sevgili zavana "ben bekarım sen dulsun" ne demek?? ben şahsen böyle bir yaklaşımı asla tahayyül edemiyorum bile? bir kere öncelikle zaten başından en az bir evlilik geçmiş bir kadın yeniden evleneceği bir erkeğe daha temkinli yaklaşır... yani öyle ilk evliliklerin çoğunda olduğu gibi "gençlik aşkı" sarhoşluğu görülmez (aşk olmaz demek istemiyorum yalnız burada onu da vurgulamak isterim ama mantığın daha ön planda olduğu da bir gerçektir)... demek istediğim kadın artık daha temkinli yaklaştığı için bu defa erkeği zaten daha tecrübeli bir biçimde ölçer biçer tartar... sütten ağzı yanan hesabı... tecrübeli boşanmış bir kadın da ileride böyle ilkel bir maraza çıkarma ihtimali olan erkeğin muhtemel olarak önceden kokusunu alarak zaten hayatından dışlar... en azından ben böyle düşünüyorum... ilk evliliğini yapan bir kadının "eş kriterleri" ile boşanmış bir kadının "eş kriterleri"nin farklılık gösterdiğini düşünüyorum ki bu farklılık da tecrübeden kaynaklanır.... insanın ilk evliliğinde "olmazsa olmazları sıralamasındaki ilk 3ü" ile boşandıktan sonra yeni bir hayat eşi ararkenki aynı ilk 3ü o kadar farklılaşır ki bazan kendi kendine bile şaşarsın.... mesela daha önce de belirttiğim gibi ilk evliliğimde daha fiziki ve maddesel konular benim için ön plandayken şimdiki eşimde karar kılma ana nedenlerim daha çok maneviyattı... "maddesel" derken bundan para anlaşılmasın.... yani ilk evliliğimde siyasi görüş, eğitim seviyesi benzerliği, yok efendim kitap okuma ve kültür vb vb gibi konular benim için çok önemliydi... ama gördüm ikimizin de dostoyevski okuması veya resim sergilerini kaçırmamamızın evliliğe bir getirisi olmadı sırnaşık şey iki insanın dışardan bakıldığında "aman ne çok ortak yönleri var" denilen parametreler aynı evde ortak bir yaşamı sürmeye başlayınca bazan fasa fiso oluyor..... ben türkiyenin önde gelen üniversitelerinden birinden mezunum... 3 dil biliyorum.. profesyonel tercümanlık yaptım... dünyada pek çok ülkeyi gezdim gördüm... manyaklar gibi okudum ve hala okurum falan filan.... şuanki eşim ise lise mezunu... hayatta bırakın eş olarak, sevgili olarak bile bundan 10 sen önce deseler "amaaaannn ne işim var benim böyle biriyle dünya görşüme ters" diyeceğim bir mesleği var... hayatta kitap mitap okumaz... sanatla ilgilenemez vb vb vb... amaaaaaaaaaa.... ÖNCE İNSAN..... inanılmaz derecede her konuda bana destek... gerek ev işlerinde ve gerekse işimde.... bana değer verdiğini gerek hareketleriyle ve gerekse de sözle söylemekten asla imtina etmiyor... ayrıca da sözümona daha çok ortak noktamız var gibi görünen ilk eşimle karşılaştırdığımda daha çok sohbet ediyor ve bundan zevk alıyoruz… 2 senedir evliyiz ve 1 gün pişman olmadım.... ve çooookkk huzurluyum.... üniversitede profösör olsa değişmem.... o kadar seviyorum ve değer veriyorum ki adamın arkasından ankaradaki işimi gücümü kariyerimi bırakıp diyarbakırlara geldim.... düzenimi değiştirdim....
aslında konu konu içinde açıp biraz dağıtmış oldum ama olsun ::)) yani başladığım noktaya geri dönüp toparlamam gerekirse ("ben bekarım sen dulsun" konusu) ileride böyle deme ihtimali olan bir erkeğin biraz sağduyu ile ayırt edilebileceğini düşünüyorum… ayrıca erkeğin “ben bekarım” demesi ne demek o da başka bir enteresan konu başlığı yani sırnaşık şey yani o el değmemiş kızoğlan kız da biz genelevden kurtarılmış sermayeydik o da geldi bizi o hayattan kurtardı bize allah razı olsun bi düzen mi sağladı yani sırnaşık şey o kadar da değil yani…. Kimseyi “senden önce hayatımda kimse olmadı aşkım” diye kandırıp evlenmeye ikna etmiyoruz… neysek oyuz… utanılacak bir durumumuz da yok allaha şükür… biz kendimizden böyle endişe duyup evham yapar güzensizlik gösterirsek karşıdan nasıl saygı bekleriz…. nihayetinde beğenmeyen küçük oğluna almasın sırnaşık şey di mi ya :dance:
Sweetty arkadaşım
Çekme diyeceğim, ama bir çocuk var ortada
Boşanmak ve sonrasında getirdiği sorumlulukları taşımak, sırtlanmakta inan bana çok yorucu
Eşinde tutunacak bir dalın varsa asıl ona, ayrılıp iyi biriyle evlilik yaparmıyım diye düşünme
Yok öyle bişey, zaman değişmiş, ben bunu boşanınca anladım
Eşim beni kendinden soğutmuştu, sevilecek bir huyu tarafı kalmamıştı
Çocuğuna az düşkün olsa belki bu dala asılırdım
Ama her tutunduğum dal kırıldı evliliğimde
Şimdi iş yerinde, sosyal hayatta, toplum içinde hep bir mücadele ve dik durma savaşı veriyorum
Boşanmak kesinlikle bekarlığa benzemiyor.. ben burdan bütün mutsuz evlilik yaşayan arkadaşlara sesleniyorum, asılın biryerden inanın iyisi diye bişey yok.
