- 21 Nisan 2021
- 597
- 1.717
- 63
- 38
- Konu Sahibi MakrokozmosileMikroKozmos
-
- #101
Evet resmen adamlara bakmışız. Ben zaten maddi dengeyi evlilikte bitirmişim. Evin tüm gıdası, haftada bir gelen yardımcımın parası, dışarıda yeme içme, ailesine giderken alınanlar, misafir çağırdığımızda yapılan harcamalar vs hepsi bendeydi. Yemek kartımı bile eve kullanıyordum o derece idi. Benden 2.5 kat fazla maaş alıyordu. Bana para vermek şöyle dursun evin maddi ihtiyacının yüzde 80'i bendeydi. Hakkını yemeyeyim arada hediye vs almıştı ama bende ona hediye alıyordum o karşılıklı idi yani..İlahi adaleti bilmiyorum ama, biz elimizi cebimize attığımız için böyle oldu bence. Eve bakamıyorsa evlenmeyecek. Yok hayat müşterekmiş, fırtmış, zırtmış, artık bu erkeklerin riyakarlıklarını, insan kullanmaya olan çabalarını gördükçe geçmişte çok hata yapmışım diyorum. Resmen adamlara bakmışız. Şebele maymunlarını başımıza kral diye oturtmuşuz.
nedenEvet resmen adamlara bakmışız. Ben zaten maddi dengeyi evlilikte bitirmişim. Evin tüm gıdası, haftada bir gelen yardımcımın parası, dışarıda yeme içme, ailesine giderken alınanlar, misafir çağırdığımızda yapılan harcamalar vs hepsi bendeydi. Yemek kartımı bile eve kullanıyordum o derece idi. Benden 2.5 kat fazla maaş alıyordu. Bana para vermek şöyle dursun evin maddi ihtiyacının yüzde 80'i bendeydi. Hakkını yemeyeyim arada hediye vs almıştı ama bende ona hediye alıyordum o karşılıklı idi yani..
Benim erkek kuzenlerimin eşleri de çalışıyor. Ona rağmen eşlerine gene de para verirler şununla çocuklara bir şey al, kendine birşey al diye. Kuzenlerimin eşlerinin ek kartlari vardır harcarlar. Benim babam da böyleydi. Annemin de maaş karti vardi ona rağmen babam daha çok kazandığı için anneme her ay belli miktar para verirdi çocuklara bir şey al, gez toz derdi.
Bunların hiçbirini gerçekten istemedim. Bir kere bana niye yapmıyor demedim. Laf etmedim. İlk buluşma hariç eski eşim dışarıda bir öderdi diğerini de ben öderdim. Sonunda ne oldu biliyor musunuz, dava dilekçelerinde maddi çıkar peşinde olduğum yazıldı. Eski eşimin parasını çaldığım yazıldı. Eski eşim bana asalak dedi. Yaprak dökümü Ferhunde gibisin dedi. Ferhunde gibi olsam zırnık vermezdim. Ortak mal aldık altınlarımı bozdurup parasını verdim, gene de paragöz dediler. Babasının evini üstüme geçirmek için onları ölümle tehdit ettiğim söylendi.
Sevdiğim için bu kadar fedakarlık yaptım. Eski eşime çok aşıktım. Onsuz bir hayat düşünemiyordum. Eski eşim ilk günlerimize döner diye bekledim. Evet insan bu kadar kör olabilir en azından ben oldum. Amacım eski eşimin değerimi anlaması ve evliliğimin yürümesiydi. Hata yapmışım. Yıllarımı kaybettim ve daha da zaman geçecek. Çekişmeli boşanma sürecindeyim. Bu iş yıllarca sürecek belli. Şimdiden karşı taraf çok çirkinleşti. İnsanlık onurumu hiçe sayan iftiralara uğruyorum. Üstüne ortak maldaki hakkımı bile vermemek için beni karalıyorlar. Şimdiki tek amacım da adaleti sağlamak. Adaletin tecelli etmesi için uğraşacağım. Gerekirse dava senelerce sürsün. Allah dışında kimseden korkmuyorum. Resmen içimden bir savaşçı çıktı. Bu kadar güçlenmem evliliğimin bitişi ile oldu. Bu çok üzücü..neden
neden tüm bunları yaptınız
insan bu kadar kör olabilir mi
amacınız neydi
Kıbrısta dondur madem o da mı olmuyor. Bir araştırın. Orda çoğu şey serbest diye biliyorum.38 yaşındayım. Bu sene smear testi verirken yumurtalıklarıma da doktor baktı ve yumurta rezervim çok azalmış. Yumurta evli olduğum için donduramıyorum. Tahminen çekişmeli dava bitene kadar yumurta rezervim bitmiş olacak. En az 41 -42 yaşında biter bu dava. Sonra bir daha evlilik ihtimali olsa bile çocuk zor diye düşünüyorum o yüzden öyle yazdım. Bu arada o benden büyük ama işte ben kadınım. Yumurta rezervim biterse anne olamam.
