İçimdeki öfkeyi bitiremiyorum, lütfen fikir istiyorum.

Çok güzel yazmışsınız teşekkür ederim.

Şu an tüm resmi görebiliyorum. Evet tanıştığımızda kırmızı çizgilerim vardı ama sonrasında ona aşık oldukça aşırı verici olmaya başladım. Kırmızı çizgilerim tek tek gitti, o da bu yüzden sanırım bana değerini kaybetmiş olabilir. Halbuki ben daha verici olursam beni daha çok el üstünde tutar zannettim ama tam tersi oldu:) Zaten her türlü bitecekti, eski eşim beni sevmeden evlenmiş. Sevgisizliğin çözümü yok o yüzden de ne olursa olsun eski eşim evliliği bitirecekti. Sadece merhametli, Allah korkusu olan biri olsaydı süreç şu ana büyük ihtimal bitmişti. Kendisi çekişmeli boşanmayı seçti, bende onun bu isteğine uymaya karar verdim.

Kusur görecek olan görür, zaten kusursuz insan yok ki. İlişkiyi uyumlanarak devam ettirmek isteyen insan var. Benim eski eşim onlardan değildi. Bu kişi bana uymadı hemen vazgeçeyim dedi benim çabam sayesinde 3 yıl sürdü. Bende onun gibi kesip atsaydım yıllar önce bitmişti.

Çocuk konusunda teşekkür ederim evet olmuyorsa vardır bir hayrı diye bakıyorum. Ama annelik hakkım elimden alındı mı evet alındı, bile isteye yaşımı bile bile zamanımı çaldı. Ama ben bu hayatta bazı ahların neticesinin çok pahalıya mal olabileceğini biliyorum. Hatta kul hakkı yüzünden kaç neslin bedel ödediği örnekler var. Yani bana yaptıkları yanına kar kalmayacak. Bundan eminim. Sadece ben Allah inancı, korkusu, manevi değerleri olan biri sanıyordum. Keşke başlangıçta manevi değerlerinin olmadığını anlasaymışım. Benim ve ailemin manevi değerleri yüksek. Kendisi de ailesi de sadece maddiyatı önemseyen kişilermiş. Bunu anladıktan sonra bu kadar kul hakkıma girmesi çok normal ki. Allah korkusu olmayan insan her şeyi yapar, iftira da atar, yalan da söyler, zamanını da çalar..

Hayatıma boşanmadan sonra biri gelirse artık güveni sıfırdan başlatacağım. Yüzde yüz değil, yüzde elli bile güveni çok sonra vermeyi düşünüyorum. Benim güvenimi o kazanmalı. Biraz sağlamalı ilerleyeceğim, karşımdakini deneyeceğim. Ama tamamen yaralarım geçmeden birini hayatıma almayı düşünmüyorum. Yoksa ileride karşıma gelecek kişiye de haksızlık olur, kul hakkına girerim. Kimse yara bandı olmayı hak etmez. Sadece kendimi bu sefer aşırı fedakar durumlara sokmayacağım. Bir de inceldiği yerden kopsun. Taviz tavizi doğurur. Hiç gerek yok. Bizim toplumdaki erkeklere cazgır, eli maşalı kadın lazım. Böyle hanım hanımcık, empat, merhametli, kibar oldukça seni ezik ve zayıf görüyorlar.

Bir söz var severim; ''İnsanlar çekingenliği korkaklık, kibarlığı eziklik sanıyorlar. '' o yüzden herkese anlayacağı dilden konuşmak lazım. Bunu anlamak için cehennemden geçmem gerekti, ama geçtim gerekli dersleri aldım. Bundan sonra daha az duygusal ve daha çok akıllıyım.

Sevgiler
 
Müthiş bir çözümleme olmuş. Evet olay bu zaten, ondan kendime öfkem geçmiyor. Karşı taraf saf kötü olabilir, beni sevmemiş olabilir her şey olabilir ama ben neden bana böyle davranmasına izin verdim? Neden böyle toksik bir evliliğe tamam deyip boyun eğdim? Olay bu.

