- Konu Sahibi Zorlumacera
-
- #61
İyi sayılabilecek bir devlet lisesinde çalışıyorum. Sabah dersim 10.30’da başlıyor, 16.00’da bitiyor haftanın 5 günü, toplam 30 saat dersim var. Öğle arası haricinde boşluğum yok, bu sebeple ödev kontrolleri yapacağım ya da soru çözeceğim zaman 17.00’den önce çıkamıyorum, bu da haftanın en az 1 günü oluyor. 8’i Cumartesi(9.00-15.00) 2’si haftaiçi çıkıştan sonra(16.30-18.00)olmak üzere 10 saat kursum var.(bu zorunlu değil, ama öğrencilerin başvurusu çok olduğu için açmak zorunda kaldım). Okul yatılı olduğu için haftada bir hafta içi bir gün, ayda bir haftasonu bir gün belletmenlik görevim var(24 saat Pansiyonda nöbetçilik)
Kısaca hep okuldayım(hiçbir zaman şikayetçi olmadım, okulumu da öğrencilerimi de mesleğimi de çok seviyorum). Çalışma saatlerim böyle, maaşıma gelirsek maaş olarak bu ay 3850 lira(bu yıl içerisinde en fazla 4070i buldu, vergi diliminden dolayı her ay farklı yatıyor) ek ders olarak da 2520 lira aldım. (Ek ders zaten o ayda kaç hafta olduğuna, ek dersine, nöbet durumuna göre değişiyor. Kurs, belletmenlik görevi olmayan haftada 25 saat derse giren öğretmenimizin ek dersi bu ay 890 liraydı)
Bir fikir oluşması için bu kadar detaylı yazdım. Öyle 15 saat derse girip(ki 8 yıldır devletteyim bu kadar az derse giren öğretmen görmedim, zorunlu 6 saat ek ders şartı var ve eğer okulda öğretmen ihtiyacı olduğunda 30un üstünde de derse giren arkadaşlarım olmuştur) maaşın 5000’leri bulması ütopik.
Devlette geçirdiğim yıllar kadar özel tecrübem de var, eşim ve çok arkadaşım da hala özelde ve benden çok iyi imkanlarda olanlar da var. Bu biraz kısmet işi sanırım. Ben özelde de çok mutluydum, devlete gireyim diye kendimi parçalamadım, giremeseydim, özelde devam edecektim zaten.
Bunca yıl bunu öğrendim: eğer işten kaytarmak istersen her kurumda bir yolunu bulursun, vicdan ve ahlak önemli. İşini sahiplenirsen, her şeyi hakkıyla yapmak istersen de rahat kurum yoktur asla.