Kıbrıs'a gidip yumurta dondurma olabilir. Veya kritik eşikte olduğuma dair dilekce verip yumurta dondurmayı deneyeceğim. Bir de yasada boşanma aşamasında olanlar için bir boşluk olmalı. Bir araştıracağım.Kıbrısta dondur madem o da mı olmuyor. Bir araştırın. Orda çoğu şey serbest diye biliyorum.
Bence bu fedakarlık, sevmek dediğiniz aslında kullanılmaya izin vermek, sevmek değil sizinki , aşırı ve güvensiz bir bağlanma, kendi değerinizi onun size olan davranışlarına göre belirlemişsiniz, bir ilişkinin devam etmesi için sağlıklı bariyeri aşmışsınız kabullenme konusunda. Tamam onun yaptıkları kötü ama sizin davranışlarınız da sağlıklı değil.Çok teşekkür ederim güzel dilekleriniz için.
Evet en çok inanın kendime kızgınım. Eski eşime olan kızgınlığım bile daha az. Bu kadar fedakarlık, iyi niyet, merhamet, alttan alma çok fazlaymış. Yapmamaliydim. " Seni arzulamıyorum ama başka kadınları arzuluyorum." Dediğinde anında evi terk etmeli ve boşanma davası açmalıydım. Yapmadım çok pişmanım. Ama eski eşimi çok ama çok seviyordum, inanılmaz aşıktım. Zaten bundan sonraki evliliğinde benim ona olan sevgimi, aşkımı arayıp bulamayacak. Beni özlemez ama benim ona olan duygularımı, bağlılığımı özler aynı derece onu seven bulması zor, benim kadar onu sevecek arayıp tahminen bulamayacak. Ben çok fazla sevdim. Kendimden çok verdim. Kimse onu benim kadar sevemez fedakar olamaz. Çoğu kadın olsa 3 yıl evli kalmazdı. Anında rest çekerdi. Ben aşkımdan vazgeçemedim. Hata yapmışım. Veya yanlış kişiye sevgimi, bağlılığımı vermişim.
Tecrübe en pahalı öğretmendir. Bende bunu yaşadım. Umarım bir daha böyle bir tecrübe yaşamam. Duygular kadınları körleştiriyor. Bende eski eşimin beni sevmediğini, istemediğini göremedim. Veya görmek istemedim.. inşallah bundan sonra Allah kadrimi kıymetimi bilecek kişilerle yollarımı keşiştirsin. Manevi olarak çok yorgunum, evet bu olaydan sonra aşırı güçlendim, farklı biri oldum artık eski kırılganlıklarım yok ama şimdi de çok ciddi travmalarım var. Nasıl tekrar insanlara güveneceğim hiç bilmiyorum.
Sizin ki gerçekten sevmek değil, saplantılı şekilde onun hayatını kolaylaştırmaya ,onun ihtiyaçlarına adamışsınız. Ama bunun sevgiden , aşktan kaynaklanmadı, sizin kendinize ait bir özsaygı , sınır ve kişilik bilinciniz olmadığı için yaptınız. Eğer yapmasaydınız , zaten eşiniz sizi boşardı , siz kocanız gitmesin , aman beni terketmesin diye yaptınız.Sevdiğim için bu kadar fedakarlık yaptım. Eski eşime çok aşıktım. Onsuz bir hayat düşünemiyordum. Eski eşim ilk günlerimize döner diye bekledim. Evet insan bu kadar kör olabilir en azından ben oldum. Amacım eski eşimin değerimi anlaması ve evliliğimin yürümesiydi. Hata yapmışım. Yıllarımı kaybettim ve daha da zaman geçecek. Çekişmeli boşanma sürecindeyim. Bu iş yıllarca sürecek belli. Şimdiden karşı taraf çok çirkinleşti. İnsanlık onurumu hiçe sayan iftiralara uğruyorum. Üstüne ortak maldaki hakkımı bile vermemek için beni karalıyorlar. Şimdiki tek amacım da adaleti sağlamak. Adaletin tecelli etmesi için uğraşacağım. Gerekirse dava senelerce sürsün. Allah dışında kimseden korkmuyorum. Resmen içimden bir savaşçı çıktı. Bu kadar güçlenmem evliliğimin bitişi ile oldu. Bu çok üzücü..
