Howl'un Kitap Kulübü 🏰

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
İyi geceler kızlar bende bu ay camdaki kızı okuyordum. Yarıladım sayılır 2 3 günlük yatılı misafirim var o yüzden giremiyorum foruma da kitap ta okuyamıyorum malesef
 
Selam kızlar nasılsınız? Çok yoruldum bugün.. çocukları sahile götürdük, inanılmaz bir sıcak vardı.. önce bisiklet sonra tuvalet arayışıyla saatlerce yürüdük.. çok saçmaydı ama yine de dışarıda olmak iyi geldi..

Biraz geç oldu ama Herkesin bayramını kutluyorum

Evet tanıştık, listeme aldım

Ayy ne listesi o canım kötü bişi değildir inşallah

Bdv de uzun konular görünce artık okuyasım gelmiyor ya. Bunun yerine bir sayfa kitap okurdum diyorum

Bence de yaa drama okuyacaksam enazından sanatsal bi alt yapısı olsun...


16 kitabı neden iade ettin yaw merak ettim..

İşin şakası bir yana bu topik sayesinde belki de hiç duyma imkanımın olmayacağı bir sürü kitap duydum canım. İyi ki açmışsın bu topiği

Kesinlikle katılıyorum bu topiği bulmasam 6. Kitap bitti diye karalar bağlardım şimdi yeni kitaplara geçicem diye rahatım..


Geçmiş olsun.. acil şifalar diliyorum..
 

Camdaki kız, aylak adam, on küçük zenciye katılabilrim inşallah. Parfümün dansı vardı bir de. Sevip sevmeme konusunda kararsız kalmama rağmen yazarı çok sevdim başka kitaplarını da almayı düşünüyorum. Bence kritik edilmeyi hakediyor
 
Günaydın sevgili kitap dostları

Dün akşamki Huzur sohbetine katılamadığım için çook üzüldüm yazdıklarınızı okumak bile keyifliydi. Kitabı yıllar önce okumuştum ve çok beğenmiştim. Zaten Ahmet Hamdi Tanpınar'ın kendine özgü dili, üslubu o kadar başarılı ki sanki kitaplarıyla birlikte eski İstanbul'da geziler yapıyor gibi hissediyorum. Onun romanlarında İstanbul'u ayrı bir kitap karakteri gibi kullanmasını, tüm mevsimlerdeki İstanbul anlatımları beni kalbimden vurur.
Ben romandaki İhsan karakterini hep Yahya Kemal olarak tasavvur ediyorum. İhsan'ın düşüncelerini, yaptıklarını anlatırken Tanpınar, aklıma hep Yahya Kemal'i düşünce ve yaşamı gelmişti.
Karakterlerin hepsi ince ince işlenmiş hiçbiri birbirine benzemeyen ama özlerinde aynı olan karakterler bütünü gibi. Herkesi sesiyle değerlendiren Macide, insana inanan İhsan, kırık bir Nuran, kırılmış bir Mümtaz, iki yol arasında kalmış Tevfik Bey, unutulmayacak bir sonla gidiveren Suat…
Romandaki tüm kahramanları bir masa etrafında toplayan yemek bölüm vardı romanın kalbi gibiydi. Dinlenilen musiki ile ruhlarının üzerindeki tozu silken kahramanlarımızın hayata dair, gelecek Türkiye’ye dair, insana dair, kendi hayatlarına dair konuşmaları ve Tanpınar’ın kahramanlarının duygularını, iç dünyalarını ilmek ilmek işleyişi hem damağınızda hem de dimağınızda lezzet bırakıyor.
Çok sevdiğim bir eserdi Huzur hatta şu erguvan zamanında sayfalarını karıştırıp İstanbul sokaklarında Mümtaz ve Nuran'ın peşine düşmeli yine.
 
Evet Tanpınar hikayelerinde çok aksiyon yok...hayattan sahneler ve bol bol tasvir var. Dili için seviyorum ben. Çok güzel bir Türkçe. Eşsiz.
Ben de konudan ziyade diline hayran kaldım. Onu okurken gerçekten içimi bir huzur kapladı. Evet dili ağırdı ama yavaş okumak da ayrı bir zevk verdi bana
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…