Sanırım evli olmaktan vazgeçmek istemedim. 34 yaşında evlendim. Benim için en korkulan şey boşanmış kadın olmaktı. Sanırım hep toplumda boşanmış kadınlara çok iyi bakılmaz diye bilincime işlendi. Geleneksel bir çevreden geliyorum. Boşanınca her erkek senden yararlanmaya çalışır diye düşünürdüm. O yüzden evli olmayı kaybetmek istemedim. Bir de boşanacaksın tekrar birini tanı, güven, sev, karşındakinin ailesini tanı, anlaşmaya çalış vs. O riske tekrar girmek istemedim. Bir de yalnız kalma korkusu da vardı. Bildiğim cehennem bilmediğim cennetten iyidir diye düşündüm.

Aklıma ilk etapta bunlar geliyor, çünkü son zamanlarda eski eşimin beni hiç sevmediğinden içten içe şüpheleniyordum, sözde seviyorum diyordu ama adam bana dokunmuyordu, iki kelam bile etmiyordu, bana bir yabancı gibiydi. İyice artık huzursuzdum. Ama gene de evli kalmak istedim. Tek açıklaması bu.

Şu anda ise, korktuğum her şey başıma geldi. Boşanmış bir kadın olacağım, yalnızım, belki hayatıma birinin girip girmeyeceği bile meçhul. Tüm korkularım gerçek oldu. Bu seferde artık eskisi gibi korkmamaya başladım. Mesela boşanmış biri olacağım. Bundan artık çekinmiyorum. Hatta ileride boşandıktan sonra beni bununla kategorize edenleri baştan eleyeceğim diye çok rahatladım. Ben kendime güvendikten sonra başkalarının ne dediği umurumda olmamaya başladı. Mesela ileride hiç evlenmemiş biriyle tanıştım ve ailesi beni evlenip boşandığım için istemiyor, buna o kişide ses çıkarmadı anında ondan vazgeçeceğim. Bunu bekarken göremezdim. Yalnız kalma konusunda ise, mutsuz ve istenmediğin bir evlilikten iyidir. Bunu da deneyimledim çünkü. Evliydim ama eski eşim farklı bir evrende yaşıyordu, yapayalnızdım. Yanımda biri vardı ama aslında yoktu. Sadece fiziken yanımda biri vardı.

Tekrar insan tanıma konusunda ise, insanlara karşı çok güvensizim. Hiç kimseye inanmıyorum, inanmak istemiyorum, gardımı indirmek istemiyorum. Şu an çekişmeli süreçte duygusuzlaşmak işime yaradı, duruşmalarda çok sağlam duracağım, çekişmelide sonuna kadar gitmemi sağlayacak ama sonrasında bu duygusuzluk devam ederse tehlike. Çünkü ben sadece mantık evliliği yapmak istemiyorum. Karşımdaki kişiye çok haksızlık olur, o beni severken ben onu sevmezsem hakkına girerim. Eski eşimin bana yaptığını yapmış olurum, bunu da istemiyorum.

Varoluşsal sorgulamalar geçiriyorum. İnsanlara inancımı kaybettim. Hele erkekleri aşırı çıkarcı buluyorum, hepsini güvenilmez buluyorum. Hepsi istediğini alana kadar aşırı ilgi, alaka vs sonra evlenince fos.. Mesela bunu bilerek tekrar nasıl evlilik denenir ki? Garip çıkmazdayım.

Bir de demişsiniz ya, Neden onun yargısı düşüncesi bu kadar değerli , neden ona bunu inandırmaya ihtiyacınız vardı.?

Onun yargısına uymaya çalıştım yoksa evliliğim bitecekti. Onu kaybetmemek için onun değer yapısına uymaya çalıştım. O yüzden ondan ve ailesinden sürekli onay almaya çalıştım. Ben onaylanırsam beni severler, kabul ederler diye düşündüm. Halbuki rest çekip ben buyum demeliydim. Eski eşim beni olduğum gibi hiç sevmemiş, o yüzden her şeyim batıyordu. Bunu çok sonra anlayabildim. Evliliğim bitmesin diye sürekli onay almaya çalıştım. Bunun sonucunda beni inanılmaz zayıf gördüler, belki de öyleydim. Şimdi uyandım, gerçekten hayatımın aydınlanmasını yaşadım. Şu an biri en ufak bir manipülasyon yapsa anında fark ediyorum. Ve inanılmaz tepki gösteriyorum, şu anda da tepkilerim çok fazla. Şu anda da hayatımda en ufak bir manipülasyona gelemiyorum. Tahminen yaşadığım travmadan dolayı. Bunu da çözmem gerek.

