Bi kere bu saydıklarının hiçbiri Allah vergisi çirkinlik değil bakımsızlık. Gözlüklerden hoşlanmıyorsan -ki bence yakışana yakışıyor- lens tak. 5 numara miyopum ortaokuldan beri lens takıyorum. İnan büyük kolaylık. Değiştirme zamanı hariç çıkartmıyorum bile. Herkesin cildinin bir sorunu var. Kuruluk ve siyah nokta çözümsüz problemler değil. Senin cildin karma belli ki. Sabah akşam alkolsüz bir tonik + nemlendirici kullan. Siyah noktalı T bölgene cadı otu yağı veya içinde witch hazel olan bir ürün kullan. Farkı göreceksin.
Buarada sevilmekle güzellik bana göre alakalı ama senin sandığın şekilde değil. Şöyle ki sen kendini sevmezsen başka birinin seni güzel bulması çok zor. Ne zaman sen kendini sevmeye başlıyorsun, seksi, güzel, tatlı, yetenekli vs. Olduğun anları farkedip takdir etmeye başlıyorsun o zaman bu anlar çoğalıyor ve çevrendeki diğer insanlarda senin olumlu yönlerini görüyor.
Kişisel gelişim saçmalığı gibi gelmesin sana bunlar diye kendi üzerimden örnekleyerek anlatıyorum. Mesela ben 42 bedenim, eğer ilgilenmezsem cildim aynı tarif ettiğin gibi oluyor. Üstüne bi de 2 tane yara izi var yüzümde. Ben fiziksel olarak bundan iki yıl önce de aşağı yukarı buydum şimdi de buyum. Ama 2 yıl önce ruhsal anlamda beni geliştirecek bir yola girdim, kendimi sevmeyi öğrendim ve o zamanki hayatımla şimdiki hayatım çok farklı.
Hatta o zamanlar bir konu açmıştım burada. ben alakasız insanları bana yazıyor zanneden bir kezban mıyım yoksa flört etmeyi mi beceremiyorum diye.Çünkü karşı cinsten o kadar karışık sinyaller alıyordum ki. Mesela bir eğlence mekanının kapısında sigara içerken orda bulunan bir adam üşümemen için ceketini vermeyi teklif etse bunu tanışma hamlesi olarak algılamaz mısın? Ama aynı adam teklifini kabul edip teşekkür ettiğimde, ceketi verip sigaram bitene kadar yanımda kös kös dikiliyor herhangi bir tanışma kaynaşma sohbet etme çabası içine girmiyordu. Ya da ne bileyim eskaza yanıma gelip sohbet açan bir erkek olursa tuhaf bir şekilde geri çekiliyordu. Buarada farkettiysen hiç kendi sosyal çevremdeki erkeklerden bahsetmiyorum örnekler hep tanımadığım insanlar. Çünkü tanıdığım ve frekansımın tuttuğu tüm erkeklerle ölümüne kankaydık, adeta bir bacı hatta daha da kötüsü bir ana gibiydim.
Şimdi anlıyorum ki ben karşı tarafa olumlu sinyal verdiğimi düşünsemde ikili ilişkilerde kendimi beceriksiz hissettiğim, tuhaf ve sevilemez bulduğum için tatsız, sıkılgan bir öff bitse de gitsek havası yayıyormuşum en ufak bir flört ihtimalinde. En doğru hamleleri yapsan bile istemsizce bu havayı veriyorsun karşıya kendini kabullenip sevmeyi öğrenmedikçe.
Ben ne zaman kendimi sevmeyi becerdim. O zaman 42 bedende bile gayet kum saati bir figürüm olduğunu ya da bazı renklerin bende vazgeçilmezim olan siyahtan daha iyi durduğunu farkettim ona göre giyinmeye başladım. Kıyafet alışverişinden zevk alır hale geldim. Gülüşümü sevdikçe daha içten güldüm. Yüzümü sevdikçe bana yakışacak şekilde makyaj yapmayı öğrendim. Ve ortada 36 bedene inme ya da estetik gibi bir değişiklik olmadığı halde güzelleştim. Hem çevremden duydum bunu hem de eski fotoğraflarıma baktıkça çok net farkediliyor değişim.
Tüm bunların yanında ikili ilişkiler kulvarında da ilerledim.Bir grubun sahnedeki solistini sırf bakışarak tavladığımda kendimle saçma bir şekilde gurur duymuştum


Çünkü eskiden göz temasından pek hazetmediğim için benim açımdan gerçekleştirmeyi hayal edemeyeceğim bir durumdu bu. Sonra bu flörtöz tarafımı biraz geç olsa da keşfetmiş olmanın verdiği gazla bir süre hızlı bekar dönemine girdim. Neden klişe bir fantaziyi daha gerçekleştirmiyorum diyip kendime Norveçli boylu poslu bir boyfriend buldum. Hatta sonrasında deneysel davranıp Çek asıllı bir girlfriend bile buldum. He en sonunda naaptım gidip oldukça muhafazakar bir ailede yetişmiş, yurdum toprağından bir beye aşık oldum.

1 yıldır beraberiz. Kendi sevgilim diye söylemiyorum hem taş hem de özverili, iyi niyetli biri kendisi. İşinden ayrılıp, sıfırdan yeni bir sektöre atıldı yaşadığım şehre yerleşmek için. Bilmiyorum telefonu hep ortadadır, herşeyi beraber yapalım ister. Bana saçma gelen bazı konularda bile aşırı dikkatlidir. Kimseye karakterine ömür boyu kefil olacak kadar güvenemem ben ama Allah var şimdiye kadar bir karaktersizliğini görmedim.
Sonuç olarak, yine ben, yine manasızca uzun bir yazı.

Bütün bu yazdıklarımı okumaya üşenip sona atlayanlar için ana fikir şu 'Kendini sevmezsen ikili ilişkilerde mutlu olamazsın.'