Bu süreci biliyorum. Bende kendimden korkmuştum. Bunu kusacak yer bulmanız lazım. Ve doğru yönden bakmanız lazım yoksa öfke büyümeye devam edecek. Öncelikle sizin şu ana kadar gelirken kendi rızanızla kendi isteğinizle geldiğinizi anlamanız ve kabul etmeniz lazım. Zaten boşananlar, başından kötü şeyler yaşayanlar bilseler daha adım atmazlardı. Kendinize yüklendiğinizde geriye dönüyor musunuz? Yıllarınız geri geliyor mu? O an o karar size doğru geldi ve yaptınız. Eğer o zaman birisi size mani olup ayrıl diyip ayrılsaydınız, o kişi suçlu olacaktı belki. Bunun gibi başka yönlerden bakıp kendinizi sakinleştirmeniz lazım. Ben kendi insani gücümün sonuna kadar kullandım o dönem. Yürümediğini kadar yol yazmadığım kadar yazdım. Her saatimi bir işe verip o kadar yordum ki pestilim çıkmıştı. Şimdi bakıyorum geriye sadece hayatımdaki bir turist kadar bile değeri yok.Çocuğumuz olmadı, psikoterapi alsam daha iyi olur. Çünkü öfkemi yenemiyorum. İçimde kalan bu öfke bana zarar verir diye korkuyorum. Çünkü kendime de öfkem var, neden bu kadar alttan aldım, neden ona gününü göstermedim diye kendime de öfkeliyim. Ona zaten öfkem arşa çıkmış durumda.
Güzel bir tespit, teşekkür ederim.Bence bu fedakarlık, sevmek dediğiniz aslında kullanılmaya izin vermek, sevmek değil sizinki , aşırı ve güvensiz bir bağlanma, kendi değerinizi onun size olan davranışlarına göre belirlemişsiniz, bir ilişkinin devam etmesi için sağlıklı bariyeri aşmışsınız kabullenme konusunda. Tamam onun yaptıkları kötü ama sizin davranışlarınız da sağlıklı değil.
Ben ne fedakarlık yaptım diyorsunuz, hakkımı helal etmiyorum diyorsunuz ama bu kadar ezilmeye neden katlandığınızı , sırf bir evlilik bozulmasının diye kendi kişiliğinizi ezdirdiğinizi düşünmeniz lazım.
Bir sonraki ilişkinizde aynı süreçleri geçirmemek için kendinizi tamir etmeniz , düşünce biçiminizi değiştirmemiz lazım.
Bu evlilik o kadar hayatınızın , kişiliğinizin, varlığınızın anlamı olmuştu, bitince her şeyiniz gitmiş gibi hissediyorsunuz.
Siz artık boşverin kocanızın yaptıklarını, ayrıca hiç bir erkek siz fedakarlık yaptınız( kendinizi ezdirmişsiniz) , sevdiniz ( bence sizinki sevgi değil , sağlıksız bir saplantı) diye , kimse sizi sevmek , evli kalmak, aşık olmak zorunda değil.
İnsanların size kötü davranmasını engelleyemezsiniz ama o insanla aynı yerde kalmamak ve gitmek kararını verebilirsiniz.
Diz bu evlilik içinde yaptıklarınızı iyi değerlendirin, fedakarlık , sevmek güzel şeyler ama sizin yaptıklarınız sevmek ve fedakarlık değil. Kendinizi ve davranış kalıplarınızı değiştirmelisiniz.
ya rabbim allah yardımcınız olsunMerhaba,
Yıllardır burada üyeyim. Buradaki insanların hep yardımcı olduğunu bildiğim için konu açıyorum, lütfen fikre ihtiyacım var.
Ben yaklaşık 1 yıldır çekişmeli boşanma sürecindeyim. Eski eşimle 3 yıldır evliydik, bir gün telefonunu karıştırdığımda beni birçok kadınla aldattığını yakaladım. Ben daha olayı sindiremeden, aldatıldığımı bildiğimi anlamış. Bana kumpas kurarak çekişmeli boşanma davası açtı. İlk dilekçeden itibaren iftiralar atmış, kadınlık yapmamışım, eve bakmamışım, ailesinin evinde oturuyorduk, ailesinin evini onları ölümle tehdit ederek üstüme geçirmeye çalışmışım, eski eşimin parasını çalmışım. Whatsapp'tan bana sanki kusurlu imişim gibi olmayan kusurlarımı yazmıştı (avukatı akıl vermiş kanıt için) sonra da onları mahkemeye delil olarak sunmuş.