Size bir sorum var, Varoluşsal sorgulamalarım nasıl geçer? Sizce travmalarımı nasıl yenebilirim? Çevremdeki insanlara sabrımda azalma başladı, insanlara daha tepkisel olmaya başladım. Travmalarım neticesinde insanları artık çok alttan almıyorum, hemen tepki gösteriyorum. Bunun nedeni sizce nedir?
 
Çok uzun yazmışım . Umarım hepsini okursunuz



Yolunuz zorlu ve uzun olsa da sizin doğru yolda ilerlediğinize inancım tam. Kendinize dürüst olmaya başlamanız en önemli adım. İlişkinizdeki davranışlarınızın gerçek gerekçesi konusunda dürüst açıklamalar yapabilmek , davranışları değiştirmenin temelidir.
Sağlıklı bir ilişki olmanızın temel koşulu sizin sağlıklı olmanız. Siz bu ilişkiye sağlıklı düşüncelerle, sağlıklı kafayla başlamadığınız için evliliğinizdeki karı koca ilişkisinin dengeli olma ihtimali yoktu. Bakın burda kocanızın nasıl bir insan olduğuna değinmiyorum bile, hani o kötü çıktı diyorsunuz ya , bunun da bir önemi yok. Eminim şunu düşünüyorsunuz , eğer kocam böyle olmasaydı, ben sevseydi, iyi bir insan olsaydı , evliliğimiz yürürdü. Size çok net ve açık olarak söylüyorum , sizin anlattığınız düşüncelerle başladığınız ilişkinin sağlıklı olmasına imkan yoktu, ama bu eşinizden değil sizden kaynaklanan bir durum.

Sizin evlilikten beklentileriniz en başta , sorunluydu zaten. Toplum tarafından onaylanmak, yalnız kalma korkunuzun fazla olması, evliliği bir amaç haline getirmeniz, evli olmanın hayatınızdaki tüm eksiklikleri gidereceğini düşünmeniz, hayatınızda eksik olanın bir erkek tarafından kabul edilme olduğunu düşünmeniz, evlenmemeyi bir eksiklik, boşanmayı bir başarısızlık olarak görmeniz . Siz sevdiğiniz için değil, bu gerekçelerle evlilik yoluna girdiniz. Siz ister kocanız, ister başka bir erkek ile evlenmiş olsaydınız bile, bu ilişkinin sağlıklı olmayacağı kesindi. Bir erkeğin sizi yaşadığınız kötü hayattan çekip çıkaracağını, prensin geldiğini düşündünüz. Karşınızdaki de bir insan, sizin bu beklentilerinizi karşılayacak erkek yok, çünkü bu gerekçeler ilişkinin sağlıklı ilerlemesine imkan tanımıyor. Öncelikle siz iyileşin, kendinizi tamir edin, önemli olanın toplum tarafından kabul edilmek, evlenmek, bir erkeğin sizinle devlet memuru önünde bir sözleşme yapması olmadığını anlamanız gerekiyor.
Önemli olan sizin sağlığınız , zihin bütünlüğünüz , bir davranışda bulunurken , gerekçesi hakkında kalıplaşmış bahaneler yerine kendinize dürüst olmanız. Siz en başta bunu yapmış olsaydınız, kendinize dürüst olsaydınız, sadece kendi davranışınızın zararını değil, karşıdaki kişinin davranışlarını da çıplak olarak görebilecektiniz. eşinizi evlilik öncesinde belki gözlerinizle gördünüz ama evlilik motivasyonu olan sağlıksız düşünceleriniz nedeni ile gözünüze perde indi. O perde olmasaydı, kocanızın gerçeğini görecektiniz , kocanızın gerçeğini görememenizin nedeni , çok iyi bir yalancı olması, sizi kandırması değil. Asıl neden sizin gözünüzdeki perde , siz kocanızı aslında hiç görmediniz. O bulanık perden ile görmek istemediğiniz , evlilik kararınızı olumsuz etkileyecek, bu evlilikte birbirinize uygun olmadığınızı gösteren her şeyi görmezden gelebildiniz. Evlenme motivasyonunuz o kadar yüksekti ki , bu perdeye ihtiyacınız vardı, bu perdeyi siz bilerek be isteyerek koydunuz.
‘Hele erkekleri aşırı çıkarcı buluyorum, hepsini güvenilmez buluyorum. Hepsi istediğini alana kadar aşırı ilgi, alaka vs sonra evlenince fos.. Mesela bunu bilerek tekrar nasıl evlilik denenir ki?’
ben de size bir soru sorayım, siz çıkarınız için evlenmediniz mi? Toplum baskısından kurtulmak, kabul görme, başarı hissi, eksiklik hissinden kurtulma ….siz de bu çıkarları sağlamak için evlendiniz. Siz gerekçelerinizi değiştirilmeden sonuçları değiştiremezsiniz. Karşınızdaki kişinin çıkarının bir önemi yok, önemli olan sizin davranış motivasyonunuz ve bu konuda dürüst olmanız.
Bir soru daha , siz de istediğinizi alana kadar farklı ve olmadığınız bir insan gibi davranmadınız mı? Evli kalmak için her şeyi yapan, sırf eşi ayrılmasın diye karşı tarafın doğrularını kendine pusula edinen, terk edilme korkusu ile gerçeklik algısını değiştirmeyi kabul eden, aslında yapmak istemediği şeyleri yapan , anlattığım kişi sizsiniz.
Bir soru daha , siz kendinize dürüst olmadıktan sonra tekrar nasıl evleneceksiniz? Kendinize dürüst olmadan karşıdaki kişinin gerçek sizi görmesi, tanıması , sevmesi mümkün değil.
Çevrenize sabrınız azaldı, tepkiniz arttı, çünkü gözünüzdeki perde biraz kalkmaya başladı, tanıdığınız , bildiğiniz gerçekler sarsıldı, o kadar da gerçek gelmemeye başladı. Zamanla , uğraşarak, öğrenerek çevreniz ile daha uyumlu , denge içinde kalmayı başaracaksınız.
Yeni düzene , kendinize dürüst olmaya , alışmak için zamana ihtiyacınız var , iyileşme 3,5 günde olmuyor ama her gün ilerleme kaydediyorsunuz.