İyisi çıksa senin piskolojin alt üst o iyiden bile fayda göremiyosun..
Yuvayı dişi kuş yapar, boşanınca evde oturup tv izlemen bile bir lüx olacak
Çocuğun ve kendi geleceğin için hep didineceksin, ailen arkanda olsada seni ortam yoruyor canım.
Ben çok yalnız hissediyorum kendimi şu hayat mücadelemde, işyerinde dışarda hep bir kavga zorluk var,
Çocuğun olmasa bi nebze kolay, ama varsa zor oluyor canım...
Malesefki hayatta herşey hayal ettiğimiz gibi olmuyor.Evlilik çok sabır ve fedakarlık istiyor.Janselii arkadaşıma katılıyorum.Kesinlikle boşanmak bir çözüm olmuyor.İnsanlar daha sonra pişman olabiliyorlar.Üstelik tatardan kaçıp betere düşmek var.Gemileri yakmak kolay.İş o gemiyi yürütmek.Hayatta insanın bir kalemde silip atamayacağı,ardını dönüp gidemeyeceği durumlar var.Heleki ortada çocuk varsa.
ahhh ahhhh ne diyim bilemedim, bence insan yaşadıklarını irdelemeli, eğer karekterinden,kişiliğinden, sağlığından tavizler veriyorsa, kendi ve çocuğunun öğle bir adamın elinde can güvenliği yoksa, psikolojileri alt üst olmuşsa daha neyi beklemeli arkadaşlar bana söyler misiniz? birileri aaaaa bu kadın boşanmış, aaaaaaaa bunun annesiyle babası ayrıymış, aaaaaaaaa niye katlanmamış çekmemiş de ayrılmış, baaakkkkk çocuğu da var, yazıııkkkk diycek diye.....
yaşayan biri olarak hiç pişman değilim, Allahın izniyle pişman da olmayacağım, çocuğum onu seven ona değer veren insanların arasında yetişecek, Rabbim herkese mutluluk huzur versin evliliklerinde ama olmuyorsa insanın kendine ve yavrusuna eziyet etme ve ettirme hakkı da yok bence...
Merhabalar,
Ben de 3yıllık evliyim. 2 yaşında oğlum var. Evlilikte aradığı sevgi, ilgi ve sıcaklığı bulamayanlardanım. Zaman zaman benim uğraşlarımla oluyor gibi olsa da akabinde hepsini silip süpüren bir fırtına kopuyor. Bazen tartışıyoruz, bağırıp çağırıyoruz, bazen de sessiz kalmayı tercih ediyorum. Tartışmaktan yorulduğum ve bıktığım için. Ve sonucu her zaman aleyhime olduğu ve dozu da gitgide arttığı için.
Geçen zaman içinde aslında eşimin bu huylarının törpülenebileceğini farkettim. Belki de bu yüzden boşanamıyorum. Belki de boşandıktan sonra da mutsuz olacağımdan korkuyorum. Belki de kurulu sayılan düzenimi bozamıyorum. Belki de hala seviyorum. Gerçekten bunca yaşanan tatsızlıklara rağmen neden hala boşanmadığımı merak ediyorum.
Beni hamileyken öyle ezdi ki, gerekirse yerlerde sürünecek ve bu evi süpüreceksinnnn, dedi. Belim iki gün ağrıdı sonrasında ama her seferinde tavrı aynı kaldı. Oysa kendisi işsiz ve bütün gün pc başındaydı. Bunu unutamam.
İki defa evden çıkmamı yasakladı. Bahçeye bile çıkarmadı.
Bayramda tartıştık ve annemlere götürmedi. 2. günü gittik.
Hep tartıştık ve hep kendini savundu. Hep beni haksız buldu. Bir kere de duygularımı anlamaya çalışıp da düzgünce dinleseydi ya. Artık pek konuşmuyorum onunla. Havadan sudan konuşurum ama içimi, endişelerimi, hatta bazı sevinçlerimi bile paylaşmak gelmiyor.
Yemek yaparım neden çok yaptın der. Buzdolabını karıştırır buruşuk birşeyler bulur kızar.