Daha bitmedi, paragözmüşüm, asalakmışım sadece paralarının peşinde imişim. Onları öldürmek için planlar kurmuşum neler neler. Hiçbiri doğru değil, benden iki buçuk kat fazla maaş almasına rağmen evin ihtiyaçlarının yüzde 80'ini ben karşılıyordum. Haftada bir yardımcım gelirdi, parasını ben öderdim, evin gıdası, dışarıda yeme içme, ailesine hediyeler, kendine hediyeler hepsi bendeydi. Ailesi hasta olduğunda kap kap yemek götürdüm, ailesini arar sorardım, hem ona hem ailesine hediyeler alırdım, kaç kere hem ailesini hem akrabalarını evimde çok özenerek ağırladım. Ailesi kira gelirinden olmasın diye istersen ailenin evinden taşınalım onlar burayı kiraya versin bile dedim. İnşallah haklılığımı kanıtlayacağım ama olay çok çirkinleşecek ailesi şahit, benim ailem de şahit. Yıllarca pinpon topu gibi çekişmeli dava sürecek.
Benim sindiremediğim şu; bu evlilikte ilk günden beri maddi ve manevi herşeyimi feda ettim. Eski eşimi ölesiye sevdim, bana hakaretler etti sustum, yüzüme ''seni arzulamıyorum ama başka kadınları arzuluyorum, asalaksın, maddiyatçısın, sende annelik vasfı yok, kafa ütülüyorsun, kafan basmıyor mu, çocuk gibisin, sen şizofren misin'' demişliği bile var. Balayının 3.günü ''biz aslında birbirimize uygun değilmişiz.'' dedi. Bir sürü kötü söz var, hepsini yazarsam çok uzar diye yazmadım.
Beni hiç sevmemiş, kadınlara onunla sevmeden evlendim demiş, kadınlara beni kötülemiş. Meğer benden çocuk istemiyormuş. Terapisti vardı, onunla yazışmalarını sunmuş. Balayındaki tüm davranışlarımı terapistine rapor etmiş, kahvaltıda tostumu bitirememiştim onu bile yazmış şaka gibi. 2 Kere gizlice boşanma avukatına gitmiş. Onlara yazdıklarını sunmuş. Yıllarım gitti. Anne olmayacağım, bu kadar yapılan kötülüğü sindiremiyorum. Tüm maaşımı yıllarca eve harcadım, babası evliliğimde sadece 1 ay işsiz kaldım diye hakkımda 'bu kadın sana maddi yük olur, senelerce bu kadına mı bakacaksın?' demiş. (Bu arada 12 yıldır aralıksız çalışıyorum.) Ailesi bana arıza deyip bu evliliği çok uzattığını söylemişler. Annesine; ''ondan nah çocuk sahibi olurum'' demiş (çok affedersiniz). Evimizin rızkını kadınlara yedirmiş. Kadınlara paralar göndermiş. Hepsinin kanıtı var. Kadınlarla yazışmalarının hepsi bende.
Sorum şu; hem yıllarım sevilmeden, önemsenmeden, istenmeden geçti. Anne olma hakkımı kaybettim. Artık çocuğum olamayacak. Evimi dağıtıp aile evine geldim. Üstüne bir özür bile dilenmemesi yetmemiş gibi bir de ne paracılığım ne hırsızlığım ne katilliğim kaldı. İnanılmaz iftiralara uğradım. Erkeklere zerre güvenmiyorum. İnanılmaz travmalarım var. Bir de yıllarca çekişmeli dava sürecek.
İnanılmaz bir öfkem var, ne yapsam geçmiyor, sürekli psikoloji kitabı okuyorum, günlük tutuyorum, kafayı boşaltıyorum ama nafile. Yapılan haksızlığın boyutu beni bitiriyor. Aşamıyorum, sadece iyilik yaptığım evilikte bunları hak etmedim. İlk zamanlar çok kötüydüm, defalarca ağlama krizi geçirdim. Şu an iyiyim ama şu anda da içimde biriken inanılmaz bir öfke var. Bu öfke beni hasta eder diye korkuyorum.
Lütfen bana bir fikir verin. Bu öfke nasıl geçer? Bu öfkenin beni yiyip bitirmesini istemiyorum. Bir tavsiyeniz var mı?
Eski eşime ve ailesine iyilikten başka bir şey yapmadığım halde neden bunlar benim başıma geldi?
Herkese çok teşekkür ederim. Hakkınızı helal edin..