Not; bir avukat olarak boşanma davanız konusunda da görüş bildirmek isterim. Benim müvekkillerime çekişmeli boşanma davası yoluna girerken söylediğim bir laf vardır: Hiç bir para, mahkemenin vereceği hiç bir tazminat , hiç bir nafaka , sizin istemediğiniz bir evlilik çukurunda 1 gün daha kalmanızın bedeli olmaz. Mahkemede haklı çıkmak, tazminat , nafaka almak asla sizi istediğiniz gibi bir doyuma ulaştırmayacak. Önemli olan karşı tarafa ders vermek , ondan hakkınızı almak, ona gününü göstermek değil, önemli olan sizin iyileşip hayatınıza devam etmeniz. Sizi yıllarca iyileşme sürecinizi bitirmenizi engelleyecek, bu evliliği geride bırakmanıza engel olacak , sizin en değerli varlığınız olan zamanızı çalacak bu yola girmek yerine , anlaşmalı boşanmayı bir kez daha düşünün. Bu adamla bir gün daha evli kalmanın , onun soyadını taşımanın parasal bir değeri olamaz. ‘
 
olması gereken zaten doğru olan bu değil miydi
Bence değildi. En ufak bir uyumsuzluk durumunda vazgeçmek bence normal değil. Evet benim aşırı aşırı fedakar olmam da normal değil. Ama evlendikten sonra hemen kesip atmak da normal değil. Daha balayında eski eşim bana biz birbirimize uygun değilmişiz dedi. Ne gördün de bunu diyorsun daha 2 gün geçmiş evlilik üzerinden.. Bu maymun iştahlı olmaktır bence. Belli bir yaşanmışlıktan sonra deseydi haklıydı tabi ki. Ona lafım olmazdı. 2 günde kesip atacak ne oldu ki bu kadar katısın derler.
 
Detaylı yazmanız için çok teşekkür ederim hepsini okudum.

