Ben başlayayım kızlar
Kitabın en başında insanların birbirine ne kadar güvensiz olduğunu gördüm.yapılan iyiylik adamın tek bir hareketiyle kötülüğe dönmüş
Bu tarz kitapların neden Nobel Edebiyat Ödülü alabildiğini anlıyorum, içinde yatan çok derin bir mesaj var. Buradaki körlüğü asla görme yetisini kaybetmiş bir insanın körlüğü olarak algılamayın, bu dış dünyaya karşı körleşirken için aydınlanmasıdır aslında.
Bilinmeyen bir ülkede başlayan körlük salgınıyla akıl hastanesinde karantinaya alınan bir grup insanın örgütlenerek nasıl yaşam ve insanlık mücadelesi verdiklerini anlatıyor kitabımız, çok gerçekçi, çok etkilendiğim muhteşem bir distopya.
Körlük biraz da umudun kalmadığı bir dünyada yaşamak. Ne acı değil mi haksızlıkların çoğaldığı, cehaletin günden güne büyüdüğü, ötekileştirmelerin çoğaldığı, hatır sormanin azaldığı, bencilce bir mutluluğun ön planda olduğu umutsuz bir dünya?
Ben başlayayım kızlar
Kitabın en başında insanların birbirine ne kadar güvensiz olduğunu gördüm.yapılan iyiylik adamın tek bir hareketiyle kötülüğe dönmüş