Bu yorum biraz ağır oldu açıkçası. Ama bazı konularda haklısınız.Sizin ki gerçekten sevmek değil, saplantılı şekilde onun hayatını kolaylaştırmaya ,onun ihtiyaçlarına adamışsınız. Ama bunun sevgiden , aşktan kaynaklanmadı, sizin kendinize ait bir özsaygı , sınır ve kişilik bilinciniz olmadığı için yaptınız. Eğer yapmasaydınız , zaten eşiniz sizi boşardı , siz kocanız gitmesin , aman beni terketmesin diye yaptınız.
Eski eşimin benim değerimi anlaması için yaptım demişsiniz ama si kendinize bir değer vermiyorsunuz ki , eşiniz neden versin? Eğer onun hayatında köle, hizmetci, bankamatik görevini yerine getirmezseniz gidici olacağınızı biliyordunuz.
Ben size hayret ettim, işte hiç para konusunu konuşmadım diyorsunuz , sanki hani benim parada gözüm yok demek ister gibi. Bir aile birliğinin içinde para konusu konuşulmalı , her iki tarafında maddi geliri belirlenip ona göre harcanmalı. Siz gururumuzdan , parada gözünüz olmadığı için değil, evde hizmetçi olarak görüldüğünüzü ve bu konumu kabullendiğiniz için soramadınız.
Açıkçası ben bir ilişkide bu kadar ezik, karaktersiz, hesap sormaktan aciz, aşağılanmaya ses çıkarmayan , istedikçe daha fazlasını veren , kendine öz saygısını kaybetmiş bir insanla ilişki içinde olsam , ne sever ne de saygı duyardım.
sadece kendinizi değiştirerek bu anlayış ve davranış kalıplarından kurtulabilirsiniz.
Amin çok teşekkür ederim.ya rabbim allah yardımcınız olsun
şeytan eşinizi görse şapka çıkarır böyle kötülüğe
kötü adamdan her şey beklenir
siz de kötü düşünün. onun gibi uyanık düşünün
ama bir tarafım da sağ salim kendinizi kurtarın allah ona cezasını versin bırakın diyor
okurken içim ağrıdı daraldım
harika bir insansınız çok güçlüsünüz allah gücünüzü arttırsın sizi huzura kavuştursun tamamen iyileşin inşallahAmin çok teşekkür ederim.
Benim için üzülmeyin lütfen, bu olayların ilerisi için bana çok katkısı oldu evet bana safi kötülük yapıldı, ama bunları yaşamam gerekiyormuş. Çok akıllandım, gözüm açıldı.
Şu an çok farklı bir yerdeyim. O çirkinleşti, bende çirkinleştim. Kendi istedi, benden gelip özür dileseydi belki süreç farklı olurdu. Bunu yapmadı şak diye iftiralarla çekişmeli boşanma davası açtı. Beni pes ettirmek için yalandan iftiralar attı. Bende şu an çekişmeli sürecindeyim. Kötüler iyilikten anlamaz, onların cezasını onların dilinden konuşarak çözersin. Bunun farkına vardım. Eski halim asla yok, tabi ki inanılmaz travmalarım var ama olsun. Zayıf ve ezik olmaktansa; güçlü ve travmaları olan biri olmayı tercih ederim. Kendimi kurtaracağım ama zamanı var. Önce bu süreçte ona haddini bildireceğim sonra kendimi kurtaracağım.
İlahi adalet zaten tecelli edecek, buna eminim. İliklerime kadar hissediyorum. Yapılan kötülükler ondan misliyle çıkacak. Hem de çok pişman olacak. Keşke bu kadar eski eşimin kul hakkına girmeseydim diyecek. Keşke eski eşimin anne olma hakkını elinden almasaydım, yıllarını elinden almasaydım, aldatmasaydım, iftira atmasaydım diyecek. Çünkü aynılarını kendi de yaşayacak. Hem de çok ağır bir şekilde.. Ama ona helallik asla vermeyeceğim. Şeytanı affederim onu affetmem. Cehenneme gittim geldim, bunun bir bedeli olacak. Ama ilahi adalet tecelli edene kadar adaleti sağlamak biraz da benim elimde. Bana her türlü kötülüğü yapmış birinin neden hemen boşanarak istediğini vereyim ki? İyi niyetli olsaydı olay başka olurdu. Bir hadisi şerif var çok severim, ''Merhamet etmeyene merhamet edilmez'' diye. Bana kimse merhamet etmedi, aksine eski eşim hem beni aldattı hem benim anne olma hakkımı elimden aldı, yıllarımı aldı, hem de onurumu, gurumu rencide edecek iftiralar attı; bana hırsız dedi, katil dedi. Bana merhamet etmeyene asla merhamet etmiyorum. Gerekirse dava 10 yıl sürsün bana göre hava hoş. O geçecek zamanı düşünsün..