Birkaç şeyi açıklığa kavuşturmam lazım. Ben eski eşimle sadece toplumsal normlara uymak için evlenmedim, evli etiketim olsun diye evlilik yapmadım. Mantık evliliği yapmadım. Sevdim, aşık oldum hayatımı bu kişiyle geçirebilirim dediğim için evlendim. Mantık evliliği yapmak isteseydim 20'li yaşlarda mutlaka evlenirdim birkaç talibim de vardı ben istemedim. Duygu yoğunluğu olmayan ilişkileri istemiyordum ki hala istemiyorum. Sadece mantık evliliği bana göre değil, tam evlilik gibi gelmiyor, ticari anlaşma gibi geliyor. Bir adamla sadece şartlarından dolayı evlenmek bana doğru gelmiyor. Fakat kendisi benimle mantık evliliği yapmış. Sevmeden evlenmiş beni aldattığı kadınlara yazmış okudum. Sadece mantıklı bir tercih gelmişim diye evlenmiş. O sizin dediğiniz toplumsal normlar, evli etiketi için evlenmiş.

Ama evliliğin son zamanlarında eski eşim bana karşı inanılmaz sevgisiz, duygusuz birine dönüşünce ve üstüne aldatıldığımı öğrendikten sonra, kadınlarla yazışmalarını, hakkımda dediklerini okuduktan sonra, beni yıllardır sevmediğini anladıktan sonra ben davayı açmalıydım. Orada dediğiniz korkular devreye girdi bence. Yani dediğiniz nedenler son anlarda etkili oldu. Korkularım ağır bastı, ilişkide kalsam mı diye sorgulamalar geçirdim. Ama sonunda bitmesinin daha iyi olacağına karar verdim, çünkü bana göre de o saatten sonra evlilik bitmeliydi. Eski eşim zaten ilişkiyi dinamitlemişti. Aldatıldığımı anladıktan sonra 1 ay kadar kararsız kaldım, korkularım fazlalaştı. İşte orada ileride yalnız kalır mıyım, bir daha evlenebilir miyim, tek mi olacağım, boşanmış olmak istemiyorum gibi korkular geldiği için adım atamadım. Bu korkular gelmeseydi ben adım atacaktım zaten. Davayı ben açacaktım.

Evliliğimdeki her şeye sessiz kalan ben ise bir anda olmadı. Sistematik olarak karakterim soldu, önceden arada tepki gösteriyordum sonlara doğru karşı taraf hatalı bile olsa akıl tutulması ile özür dileyen ben oluyordum. Olmamış olaylarla ilgili keskin yargıları vardı, çoğunlukla da benimle ilgili olumsuz yargıları vardı, benimle ilgili olumsuz yargılarını canhıraş şekilde değiştirmeye çalışıyordum, halbuki karşıdaki seni nasıl görmek isterse öyle görür.

Ama ilişkide beni ayrılmakla tehdit ettiğinde, başka kadınlara sorunları çözmek yerine beni kötülediğinde, benimle iletişimi tamamen kopardığında bu ilişki zaten bitmişti. Sadece eski eşimde son adımı atmakta gecikti, onun da korkuları vardı bence. Sonuçta zor bir insan olduğunu biliyordu, bir daha onu bu kadar seven, alttan alan, el üstünde tutan birini bulabilir mi diye kesin düşünmüştür. Ondan evliliğimizi bitiremedi, beni sevdiği için değil. Bir daha benim kadar ona fedakar olacak biri olabilir mi, benim kadar ölümüne sevecek birini bulabilir mi diye düşündü. Tabi ki tekrar eş bulur ama gelen gideni aratır mı bu önemli. Bunun sağlamasını yaptı bence.

Diğer konularda yüzde yüz doğru tespit. Müthiş bir çıkarım var. Benim gözüme perde indi, karşımdakini çok idealize ettim. Keza o da beni idealize etti. Biz birbirimizi gerçekte hiç tanımadık veya tanımak için çok uğraşmadık. O yüzden de çatışmalar başlayınca hemen eski eşim ilişkiden apar topar gitmek istedi. Bende karşı tarafın bana sevgisini, aşkını aşırı idealize ettiğim için onu bırakmak istemedim. Halbuki adam ilk günden beri beni çok sevmiyordu, benim gözüm açık olsa sinyalleri alırdım. Alamadım. Beni bu yüzden arzulamıyordu kendisi de bana söyledi. Beni sevmediği için aramızdaki o çekimi kuramadı. Belki bu kadar karşımdakini idealize etmeseydim karşımdakini olduğu gibi görürdüm. Gene biterdi veya bitmezdi ama belki birbirimize daha çok emek verirdik.

