Howl'un Kitap Kulübü 🏰

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Evet bak onlari cok guzel anlatmis, resmen gozumde canlandi, oralarda olmak istedim

özellikle kayikta gezerken boğazdan gördükleri manzaraları anlatması

emirganin sapa bı yer olması mesela:) çok ilginçti
 
O da bilmiyordur ne gördüğünü Evet hamaldı


bu Anna Kareninada da vardi.
Jane eyre ve uğultulu tepelerde de vardı.
fakirin kazancı bir yılda hiç bişey etmezken. soylu ve zengin olanlar bir kıyafete adamın yıllık kazancından fazla harciyodu. ve doğal hakkı olarak görüyordu.

huzur kitabında sevdiğim bı yön sömürge anlayışı olmaması. ama normal insanları az da olsa aşağıda görme orda da vardı
 
Mumtaz kendi askiyla kayikcinin askini kiyaslarken gözüme carpti bu. Hicbir onemli yazarin ya da sairin eserlerini bilmeden de sevebilir insan gibi birsey soyluyordu sanirim ama ayni tutkuyu ve adanmisligi tasimadigini da belirtiyordu ayni zamanda. Kendisi yasadigi tum anlarda Nurani dusunurken kayikcinin boyle bir tasasi olmadigini falan yazmisti sanirim. Aklimda kaldigi kadariyla yazdim. Özetle okumus insanin aski okumamis olanla bir degil demis. Belki haklidir da
 
Ya valla ben okurken huzur bulduğum için 2 kez okudum. Tanpınar Türkçesine zaten can kurban. Bu nasıl cümle öyle diye bir kaç kez okuduğum oluyordu.
Tanpınar çok gezmiş görmüş ve çokta güzel Türkçesi vardır. Zaten okuyucusuna güzel Türkçesini sunmakla kalmıyor işlediği konuları derinlemesine veriyor. Ben çok seviyorum kendisini zaten tecrübesini bilgi birikimini çok güzel eserlerinde veriyor
 


bu detayı unutmuşum ben:) çok güzel yerden yakaladın.

bu bı karakter meselesi ya. okumuslukla ilgisi yok ki. bide okumuslukla ilişki kuralım. o dönemde kim okuyo? parası olan, yani üst tabaka. balıkçı kim bilir kaç yaşında çalışmaya başladı.
hayatı ne kadar taniyo hayatla ilgili ekmek kavgasından başka ne biliyo ki heryerde aşkını görsün. o aşkın karın doyurmadigini biliyodur.

sanat ve bilim refah seviyesi artınca gelişir. tabiki üst tabaka daha sanatsal daha geniş perspektifte sever. ama işte aşkına yüklediği o büyük anlamlar yüzünden de delirdi. çünkü tutunacak sağlam bir sorunu, bir sorumluluğu yoktu.

bence kayıkçı realist olduğu için hayatta kalırken mümtaz doğal seleksiyonla romantizm sonucu öldü.
romantizm akımında da mutlu son olmazdı değil mi:)
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…