Evet yorumunuzda çok haklısınız. O zamanki ben, eşini hayatının merkezine koyduğu için yapmaması gereken şeyleri yaptı. Tamamen onu kaybetmemek için çok taviz verdim. Taviz tavizi doğurdu. Ve sonuçta karşı taraf beni değersizleştirmeye başladı. Hatta ayrılırken son lafı '' Sen başka birini evliliğe ikna edemeyeceğin için benden çocuk sahibi olmak istiyorsun.'' dedi. Bu laf değersizliğin nirvanası. Beni istemeyebilirsin ama milyonlarca bekar erkek var, sen ileride beni kimin isteyip kimin istemeyeceğini nereden biliyorsun, bu kadar yargılamayı nasıl yapabilirsin? Bir de bana bunu söylemek nasıl bir akıl tutulması? Hiç mi bu kadar küçümsemeyeyim ileride başıma aynısı gelir, bende küçümsenirim diye düşünmedi? Pes yani..Bu süreci biliyorum. Bende kendimden korkmuştum. Bunu kusacak yer bulmanız lazım. Ve doğru yönden bakmanız lazım yoksa öfke büyümeye devam edecek. Öncelikle sizin şu ana kadar gelirken kendi rızanızla kendi isteğinizle geldiğinizi anlamanız ve kabul etmeniz lazım. Zaten boşananlar, başından kötü şeyler yaşayanlar bilseler daha adım atmazlardı. Kendinize yüklendiğinizde geriye dönüyor musunuz? Yıllarınız geri geliyor mu? O an o karar size doğru geldi ve yaptınız. Eğer o zaman birisi size mani olup ayrıl diyip ayrılsaydınız, o kişi suçlu olacaktı belki. Bunun gibi başka yönlerden bakıp kendinizi sakinleştirmeniz lazım. Ben kendi insani gücümün sonuna kadar kullandım o dönem. Yürümediğini kadar yol yazmadığım kadar yazdım. Her saatimi bir işe verip o kadar yordum ki pestilim çıkmıştı. Şimdi bakıyorum geriye sadece hayatımdaki bir turist kadar bile değeri yok.
Amin çok teşekkür ederim.. Güçlendim bunun yanında huzurum da olsa iyi olurdu şu an hala huzurum yok. Umarım bir gün olacak.. iyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim..harika bir insansınız çok güçlüsünüz allah gücünüzü arttırsın sizi huzura kavuştursun tamamen iyileşin inşallah
Evet haklısınız, hayatımda hep empat oldum, hep karşı tarafın hatalarına, kusurlarına anlayışlı oldum hak verdim olabilir dedim. Ama ilişkide benim bir durumum olduğunda aynı şekilde bakılmadı. Sen çok böylesin şöylesin dendi. Bu bende öfkemi katmerledi. Bende bencil tarafımla karşıya bakabilirdim bakmadım. Kusurlarını gördüm, travmalarını gördüm, benden daha az olgun olduğunu gördüm gene de olsun onunla uyumlanırız dedim. Ama benim kadar çaba verilmedi. Bana empatik yaklaşılmadı.olaylara olabilir gözüyle bakmaya başladığınızda, insanoğlunun kusurlarına empati yapabildiğinizde, egonuzu eğittiğinizde, kimsenin aslında canavar olmadığını başımıza gelenlerin nedeninin biraz da bizim olduğumuzu anladığımızda öfke duygusu soluyor.. zamanla zaten kendiliğinden solacak ama haksızlık olarak gördüğünüz her şeyi Allaha havale etmeniz sizi çok rahatlatır. Siz sevgiyle güzel duygularla kalın, çok daha güzellikler sizi bulsun, ölümlü dünyada hırs yapmadan güzel dualarda bulunun. Kimse yaptığı kötülüğü yaşamadan gitmiyor zaten bu dünyadan. İçiniz ferah olsun.
Çok doğru bazı insanlar doğuştan empati merhamet vicdan yoksunudur . Hatta pişmanlık bile hissetmezler. Tıpta ve psikolojide buna Antisosyal kişilik bozukluğu denir.Yani ben de eskiden katillere, vicdansızlara çok kızardım, nasıl içleri alıyor hiç mi kendi evlatlarını düşünmüyorlar da başkasının evladını bu kadar kolay öldürüyorlar. Kendimle kıyaslıyordum,bu insanlar nasıl bu kadar merhametsiz diye. Yani Hitler'e bile çok kinliyim ama sonra birşey okudum, bazı insanlar empati yoksunuymuş, gerçekten onların içinde bu hisler yok. Bana çok garip gelmişti nasıl olur diye ama yok işte. Başkasına acı verdiklerinde empati kuramıyorlar. Bunu sindirmem zaman aldı ama ondan sonra da gene de sinirlensem de böyle duygusuz olduklarını anladım.