Sorularınıza cevap olarak da, evet kendimi daha iyi tahlil etmeliydim, değer görmeyi karşı tarafta aradım, bu yaptığım en yanlış şeydi. Kendi değerimi kendimden başlatsaydım, başkalarından değer görmeyi beklemeseydim, ilişkide değer göremediğimi, ilişkiyi değer görmek için çok zorladığımı çok erken fark ederdim. Tahminen 1. yılın sonunda ayrılmıştık. Eski eşimden sevgi, bağlılık, değer aradım. Halbuki ben kendime öz sevgi, öz şefkat, öz değer vermeliydim.

İnsan ilişkileri bazen çok sığ çok hesaplı gelmeye başladı. O yüzden tahammül edemiyorum. Bir yerde karşındaki seni manipüle etmeye çalışıyor ise anında anlayıp sinirleniyorum. Daha doğrusu tetikleniyorum. Yaşadığım olaylardan dolayı tetiklenme devam ediyor, üzerine çalışıyorum ama çok ciddi travmalarım var. Travmalarım üzerinde ciddi çalışmam gerekecek.

Son olarak avukat olarak tavsiyeniz için teşekkür ederim. Ama olay, adalet arayışı. Bana yapılanlara eyvallah deyip bu ilişkiden gidemem, o eşiği maalesef geçti. Ama samimiyetle şunu diyeyim eski eşim çekişmeli boşanma davası açmadan gelip özür dileseydi, anlaşmalı yapalım seviyeli ayrılalım diye çabalasaydı, hakkımı manevi olarak teslim etseydi, hatasını kabul edip içtenlikle özür dileseydi anlaşmalı boşanabilirdim. Bu kadarını bile yapmadı ve zararım katmerlendi. Yaptığı iftiralarla acımı, travmalarımı, çökkünlük durumumu 100 kat arttırdı. O yüzden adalet istiyorum. Yıllarını geçirdiğin eşine utanmadan katil, hırsız, paramı çaldı, ailemi öldürmeye çalıştı, tehditle evimizi üzerine geçirmeye çalıştı vs diye iftiralar attığında bunun bir bedelinin olduğunu göstermek istiyorum. Öyle her kötülüğü yapıp tereyağından kıl çeker gibi gidemezsin, öyle bir dünya yok. Bunu eski eşimin anlamasını istiyorum.

Bir de hakikaten artık anne olma şansım bitti gibi bir şey. Size yazmıştım ya vallahi yaş korkum bitti. Artık kaç yaşında boşanacağım umurumda bile değil. Gerçekten umursamıyorum. Çok rahatım. İleride evlilik olacaksa nasibimde var ise 45 veya 50 yaşında da olabilir. O yüzden senelerin bir hükmü yok bende. Eski eşim düşünsün, baba olmak istiyordu benden birkaç yaş büyüktü artık 50 yaşına yakın baba olur. O da yaptıklarının bir bedeli. Hayatta her şeyin bir bedeli var. Bunu anlaması iyi olur bence.

Zamana ihtiyacım var. Daha travmalarım bitmiş değil. Beni çok iyi anladığınızı düşünüyorum. Ruhsal durumumda olan binlerce kişi görmüşsünüzdür. Sadece avukat olduğunuz için müsaadeniz olursa bir şey daha sormak istiyorum. Duruşmalarda hem eski eşimi hem ailesini göreceğim. İnanılmaz bir sinirim var onlara. Laf atarsam iyi olmaz değil mi? Sinirimi kontrol etmem için ne gerekir? Ne tavsiye edersiniz?

Uzun oldu, hakkınızı lütfen helal edin.
 
