında çizim-boyama yaptığım oluyor, bu da mahvediyor gözlerimi.

Düşündükçe, yazdıkça çıkıyor sanki bir bir. Ya bu bilim insanları, gençleşmenin formülünü bulmadılar mıydı? Öyle haberler çıkıyordu arada, detoks, metoks, örümcek ağı yüz gerdirme filan... Canım da tatlı ha, acısız filan diyorlar bazı minik dokunuşlar için, yine de videolarını izleyince kafam bi hafifliyor, "Nasıl acımasın?" diyorum, vudu bebeğine iğne saplayan vicdansız kabile reisi gibi çat çat her yerini iğneliyorlar suratın.

Hep genç kalsaydık ne güzel olurdu. Artık bir yerim yaralansa bile daha geç iyileşiyor, kardeşim topuk taşı hediye ediyor, göbeğimi eritmek artık ciddi bir mesele, kilolar kolay gitmiyor, eşim göbeğime sesleniyor arada "Nasılsın?" diye (Tabi ben de onun dökülen saçlarına sesleniyorum "Sıkı tutunun, sahip çıkın birbirinize" diye). Bilemiyorum Altan, bilemiyorum. Böyle sanki konu açmak için konu açmış gibi gelebilir üstünden okuyunca, gırgıra vuruyorum ama gerçekten canımı sıkıyor aynadaki görüntüm kızlar.

Siz neler yapıyorsunuz, zamanın yüzünüzdeki yansımaları karşısında? Bazen "Enee alnımda çizgi olmuş" ya da "Biraz çökmüş müyüm ne?" filan diyor musunuz? Kendinize uyguladığınız bir şeyler var mı bakım adına? Nelere dikkat edersiniz, yoksa saldım çayıra mı takılırsınız?
Alla alla, bu kadar komik bakış açısına sahip olan bir kadın nasıl otuzunda çöküyor ben anlamadım. Çok yanlış. Otuz nedir????? Daha bebek yaş. Ben 50 yi geçtim hala kendimi beğenirim. Ama, tecrübelerime dayanarak bir kaç tavsiye vereyim. Uygularsan kendine hayran kalırsın.

Bir kere pozitif olacaksın
Gözaltı torbaları eğer böbreklerde sorun yoksa, yorgunluktan veya hareketsizlikten olabilir. ****yüz yogası,****** kırışıklıklara, yüzde çökmeye, ödeme çok faydalıdır. Yüz yogası yapabilirsin. Bizzat test edip onayladım. Kırışık kremi tarih oldu. Kaz ayağı bile yok göz çevremde.
Spor yapmalısın, biliyorsun. Ovalamayla göbek erimez.
İyi uyku da çok önemli.

30 yaşında şikayet ediyorsun. Yazık, daha çok gençsin. Kendini salmamalısın. Sadece kendini salan, boş veren insanlar erken yaşlarda çöker.
 
Daha çok gençsin zaten.. senin canın sıkılmış kendine sarmışsın.. iyi bir merkezde düzenli olarak cilt,vücut,el,ayak bakımı yaptır bakalım nasıl kendine geliyorsun.. biraz yediklerine dikkat etsen,birazda yürüş bak nasıl 25 oluyorsun 1 ayda :)
Geçen gün konı arasında çocuğum olduğunu söyledim birisine,sanırsın ki hayatının şokunu yaşadı adam. İnanadırmak için çaba sarfettim resmen. Yaşımda 30'dan az fazla :) öyle minik tiplerdende değilim ki minyonsun yaşını göstermiyorsun diyesin.. nerden baksan topuksuz 1.75,topukla allah ne verdiyse boyum var. Ama bakıyorum arkadaşım kendime.. yüzüme,vücuduma,saçıma,ayağıma,elime.. bigün çok yediysem bigün az yiyorum dengeliyorum bişekilde. Gayette çıtır hissediyorum..
emin ol etrafta gördüklerin senden daha güZel değiller,sadece bakımlılar..
 
Evet, yorgun görünüm, tam olarak bu ifade doğru. İyi bir uyku almazsam zaten daha bir acayip oluyorum

Bu yorgun gorunum zaten oglumun dogumuyla basladi. Yeni dogum yaptigim zaman bile "yegeniniz mi" "kardesiniz mi" tepkilerini aliyorken sadece 6 ay icinde yas tahminleri birden yukarilara firladi. Hem calisiyorum hem oglum uyumayan bir cocuk. Kafaya bisey taktiginda da uyuyamayan biriyim zaten. Artik biliyorum ki UYKU COK ONEMLI ARKADASLAR...

Bol kot pantolonlarla, uzun ve bol kabanlarla, belimin inceliğini göstermeyen tişörtlerle, spor ayakkabı ve sandaletlerle bir gençlikten geçtim

Ahhahh ben de tam tersi. Gecen seneye kadar ince topuklarla gezen ben artik salas kiyafet+yirtik kot+sirt cantasi+converse seklinde gezmeye basladim ve bu halimi daha cool buluyorum. Aslinda nasil giyindigin degil nasil enerji verdigin onemli.
 
Yazdiklarin ,düşüncelerin ,hayata bakışın çok doğal bence sen cok guzel yaş alırsın.Kendini sevmek yetiyor .Boyle devam edince , hayat her haliyle daha güzel.Enerjin cok guzel .Bence sizin gibi insanlar etrafındakileri genclestirir.

Teşekkür ederim, inşallah güzel bir yolculuk olur bu yaş alma mevzu benim için, sizin için, tüm kendini önemseyen kadınlar için. Farklı bakışlar, bilmediğim yöntemler geldi konu içinde, kendi adıma diyebilirim ki bu konu, faydalandığım bir konu oldu.

Cook gecmis olsun bir daha tekrarlamasin insallah , hayatta zor ve agir olaylar yasayanlar daha farkli bakiyorlar hayata aslinda bi bakima normal bu seklide hissetmen ama bunun zamanla azalmasi lazim , bende oyle olmustu cevremde gozlemledigim kadariyla da grnrlde bir sure sonra toparlanip tammdir diyor insanlar
Demek senin daha vaktin var , elbet gelecektir o gunler ama eski gunleri bi halinin altina supurme once coz affet birak gitsin , emin ol cok rahatlatacak
Guzellik ve yaslanma konusunda nerden nereye geldik :halay:ama bence cok baglantili birbiriyle

İnşallah.
Elbette herkesin hayatında, kendisini kucakladığı, tanıdığı dönüm noktaları oluyor; benimki de işte böyle ve buna da şükür diyorum, beterin beteri var, en beterin altından kalkan nice güçlü insanlar var. Benim de dediğim gibi geldi geçti öyle alıp götüren sel gibi, ardından toparlandım, toparlandık; hayat neticede, her zaman papatyalarla gelmiyor :)

Ah bu yaşlanma, yaş alma, yav yaşlanmayaydık negzel olurdu :KK53:
Şimdiki aklımı, 18-20 yaşındayken isterdim mesela, ama sanırım yaşamın esprisi bu. Akıllandıkça, gençliğe bay bay yapıyor insan.
 
Back
X