Öfkeniz geçecek merak etmeyin, Allah korusun insanlar evlatlarını kaybedip acı içinde de olsa yaşamayı öğreniyorlar. Sizinki sadece öfke, kin. Sakinleşeceksiniz, daha kötü şeyler de yaşabilirim diyeceksiniz, başkalarının çok daha zor durumlar atlattıklarını göreceksiniz... geçecek
Öncelikle ilk kısım için şunu söyleyebilirim, kendine değer vermeyen insana kimse değer vermez. Siz kendinizden taviz verdikçe karşıdaki insan sizi işk tanıdığı zamana göre mukayese yapmıştır. Sandığım gibi değilmiş, ben gözümde büyütmüşüm gibi gibi. İnsanın kırmızı çizgileri olmalı. Bende çok kez döndüm geri geldim 1 2 sefer de olmadı. Ben her şeye rağmen içimde ona olan affedicilik ve olayları büyütmeme, alttan alma düşüncesiyle devam ettim. Bizim yanlışımız karşımızdaki insana bize davrandığı gibi davranmamak. Ama kırmızı çizginiz olup da devam yine etmeyebilirdi. Ama bu süreci sadece hızlandırırdı. Fark bu.Evet yorumunuzda çok haklısınız. O zamanki ben, eşini hayatının merkezine koyduğu için yapmaması gereken şeyleri yaptı. Tamamen onu kaybetmemek için çok taviz verdim. Taviz tavizi doğurdu. Ve sonuçta karşı taraf beni değersizleştirmeye başladı. Hatta ayrılırken son lafı '' Sen başka birini evliliğe ikna edemeyeceğin için benden çocuk sahibi olmak istiyorsun.'' dedi. Bu laf değersizliğin nirvanası. Beni istemeyebilirsin ama milyonlarca bekar erkek var, sen ileride beni kimin isteyip kimin istemeyeceğini nereden biliyorsun, bu kadar yargılamayı nasıl yapabilirsin? Bir de bana bunu söylemek nasıl bir akıl tutulması? Hiç mi bu kadar küçümsemeyeyim ileride başıma aynısı gelir, bende küçümsenirim diye düşünmedi? Pes yani..
Beni ilişkiye ilan etmek için bana prens gibi davranan adam, sanki ben onu zorla evliliğe ikna etmişim gibi davrandı. Bu kadar da çiğ laflar edilmez. Birinin hayatından gideceksen de o kişiyi aşağılamadan, küçümsemeden gideceksin. Geçirilen yılların hatırına, vefasına karşındakini utandırmadan, küçümsemeden belli bir saygı duyarak gitmek lazım. Bana çocuk gibisin diyordu halbuki ben ondan milyonlarca kat olgundum.
Kabule geçtim de kendime olan öfkemi bir şeye kanalize etmem lazım. Kendime çok sinirliyim, değmeyecek birine yıllarımı vermişim. Varoluşsal değer kaybım var, o kötü. Erkeklere güvenim tamamen gitti. Boşandıktan sonra biri karşıma gelse, dünya iyisi bile olsa artık ona güvenemeyeceğim o kötü. O ilişkide her şeyi kanıtlı yapmak durumunda kalacağım, kendimi sağlama almak için sürekli tetikte olacağım. Boşandıktan sonra özel hayatımda hep tetikte olacak olmak çok kötü. Siz boşandıktan sonra erkeklere güveninizi nasıl tamir ettiniz?