Son düzenleme:
Adalet arayışınızı anlıyorum, ama adalet size huzur ve mutluluk getirmeyecek. Çünkü o adalet dediğiniz şey 4-5 yıl sonra gelince , o kadar da adil hissettirmiyor. Karşıdaki mahkemelerde sürünsün istiyorsunuz ama siz de sürüneceksiniz. Sizin haklı olduğunuzu hiç kimseye kanıtlamaya ihtiyacınız yok, ben sizde eski kocanıza hala bir ders verme , onun evlilik içindeki davranışlarının hatalı olduğunu ona kanıtlama ihtiyacı seziyorum. Sanki mahkeme eşinize , sen haksızsın , karın haklı derse eşinize kanıtlamış olacaksınız. Tekrar diyorum, sizin hiçkimse bu evlilik içindeki haklılığınızı kanıtlamaya ihtiyacınız yok. Hala eşinize bir şey kanıtlamaya ve anlatmaya, ders vermeye çalışıyorsunuz. Hala eski eşinizi ikna etmen çabanız devam ediyor farkında mısınız? Onun ne istediği ne düşüneceği, ders alıp almaması neden hala önemli sizin için? Çünkü hala onun gerçekliği ve değer yargıları sizin pusulanız olmaya devam ediyor. Bir boşanma davası sürüyor olabilir ama siz hala evliliğin içindeymiş gibi kocanızı haklı olduğunuzu göstermeye ihtiyaç duyuyorsunuz. Bu haklılığınızı kanıtlamak için kendinizden vazgeçiyorsunuz.
Anlaşma boşanma yapmanız , asıl sizin bu toksik ilşkiden çıkış biletiniz.
Şu an ondan ayrı olabilirsiniz ama evlisiniz. Onun soyadını taşıyorsunuz, kaza geçirseniz ilk onu arayacaklar, yarın bir ölüm olsa birbirinizin mirasçısınız. Kazada beyin ölümünüz gerçekleşse organlarınızın bağışlanıp bağışlanmayacağının temel kararı ona ait, Onun imzası olmadan krediye kefil olamazsınız, bu evlilik boğanızı sıkan bir ip, ayağınızda pranga , ellerinizdeki kelepçe, görmemizi engeleyen bir bağ, bunlardan kurtulmanın nasıl bir özgürlük ve rahatlama olduğunu size anlatamam.
Sizin haklı çıkmaya , intikam alıp, karşı tarafı süründürmeye değil , özgürleşmeye ihtiyacınız var. Bu özgürleşmenin başlaması, ne mahkeme kararına ne davaya ne de kocanızın ders almasına bağlı. Bu özgürleşme sizin artık evliliği onun yüklerini geride bırakmanız ile başlayacak. Ama siz sıkı bir biçimde bu evliliği tutunuyorsunuz. Bırakın gitsin kocanız, evliliğiniz, elinizdeki kelepçe açılsın, gözünüzdeki bağ çözülsün, ağacınızdaki prangayı atın , ipi çözün rahat bir nefes alın, bu evliliğe, bu yüklere tutunan sizsiniz.

Mahkeme iki ilgili sorunuza şunu söylemek istiyorum, siz öfkenize, kızgınlığına , intikam hırsınıza öyle sıkı tutunmuşsunuz ki , özgürleşmek yerine mahkeme de laf atma ile ilgili soru soruyorsunuz. Umarım en kısa zamanda özgürleşem yolunda adım atarsınız.
Size ayrıca kötü bir haberim var, eşiniz boşanma sürecinde sizin çektiğiniz sıkıntıları çekmeyecek, yeni tanıştığı kadına boşandım diyecek, sanki sizinle hiç evlenmemiş gibi hayatına devam edecek, evlenmeden çocuk sahibi olması da mümkün , ben dosyalarımda bir kaç kez tanık oldum. Bizim dava sürüyor adamın çocuğu olmuş . Ben boşanma davası süren bir adamın düğün yaptığını bile gördüm.
 
Yok yanlış anlaşılmışım. Benim eski eşime ders verme, onu haksızlığına ikna etme durumu içinde değilim. Zaten ne yaparsam yapayım kendini aklayacaktır. Şu an yüzde yüz kendini haklı görüyordur, eminim. Hatta şu anda kendi çevresinde ben deccalin kız kardeşi gibi anılıyorumdur kesin. Benim olayım gerçekten adalet arayışı.

Ben 38 yaşındayım, AMH değerim çok düşük. Bunları geçtim bugün anlaşmalı olarak boşansam bile benim bütün psikolojimi toparlamam en az 3 sene alacak. Yani her türlü anne olma şansım çok düşük. Evliliğimin bitişi kesinleşse bile hemen evlenemem. Evlenmek de istemem. Açık yaralarım var. Çok ciddi travmalarım var. Onları kapatmadan yeni bir ilişki beni tüketir. Karşı tarafında ciddi kul hakkına girerim, bunu da asla istemem. Kul hakkından çok korkarım.