Yerde kırıntı bulur, kendince ceza vermeye kalkar. O gün anneme gitmişsem neden evde oturup temizlik yapmamışım da anneme gitmişim diye kızar. Dahası bir daha gitmeyeceksin der. Dahası evden dışarı çıkmayacaksın der. Sonra işyerinden arar, bana çıkıp şunu alır mısın diye sorar. Yani tuhaf bir tutarsızlık, çocukluk, dengesizlik, beceriksizlik mi nedir? Ama daha olgunlaşmamış bu belli.
Sinirlenince kendini tutamaz, dün oğluma vurdu, poposuna, ilk defa. Bağırıp çağırır hep zaten. Beni de sık sık azarlar.
Herşeyi eleştirir, düzgün birşeyi görmez, görse de dile geitrmez. O zaten yapılmışmış, söylemeye ne gerek varmış. Eksiklikleri dile getirmeliymiş ki ben de dört dörtlük olaymışım. Onun bu tavrı yüzünden eleştiriye kapadım kendimi. Hatta o konuşmaya başladığında ben de içimden farklı birisiyle, alakasız şeyler konuşuyorum :)
Evlenip de mutlu olacağımı bilsem herhalde boşanırım ama ya oğlum mutsuz olursa? Şimdi babasını seviyor ve beraber boğuşuyorlar, oyun da oynuyorlar. OOOOOOf oFFFFFFF!!!!
Kim derdi ki insan evlenince hayattı bu denlı değişeceğini bende sizler gibi mutsuz yalnız yaşamaK için hayatla tek başına(evliyim ama ) çaba gösteren biriyim.10 yıldır evliyim 9 yaşında oğlum var kendi isteiğimle evledim 10 ay çıktık 1 yıl nişaanlı kaldık evelndikten sonra ama 10 gün mutlu olmadım Durmadan çalışıyorum sabah 8 akşam 5 çalıştım bugune kadar tek başıma önce eşimin dükkanı için bağkur kredi kart vergi,elden aldığı borçlar vs hep ödedim.Ödediğim sürece bana hep iyi davrandı bu yanı sıra kira evin masrafları falan filan baktım olcak gibi değil sonra borç harç altınlarımı bozdurdum araba aldım.Ama yıne değişen birşey yok Sonra ablamın yardımı ile ev aldım şuan onu ödüyorum Evi almadan önce oturup konuştum evin ve çocuğun giderlerini karşılayacaksan ben bu yuükün altına gireceğim dedim oda tamam dedi evi alalı 3 yıl oldu sadece 3 kez su parası 6 ayda bir market alışverişi canı istedimi pazar alışverişi yaptı, allahtan annem yakında mutfak masraflarımıza yardım oluyor.Yanı bana bugune kadar al şu 50tl yi çocuğa veya pazara git demedi para istediğim zamanda param yok ödemem var diyor. Hergün işten geliyorum okuldan çocuğumu alıyorum eve gel yemek yap ye ortalık topla çocuğun dersini yaptır.Cumartesi-pazar kursa götür.Ha kocam da akşam saat 9-10 kadar kahvede kendi çapınta birde arada paza günleri çocuğu kursa götürür bundan sonrada götüremezmiş öle diyor Hastalandım doktora annem babam veya ablam götürdü.Hamıle kaldım doktora ablamla veya annemle gittik O hiçbir zaman yanımda olmadı Doğum günü evlilik yıldönumu yatak odası gibi bir alışkanlığımız yok.Örneğin işyerinde herkes yılbaşı için yer ayırttı bana sende gel dedi nasıl gidem bu dengesizle artık çok daralıyom bunalıyom gerçekten yaşamak istemiyom.Şu an etrafımda konuşacak dertleşek kımse yok kısacası 30 yaşında yım ama sanki 70 yaşında hissediyorum kendimi benı bu hayattaanlayacak sadece bir kağıt ve kalem çünkü bunlar benı hiç suçlamak yargılamak yok içimden ne geçerse ona yazıyorum.Şuan belkı yazdıklarım karışık olabilir.Yanı bende mutsuzum boşanmak istiyorum ama cesaretım ve gücüm yok.Görümceme anlatıyomeve geç geliyor kaahveye gidiyor diyom ne diyo biliyormusun alışmış insan huyundan vazgeçmez diyor .Bende artık o gelmeden oğlumal yatıyorum sabah onu kaldırmadan da gidiyorum Ha bide nasıl denk geliyorsa annem babam geldiği zaman hemen gidiyor ne var ne yoksa alıyor.Çünkü ağzı iyi laf yapıyor.Sizce ben ne yapmalıyım ya böyle kocama ve oğluma bakacam yada boşanacağım kendi ve oğlum için yenı hayat kuracam artık sağlıklı düşünemiyorum Biraz karışık oldu ya kusura kalmayın.İnsanı yaşadığı günler değil erişemediği mutluluktur.
Evet canım oğlum elimi kolumu bağlıyor.da çok küçük okadar da akıllı kı ama çocuğum arkadaşlarıyla konuşmalarında dikkat ettim benım babam çalışıyo eve gç geliyo biz annem hep yemek yiyoz diyor.ha onuda denedim ben işten çıkıcam çocumla ilginecem alırsan yerım giyerim dedim beyımız kabul etmedi şu sırada işten çıkamazsın dedi of of
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?