Biraz acımasız gözükebilir yazdıklarım ama ben burda sizin eski eşinizin davranışlarını eleştirmekle, size bir katkı sağlayacağımı düşünmüyorum . Önemli olan sizin davranışlarınız, bu davranışlarının mazeretlerini değil altında yatan gerekçeleri bulmak. Çok sevmek, evliliği kurtarmak istemek, fedakar olmak , kendim gibi sanmak , bu davranışlarınızın mazereti değil. Bu davranışlarınızın haklı ve yerinde bir mazereti olamaz, karşınızda nasıl bir erkek olursa olsun zaten sizin bu davranışları bu yöntemleri seçmememiz gerekirdi. Bu evliliğin sizin için bu kadar toksik bir ilişki haline gelmesinde , eşinizin davranışlarınızdan çok sizin katkınız var. Siz öncelikle neden böyle davrandığınızın altında yatan temel nedeni bulmaya çalışmalısınız. Çok fedakar bir insanım ondan oldu demek yerine , neden ilişkimde terk edilmemek için kendi kişiliğimden, değerlerimden vazgeçiyorum, neden kocamın beni terk etmesini önlemek için onun istek ve arzularına göre kendimi biçimlendirmeye kalktım. Kendi değer yargılarınız kalmamış , o mutlu olsun, aman o ayrılmasın, aman o bencil olduğumu düşünmesin, aman o parada gözüm olduğunu düşünmesin. Evliliğiniz boyunca tüm davranışlarınız , onun değer yargılarına , beğenisine ulaşmak için çabalamanızla geçmiş. Beni en çok etkileyen şu ‘ bana paracı imajı çizdiler ‘ lafınız , onlar ne çizerlerse çizsinler , ne düşünürlerse düşünsünler , siz paracı olmadığınızı biliyorsunuz, bundan eminsiniz. Kendi değerlendirmenizde ‘paracı ‘ olmadığınıza karar verip davranışlarınız kendi bildiğiniz gibi devam ettirmek yerine , eşinize ‘ paracı ‘ olmadığınızı kanıtlamaya çabalamayı seçmişsiniz. Neden onun yargısı düşüncesi bu kadar değerli , neden ona bunu inandırmaya ihtiyacınız vardı.?Bu yorum biraz ağır oldu açıkçası. Ama bazı konularda haklısınız.
O kadar da karaktersiz değildim, sadece evlilikte sınır koymayı bilemedim. Eski eşimi kendim gibi zannettim ve karşı taraf da ben alttan aldıkça beni ezdi. Tepki gösteremedim, eski eşimin hep eski haline dönmesini bekledim. Ama dönmedi. Gerçekten sevdim, sevdiğim için eğer onun istediği her şeyi yaparsam o da beni çok sever, değerimi anlar diye düşündüm. Bunda hata ettim.
Evet şu konuda haklısınız ama. Bu kadar fedakarlık yapmasaydım onunla evli kalamazdım. Bu evlilik 3 yıl benim çabamla sürmüş. Bu kadar verici olmasam anında biterdi. Çünkü inanılmaz bencil biriymiş. Ben ne dersem o insanı vardır ya, ondanmış. Para konusunda ilk günden bana paracı imajı çizildi, bende bu imajı yıkmak için para konusunu sormadım. Hep kendi maaşımı harcadım, hata etmişim. Hatta evlilikte ihtiyaçların yüzde seksenini ben karşılıyordum. Şu an ortak malımızdaki payımı vermemek için payım için onlara hibe etmişim bile diyorlar. Asıl paracı onlar ben görememişim.
Karşı tarafa verdiğim imajın farkındayım. Beni ezik gördüler, güvensiz gördüler. Halbuki öyle değildim sadece öyle gibi göründüm. Ama bu 1 yıldır öyle bir değişim geçirdim ki, eski halimle alakam yok. Zaten inanılmaz güçlendiğim için bu çekişmeli sürece devam edebiliyorum. Onlara ezik kimmiş, özgüvensiz kimmiş, aciz kimmiş göstereceğim. Hem beni aldatıp hem de yalandan iftiralar atıp beni suçlu göstermeye çalışmak neymiş görecek. Çok kararlıyım. Allah dışında kimseden korkmuyorum.
Eski eşim benim tüm değerlerimi yıktı geçti. Bende buna maalesef izin verdim. Ben izin vermesem yapamazdı. Balayından sonra rest çekmeliydim. İlişkinin başında böyle değildim. Zamanla kendimi tanıyamaz oldum. Ama şu konuda mütevazi olamayacağım. Ben bu kadar karşımdakine değer vermiyor olsaydım, sevmiyor olsaydım çoktan ona zarar vermeden, onun değerlerini kırmadan, aldatmadan ilişkiyi bitirirdim. Geçer karşısına, ben ayrılmak istiyorum derdim. Ama eski eşim beni mahvetmeyi seçti. İlk zamanlar kaç kere ağlama krizi geçirdim hatırlamıyorum. Şu an ona karşı zırh kuşanmış gibiyim. Yüzüme gelip hakaret etse sen kendine bak der ezer geçerim. Zaten davaya devam etmek isteme nedenim, öz benliğim o kadar kırıldı ki adalet istiyorum. Adaleti tecelli ettirmek için devam ediyorum. Zaten ilahi adalet tecelli edecek. Bana yaşattıklarının bin mislini sonraki ilişkisinde yaşayacak. Sonraki ilişkisinde bana yaptıkları burnundan fitil fitil gelecek. Ama ben o duruma kadar bekleyemem. O duruma kadar bende hukuki yolla hakkımı alacağım. Sadece inanılmaz bir öfke duygum var. Öfkem geçmiyor, bu konuda tavsiyeniz var mı?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?