Hayatta seçimlerle var oluruz, eski eşim benden özür dileyip anlaşmalı boşanma için çabalayabilirdi. Yapmadı, onun yerine çirkinleşerek beni düzmece iftiralarla yıldıracağını sandı. Beni savaşa çekti, bende onun oyununa katılmaya karar verdim olay bu. Ve bu olayda pes etmek yok. Bunu kadınlık gururum için yapıyorum, kendi öz benliğimin bu sürece ihtiyacı var. Tabi ki şu olabilir, çekişmeli süreç devam ederken bir yerde eski eşim pes edir gelir, anlaşmalı için çabalar, benden yaptıkları için özür diler, onun gerçekten içten bir özür dilediğini hissederim, o zaman anlaşmalıya çevirebilirim. O kadar da gaddar değilim. Onu da geçen yılların hatrına, geçen yılların vefasına kabul ederim. Ben kim ne derse desin vefalı biriyim. Eski eşimi gerçekten çok sevdim, geçmiş sevgimin hatırına ona son bir iyilik yaparım, ama gelip benden özür dilerse yoksa asla anlaşmalıya dönmek yok.

Avukatım akrabam zaten, bizi çok sever, bana açık çek verdi isterse davan yıllarca sürsün her türlü ben yanındayım hiç merak etme dedi. O yüzden zaman konusunda çok rahatım. Bu arada tabi ki bu süreçte çocuğu olabilir, bende evlilik dışı çocuk sahibi olduğunu öğrendiğim an ona zina davası açarım. Zinaya daha kesin bir kanıt olmaz ki, kendi ayağına sıkmış olur tabi avukat olarak siz daha iyi bilirsiniz. Ama ben öyle bir şey yapacağını düşünmüyorum, ailesi ve kendisi bu konuda rezil olur. Rezil olmak onun en çok korktuğu şey.

Ama öğütleriniz için çok teşekkür ederim. Anlaşmalı yolu kapalı değil ama beni yıllarca kandırıp, aldatıp, anne olma hakkımı engelleyip üstüne de kadınlık onurumu ayaklar altına alan iftiralar atan bir adamın ayağına gidip anlaşmalı dava talep etmeyeceğim. Bunu istesem de yapamam. Ama ondan bu istek gelirse değerlendirmeye alırım. Avukatıma şu anda böyle bir talep gelmemiş, tahminen davanın seyrine göre karar verecekler. Şu an tanık vs sürecini görmek istiyorlar.

Bahsettiğiniz kafa özgürleşmesine benim daha yıllar var. Anlaşmalı bitmiş olsaydı bile şu an olayın üstünden gelmenin kıyısında bile değildim. Benim kaybım çok büyük oldu. Eski eşim benim çektiklerimi tabi ki çekmiyor beni sevmemiş bile. Beni sevmeye bile gönlü olmayan adam sizce şu an acı çeker mi?

Bu konuda da tek gönlümü rahatlatan şey; ilahi adaletin inşallah onun için gelecek olması..O konuda Allah'a güvenim tam, bundan sonraki ilişkisinde veya evliliğinde gelen gideni (yani beni) öyle bir aratacak ki işte asıl adalet orada tecelli edecek. Bu dava sadece fragman. İleride hayatında olacak kadın benim değerimi ona iliklerine kadar göstersin, eski eşim ileride beni kaybettiğine bin pişman olsun bu en büyük isteğim. Eski eşimin beni, benim aşkımı, bütün emeğimi, her şeyimi bir çırpıda harcadığına ileride bin pişman olması istediğim tek şey. Benim asıl istediğim eski eşim için ileride ilahi adaletin tecelli etmesi. Hayatta hiçbir şeyi bu kadar fazla istememiştim, hayatta hiçbir şey için bu kadar içten dua etmedim, yemin ederim.

Onun değer yargıları daha sistemimden çıkmadı o konuda haklısınız. 5 yıllık bir birikim var, değer yargılarını nasıl sıfırlayacağım onu hiç bilmiyorum.
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…